sıkıştıran - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sıkıştıran



"sıkıştıran" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sıkıştıran pressing s.
sıkıştıran compressing s.
sıkıştıran constricting s.
sıkıştıran constricted s.
sıkıştıran compressive s.
sıkıştıran straitening s.
sıkıştıran nipping s.
sıkıştıran superincumbent s.

"sıkıştıran" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dört bir yandan sıkıştıran şey besetter i.
ağı sıkıştıran ip bridle i.
sıkıştıran kimse squasher i.
kalbi sıkıştıran heart-pounding s.
Trade/Economic
borçlusunu sıkıştıran alacaklı dun i.
Industry
taşıma sırasında yüklerin kaymasını önlemek için yükü sabitleyip sıkıştıran işçi blocker i.
taşıma sırasında yüklerin kaymasını önlemek için yükü sabitleyip sıkıştıran işçi bracer i.
yük vagonlarının şaft kovanlarını macun ile sıkıştıran demiryolu çalışanı greaser i.
Technical
malzemeleri sıkıştıran makine compress i.
patlatma deliğindeki barut yükünü sıkıştıran alet beater i.
Textile
kumaş parlaklaştırıp sıkıştıran makine beetler i.
Marine
yelkende orsayı sıkıştıran gargari halatı cunningham i.
Anatomy
idrar yolunu sıkıştıran büzücü kas urethral sphincter i.
idrar yolunu sıkıştıran büzücü kas musculus sphincter urethrae i.
organı sıkıştıran kas constrictor i.
Agriculture
tohum ekme makinesinde tohumların etrafındaki çamuru aşağı bastırıp sıkıştıran geniş kenarlı çark presser wheel i.
Environment
çöpü sıkıştıran makine compacter i.
Geology
sıkıştıran kazık displacement pile i.
Archaic
el ve ayak sıkıştıran aletle işkence etmek boot f.