Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
pour
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"pour"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 51 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
pour
v.
dökmek
General
2
General
pour
n.
dökülme
3
General
pour
n.
akış
4
General
pour
n.
akma
5
General
pour
n.
yağma
6
General
pour
n.
plastik malzemeyi kalıba dökme
7
General
pour
n.
plastiği şekillendirme
8
General
pour
n.
kalıba tek seferde dökülen miktar
9
General
pour
n.
erimiş metalin kalıba girdiği ana açıklık
10
General
pour
n.
kalıbın giriş açıklığında kalan eriyiğin donmasıyla oluşan fazladan metal çıkıntısı
11
General
pour
n.
şarap
12
General
pour
n.
içki
13
General
pour
n.
içecek
14
General
pour
v.
yağmak
15
General
pour
v.
şakır şakır yağmak
16
General
pour
v.
boşaltmak (sıvı vb dökmek)
17
General
pour
v.
bardaktan boşanırcasına yağmak
18
General
pour
v.
koymak (çay vb)
19
General
pour
v.
akıtmak
20
General
pour
v.
yığılmak
21
General
pour
v.
yağdırmak
22
General
pour
v.
boşaltmak
23
General
pour
v.
koymak (içecek)
24
General
pour
v.
üşüşmek
25
General
pour
v.
dökmek
26
General
pour
v.
dökülmek
27
General
pour
v.
akmak
28
General
pour
v.
bolca uygulamak
29
General
pour
v.
adeta yağdırmak
30
General
pour
v.
harcayıp bitirmek
31
General
pour
v.
heba etmek
32
General
pour
v.
dile getirmek
33
General
pour
v.
detaylarıyla ifade etmek
34
General
pour
v.
dudaklarından dökmek
35
General
pour
v.
kalıba dökmek
36
General
pour
v.
(plastiği) kalıba akıtarak şekillendirmek
37
General
pour
v.
sel gibi akmak
38
General
pour
v.
fışkırırcasına ortaya çıkmak
39
General
pour
v.
(davete, kutlamaya) başkanlık etmek
40
General
pour
v.
dile gelmek
41
General
pour
v.
ifade edilmek
42
General
pour
v.
dilden dökülmek
43
General
pour
v.
(sıvı) koymak
44
General
pour
v.
püskürmek
45
General
pour
v.
akın etmek
46
General
pour
v.
dolmak
Idioms
47
Idioms
pour
v.
bardaktan boşalırcasına yağmak
Technical
48
Technical
pour
v.
dökülmek
49
Technical
pour
v.
dökmek
Gastronomy
50
Gastronomy
pour
v.
akmak
51
Gastronomy
pour
v.
çay koymak
Bedeutungen, die der Begriff
"pour"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 398 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
pour of
n.
sağanak yağmur yağması
2
General
down pour
n.
sağanak
3
General
pour out
v.
içini dökmek
4
General
pour one's heart out
v.
içini dökmek
5
General
pour out
v.
taşmak
6
General
pour on the speed
v.
hızlandırmak
7
General
pour out of
v.
boşaltmak
8
General
pour out one's grief to each other
v.
dertleşmek
9
General
pour oil on troubled waters
v.
ortalığı yatıştırmaya çalışmak
10
General
pour out one's heart
v.
içini dökmek
11
General
pour forth
v.
dökülmek
12
General
pour out
v.
dökülmek
13
General
pour out
v.
yağdırmak
14
General
pour out one's feelings
v.
deşarj olmak
15
General
pour down the drain
v.
çarçur etmek
16
General
pour down
v.
sağanak yağmur yağmak
17
General
pour out of
v.
dökmek
18
General
pour out
v.
dökmek
19
General
pour on the speed
v.
gaza basmak
20
General
pour one's heart out
v.
deşarj olmak
21
General
pour into
v.
içine dökmek
22
General
pour forth
v.
taşmak
23
General
pour cold water on
v.
tenkit etmek
24
General
pour from
v.
dökmek
25
General
pour forth
v.
yağdırmak
26
General
pour out
v.
akmak
27
General
pour from
v.
boşaltmak
28
General
pour concrete
v.
beton dökmek
29
General
pour in
v.
içine dökmek
30
General
pour out one's troubles
v.
dert yanmak
31
General
pour sauce
v.
sos dökmek
32
General
pour out one's troubles to somebody
v.
derdini dökmek
33
General
pour out one's troubles
v.
derdini dökmek
34
General
pour oil on troubled waters
v.
tartışmayı yatıştırmak
35
General
pour oil on troubled waters
v.
heyecanı yatıştırmak
36
General
pour oil on troubled waters
v.
sükuneti sağlamak
37
General
pour out into the streets
v.
sokaklara dökülmek
38
General
pour salt into wound
v.
yaraya tuz basmak
39
General
pour with rain
v.
