tanecikli - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tanecikli



"tanecikli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 12 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tanecikli granular s.
General
tanecikli granulated s.
tanecikli corny s.
tanecikli granulous s.
tanecikli granulose s.
tanecikli granulate s.
tanecikli curny [dialect] [scotland] s.
tanecikli corned s.
Textile
tanecikli seeded s.
Medical
tanecikli granulosum i.
Botanic
tanecikli aciniform s.
Archaic
tanecikli granulary s.

"tanecikli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

Türkçe İngilizce
General
tanecikli olma özelliği granularity i.
küçük tanecikli tipi granular snow i.
organik madde ve mineralli topraktan oluşan tanecikli bir orman toprağı mull i.
meyve püresi, kahve veya şarapla tatlandırılan tanecikli buzlu bir tatlı granite i.
barutun tanecikli hale getirildiği yer corning house i.
tanecikli olmak be granular f.
dokusunu tanecikli hale getirmek grain f.
(tanecikli veya kristalli malzemeyi) serbest akışlı hale getirmek prill f.
tanecikli bir hale gelmek sugar f.
çapraz tanecikli cross-grained s.
tanecikli yapıda subgranular s.
tanecikli bir şekilde cornily zf.
tanecikli şekilde granularly zf.
Technical
aşındırıcı tanecikli kesme abrasive grit cutting i.
düşük derişimlerdeki tanecikli maddenin kütle derişiminin tayini determination of mass concentration of particulate matter at low concentrations i.
ince tanecikli kopya fine grain print i.
ince tanecikli pelikül fine grain stock i.
ince tanecikli film fine grain film i.
tanecikli madde kütlesi mass of particulate matter i.
tanecikli maddenin kütle derişiminin elle tayini manual determination of mass concentration of particulate matter i.
Textile
tanecikli deri grain leather i.
tanecikli dokusu olan deri crushed leather i.
(saya derisi) tanecikli tarafı kullanılan flesh-out s.
Aeronautic
tanecikli zemin granular base i.
Mining
siyah tanecikli bir korindon emery i.
tanecikli yapısı bulunan chondritic s.
Medical
serbest tanecikli taş oluşumu free particle stone formation i.
tanecikli akyuvar granulocyte i.
Anatomy
(çizgili kas lifinde) yumuşak tanecikli protoplazma kitlesi soleplate i.
Pathology
hazımsızlık sebebiyle midede oluşan tanecikli birikinti saburra i.
Food Engineering
küçük yuvarlak tanecikli sago nişastası türü pearl sago i.
Gastronomy
meyve püresi, kahve veya şarapla tatlandırılan tanecikli buzlu bir tatlı granita i.
meyve püresi, kahve veya şarapla tatlandırılan tanecikli buzlu bir tatlı granite i.
(domuz pastırması) melanin tanecikli seedy s.
Chemistry
tanecikli kristal yapıda potasyum karbonat pearlash i.
(tanecikli sabunu) macun kıvamına getirmek close f.
Biology
tahılların en dıştaki tabakasını oluşturan tanecikli protein aleurone i.
yumurtamsı tanecikli bünye oolitic structure i.
memeli hayvanlarda endoderme dönüşen tanecikli hücre entomere i.
(epidermiste) tanecikli katman stratum granulosum i.
Marine Biology
mikro-tanecikli yem microparticulate diet i.
Botanic
kabuklu bitler ve fidan bitleri gibi bazı böceklerin bitkilerin yapraklarında salgıladığı ve tüketilebilen tanecikli tatlı bir madde manna i.
lak çubuğundan elde edilen tanecikli reçineli madde seed lac i.
lak çubuğundan elde edilen tanecikli reçineli madde seed-lac i.
küçük ve sert tanecikli bir sorgum türü sorghum vulgare rosburghii i.
Environment
ultraviyole absorbans ve floresans yöntemiyle tanecikli maddelerin tayini determination of particulate matter by ultraviolet absorbance and by fluorescence i.
Geography
yüksek dağlarda birikip sonradan buzula dönüşen tanecikli kar old snow i.
yüksek dağlarda birikip sonradan buzula dönüşen tanecikli karın bulunduğu bir alan old snow i.
yüksek dağlarda birikip sonradan buzula dönüşen tanecikli karın bulunduğu bir bölge old snow i.
Meteorology
mısır'da sahra çölünden esen sıcak, kuru ve kum tanecikli güneybatı rüzgarı chamsin i.
tanecikli kar granular snow i.
Geology
volkanik kütlenin genellikle ince tanecikli yapıda olan kenarı salband i.
kayaçların başkalaşımı sonucu oluşan düzensiz, tanecikli ve genellikle çizgili doku flaser i.