rest

Meanings of "rest" in Turkish English Dictionary : 82 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	rest n.	dinlenme
This also applies to the daily rest periods and the short breaks. Bu durum günlük dinlenme süreleri ve kısa molalar için de geçerlidir. More Sentences
2	Common Usage	rest n.	istirahat
She went to her room for her afternoon rest. Öğleden sonra istirahatini yapmak üzere odasına çekildi. More Sentences
3	Common Usage	rest v.	dinlendirmek
I'm resting my legs. Bacaklarımı dinlendiriyorum. More Sentences
4	Common Usage	rest v.	dinlenmek
Why don't you sit down and rest for a while? Neden oturup biraz dinlenmiyorsun? More Sentences
General
5	General	rest n.	gerisi
The rest is mere detail. Gerisi sadece ayrıntıdır. More Sentences
6	General	rest n.	uyku
Go home and get a good night's rest. Eve git ve iyi bir gece uykusu çek. More Sentences
7	General	rest n.	mola
We took a short rest on the way. Yolda kısa bir mola verdik. More Sentences
8	General	rest n.	huzur
This is our proposal, and may the others rest in eternal peace. Bu bizim önerimizdir ve diğerleri ebedi huzur içinde yatsınlar. More Sentences
9	General	rest n.	oturma
And such a Europe must rest on the foundations of the Community Europe. Ve böyle bir Avrupa, Avrupa Topluluğunun temelleri üzerine oturmalıdır. More Sentences
10	General	rest v.	oturmak
And the ark rested in the seventh month, on the seventeenth day of the month, upon the mountains of Ararat. Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde, Ararat dağlarının üzerine oturdu. More Sentences
11	General	rest v.	rahatlamak
That would be a great help in setting our minds at rest. Bu, zihinlerimizi rahatlatmak için büyük bir yardımcı olacaktır. More Sentences
12	General	rest v.	yaslamak
Stop resting your elbows on the table. Dirseklerinizi masaya yaslamayı bırakın. More Sentences
13	General	rest v.	yaslanmak
If you sit back and rest, you will feel much better. Arkanıza yaslanıp dinlenirseniz, kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz. More Sentences
14	General	rest v.	dayanmak
Must it really rest upon its not having to cost anything? Gerçekten de hiçbir maliyeti olmamasına mı dayanmalı? More Sentences
15	General	rest v.	durmak
There is no rest for the weary. Durmak yok yola devam. More Sentences
16	General	rest v.	koymak
She rested her hands on her lap and looked up at me. Ellerini kucağına koydu ve bana baktı. More Sentences
17	General	rest v.	dayamak
Hillary rested the ladder against the wall. Hillary merdiveni duvara dayadı. More Sentences
18	General	rest v.	rahat etmek
He could not rest until he knew the truth. Gerçeği öğrenene kadar rahat edemedi. More Sentences
19	General	rest v.	dinlenmek
I hope you have the relaxation and rest that we all deserve. Umarım hepimizin hak ettiği rahatlama ve dinlenmeyi yaşarsınız. More Sentences
20	General	rest v.	ebedi istirahatte olmak
Muhammad Ali had chosen his hometown as his final resting place. Muhammed Ali ebedi istirahat yeri olarak memleketini seçmişti. More Sentences
Sport
21	Sport	rest n.	dinlenme
As such, this day of rest is deeply ingrained in European culture. Bu nedenle, bu dinlenme günü Avrupa kültürüne derinlemesine yerleşmiştir. More Sentences
22	Sport	rest v.	dinlenmek
They require long working periods without proper rest and they provide completely inadequate medical attention. Doğru düzgün dinlenmeden uzun çalışma süreleri talep etmekte ve tamamen yetersiz tıbbi bakım sağlamaktadırlar. More Sentences
Music
23	Music	rest n.	es
Rudy's part starts after a two-second rest. Rudy'nin bölümü iki saniyelik esten sonra başlıyor. More Sentences
Common Usage
24	Common Usage	rest n.	kalan
General
25	General	rest n.	erinç
26	General	rest n.	kalıntı
27	General	rest n.	misafirhane
28	General	rest n.	yatma
