Geçmiş

twice

"twice" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	twice zf.	iki kez
2	Yaygın Kullanım	twice zf.	iki sefer
3	Yaygın Kullanım	twice zf.	iki kere
General
4	Genel	twice zf.	iki kat
5	Genel	twice zf.	iki defa
6	Genel	twice zf.	iki katı
7	Genel	twice zf.	mükerrer
8	Genel	twice ed.	iki misli
Technical
9	Teknik	twice zf.	iki kez
10	Teknik	twice zf.	iki defa
Archaic
11	Eski Kullanım	twice s.	iki kat
12	Eski Kullanım	twice s.	iki misli

"twice" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 203 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	twice baked bread i.	çifte pişirilmiş ekmek
2	Genel	first cousin twice removed i.	kuzen torunu
3	Genel	think twice f.	etraflıca düşünmek
4	Genel	think twice f.	durup düşünmek
5	Genel	read twice f.	iki defa okumak
6	Genel	read twice f.	iki kere okumak
7	Genel	sell something for twice what he/she paid for it f.	aldığının/ödediğinin iki katına satmak
8	Genel	think twice f.	iki kez düşünmek
9	Genel	twice-told s.	bilinen
10	Genel	twice-told s.	daha önce yapılan
11	Genel	twice-told s.	daha önce anlatılan
12	Genel	twice-told s.	bayat (espri)
13	Genel	twice-told s.	bayat (espri vb)
14	Genel	twice told s.	bilinen
15	Genel	twice told s.	çok söylenmiş
16	Genel	twice-born s.	ikinci kez doğmuş
17	Genel	twice-born s.	ahlaki ve manevi yönlerden yenilenmiş
18	Genel	twice-born s.	üç üst düzey hindu kast gruplarından birine ait
19	Genel	twice-born s.	üç üst düzey hindu kast gruplarından birini oluşturan
20	Genel	two-by-twice s.	küçük
21	Genel	two-by-twice s.	dar
22	Genel	two-by-twice s.	daraşmalık
23	Genel	twice a year zf.	yılda iki kere
24	Genel	twice a day zf.	günde iki kez
25	Genel	twice a month zf.	ayda iki kere
26	Genel	twice as much zf.	iki misli
27	Genel	once or twice zf.	bir iki kez
28	Genel	twice a day zf.	günde iki kere
29	Genel	twice a week zf.	haftada iki kez
30	Genel	once or twice zf.	bir iki kere
31	Genel	twice per hour zf.	saatte iki kez
32	Genel	twice in a row zf.	art arda iki kez
33	Genel	twice daily once in the morning and once in the evening zf.	sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere
34	Genel	twice daily once in the morning and once in the evening zf.	sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere
35	Genel	twice yearly zf.	yılda iki kez
36	Genel	twice yearly zf.	senede iki kere
37	Genel	twice yearly zf.	yılda iki defa
38	Genel	twice weekly zf.	haftada iki kere
39	Genel	twice a week zf.	haftada iki kere
40	Genel	twice weekly zf.	haftada 2 kere
41	Genel	twice weekly zf.	haftada iki defa
42	Genel	twice weekly zf.	haftada 2 kez
43	Genel	twice weekly zf.	haftada iki kez
44	Genel	twice a week zf.	haftada iki defa
45	Genel	twice a week zf.	haftada 2 kez
46	Genel	twice a week zf.	haftada 2 kere
47	Genel	once or twice a year zf.	yılda bir veya iki kez
48	Genel	once or twice a year zf.	yılda bir veya iki kere
49	Genel	twice a week or more zf.	haftada iki veya daha fazla kez
50	Genel	twice as much zf.	iki kat fazla
51	Genel	twice as much zf.	2 kat fazla
52	Genel	twice per year zf.	yılda 2 kere
53	Genel	twice per year zf.	yılda iki kere
54	Genel	twice per year zf.	yılda 2 defa
55	Genel	twice per year zf.	yılda 2 kez
56	Genel	twice per year zf.	senede 2 kere
57	Genel	twice per year zf.	yılda iki defa
58	Genel	twice per year zf.	yılda iki kez
59	Genel	twice per year zf.	senede iki defa
60	Genel	twice per year zf.	senede iki kere
61	Genel	twice per year zf.	senede 2 defa
62	Genel	twice per year zf.	senede iki kez
63	Genel	twice per year zf.	senede 2 kez
64	Genel	twice a minute zf.	dakikada iki defa
65	Genel	twice a minute zf.	dakikada iki kere
66	Genel	twice a minute zf.	dakikada iki kez
67	Genel	twice a minute zf.	dakikada iki sefer
68	Genel	at twice zf.	iki farklı zamanda
69	Genel	at twice zf.	iki seferde
70	Genel	at twice zf.	ikinci seferde
71	Genel	twice as ed.	iki kez
Phrases
72	İfadeler	buy cheap, buy twice expr.	ucuz etin yahnisi/tiridi tatsız/yavan olur
73	İfadeler	buy cheap, buy twice expr.	ucuz etin tiridi/suyu az olur
74	İfadeler	buy cheap, buy twice expr.	ucuz alan pahalı alır
75	İfadeler	buy cheap, buy twice expr.	ucuz alan iki kere alır
76	İfadeler	twice in succession expr.	art arda iki kez
77	İfadeler	even a stopped watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
78	İfadeler	even a stopped watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
79	İfadeler	even a stopped watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
80	İfadeler	even a broken watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
81	İfadeler	even a broken watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
82	İfadeler	even a broken watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
83	İfadeler	think twice code once expr.	iki kere düşün bir kere kodla
