İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | coach i. | otobüs | ||
But what about international ferry journeys and international coach journeys? Peki ya uluslararası feribot yolculukları ve uluslararası otobüs yolculukları ne olacak? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | coach i. | vagon | ||
It is no longer the locomotive it once was, it is now the last coach in the train. Artık bir zamanlar olduğu gibi lokomotif değil, artık trendeki son vagon. More Sentences |
||||
Genel | coach i. | antrenör | ||
Tom is a lacrosse coach. Tom bir lakros antrenörüdür. More Sentences |
||||
Genel | coach f. | çalıştırmak | ||
Who coaches the team? Takımı kim çalıştırıyor? More Sentences |
||||
Genel | coach f. | koçluk yapmak | ||
Tom wants me to coach Mary. Tom, Mary'ye koçluk yapmamı istiyor. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | coach | otobüs | ||
Yet lives are still being needlessly lost because those rules do not apply to coach passengers. Yine de bu kurallar otobüs yolcularına uygulanmadığı için hayatlar gereksiz yere kaybediliyor. More Sentences |
||||
Otomotiv | coach | otobüs | ||
I want you to find us a coach. Bize bir otobüs bulmanı istiyorum. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Spor | coach i. | antrenör | ||
Tom is a good basketball coach. Tom iyi bir basketbol antrenörüdür. More Sentences |
||||
Spor | coach | koç | ||
Tom is the best coach in Boston. Tom Boston'daki en iyi koç. More Sentences |
||||
Football | ||||
Futbol | coach | teknik direktör | ||
I'm the coach. Ben teknik direktörüm. More Sentences |
||||
Volleyball | ||||
Voleybol | coach | koç | ||
The coach told me I needed to practice harder. Koç bana daha sıkı çalışmam gerektiğini söyledi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | coach i. | fayton | ||
Genel | coach i. | yolcu arabası | ||
Genel | coach i. | özel hoca | ||
Genel | coach i. | ucuz tarifeli bölme | ||
Genel | coach i. | menajer | ||
Genel | coach i. | yolcu otobüsü | ||
Genel | coach i. | limuzin | ||
Genel | coach i. | sedir | ||
Genel | coach i. | ekonomi klas | ||
Genel | coach i. | at arabası | ||
Genel | coach i. | posta arabası | ||
Genel | coach i. | özel öğretmen | ||
Genel | coach i. | çok sayıda yolcu taşıyan ve uzun yolculuklarla turlarda kullanılan motorlu, büyük kara taşıtı | ||
Genel | coach i. | araba | ||
Genel | coach i. | payton | ||
Genel | coach i. | özellikle 1930'lu yıllarda kullanılan kutu şekilli bir araba modeli | ||
Genel | coach i. | bebek arabası | ||
Genel | coach i. | akılda tutulması gereken kapsamlı kılavuz | ||
Genel | coach i. | satış koçu | ||
Genel | coach i. | deneyimsiz satış çalışanlarını eğitip yönlendiren deneyimli satışçı | ||
Genel | coach i. | eğitmen | ||
Genel | coach f. | hazırlamak | ||
Genel | coach f. | antrenman yaptırmak | ||
Genel | coach f. | antrenörlük yapmak | ||
Genel | coach f. | özel ders vermek | ||
Genel | coach f. | yetiştirmek | ||
Genel | coach f. | araba ile gezmek | ||
Genel | coach f. | eğitmek | ||
Genel | coach f. | -i çalıştırmak | ||
Genel | coach f. | taşımak | ||
Genel | coach f. | -e özel ders vermek | ||
Genel | coach f. | otobüs sürmek | ||
Genel | coach f. | koçtan talimat almak | ||
Technical | ||||
Teknik | coach i. | demiryolu yolcu vagonu | ||
Teknik | coach | otobüse binmek | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | coach i. | çekici | ||
Otomotiv | coach i. | çalıştırıcı | ||
Otomotiv | coach i. | karavan | ||
Otomotiv | coach f. | çalıştırmak | ||
Otomotiv | coach | yolcu otobüsü | ||
Otomotiv | coach | fayton | ||
Otomotiv | coach | yolcu vagonu | ||
Otomotiv | coach | yetiştirmek | ||
Otomotiv | coach | vagon | ||
Otomotiv | coach | yolcu arabası | ||
Otomotiv | coach | otomobil | ||
Railway | ||||
Demiryolu | coach zf. | ekonomi sınıfında | ||
Demiryolu | coach | tren vagonu | ||
Demiryolu | coach | yolcu vagonu | ||
Demiryolu | coach | vagon | ||
Aeronautic | ||||
Havacılık | coach | ekonomi sınıfı | ||
Military | ||||
Askeri | coach i. | askeri gemilerde genellikle kaptan tarafından kullanılan kabin | ||
Sport | ||||
Spor | coach i. | çalıştırıcı | ||
Baseball | ||||
Beysbol | coach i. | vurucuları yönlendiren takım üyesi | ||
Beysbol | coach f. | kale koşucusunu yönlendirmek |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | get on the coach f. | otobüse binmek |
Genel | get off the coach f. | otobüsten inmek |
Genel | board the coach f. | otobüse binmek |
Genel | be caught the eye of a good coach f. | iyi bir antrenörün dikkatini çekmek |
Genel | the coach has left without me expr. | otobüs beni almadan gitti |
Transportation | ||
Ulaştırma | the international occasional carriage of passengers by coach and bus (interbus) i. | otobüsle ve otokarla uluslararası arızi yolcu taşımacılığı anlaşması |