29	General	rest n.	asayiş
30	General	rest n.	sükün
31	General	rest n.	artık
32	General	rest n.	tatil
33	General	rest n.	dinlenme yeri
34	General	rest n.	geri
35	General	rest n.	sükunet
36	General	rest n.	kalan
37	General	rest n.	paydos
38	General	rest n.	dayanak
39	General	rest n.	bakiye
40	General	rest n.	sükun
41	General	rest n.	geri kalan
42	General	rest n.	ölüm
43	General	rest n.	artan
44	General	rest n.	mezar
45	General	rest n.	dinginlik
46	General	rest n.	durak
47	General	rest v.	mola vermek
48	General	rest v.	uzanmak
49	General	rest v.	nefes almak
50	General	rest v.	kalmak
51	General	rest v.	olmaya devam etmek
52	General	rest v.	dikmek (bakış)
53	General	rest v.	ebedi istirahatta olmak
54	General	rest v.	ölmek
55	General	rest v.	çıkarmak
56	General	rest v.	yatmak
57	General	rest v.	uyumak
58	General	rest v.	güvenmek
59	General	rest v.	soluk almak
60	General	rest v.	gömülü olmak
61	General	rest v.	istirahat etmek
62	General	rest v.	soluklanmak
63	General	rest v.	dayandırmak
64	General	rest v.	oturtmak
Trade/Economic
65	Trade/Economic	rest n.	geri kalan miktar
66	Trade/Economic	rest adj.	artan
67	Trade/Economic	rest adj.	bakiye
68	Trade/Economic	rest adj.	kalan
Technical
69	Technical	rest n.	hareketsizlik
70	Technical	rest n.	yuva
71	Technical	rest v.	istinat etme
Food Engineering
72	Food Engineering	rest v.	dinlendirmek (şarap vb)
Physics
73	Physics	rest adj.	durağan
74	Physics	rest adj.	hareketsiz
Hunting
75	Hunting	rest n.	destek
76	Hunting	rest n.	mesnet
Sport
77	Sport	rest n.	buz
78	Sport	rest n.	kompres
79	Sport	rest n.	kompres ve yüksekte tutma
80	Sport	rest n.	yüksekte tutma ve teşhis
Music
81	Music	rest n.	durak
82	Music	rest n.	pan flüte benzer tasarımlı bir arma

Meanings of "rest" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	take a rest v.	dinlenmek
How about taking a rest? Dinlenmeye ne dersiniz? More Sentences
General
2	General	the rest n.	geri kalan
It is a great example for the rest of the African countries. Afrika'nın geri kalan ülkeleri için harika bir örnek. More Sentences
3	General	rest room n.	tuvalet
As soon as Jim got home, he made a beeline for the rest room. Jim eve gider gitmez tuvalete koştu. More Sentences
4	General	bed rest n.	yatak istirahati
When you have a cold, you need bed rest to beat the infection. Soğuk algınlığı geçirdiğinizde, enfeksiyonu yenmek için yatak istirahatine ihtiyacınız vardır. More Sentences
5	General	rest areas n.	dinlenme alanları
Tom stopped at a rest area. Tom bir dinlenme alanında durdu. More Sentences
6	General	the rest n.	kalan kısım
May I have the rest of your fries? Patates kızartmanızın kalanını alabilir miyim? More Sentences
7	General	rest with v.	(kararı vermek) (birine) kalmak
The final decision rests with the students themselves. Son karar öğrencilere kalmış. More Sentences
8	General	rest on v.	dayanmak
What, however, should this strategy rest on? Ancak bu strateji neye dayanmalıdır? More Sentences
9	General	rest with v.	elinde olmak
The monopoly on making legislative proposals will rest with people who can no longer be elected. Yasa teklifinde bulunma tekeli artık seçilemeyecek olan kişilerin elinde olacaktır. More Sentences
10	General	rest on v.	bağlı olmak
Okay, you're saying this whole thing rests on Joel's decision. Tamam, her şeyin Joel'in kararına bağlı olduğunu söylüyorsun. More Sentences
11	General	take a rest v.	dinlenmek
Tom advised Mary to take a rest. Tom Mary'ye dinlenmesini tavsiye etti. More Sentences
12	General	rest assured v.	emin olmak
Rest assured, this is something that I regret, as we had 16 female speakers to just one male speaker. Emin olun ki 16 kadın konuşmacıya karşılık sadece bir erkek konuşmacımız olduğu için bu durumdan üzüntü duyuyorum. More Sentences
13	General	rest on v.	güvenmek