şiddetli yağmur yağmak
40
General
pour with rain
v.
(yağmur) şiddetli yağmak
41
General
pour cement
v.
çimento dökmek
42
General
pour tea
v.
çay koymak
43
General
pour lead (to repel evil eye)
v.
kurşun dökmek
44
General
pour the juice
v.
meyve suyunu (bardağa) boşaltmak
45
General
pour the juice
v.
meyve suyunu (bardağa) dökmek
46
General
pour the juice
v.
meyve suyunu boşaltmak
47
General
pour into a cake mold
v.
kek kalıbına dökmek
48
General
pour another cup of tea
v.
(fincana) çayı tazelemek
49
General
pour pasta into boiling water
v.
haşlanmış suya makarna dökmek
50
General
pour some water in the glass
v.
bardağa biraz su dökmek
51
General
pour some water in the glass
v.
bardağa biraz su doldurmak
52
General
pour (forth)
v.
bol miktarda üretmek
53
General
pour (forth)
v.
bolca piyasaya sürmek
54
General
pour (out)
v.
bol miktarda üretmek
55
General
pour (out)
v.
bolca piyasaya sürmek
56
General
pour forth
v.
(uzun bir konuşmada) bahsi geçmek
57
General
pour forth
v.
(sözcükler) dilden dökülmek
58
General
pour out
v.
sansürsüzce ifade etmek
59
General
pour out
v.
içinden geldiği gibi söylemek
60
General
pour out
v.
içeceği bardağa dökmek
61
General
pour out
v.
bardakla servis yapmak
62
General
pour out
v.
davudi sesle konuşmak
63
General
pour out
v.
gerçekleri dile getirmek
64
General
pour encourager les autres
expr.
diğerlerini teşvik etmek için
Phrasals
65
Phrasals
pour in
v.
akın etmek (bir yere,mekana)
66
Phrasals
pour something off
v.
bir şeyin üstünden bir şeyi sıyırıp almak/dökmek
67
Phrasals
pour oneself into something
v.
bir şeyle iştigal etmek/oyalanmak
68
Phrasals
pour something over something
v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
69
Phrasals
pour something off of something
v.
bir şeyin üstünden bir şeyi sıyırıp almak/dökmek
70
Phrasals
pour something out on to something
v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
71
Phrasals
pour something through a funnel
v.
bir şeyi huni ile dökmek
72
Phrasals
pour something out
v.
bir şeyi bir şeyin üzerine dökmek
73
Phrasals
pour oneself into something
v.
bir işle kendini meşgul etmek/oyalamak
74
Phrasals
pour down
v.
içki içmek
75
Phrasals
pour down
v.
içki yuvarlamak
76
Phrasals
pour in
v.
içeri akmak/dökülmek
77
Phrasals
pour oneself into something
v.
kendini tamamıyla bir işe/uğraşıya vermek
78
Phrasals
pour oneself into something
v.
kendini dar bir elbiseye sokmak
79
Phrasals
pour down
v.
kadeh yuvarlamak
80
Phrasals
pour forth
v.
(kuyudan vb) fışkırmak
81
Phrasals
pour something back into something
v.
(bir sıvıyı vb) (bir şeyin içine) tekrar/geri dökmek
82
Phrasals
pour something back (in)
v.
(bir sıvıyı vb) (bir şeyin içine) tekrar/geri dökmek
83
Phrasals
pour all over someone or something
v.
(yağmur suyu vb) üzerine dökülmek
84
Phrasals
pour along something
v.
(bir yere) akın akın hücum etmek/doluşmak
85
Phrasals
pour oneself into something
v.
(dar elbiseyi) üstüne cuk diye oturtmak
86
Phrasals
pour forth
v.
