|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
gece 12 ile öğlen 12 arasındaki zaman dilimi |
a.m. (ante meridiem) i.
|
|
2 |
Genel |
öğlen namazı |
midday prayer i.
|
|
3 |
Genel |
öğlen güneşi |
noon sun i.
|
|
4 |
Genel |
öğlen güneşi |
midday sun i.
|
|
5 |
Genel |
öğlen yemeği |
lunch i.
|
|
6 |
Genel |
sabah ile öğlen arası çay veya kahve ile yapılan hafif kahvaltı |
elevenses i.
|
|
7 |
Genel |
dün öğlen |
yesternoon i.
|
|
8 |
Genel |
madencinin öğlen yemeği |
snap [dialect] i.
|
|
9 |
Genel |
öğlen namazına müteakip toprağa verilmek |
be buried following the noon prayer f.
|
|
10 |
Genel |
öğlen namazına müteakip toprağa verilmek |
be buried after the noon prayer f.
|
|
11 |
Genel |
öğlen 12 ile gece 12 arasındaki zaman dilimi |
p.m. (post meridiem) zf.
|
|
Proverb |
|
12 |
Atasözü |
öğlen güneşinin altında dışarı çıkılmaz |
only mad dogs and englishmen go out in the midday sun
|
|
Colloquial |
|
13 |
Konuşma Dili |
bir kurumda verilen öğlen yemeği (okul, ofis) |
hot lunch i.
|
|
14 |
Konuşma Dili |
öğlen yemeği |
hot lunch i.
|
|
15 |
Konuşma Dili |
öğlen birası |
barley sandwich i.
|
|
|
16 |
Konuşma Dili |
öğlen ile akşam arasında yenilen yemek |
lunner f.
|
|
17 |
Konuşma Dili |
birlikte öğlen yemeği yemek |
do lunch f.
|
|
18 |
Konuşma Dili |
birlikte öğlen yemeğine çıkmak |
do lunch f.
|
|
19 |
Konuşma Dili |
birlikte öğlen yemeğine gitmek |
do lunch f.
|
|
20 |
Konuşma Dili |
öğlen yemeği için buluşmak |
do lunch f.
|
|
21 |
Konuşma Dili |
öğlen yemeğinde |
otl (out to lunch) s.
|
|
22 |
Konuşma Dili |
öğlen yemeği için dışarı çıkmış |
otl (out to lunch) s.
|
|
23 |
Konuşma Dili |
bir ara öğlen yemeğinde buluşalım |
let's do the lunch thing expr.
|
|
24 |
Konuşma Dili |
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim |
we must do lunch sometime expr.
|
|
25 |
Konuşma Dili |
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim |
we have to do lunch sometime expr.
|
|
Idioms |
|
26 |
Deyim |
günlerde/kahvaltılarda/öğlen yemeklerinde vakit geçiren zengin kadınlar |
ladies who lunch i.
|
|
27 |
Deyim |
öğlen yemeklerinde buluşup vakit geçiren zengin kadınlar |
ladies who lunch i.
|
|
28 |
Deyim |
evden getirilen öğlen yemeği |
brown bag i.
|
|
29 |
Deyim |
evde hazırlanıp getirilmiş öğlen yemeği |
brown-bag i.
|
|
30 |
Deyim |
kese kağıdında öğlen yemeği |
brown-bag i.
|
|
31 |
Deyim |
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapmak/ayarlamak |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner f.
|
|
32 |
Deyim |
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) hazırlamak |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner f.
|
|
33 |
Deyim |
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapıvermek |
fix (something) for breakfast, lunch, dinner f.
|
|
34 |
Deyim |
öğlen yemeğini yanında getirmek |
brown bag f.
|
|
35 |
Deyim |
beraber öğlen yemeği yiyelim |
let's do lunch expr.
|
|
|
36 |
Deyim |
bir öğlen yemeğinde bir araya gelelim |
let's do lunch expr.
|
|
Technical |
|
37 |
Teknik |
teleskop ve prizmadan oluşup güneş'in öğlen çemberi ile kesişme zamanını tespit etmede kullanılan bir cihaz |
dipleidoscope i.
|
|
Astronomy |
|
38 |
Gökbilim |
öğlen çemberi |
meridian i.
|
|
39 |
Gökbilim |
öğlen yayı |
arc of meridian i.
|
|
40 |
Gökbilim |
kozmik öğlen |
cosmic noon i.
|
|
Botanic |
|
41 |
Botanik |
çiçekleri öğlen kapanan bir bitki |
noon-flower (tragopogon) i.
|
|
42 |
Botanik |
çiçekleri öğlen kapanan bir bitki |
goatsbeard i.
|
|
Geography |
|
43 |
Coğrafya |
güneşin öğlen vakti konumu |
noonstead i.
|
|
Football |
|
44 |
Futbol |
öğlen maçı |
lunch time kick off i.
|
|
45 |
Futbol |
öğlen maçı |
lunchtime kick-off i.
|
|
Slang |
|
46 |
Argo |
öğlen keyfi |
nooner i.
|
|
47 |
Argo |
üç martinilik öğlen yemeği |
three-martini lunch i.
|
|