I rest on your promise. Sözüne güveniyorum. More Sentences
14	General	get rest v.	dinlenmek
Getting rest had a wonderful effect on him. Dinlenmek onun üzerinde harika bir etki yarattı. More Sentences
15	General	have a rest v.	dinlenmek
Would it not be good if they went and had a rest, if they retired? Gidip dinlenseler, emekli olsalar iyi olmaz mıydı? More Sentences
16	General	all the rest pron.	kalanların hepsi
And all the rest of us are guilty to a greater or lesser extent. Ve geri kalan hepimiz az ya da çok suçluyuz. More Sentences
Phrasals
17	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeyde) dinlenmek
We cannot, however, rest on these laurels. Bununla birlikte, bu defne üzerinde dinlenemeyiz. More Sentences
Phrases
18	Phrases	rest in peace expr.	huzur içinde yatsın
Mouloud Mammeri, may he rest in peace, would never have joined the separatists. Mouloud Mammeri, huzur içinde yatsın, asla ayrılıkçılara katılmazdı. More Sentences
Colloquial
19	Colloquial	get some rest v.	biraz dinlenmek
Let him get some rest. Bırak biraz dinlensin. More Sentences
20	Colloquial	rest of us pron.	geri kalanımız
Tom wasn't as fast as the rest of us. Tom geri kalanımız kadar hızlı değildi. More Sentences
21	Colloquial	get some rest expr.	biraz dinlen
Go home and get some rest. Evine git ve biraz dinlen. More Sentences
22	Colloquial	where's the rest? expr.	gerisi nerede?
Where's the rest of it? Gerisi nerede? More Sentences
General
23	General	rest house n.	mola yeri
24	General	rest home n.	huzurevi
25	General	work/rest cycles n.	çalışma dinlenme dönemleri
26	General	rest home n.	dinlenme evi
27	General	rest center n.	dinlenme merkezi
28	General	rest room n.	wc
29	General	the rest n.	artan
30	General	rest harrow n.	kayışkıran
31	General	the rest n.	bundan sonrası
32	General	work rest cycles n.	çalışma dinlenme dönemleri
33	General	the rest n.	kalanlar
34	General	the rest n.	kalan miktar
35	General	rest home n.	yaşlılar yurdu
36	General	rest room n.	dinlenme odası
37	General	day of rest n.	tatil günü
38	General	rest cure n.	yatak istirahati
39	General	rest house n.	misafirhane
40	General	rest house n.	pansiyon
41	General	rest stop n.	arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep
42	General	rest area n.	arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep
43	General	the rest of n.	geri kalan kısmı
44	General	eternal rest n.	ebedi istirahat
45	General	rest area n.	konaklama tesisi
46	General	rest stop n.	konaklama tesisi
47	General	rest home n.	misafirhane
48	General	longed-for rest n.	ölüm
49	General	rest-room n.	tuvalet
50	General	rest-room n.	hela
51	General	rest day n.	istirahat günü
52	General	neck rest n.	boyunluk
53	General	above the rest n.	diğerlerinden üstün
54	General	coffin rest n.	musalla taşı
55	General	in the rest of the game n.	oyunun geri kalanında
56	General	bed rest n.	yatakta tedavi
57	General	book rest n.	kitap altlığı
58	General	knife-rest n.	bıçak altlığı
59	General	rest of the game n.	maçın geri kalanı
60	General	rest of the game n.	oyunun geri kalanı
61	General	rest of the city n.	şehrin geri kalanı
62	General	rest of the match n.	maçın geri kalanı
63	General	rest of the country n.	ülkenin geri kalanı
64	General	rest of the family n.	ailenin geri kalanı
65	General	rest of the payment n.	ödemenin geri kalanı
66	General	rest of the population n.	nüfusun geri kalanı
67	General	rest of the world n.	dünyanın geri kalanı
68	General	the rest of the tour n.	turnenin kalanı
69	General	the rest of my family n.	ailemin geri kalanı/kalanını
70	General	three-day rest n.	üç günlük istirahat
71	General	8-hour period for rest n.	sekiz saatlik dinlenme süresi/dönemi
72	General	rest of the story n.	hikayenin geri kalanı
73	General	rest of amount n.	kalan miktar/meblağ/bakiye
74	General	winter rest n.	kış uykusu