(tencereden vb) taşmak
87
Phrasals
pour down
v.
akışkan bir şeyi dökmek/boşaltmak
88
Phrasals
pour down
v.
birinin veya bir şeyin üstüne indirmek (yağmur veya akışkan madde)
89
Phrasals
pour down
v.
sağanak şeklinde yağmak
90
Phrasals
pour down
v.
birinin veya bir şeyin üstüne akışkan bir maddeyi boca etmek/dökmek/yağdırmak
91
Phrasals
pour down
v.
üstüne bollukla/bereketle yağmak
92
Phrasals
pour down
v.
üstüne bollukla/bereketle yağdırmak
93
Phrasals
pour down
v.
birinin üstüne indirmek (yağmur)
94
Phrasals
pour down
v.
üstüne sağanak şeklinde yağmak (yağmur)
95
Phrasals
pour on
v.
-e dökmek
96
Phrasals
pour on
v.
üstüne dökmek
97
Phrasals
pour on
v.
'-e boşatmak
98
Phrasals
pour on
v.
üstüne boşaltmak
99
Phrasals
pour something on (to) something
v.
bir şeyi bir şeyin üstüne dökmek
100
Phrasals
pour something on (to) something
v.
bir şeyi bir şeyin üstüne boşaltmak
101
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) dışarı dökülmek
102
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) dışarı akmak
103
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) dışarı dökmek
104
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) dışarı akıtmak
105
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) toplu halde/topluca çıkmak
106
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) akın akın çıkmak
107
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) insan seli halinde çıkmak
108
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) kalabalık bir şekilde çıkmak
109
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) güruh halinde çıkmak
110
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) izdiham yaratarak çıkmak
111
Phrasals
pour out (of something)
v.
(bir şeyden) sökün etmek
112
Phrasals
pour out
v.
dışarı akmak
113
Phrasals
pour out
v.
dışarı dökülmek
114
Phrasals
pour out
v.
dışarı fışkırmak
115
Phrasals
pour out
v.
dışarı taşmak
116
Phrasals
pour out
v.
toplu halde/topluca çıkmak
117
Phrasals
pour out
v.
akın akın çıkmak
118
Phrasals
pour out
v.
insan seli halinde çıkmak
119
Phrasals
pour out
v.
kalabalık bir şekilde çıkmak
120
Phrasals
pour out
v.
güruh halinde çıkmak
121
Phrasals
pour out
v.
izdiham yaratarak çıkmak
122
Phrasals
pour out
v.
sökün etmek
123
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak
124
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek
125
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine gelmek
126
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) akmak
127
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dökülmek
128
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak
129
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökmek
130
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) akıtmak
131
Phrasals
pour out on (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dökmek
132
Phrasals
pour out on (somewhere or something)
v.
(bir şeye/yere) akın etmek
133
Phrasals
pour out on (somewhere or something)
v.
(bir şeye/yere, sokaklara) dökülmek
134
Phrasals
pour out on (somewhere or something)
v.
dışarı akın etmek
135
Phrasals
pour out on (somewhere or something)
v.
dışarılara dökülmek
136
Phrasals
pour something out on (to) someone or something
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boşaltmak
137
Phrasals
pour something out on (to) someone or something
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boca etmek
138
Phrasals
pour something out on (to) someone or something
v.
bir şeyi bir şeye boşatmak/dökmek
139
Phrasals
pour something out on (to) someone or something
v.
bir şeyi bir şeye boca etmek
140
Phrasals
pour something out
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boşaltmak
141
Phrasals
pour something out
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerine boca etmek
142
Phrasals
pour something out
v.
bir şeyi bir şeye boşatmak/dökmek
143
Phrasals
pour something out
v.
bir şeyi bir şeye boca etmek
144
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akmak
145
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökülmek
146
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine gelmek
147
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) akmak
148
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dökülmek
149
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak
150
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine dökmek
151
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) akıtmak
152
Phrasals
pour out onto (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dökmek
153
Phrasals
pour out onto (somewhere or something)
v.
(bir şeye/yere) akın etmek
154
Phrasals
pour out onto (somewhere or something)
v.
(bir şeye/yere, sokaklara) dökülmek
155
Phrasals
pour out onto (somewhere or something)
v.
dışarı akın etmek
156
Phrasals
pour out onto (somewhere or something)
v.
dışarılara dökülmek
157
Phrasals
pour through
v.
bir yerden/şeyden akmak
158
Phrasals
pour through
v.
