televizyonda - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

televizyonda



"televizyonda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
televizyonda onscreen zf.
televizyonda on-screen zf.

"televizyonda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

Türkçe İngilizce
General
televizyonda yayınlama televising i.
televizyonda yayınlama telecasting i.
televizyonda şiddet violence on television i.
(radyoda/televizyonda) reklam commercial i.
televizyonda gösterilen şiddet violence shown on television i.
televizyonda konuşmacıya metni gösteren tablo autocue i.
televizyonda kısa süre görünme face time i.
sinemada veya televizyonda görünen metinler graphics i.
(televizyonda, filmlerde) görüntünün daire içinde yavaş yavaş ortaya çıkması iris i.
(internet veya televizyonda) sörf yapan kimse surfer i.
televizyonda zap yapan kimse surfer i.
televizyonda göstermek televise f.
televizyonda olmak be on television f.
televizyonda görmek teleview f.
televizyonda göstermek show on television f.
televizyonda yayınlamak televise f.
(televizyonda vb) çıkmak get on f.
(televizyonda vb) yayınlanmak be featured on f.
(televizyonda vb) yayınlanmak be featured in f.
(televizyonda vb) gösterilmek be featured in f.
(televizyonda vb) gösterilmek be featured on f.
televizyonda duymak hear on tv f.
(bir program vb) televizyonda kesmek cut away on tv f.
birini televizyonda görmek see someone on television f.
televizyonda veya radyoda çıkmak be on f.
televizyonda veya radyoda yayınlanmak be on f.
(radyo veya televizyonda) süre doldurmak drool f.
(televizyonda, radyoda) zap yapmak surf f.
(televizyonda, radyoda) kanallar arasında gezinmek surf f.
televizyonda yayınlanmış televised s.
televizyonda yayınlanan telecasted s.
televizyonda izlenmiş televiewed s.
televizyonda gösterilmiş televised s.
televizyonda görünmüş televiewed s.
televizyonda gösterilen onscreen s.
televizyonda gösterilen on-screen s.
televizyonda ilk kez first time on T.V zf.
televizyonda gösterildiği şekilde onscreen zf.
televizyonda gösterildiği şekilde on-screen zf.
Phrasals
film veya televizyonda bir sahneye geri dönmek cut back to someone or something f.
radyoda, televizyonda, internette bir programın/yayının tanıtımını yapmak sign on f.
radyoda, televizyonda, internette bir programın/yayının duyurusunu yapmak sign on f.
radyoda, televizyonda, internette bir programın/yayının reklamını yapmak, sign on f.
Colloquial
bağış için televizyonda yapılan uzun program begathon i.
televizyonda veya radyoda dini yayınlara ayrılan süre godslot i.
(belli bir saatte/zamanda) televizyonda gösterilmek be on at f.
televizyonda/sinemada ne oynuyor? what's on tap for today? expr.
Idioms
televizyonda/medyada yargılanma trial by television i.
bir dava veya anlaşmazlık hakkında televizyonda, medyada veya sosyal medyada bir kişiye karşı suçlama veya suçlama iması içerecek şekilde yapılan tartışma trial by the media i.
televizyonda/medyada yargılanma trial by the media i.
Speaking
bu gece televizyonda ne var? what's on television tonight? expr.
geçen gece televizyonda söylediklerini duydun mu? did you hear what he said on tv the other night? expr.
onu televizyonda görünce şaşırdım I was surprised when I saw him on tv expr.
onu televizyonda görünce şaşırdım I was surprised when I saw her on tv expr.
seni televizyonda görmüştüm I saw you on television expr.
televizyonda ne var what's on tv expr.
Trade/Economic
özellikle televizyonda wholesale politics i.
Media
televizyonda yayınlanan ve yarım saate yakın süregiden reklamlar infomercial i.
televizyon ve televizyonda yayınlanan görüntüler videoland i.
(radyo veya televizyonda) hava tahmini weathercast i.
(radyo veya televizyonda) hava durumu weathercast i.
(televizyonda veya radyoda) hava durumu sunan kadın weatherwoman i.
(gazetede, televizyonda) bir konuya fazlasıyla yer veya zaman ayırmak overcover i.
(gazetede, televizyonda) bir konunun üzerinde çok fazla durmak overcover i.
televizyonda yayınlanacak materyal pickup i.
radyo veya televizyonda bir konuda mesaj veren kimse pitchman i.
(radyo veya televizyonda) spor yayını sportcast i.
(radyo veya televizyonda) spor yayını sportscast i.
Advertising
(radyo veya televizyonda) reklam kuşağı space i.
Technical
televizyonda görüntü oluşturmak için kullanılan bir tür katot ışın tüpü kinescope i.
televizyonda yayınlama telecast i.
televizyonda göstermek televise f.
televizyonda hoş görünen telegenic s.
Television
televizyonda yayınlanmak üzere yapılan gazetecilik ve haber yazımı telejournalism i.
televizyonda yayınlamak üzere haber yazan gazeteci telejournalist i.
televizyonda yayın yapan gazeteci telejournalist i.
gerçekçilik duygusu uyandırması amacıyla gerçek yaşamdan alınan sahnelerin televizyonda yayınlaması televérité i.
(renkli televizyonda) renkli arka plan yerine farklı bir arka planın yerleştirildiği özel bir efekt chromakey i.
(renkli televizyonda) renkli arka plan yerine farklı bir arka planın yerleştirildiği özel bir efekt colour separation overlay i.
(renkli televizyonda) renkli arka planın çıkarılıp yerine farklı arka planın koyulabildiği özel bir efekt color separation overlay i.
insanların hayatlarının televizyonda eğlence veya dram malzemesi olarak sunulduğu bir belgesel serisi docu-soap i.
(televizyonda) görüntüde gölge oluşumu shading i.
(televizyonda) renkli yayınlamak colorcast f.
(televizyonda) renkli yayınlamak colourcast f.
televizyonda gösterilen televisual s.
televizyonda gösterime uygun televisual s.
televizyonda yayınlanmaya uygun visiogenic s.
Psychology
televizyonda cinsiyet rolü sex role on television i.
Sport
yalnızca televizyonda yayınlanmak amacıyla yapılan ve katılımcıların meşhur kimseler arasında seçildiği spor müsabakası trashsport i.
Wagering
at yarışlarının televizyonda yayınlandığı ve bahislerin yapıldığı bina teletheater i.
Art
stüdyoda gerçek boyutları ile inşa edilemeyecek bir mekanı televizyonda göstermek için kullanılan minyatür set diorama i.
Theatre
televizyonda veya tiyatroda oyuncuların, her şeyin kurmaca olduğunu, bir tiyatroda veya bir dizide olduklarını belli ettikleri hareketler veya konuşmalar breaking the fourth wall i.
Cinema
sinema veya televizyonda samimi gerçekçilik vérité i.
sinema veya televizyonda kullanılan hayvanları idare eden kimse wrangler i.
filmlerde veya televizyonda kullanılmak üzere tutulan kamera görüntüsü file footage i.
Abbreviation
radyo ve televizyonda yakalanan frekansı net bir şekilde yakalayıp tutmaya yarayan bir sistem afc (automatic frequency control) i.
Slang
televizyonda sadece belden yukarısı görünüp konuşan kimse meat puppet i.
(birine radyodan/televizyonda/internetten) selam göndermek/vermek holla at (one) f.