75	General	eternal rest n.	ebedi uyku
76	General	rest break n.	ara dinlenme
77	General	rest of civilization n.	uygarlığın geri kalanı
78	General	spoon rest n.	kaşıklık
79	General	r&r (rest&relaxation) n.	dinlenme ve rahatlama
80	General	wrist rest n.	klavye bilek desteği
81	General	knife rest n.	bıçak altlığı
82	General	knife rest n.	bıçaklık
83	General	knife rest n.	bıçak standı
84	General	the rest of the weekend n.	hafta sonunun geri kalanı
85	General	the rest n.	artanlar
86	General	allow rest v.	oturtmak
87	General	have rest v.	uyumak
88	General	come to rest v.	durmak
89	General	be at rest v.	hareket etmemek
90	General	leave something to rest v.	dinlenmeye bırakmak
91	General	set somebody's mind at rest v.	rahatlatmak
92	General	have a rest v.	soluk almak
93	General	put somebody's mind at rest v.	yüreğine su serpmek
94	General	lay something to rest v.	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
95	General	rest on one's laurels v.	kazanılan şöhretle yetinmek
96	General	rest against v.	yaslanmak
97	General	lay to rest v.	gömmek
98	General	set somebody's mind at rest v.	yüreğine su serpmek
99	General	be at rest v.	çalışmamak
100	General	set someone's mind at rest v.	birini rahatlatmak
101	General	have a rest v.	soluklanmak
102	General	take a rest v.	istirahat etmek
103	General	rest on v.	gözünü ayırmamak
104	General	set someone's mind at rest v.	birinin kuşkularını ortadan kaldırmak
105	General	rest on one's oars v.	ağırdan almak
106	General	lay to rest v.	örtbas etmek
107	General	lay someone to rest v.	cenazeyi toprağa vermek
108	General	put something to rest v.	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
109	General	rest against v.	dayanmak
110	General	let rest v.	dinlendirmek
111	General	rest with v.	(kararı vermek vb) düşmek
112	General	rest on one's laurels v.	rehavete kapılmak
113	General	be at rest v.	hareketsiz olmak
114	General	retire to rest v.	uyumaya gitmek
115	General	pay the rest v.	kalanı ödemek
116	General	take something to rest v.	dinlenmeye almak
117	General	get rest v.	yorgunluk atmak
118	General	set someone's mind at rest v.	içine su serpmek
119	General	rest in peace v.	nur içinde yatmak
120	General	rest the dough v.	hamuru dinlendirmek
121	General	leave the rest to god v.	allah'a havale etmek
122	General	leave the rest to allah v.	allah'a havale etmek
123	General	leave the rest to god v.	allah'a bırakmak
124	General	leave the rest to allah v.	allah'a bırakmak
125	General	rest against v.	-e dayanmak
126	General	rest upon v.	-e dayanmak
127	General	rest on v.	-e dayalı olmak
128	General	rest against v.	-e dayalı olmak
129	General	rest on v.	-e dayamak
130	General	rest upon v.	-e dayalı olmak
131	General	rest against v.	-e dayamak
132	General	rest on v.	-e dayanmak
133	General	rest against v.	-e yaslamak
134	General	rest on v.	-e yaslamak
135	General	rest with v.	-e kalmak
136	General	rest on v.	-e koymak
137	General	rest on one's laurels v.	kazancının üzerine yatmak
138	General	rest on one's laurels v.	kazandıklarıyla yetinmek
139	General	rest on one's laurels v.	kazandıklarını geliştirmeden korumaya çalışmak
140	General	rest one's case v.	işlenen konunun anlatımını bitirmek
141	General	rest one's case v.	davanın tüm delillerini sunduğunu belirtmek
142	General	rest one's case v.	konuyu sonlandırmak
143	General	rest assured v.	müsterih olmak
144	General	rest one's head v.	kafasını dinlemek
145	General	rest one's head v.	kafa dinlemek
146	General	get a good rest v.	iyice dinlenmek
147	General	have some rest v.	biraz dinlenmek
148	General	leave the rest to god v.	gerisini tanrıya bırakmak
149	General	be on bed rest v.	yatak istirahatinde olmak
150	General	need professional care for the rest of one's life v.	hayatının geri kalan kısmında profesyonel bakıma ihtiyaç duymak