'-den akmak
159
Phrasals
pour through
v.
bir yerden/şeyden akıp gitmek
160
Phrasals
pour through
v.
'-den akıp gitmek
161
Phrasals
pour through
v.
'-den sızmak
162
Phrasals
pour through
v.
bir yerden/şeyden akıtmak
163
Phrasals
pour through
v.
'-den akıtmak
164
Phrasals
pour through
v.
bir yerden/şeyden akıtıp göndermek
165
Phrasals
pour through
v.
'-den akıtıp göndermek
166
Phrasals
pour through
v.
'-den sızdırmak
167
Phrasals
pour through
v.
boyunca akın etmek
168
Phrasals
pour through
v.
boyunca izdiham oluşturmak
169
Phrasals
pour through
v.
boyunca kalabalık bir şekilde hareket etmek
170
Phrasals
pour along
v.
boyunca akmak
171
Phrasals
pour along
v.
dere gibi akmak
172
Phrasals
pour along
v.
sel gibi akmak
173
Phrasals
pour back
v.
tekrar/geri dökmek
174
Phrasals
pour back in
v.
geri içine dökmek
175
Phrasals
pour back in
v.
tekrar içine dökmek
176
Phrasals
pour back into
v.
geri içine dökmek
177
Phrasals
pour back into
v.
tekrar içine dökmek
178
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeye/bir yere) akmak
179
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeyin/bir yerin) içine akmak
180
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeyin/bir yerin) içine yağmak
181
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeye/bir yere) dökmek
182
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeyin) içine dökmek
183
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeye/bir yere) akın etmek
184
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeye/bir yere) üşüşmek
185
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeye/bir yere) doluşmak
186
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(bir şeye/bir yere) yağmak
187
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
üzerine (dar bir kıyafet) geçirmek
188
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(dar bir kıyafetin) içine girmek
189
Phrasals
pour into (something or some place)
v.
(dar bir kıyafete) cuk diye girmek
190
Phrasals
pour off
v.
bir sıvının üstündeki tabakayı dökmek/sıyırmak/almak
191
Phrasals
pour out on
v.
dışarı akın etmek
192
Phrasals
pour out on
v.
(sokaklara, dışarılara) dökülmek
193
Phrasals
pour out on
v.
-e akıtmak
194
Phrasals
pour out on
v.
-e akın etmek
195
Phrasals
pour out on
v.
-in üzerine akıtmak
196
Phrasals
pour out on
v.
-e dökülmek
Colloquial
197
Colloquial
pour into streets
v.
sokaklara dökülmek
198
Colloquial
pour into streets
v.
sokağa dökülmek
199
Colloquial
pour it on
v.
hırsla/gayretle girişmek
200
Colloquial
pour it on
v.
hırsla/gayretle mücadele etmek
201
Colloquial
pour it on
v.
istekle/tutkuyla mücadele vermek
202
Colloquial
pour it on
v.
yoğun bir şekilde bastırmak/mücadele etmek
203
Colloquial
pour it on
v.
kuvvetle bastırmak/mücadele etmek
204
Colloquial
pour it on
v.
tüm gücüyle bastırmak/mücadele etmek
205
Colloquial
pour it on
v.
varını yoğunu ortaya koymak/akıtmak
206
Colloquial
pour it on
v.
tüm enerjisiyle ilerlemek
207
Colloquial
pour it on
v.
hızla ilerleme kaydetmek
208
Colloquial
pour it on
v.
hızlı çalışmak
209
Colloquial
pour it on
v.
son hızla yapmak
210
Colloquial
pour it on
v.
en yoğun şekilde yapmak
211
Colloquial
pour it on
v.
en hızlı şekilde hareket etmek
212
Colloquial
pour it on
v.
içindekileri dökmek
213
Colloquial
pour it on
v.
ayrıntılı bir şekilde ifade etmek
214
Colloquial
pour it on
v.
durmadan konuşmak/anlatmak
215
Colloquial
pour me another
expr.
bir tane daha doldur
Idioms
216
Idioms
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.)
n.
ahmak
217
Idioms
pour it on thick
v.
abartmak
218
Idioms
pour water into a sieve
v.
akıntıya kürek çekmek
219
Idioms
pour it on
v.
aşırı övmek
220
Idioms
pour one's heart out to someone
v.
birine içini dökmek
221
Idioms
pour one's heart out
v.
birine sırlarını dökmek
222
Idioms
pour one's heart out to someone
v.
birine sırlarını dökmek
223
Idioms
pour one's heart out to someone
v.
biriyle sırlarını paylaşmak
224
Idioms
pour good money after bad
v.
başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek
225
Idioms
pour out one's soul
v.
birine açılmak
226
Idioms
pour one's heart out
v.
biriyle sırlarını paylaşmak
227
Idioms
pour one's heart out
v.
birine içini dökmek
228
Idioms
pour one's heart out to someone
v.
birine kalbini açmak
229
Idioms
pour it on
v.