84	İfadeler	going once, going twice, sold expr.	satıyorum, satıyorum, sattım
Proverb
85	Atasözü	once burnt twice shy	sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
86	Atasözü	once bitten twice shy	sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
87	Atasözü	lightning never strikes in the same place twice	aynı dert kişinin başına iki kez gelmez
88	Atasözü	lightning never strikes twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
89	Atasözü	lightning never strikes twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
90	Atasözü	lightning does not strike twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
91	Atasözü	lightning does not strike twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
92	Atasözü	lightning does not strike twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
93	Atasözü	lightning never strikes twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
94	Atasözü	he gives twice who gives quickly	az olsun dert değil ama çabuk olsun
95	Atasözü	once burned twice shy	sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş
96	Atasözü	fool me once, shame on you; fool me twice, shame on me	beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım
97	Atasözü	a good example has twice the value of good advice	bir musibet bin nasihatten evladır
98	Atasözü	a good example has twice the value of good advice	bir musibet bin nasihatten iyidir
99	Atasözü	think twice before you speak once	iki düşün, bir konuş
100	Atasözü	measure twice, cut once	iki düşün, bir söyle
101	Atasözü	think twice before you speak once	iki düşün, bir söyle
102	Atasözü	measure twice, cut once	iki düşün, bir konuş
103	Atasözü	you never step into the same river twice	aynı nehirde iki kez yıkanılmaz
104	Atasözü	measure twice, cut once	İki ölç, bir biç
105	Atasözü	a dead clock is correct twice a day	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
106	Atasözü	a dead clock is right twice a day	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
107	Atasözü	buy cheap, buy twice	ucuz alan, pahalı alır
108	Atasözü	buy cheap, buy twice	cömertle nekesin harcı birdir
109	Atasözü	buy cheap, buy twice	ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur
110	Atasözü	a stopped clock is right twice a day	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
111	Atasözü	lightning doesn't strike twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
112	Atasözü	lightning doesn't strike twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
113	Atasözü	lightning doesn't strike twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
114	Atasözü	lightning never strikes (the same place) twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
115	Atasözü	lightning never strikes (the same place) twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
116	Atasözü	lightning never strikes (the same place) twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
117	Atasözü	lightning never strikes twice in the same place	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
118	Atasözü	lightning never strikes twice in the same place	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
119	Atasözü	lightning never strikes twice in the same place	aynı nehirde iki kez yüzülmez
120	Atasözü	even a stopped/broken clock is right twice a day	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
Colloquial
121	Konuşma Dili	once or twice zf.	bir iki kere
122	Konuşma Dili	once or twice zf.	bir iki kez
123	Konuşma Dili	once or twice zf.	bir iki defa
124	Konuşma Dili	big as life and twice as ugly expr.	birdenbire/bir anda (belirme)
125	Konuşma Dili	bigger than life and twice as ugly expr.	birdenbire/bir anda (belirme)
126	Konuşma Dili	men twice my size expr.	iki katım olan adamlar
127	Konuşma Dili	guys twice my size expr.	iki katım olan herifler/adamlar
128	Konuşma Dili	kids twice my size expr.	iki katım olan çocuklar
Idioms
129	Deyim	be twice the man/woman that (someone) is f.	(birinden) bin kat daha/bin kez daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak
130	Deyim	be twice the man or woman that someone is f.	(birinden) bin kat daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak
131	Deyim	stumble over the same stone twice f.	aynı hatayı iki kere yapmak
132	Deyim	not think twice about something f.	hemen/hiç düşünmeden yapmak
133	Deyim	throw party twice a year f.	yılda iki kez parti vermek
134	Deyim	not think twice about something f.	(bir konuda) tereddüt etmemek/etmeden davranmak
135	Deyim	stumble over the same stone twice f.	yaş tahtaya basmak
136	Deyim	be twice the man/woman f.	bin kat daha iyi biri olmak
137	Deyim	be twice the man/woman f.	bin kez daha iyi biri olmak
138	Deyim	be twice the man/woman f.	çok daha üstün biri olmak
139	Deyim	be twice the man/woman that (someone) is f.	(birinden) çok daha üstün olmak