151	General	be paralyzed from the waist down for the rest of one's life v.	hayatının geri kalanı boyunca belden aşağısı felç olarak kalmak
152	General	rest one’s eyes v.	gözlerini dinlendirmek
153	General	get plenty of rest v.	bir hayli dinlenmek
154	General	get plenty of rest v.	bol bol dinlenmek
155	General	handle the rest v.	geri kalanı halletmek
156	General	put to eternal rest someone v.	ebedi istirahatgahına defnetmek
157	General	let the soil rest v.	toprağı dinlendirmek
158	General	rest at ease v.	rahat olmak
159	General	have time to rest v.	dinlenecek vakti olmak
160	General	leave the rest to god v.	tanrıya bırakmak
161	General	set the heart at rest v.	kendini rahatlatmak
162	General	at rest adj.	çalışmayan
163	General	at rest adj.	ölmüş
164	General	at rest adj.	hareketsiz rahatta ölmüş
165	General	at rest adj.	hareketsiz
166	General	at rest adj.	rahat
167	General	the rest of adj.	geri kalanı
168	General	at rest adv.	rahatta
169	General	for the rest of one's life adv.	ömrünün geri kalanında
170	General	from the rest of the world adv.	dünyanın geri kalanından
171	General	at rest adv.	işlemeyen
172	General	rest assured that conj.	inanınız ki
173	General	have a nice rest interj.	iyi dinlenmeler
174	General	god rest him/her interj.	huzur içinde yatsın
175	General	god rest him/her interj.	allah rahmet eylesin
176	General	r.i.p (rest in peace) interj.	huzur içinde yatsın
Phrasals
177	Phrasals	rest with v.	bağlı olmak
178	Phrasals	rest with v.	yetki alanında olmak
179	Phrasals	rest with v.	tasarrufunda olmak
180	Phrasals	rest in something v.	bir şeyde dinlenmek/rahatlamak
181	Phrasals	rest upon v.	birine/bir şeye bağlı olmak (bir konu/durumda)
182	Phrasals	rest from something v.	(bedensel yorulma vb'den dolayı) dinlenmek
183	Phrasals	rest up from something v.	...yorgunluğunu atmak
184	Phrasals	rest in (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bir şeyin içine yatırmak
185	Phrasals	rest in (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) bir şeyin içine koymak
186	Phrasals	rest in (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) içinde yatmak
187	Phrasals	rest in (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) içinde olmak
188	Phrasals	rest in (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) kaynaklanmak
189	Phrasals	rest in (something) v.	(bir şeyde/yerde) dinlenmek
190	Phrasals	rest in (something) v.	(bir şeyin/terin) içinde dinlemek/enerjisini toplamak
191	Phrasals	rest in (something) v.	(bir şeyde/yerde) uzanıp dinlenmek/enerjisini toplamak
192	Phrasals	rest in (something) v.	(bir şeyde/yerde) yatıp dinlenmek/enerjisini toplamak
193	Phrasals	rest in (something) v.	(bir şeyde/yerde) oturup dinlenmek/enerjisini toplamak
194	Phrasals	rest in (someone) v.	(birini) kenara almak
195	Phrasals	rest in (someone) v.	bir oyuncuyu kenara almak
196	Phrasals	rest in (someone) v.	bir oyuncuyu kenara alıp dinlendirmek
197	Phrasals	rest in (someone) v.	bir oyuncuyu bir süreliğine oyundan almak
198	Phrasals	rest in (someone) v.	bir oyuncuyu bir süre kenarda dinlendirmek
199	Phrasals	rest in (someone) v.	(birine/bir gruba) bir güç, otorite vermek
200	Phrasals	rest in (someone) v.	(birine/bir gruba) bir yetki vermek
201	Phrasals	rest in (someone) v.	(birine/bir gruba) bir hak vermek
202	Phrasals	rest in (someone) v.	(birine/bir gruba) bir şeyin kontrolünü vermek
203	Phrasals	rest in (someone) v.	(birine/bir gruba) bir şey bahşetmek
204	Phrasals	rest in (someone) v.	huzurla uyumak
205	Phrasals	rest in (someone) v.	yattığı yerde huzur bulmak
206	Phrasals	rest in (someone) v.	huzur içinde uyumak
207	Phrasals	rest something in someone or something v.	bir şeyin yetkisini birine/bir şeye vermek
208	Phrasals	rest something in someone or something v.	birini/bir şeyi bir şeyle görevlendirmek
