| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | such that s. | öylesine ki | ||
|
The international mood today is such that there is now a possibility of having these things destroyed. Bugünkü uluslararası hava öyle ki artık bu şeylerin yok edilmesi ihtimali var. More Sentences |
||||
| Genel | in such a manner that bağ. | şekilde | ||
| Genel | in such a way that bağ. | şöyle ki | ||
| Genel | in such a manner that bağ. | gibi | ||
| Genel | in such a way that bağ. | şekilde | ||
| Genel | in such a way that bağ. | gibi | ||
| Genel | such that bağ. | öyle ki | ||
| Genel | such that bağ. | kadar ki | ||
| Genel | such that bağ. | öyleki | ||
| Phrases | ||||
| İfadeler | such a pitch that i. | öyle bir derecede ki | ||
| İfadeler | such an extent that expr. | o derece ki | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | I don't think that was such a good idea expr. | bence çok iyi bir fikir değildi | ||
| Math | ||||
| Matematik | such that expr. | öyle ki | ||