çok methetmek
230
Idioms
pour down the drain
v.
dibine darı ekmek
231
Idioms
pour it on
v.
göklere çıkarmak
232
Idioms
pour oil on troubled waters
v.
fırtınayı dindirmek
233
Idioms
pour cold water on
v.
hevesini kırmaya çalışmak
234
Idioms
pour it on thick
v.
fazla övmek
235
Idioms
pour cold water on something
v.
hevesini/cesaretini kırmak
236
Idioms
pour it on
v.
göklere çıkartmak
237
Idioms
pour oil on troubled water
v.
heyecanı yatıştırmak
238
Idioms
pour out one's soul
v.
içini dökmek/boşaltmak
239
Idioms
pour oil on troubled waters
v.
ortalığı yatıştırmak
240
Idioms
pour oil on troubled waters
v.
kavga edenleri sakinleştirmek
241
Idioms
pour oneself into something
v.
kendini bir şeye vermek
242
Idioms
pour with rain
v.
şiddetli yağmur yağmak
243
Idioms
pour money down the drain rathole
v.
parayı sokağa atmak
244
Idioms
pour cold water on
v.
pişmiş aşa su katmak
245
Idioms
pour it on
v.
pohpohlamak
246
Idioms
pour it on thick
v.
pohpohlamak
247
Idioms
pour money down the drain
v.
parayı heba etmek/boşa harcamak
248
Idioms
pour money down the drain
v.
parasını sokağa atmak
249
Idioms
pour cold water on
v.
umudunu söndürmeye çalışmak
250
Idioms
pour cold water on
v.
(olumsuz bir şekilde eleştirerek) hevesini kırmak
251
Idioms
pour it on
v.
yağlamak
252
Idioms
pour oil on flames
v.
yangına körükle gitmek
253
Idioms
pour honey into (one's) ear
v.
duymak istediklerini söylemek
254
Idioms
pour fuel on the fire
v.
yangını körüklemek
255
Idioms
pour fuel on the fire
v.
yangına körükle gitmek
256
Idioms
pour fuel on the fire
v.
yangını iyice alevlendirmek
257
Idioms
pour fuel on the fire
v.
kızgın birinin üstüne gitmek
258
Idioms
pour fuel on the fire
v.
birinin öfkesini iyice alevlendirmek
259
Idioms
pour fuel on the fire
v.
sinirli birini çileden çıkarmak
260
Idioms
pour fuel on the fire
v.
zaten sinirli olan birini iyice sinirlendirmek
261
Idioms
pour fuel on the fire
v.
tuz biber ekmek
262
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
yangını körüklemek
263
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
yangına körükle gitmek
264
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
yangını iyice alevlendirmek
265
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
kızgın birinin üstüne gitmek
266
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
birinin öfkesini iyice alevlendirmek
267
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
sinirli birini çileden çıkarmak
268
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
zaten sinirli olan birini iyice sinirlendirmek
269
Idioms
pour gas/gasoline on the fire
v.
tuz biber ekmek
270
Idioms
get/pour/put a quart into a pint pot [uk]
v.
küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
271
Idioms
get/pour/put a quart into a pint pot [uk]
v.
küçük bir yere tıkmaya çalışmak
272
Idioms
get/pour/put a quart into a pint pot [uk]
v.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
273
Idioms
get/pour/put a quart into a pint pot [uk]
v.
imkansızı başarmaya çalışmak
274
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
275
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
276
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak
277
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak
278
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
279
Idioms
pour scorn on (one's) head
v.
(biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek
280
Idioms
pour scorn on (one's) head
v.
(biri) hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
281
Idioms
pour scorn on (one's) head
v.
(biri) hakkında tepeden bakarak konuşmak
282
Idioms
pour scorn on (one's) head
v.