209	Phrasals	rest something in someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye vermek
210	Phrasals	rest something in someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye bırakmak
211	Phrasals	rest in something v.	bir şeyde dinlenmek
212	Phrasals	rest in something v.	bir şeyin içinde dinlenmek
213	Phrasals	rest in something v.	bir şey içinde dinlenmek
214	Phrasals	rest in something v.	bir şeyden kaynaklanmak
215	Phrasals	rest in something v.	kökü/kökeni bir şeyde olmak
216	Phrasals	rest against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) dayanmak
217	Phrasals	rest against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) yaslanmak
218	Phrasals	rest against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) dayamak
219	Phrasals	rest against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) yaslamak
220	Phrasals	rest from v.	-den dolayı dinlenmek
221	Phrasals	rest from (doing) (something) v.	(bir şey yapmaya) ara verip dinlenmek
222	Phrasals	rest from (doing) (something) v.	(bir şey yapmayı) bırakıp dinlenmek
223	Phrasals	rest in v.	-de dinlenmek/rahatlamak
224	Phrasals	rest in v.	-in içine yatırmak
225	Phrasals	rest in v.	-in içine koymak
226	Phrasals	rest in v.	-in içinde yatmak
227	Phrasals	rest in v.	kenara alıp dinlendirmek
228	Phrasals	rest in v.	-in içinde olmak
229	Phrasals	rest in v.	-den kaynaklanmak
230	Phrasals	rest in v.	-e bir yetki vermek
231	Phrasals	rest in v.	-e bir hak vermek
232	Phrasals	rest in v.	-e bir şeyin kontrolünü vermek
233	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeyin) üzerinde durmak
234	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeyin) üzerine koyulmak
235	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeyin) üzerine koymak/bırakmak
236	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeye) dayamak
237	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeye) uzanmak/yatmak
238	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeye) uzanıp/yatıp dinlenmek
239	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeye) dayanmak
240	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeye) bağlı olmak
241	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeyde) yatmak
242	Phrasals	rest on (something) v.	(bir şeye) güvenmek
243	Phrasals	rest up v.	yorgunluğunu atmak
244	Phrasals	rest up v.	dinlenmek
245	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeyin) üzerinde durmak
246	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeyin) üzerine koyulmak
247	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeyin) üzerine koymak/bırakmak
248	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeye) dayamak
249	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeye) uzanmak/yatmak
250	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeye) uzanıp/yatıp dinlenmek
251	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeyde) dinlenmek
252	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeye) dayanmak
253	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeye) bağlı olmak
254	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeyde) yatmak
255	Phrasals	rest upon (something) v.	(bir şeye) güvenmek
256	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bağlı olmak
257	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) elinde olmak
258	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ait olmak
259	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birinde/bir şeyde) yatmak
260	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) vermek
261	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) bahşetmek
262	Phrasals	rest with (someone or something) v.	(birine/bir şeye) yetki vermek
Phrases
263	Phrases	and the rest expr.	çok daha fazlası
264	Phrases	as for the rest expr.	diğerlerine gelince