140	Deyim	be twice the man/woman that (someone) is f.	(birinden) bin kat daha iyi olmak
141	Deyim	be twice the man/woman that (someone) is f.	(birinden) kat be kat daha iyi/üstün olmak
142	Deyim	think twice about f.	hakkında etraflıca düşünmek
143	Deyim	think twice about f.	hakkında durup düşünmek
144	Deyim	think twice about f.	hakkında iki kez düşünmek
145	Deyim	think twice about something/about doing something f.	bir şey/bir şey yapmak hakkında etraflıca düşünmek
146	Deyim	think twice about something/about doing something f.	bir şey/bir şey yapmak hakkında durup düşünmek
147	Deyim	think twice about something/about doing something f.	bir şeyi/bir şey yapmayı iki kez düşünmek
148	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	yok pahasına
149	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	ölü fiyatına
150	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	kelepir
151	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	değerinden çok ucuz
152	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	bedava
153	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	bedavadan ucuz
154	Deyim	cheap at twice the price [uk/australia] s.	sudan ucuz
155	Deyim	twice over zf.	iki kere
156	Deyim	as large as life and twice as ugly expr.	birdenbire/bir anda (belirme)
157	Deyim	bigger than life and twice as ugly expr.	birden önüne çıkma
158	Deyim	bigger than life and twice as ugly expr.	kanlı canlı
159	Deyim	I don't boil my cabbage twice expr.	kendimi tekrar etmem
160	Deyim	I don't boil my cabbage twice expr.	aynı şeyi tekrarlayamam
161	Deyim	I don't boil my cabbage twice expr.	tekrar edemem
162	Deyim	I don't boil my cabbage twice expr.	bir şeyi iki kere yapmam
163	Deyim	I don't chew my cabbage twice expr.	kendimi tekrar etmem
164	Deyim	I don't chew my cabbage twice expr.	aynı şeyi tekrarlayamam
165	Deyim	I don't chew my cabbage twice expr.	tekrar edemem
166	Deyim	I don't chew my cabbage twice expr.	bir şeyi iki kere yapmam
167	Deyim	measure twice and cut once expr.	iki düşün, bir konuş
168	Deyim	measure twice and cut once expr.	iki düşün, bir söyle
169	Deyim	measure twice and cut once expr.	İki ölç, bir biç
Speaking
170	Konuşma	think twice before saying anything expr.	bir şey söylemeden önce iki kez düşün
171	Konuşma	we met before once or twice expr.	daha önce bir iki kere karşılaşmıştık
172	Konuşma	he got married twice expr.	iki kere evlendi
173	Konuşma	he got married twice expr.	iki defa evlendi
174	Konuşma	he got married twice expr.	iki kez evlendi
175	Konuşma	she got married twice expr.	iki kere evlendi
176	Konuşma	she got married twice expr.	iki kez evlendi
177	Konuşma	she got married twice expr.	iki defa evlendi
178	Konuşma	think twice expr.	iki kez düşün
179	Konuşma	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kez ispanya'ya gittim
180	Konuşma	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kez ispanya'ya bulundum
181	Konuşma	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki defa ispanya'ya gittim
182	Konuşma	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki defa ispanya'ya bulundum
183	Konuşma	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kere ispanya'ya gittim
184	Konuşma	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kere ispanya'ya bulundum
185	Konuşma	I shower twice a week expr.	haftada iki kez duş alırım
186	Konuşma	I shower twice a week expr.	haftada iki defa duş alırım
187	Konuşma	I shower twice a week expr.	haftada iki kere duş alırım
Computer
188	Bilgisayar	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncu için iki kere oy kullandın
189	Bilgisayar	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncu için iki kez oy kullandın
190	Bilgisayar	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncuyu iki kez oyladın
191	Bilgisayar	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncuyu iki kere oyladın
Textile
192	Tekstil	twice-laid s.	eski yünden yapılmış
193	Tekstil	twice-laid s.	eski malzemelerden dokunmuş
Automotive
194	Otomotiv	twice pipes i.	çift borulu
Aeronautic
195	Havacılık	words twice expr.	iki kere/defa söyleyin
Marine
196	Denizcilik	twice-laid s.	eski veya kullanılmış iplerden yapılmış (halat)
Medical
197	Medikal	twice a day i.	günde iki kere ilaç alınması
Gastronomy
198	Mutfak	twice-baked bread i.	peksimet
Botanic
199	Botanik	twice-pinnate i.	iki çift yaprak
Latin
200	Latince	ne bis in idem (not twice in the same) expr.	aynı suçtan dolayı iki kere yargılanmama
Archaic
201	Eski Kullanım	twice-accented octave i.	ilk c notası ile başlayan ve artan müzikal oktav
Ornithology
202	Kuşbilim	twice-stabbed ladybird (chilocoris stigma) i.	uğur böcekleri familyasından küçük siyah renkli yırtıcı bir böcek
203	Kuşbilim	twice-stabbed ladybeetle i.	uğur böcekleri familyasından küçük siyah renkli yırtıcı bir böcek