(biri) hakkında saygısızca konuşmak
283
Idioms
pour salt on one's wound
v.
(birinin) yarasına tuz basmak
284
Idioms
pour salt on one's wounds
v.
(birinin) yarasına tuz basmak
285
Idioms
pour salt onto one's wounds
v.
(birinin) yarasına tuz basmak
286
Idioms
pour salt on the wound
v.
(birinin) yarasına tuz basmak
287
Idioms
pour salt on the wounds
v.
(birinin) yarasına tuz basmak
288
Idioms
pour salt onto the wounds
v.
(birinin) yarasına tuz basmak
289
Idioms
pour honey in (one's) ear
v.
(birine) duymak istediklerini söylemek
290
Idioms
pour honey in (one's) ear
v.
(birinin) kulağına hoş gelecek şeyleri söylemek
291
Idioms
pour honey in (one's) ear
v.
(birine) hep iyi olan şeyleri söylemek
292
Idioms
pour honey in (one's) ear
v.
(birinin) ağzına bir parmak bal çalmak
293
Idioms
pour water on a duck's back
v.
havanda su dövmek
294
Idioms
pour water on a duck's back
v.
boşuna çabalamak
295
Idioms
pour water on a duck's back
v.
boşuna uğraşmak
296
Idioms
pour water on a duck's back
v.
zamanını boşa harcamak
297
Idioms
pour water on a duck's back
v.
olmayacak bir şey için vaktini harcamak/çabalamak
298
Idioms
pour water on a duck's back
v.
akıntıya kürek çekmek
299
Idioms
couldn't pour water out of a boot
v.
kendine hayrı dokunmamak
300
Idioms
couldn't pour water out of a boot
v.
kendine bile hayrı olmamak
301
Idioms
couldn't pour water out of a boot
v.
en kolay işi bile becerememek
302
Idioms
couldn't pour water out of a boot
v.
beceriksiz olmak
303
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
kendine hayrı dokunmamak
304
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
kendine bile hayrı olmamak
305
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
en kolay işi bile becerememek
306
Idioms
couldn't pour water out of a boot if the instructions were on the heel
v.
beceriksiz olmak
307
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında tepeden bakarak konuşmak
308
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
309
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında küçümseyici sözler söylemek
310
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında olumsuz veya kötü konuşmak
311
Idioms
pour scorn on somebody/something
v.
biri/bir şey hakkında saygısızca konuşmak
312
Idioms
pour your heart out
v.
içini dökmek
313
Idioms
pour your heart out
v.
kalbini açmak
314
Idioms
pour your heart out
v.
sırlarını paylaşmak
315
Idioms
pour (one's) soul out (to someone)
v.
(birine) sırlarını dökmek
316
Idioms
pour (one's) soul out (to someone)
v.
(birine) içini dökmek
317
Idioms
pour (one's) soul out (to someone)
v.
(birine) kalbini/ruhunu açmak
318
Idioms
pour (one's) soul out (to someone)
v.
(biriyle) sırlarını paylaşmak
319
Idioms
pour heart out to
v.
sırlarını dökmek
320
Idioms
pour heart out to
v.
içini dökmek
321
Idioms
pour heart out to
v.
kalbini açmak
322
Idioms
pour heart out to
v.
sırlarını paylaşmak
323
Idioms
pour on coal [old-fashioned]
v.
hızlanmak
324
Idioms
pour on coal [old-fashioned]
v.
hızını artırmak
325
Idioms
pour on coal [old-fashioned]
v.
enerjiyi yükseltmek
326
Idioms
pour on coal [old-fashioned]
v.
gayreti artırmak
327
Idioms
pour oneself into
v.
-e kendini vermek
328
Idioms
pour oneself into
v.
(dar elbiseyi) üstüne cuk diye oturtmak
329
Idioms
pour oneself into
v.
ile iştigal etmek/oyalanmak
330
Idioms
pour oneself into
v.
kendini dar bir elbiseye sokmak
331
Idioms
pour oneself into
v.
ile kendini meşgul etmek/oyalamak
332
Idioms
pour out (one's) soul (to someone)
v.
(birine) sırlarını dökmek
333
Idioms
pour out (one's) soul (to someone)
v.
(birine) içini dökmek
334
Idioms
pour out (one's) soul (to someone)
v.