265	Phrases	as for the rest expr.	geri kalanına gelince
266	Phrases	the rest is up to you expr.	gerisi sana kalmış
267	Phrases	the rest is up to you expr.	gerisi size kalmış
268	Phrases	for the rest of their lives expr.	hayatlarnın geri kalanında
269	Phrases	for the rest expr.	geriye kalan
270	Phrases	rest assured expr.	hiç endişeniz olmasın
271	Phrases	the rest of expr.	geri kalanlar
272	Phrases	the rest of you expr.	geri kalanlarız
273	Phrases	rest in peace expr.	nur içinde yatsın
274	Phrases	as for the rest expr.	kalanına gelince
275	Phrases	for the rest expr.	ötesine gelince
276	Phrases	in the rest of the match expr.	maçın geri kalanında
277	Phrases	rest in peace expr.	mekanı cennet olsun
278	Phrases	rest in peace expr.	toprağı bol olsun
279	Phrases	and the rest expr.	ve devamı
280	Phrases	may he/she rest in peace expr.	ruhu şad olsun
Proverb
281	Proverb	there is no rest for the weary	yorulsanda çalışmaya devam etmelisin
282	Proverb	there is no rest for the weary	durmak yok yola devam
283	Proverb	a change is as good as a rest	tebdil-i mekanda ferahlık vardır
284	Proverb	a change is as good as a rest	değişiklikte fayda vardır
285	Proverb	a change is as good as a rest	değişiklik yapmak yeni bir soluk getirir
286	Proverb	if one sheep leaps over the ditch, all the rest will follow	eğer bir koyun hendekten atlarsa, diğerleri de arkasından atlar/onu takip eder
Colloquial
287	Colloquial	give it a rest n.	bırak (artık) peşini
288	Colloquial	give it a rest n.	bırak artık şu inadı
289	Colloquial	give it a rest n.	bırak artık şu işin ucunu
290	Colloquial	rest of the world n.	dünyanın geri kalanı
291	Colloquial	for the rest of his life n.	hayatının geri kalanını
292	Colloquial	give it a rest v.	bir şeye ara vermek
293	Colloquial	god rest one's soul expr.	allah rahmet eylesin
294	Colloquial	give it a rest! expr.	biraz huzur ver!
295	Colloquial	let it rest expr.	boş ver
296	Colloquial	like the rest of us expr.	diğerlerimiz gibi
297	Colloquial	rip (rest in peace) expr.	huzur içinde yatsın
298	Colloquial	in the rest of the day expr.	günün geri kalanında
299	Colloquial	rest of his life expr.	hayatının geri kalanın
300	Colloquial	god rest his soul expr.	huzur içinde yatsın
301	Colloquial	god rest one's soul expr.	nur içine yatsın
302	Colloquial	god rest her soul expr.	ruhu şad olsun
303	Colloquial	give it a rest! expr.	sus artık!
304	Colloquial	keep the rest expr.	üstü kalsın
305	Colloquial	let it rest expr.	boş ver
306	Colloquial	let it rest expr.	konuyu kapat, konuyu bir kenara bırak
307	Colloquial	let it rest expr.	bir konuda konuşmayı/bir şey yapmayı bırak
308	Colloquial	let it rest expr.	koy ver
309	Colloquial	let it rest expr.	salla gitsin
310	Colloquial	(god) rest his/her soul expr.	ruhu şad olsun
311	Colloquial	(god) rest his/her soul expr.	huzur içinde yatsın
312	Colloquial	(god) rest his/her soul expr.	allah rahmet eylesin
313	Colloquial	(god) rest his/her soul expr.	nur içinde yatsın
314	Colloquial	(god) rest their soul expr.	ruhları şad olsun
315	Colloquial	(god) rest their soul expr.	huzur içinde yatsınlar
316	Colloquial	(god) rest their soul expr.	nur içinde yatsınlar
317	Colloquial	and the rest expr.	falan
318	Colloquial	and the rest expr.	falan filan
319	Colloquial	and the rest expr.	gibi şeyler
320	Colloquial	and the rest expr.	ve bunun/onun gibi şeyler
321	Colloquial	and the rest expr.	ve benzeri şeyler
322	Colloquial	and the rest expr.	vesaire
323	Colloquial	and the rest expr.	bu tarzda vesaire
324	Colloquial	and the rest expr.	filan
325	Colloquial	and the rest expr.	falan feşmekan
326	Colloquial	and the rest expr.	ve dahası
327	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	falan
328	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	ve bunun/onun gibi bir sürü şey
