İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | walk into f. | girmek |
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | walk into f. | yürüyerek girmek |
Öbek Fiiller | walk into f. | yürürken çarpmak/bindirmek |
Öbek Fiiller | walk into f. | bir işe, pozisyona, role kolayca girmek |
Öbek Fiiller | walk into f. | bir işe, pozisyona, role elini kolunu sallayarak/zorluk çekmeden girmek |
Öbek Fiiller | walk into f. | bilmeden bir şeyin içine girmek |
Öbek Fiiller | walk into f. | girivermek |
Idioms | ||
Deyim | walk into f. | aşağılamak |
Deyim | walk into f. | azarlamak |
Deyim | walk into f. | başını belaya sokmak |
Deyim | walk into f. | fırça atmak |
Deyim | walk into f. | gözünü kırpmadan saldırmak |
Deyim | walk into f. | kalaylamak |
Deyim | walk into f. | kendi hatasıyla başını belaya sokmak |
Deyim | walk into f. | pervasızca saldırmak |
Deyim | walk into f. | (birinin üzerine) saldırmak |
Deyim | walk into f. | (yiyecek, içecek) yumulmak |
Deyim | walk into f. | kaşla göz arasında bitirmek |