(birine) kalbini/ruhunu açmak
335
Idioms
pour out (one's) soul (to someone)
v.
(biriyle) sırlarını paylaşmak
336
Idioms
pour out one's heart
v.
deşarj olmak
337
Idioms
pour out one's heart
v.
içini dökmek
338
Idioms
pour out one's heart
v.
kalbini açmak
339
Idioms
pour out one's heart
v.
sırlarını dökmek
340
Idioms
pour rain
v.
şiddetli yağmur yağmak
341
Idioms
pour rain
v.
yağmur indirmek
342
Idioms
pour rain
v.
bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak
343
Idioms
pour salt into the wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
344
Idioms
pour salt into one's wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
345
Idioms
pour salt in the wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
346
Idioms
pour salt in one's wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
347
Idioms
pour salt into the wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
348
Idioms
pour salt into one's wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
349
Idioms
pour salt in the wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
350
Idioms
pour salt in one's wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
351
Idioms
pour salt onto the wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
352
Idioms
pour salt onto one's wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
353
Idioms
pour salt on the wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
354
Idioms
pour salt on one's wounds
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
355
Idioms
pour salt onto the wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
356
Idioms
pour salt onto one's wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
357
Idioms
pour salt on the wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
358
Idioms
pour salt on one's wound
v.
yaraya/yarasına tuz basmak
359
Idioms
pour your heart out
v.
deşarj olmak
360
Idioms
pour your heart out
v.
içini dökmek
361
Idioms
pour your heart out
v.
kalbini açmak
362
Idioms
pour your heart out
v.
sırlarını dökmek
363
Idioms
couldn't pour water out of a boot (if there was instructions on the heel) (rur.)
expr.
aptal
Politics
364
Politics
unedic (union nationale interprofessionnelle pour l’emploi dans l’industrie et le commerce) (national professional union for employment in industry and trade)
n.
sanayi ve ticarette istihdam için mesleklerarası ulusal birlik
365
Politics
assédic (association pour l’emploi dans l’industrie et le commerce)
n.
sanayi ve ticaret istihdam derneği
Technical
366
Technical
pour point
n.
akma noktası
367
Technical
pour test
n.
akma deneyi testi
368
Technical
pour point depressor
n.
akma noktası düşürücü
369
Technical
bottom pour ladle
n.
dipten dökümlü pota
370
Technical
pour density
n.
dökme yoğunluğu
371
Technical
double pour roll
n.
iki katmanlı merdane
372
Technical
bottom pour ladle
n.
tabandan dökümlü pota
373
Technical
over-pour run
n.
üsten akış
374
Technical
boom pour
v.
vinç kolu ile beton dökmek
Computer
375
Computer
circle pour
n.
çember yayarak
Construction
376
Construction
pour point
n.
akıtma noktası
377
Construction
pour time
n.
beton dökme süresi
378
Construction
foundation pour
v.
temel betonu dökmek
379
Construction
tremie pour
v.
tremi borusu ile beton dökmek
Automotive
380
Automotive
pour point
n.
akma noktası
381
Automotive
pour point
n.
akma noktası
382
Automotive
pour point depressant
n.
akma noktası depresanı
383
Automotive
pour point
n.
belirli koşullarda akışkanın akabileceği en düşük sıcaklık
384
Automotive
pour on the coal
v.
çabuk hızlanmak
Petrol
385
Petrol
pour point
n.
akma noktası
Medical
386
Medical
pour-on solution
n.
dökme çözeltisi
387
Medical
pour-on container
n.
dökme şişesi
388
Medical
pour-on
n.
dökme sıvısı
389
Medical
pour-on emulsion
n.
dökme emülsiyonu
390
Medical
pour-on suspension
n.
dökme süspansiyonu
391
Medical
pour-on use
n.
dökerek uygulama
Food Engineering
392
Food Engineering
pour plate
n.
dökme plak
393
Food Engineering
pour plate technique
n.
dökme plak yöntemi
Gastronomy
394
Gastronomy
pour liquid
v.
akıtmak
Art
395
Art
'l'art pour l'art
expr.
sanat için sanat
Slang
396
Slang
pour piss out of a boot
v.
aklı çalışmamak
397
Slang
pour piss out of a boot
v.
bardaktan boşanırcasına yağmak
British Slang
398
British Slang
pour it on
v.
abartmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pour
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy