sıkı bağlı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sıkı bağlı



"sıkı bağlı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
Technical
sıkı bağlı tightly coupled s.
Informatics
sıkı bağlı tightly coupled i.
Telecom
sıkı bağlı hard-stacked s.

"sıkı bağlı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak hug f.
General
kendi görüşlerine sıkı sıkıya bağlı olan hardliner i.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse opinionist i.
sıkı sıkıya bağlı kalınan/olunan ilkeler cherished principles i.
sıkı sıkıya bağlı olma orthodoxy i.
dini metinlere sıkı sıkıya bağlı kimse textman i.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigor i.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigor i.
ilkelere sıkı sıkıya bağlı kimse rigorist i.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigour i.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigour i.
zamanı geçmiş bir ilkeye sıkı sıkıya bağlı grup guard i.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların bakış açısı officialdom i.
düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı kalanların davranışları officialdom i.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan kimse opinionatist i.
amaca sıkı sıkıya bağlı kalma özelliği commitedness i.
kurallara sıkı sıkıya bağlı kimse scholastic i.
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak be unduly attached to one's own opinions f.
sıkı sıkıya bağlı olmak be tight-knit f.
sıkı sıkıya bağlı kalmak adhere strictly f.
sıkı sıkıya bağlı kalmak hew f.
sıkı sıkıya bağlı tightly coupled s.
kurallara sıkı sıkıya bağlı pedant s.
kiliseye sıkı sıkıya bağlı churchy s.
birbirine sıkı sıkıya bağlı umbilical s.
yasa, kural ve geleneklere sıkı sıkıya bağlı kalan (kimse) observant s.
gerçeklere sıkı sıkıya bağlı on the nose s.
fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan opinionated [obsolete] s.
fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olan opinioned s.
mantık biçim veya kurallarına sıkı sıkıya bağlı overlogical s.
Phrasals
sıkı sıkıya bağlı olmak anchor in f.
(birine/bir şeye) sıkı sıkıya bağlı kalmak cling on (to someone or something) f.
(birine/bir şeye) sıkı sıkıya bağlı kalmak cling to (someone or something) f.
Idioms
bir şeye sıkı sıkı bağlı olmak hold fast to something f.
(bir şeye) sıkı sıkı bağlı olmak hold firm (to something) f.
zorluklara rağmen sıkı sıkıya bağlı kalınacak şey hill to die on expr.
Law
formalite ve usullere sıkı bir şekilde bağlı olma technicality i.
kanunlara sıkı sıkıya bağlı legalistic s.
Technical
sıkı sıkıya bağlı tightly coupled s.
Textile
birbirine sıkı sıkıya bağlı tightly knit s.
birbirine sıkı sıkıya bağlı tight-knit s.
Gastronomy
yahudi beslenme kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmayıp geleneksel yahudi yemeklerinin özelliklerini barındıran kosher-style s.
Religious
ortodoks yahudilik inancına sıkı sıkıya bağlı yahudi chasid i.
ortodoks yahudilik mezhebi olan hasidizme sıkı sıkıya bağlı yahudi chassid i.
ortodoks yahudilik mezhebi olan hasidizme sıkı sıkıya bağlı yahudi hassid i.
trento konseyinde çıkan kararlara sıkı sıkıya bağlı katolik tridentine i.
papaya sıkı sıkıya bağlı olan kimse vaticanist i.
manastır yerine kurucusuna daha sıkı bağlı olduğunu ileri süren bir fransiskan tarikatı kolu observantine i.
manastır yerine kurucusuna daha sıkı bağlı olduğunu ileri süren bir fransiskan tarikatı kolundan olan rahip observantine i.
musa hukukuna sıkı sıkıya bağlı yahudi orthodox jew i.
talmud'da yorumlandığı üzere musa hukukuna sıkı sıkıya bağlı olan yahudiler orthodox judaism i.
dinine çok sıkı şekilde bağlı religiose s.
(musevilik) geleneksel dini uygulamalara sıkı sıkıya bağlı (kimse) observant s.
manastır yerine kurucusuna daha sıkı bağlı olduğunu ileri süren fransiskan tarikatı koluna ait veya ilgili observantine s.
yüksek kilise dogma ve ritüellerine sıkı sıkıya bağlı olan spiky s.
Military
askeri düzenlemelere sıkı sıkıya bağlı gi zf.
Archaic
yerleşik kurallara sıkı sıkıya bağlı olan kimse precisian i.
yerleşik kurallara sıkı sıkıya bağlı olan kimse precisianist i.
Slang
eski caz biçimlerine sıkı sıkıya bağlı kimse mouldy fig [old-fashioned] i.
eski caz biçimlerine sıkı sıkıya bağlı kimse moldy fig [old-fashioned] i.