ışıldayan - Türkçe İngilizce Sözlük

ışıldayan

"ışıldayan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ışıldayan shining s.
He was listening to me with his eyes shining.
Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu.

More Sentences
ışıldayan twinkler i.
ışıldayan luminous s.
ışıldayan scintillant s.
ışıldayan sheenful s.
ışıldayan shined s.
ışıldayan aglimmer s.
ışıldayan aflare s.
ışıldayan coruscant s.
ışıldayan beamy s.
ışıldayan luculent s.
ışıldayan glinting s.
ışıldayan scintillous s.
ışıldayan serene s.
ışıldayan sheen s.
Technical
ışıldayan phosphorescent s.
ışıldayan luminescent s.
ışıldayan blinking s.
ışıldayan alight s.
ışıldayan scintillant s.
ışıldayan luminous s.
Medical
ışıldayan luminescent s.
Archaic
ışıldayan relucent s.

"ışıldayan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ışıl ışıl ışıldayan ablaze s.
daha ışıldayan shinier s.
alev alev ışıldayan reddened s.
güzelliğiyle ışıldayan triumphant [obsolete] s.
neşe saçarak ışıldayan beamy s.
inci gibi ışıldayan pearlized s.
inci gibi ışıldayan pearlised s.
yıldız gibi ışıldayan starlike s.
Technical
sürtünme sonrası fosfor gibi ışıldayan cisim tribophospharescence i.
elektrikli ışıldayan electroluminescent s.
fosfor gibi ışıldayan phosphorescent s.
ışıl ışıldayan photoluminescent s.
parlak olarak ışıldayan effulgent s.
Biology
bazı dinoflagellatların sitoplazmasında bulunan ışıldayan bir cisim scintillon i.
dirimsel ışıldayan bioluminescent s.
Marine Biology
çoğunlukla anomalopidae familyasına mensup, büyük ve ışıldayan vücut bölümleri olan çeşitli balıklara verilen ad flashlight fish i.
Botanic
avrupa'ya özgü kırmızı renkli ışıldayan bir mantar olive-tree agaric (pleurotus phosphoreus) i.
Meteorology
karanlıkta ışıldayan noctilucous s.