329	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	ve benzeri şeyler
330	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	vesaire
331	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	ve dahası
332	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	ve devamı
333	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	ve çok daha fazlası
334	Colloquial	and (all) the rest (of it) expr.	ve daha neler neler
335	Colloquial	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.	bir rahat bırak!
336	Colloquial	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.	bir rahat ver!
337	Colloquial	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.	dur artık!
338	Colloquial	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.	sus artık!
339	Colloquial	(why don't you) give it a rest! [uk] expr.	biraz huzur ver!
340	Colloquial	god rest soul expr.	allah rahmet eylesin
341	Colloquial	god rest soul expr.	huzur içinde yatsın
342	Colloquial	god rest soul expr.	nur içine yatsın
343	Colloquial	god rest soul expr.	ruhu şad olsun
344	Colloquial	god rest his/her soul expr.	allah rahmet eylesin
345	Colloquial	god rest his/her soul expr.	huzur içinde yatsın
346	Colloquial	god rest his/her soul expr.	nur içine yatsın
347	Colloquial	god rest his/her soul expr.	ruhu şad olsun
348	Colloquial	rest of her life expr.	hayatının geri kalanı
349	Colloquial	for the rest of her life expr.	hayatının geri kalanını
350	Colloquial	ronz (rest of new zealand) abrev.	yeni zelanda'nın geri kalanı
Idioms
351	Idioms	the rest is gravy n.	bu da mükafatı
352	Idioms	the rest is gravy n.	kısa günün karı
353	Idioms	a change is as good as a rest n.	tebdili mekanda hayır vardır
354	Idioms	rest on one's oars v.	(kürek) çekmeyi kesmek
355	Idioms	rest on the oars v.	(kürek) çekmeyi kesmek
356	Idioms	set one's rest v.	karar vermek
357	Idioms	rest on the oars v.	dinlenmek
358	Idioms	rest on one's oars v.	durmak
359	Idioms	rest on the oars v.	durmak
360	Idioms	rest on the oars v.	kendine tatil vermek
361	Idioms	set someone's mind at rest v.	birinin yüreğine su serpmek
362	Idioms	put mind at rest v.	birisini rahatlatmak
363	Idioms	bring something to rest v.	bir şeyi durdurmak
364	Idioms	set mind at rest v.	birisini rahatlatmak
365	Idioms	put someone's mind at rest v.	birisini rahatlatmak
366	Idioms	set someone's mind at rest v.	birisini rahatlatmak
367	Idioms	rest on one's oars v.	dinlenmek
368	Idioms	come to rest v.	durmak
369	Idioms	lay someone to rest v.	ebedi istirahatgahına yerleştirmek
370	Idioms	come to rest v.	hedefine ulaşıp durmak
371	Idioms	rest easy v.	huzura kavuşmak
372	Idioms	rest on one's laurels v.	gözü doymak
373	Idioms	put someone's mind at rest v.	içine su serpmek
374	Idioms	set someone's mind at rest v.	içine su serpmek
375	Idioms	put something to rest v.	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
376	Idioms	rest on one's oars v.	mola vermek
377	Idioms	rest on one's oars v.	kendine tatil vermek
378	Idioms	lay something to rest v.	nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
379	Idioms	lay someone to rest v.	son uykusuna yatırmak
380	Idioms	rest easy v.	rahat olmak
381	Idioms	lay someone to rest v.	son yolculuğuna uğurlamak
382	Idioms	rest easy v.	sıkıntı yapmamak
383	Idioms	lay the ghost of something to rest v.	sonunda birşey hakkında endişelenmeyi/üzülmeyi bırakmak
384	Idioms	put something to rest v.	tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak
385	Idioms	lay something to rest v.	tatsız bir olayı unutmak ve sanki hiç olmamış gibi davranmak
386	Idioms	set someone's mind at rest v.	yüreğine su serpmek
387	Idioms	lay someone to rest v.	(ölüyü) gömmek
388	Idioms	put someone's mind at rest v.	yüreğine su serpmek
389	Idioms	rest on one's laurels v.	yan gelip yatmak
390	Idioms	rest on one's oars v.	uzun süre çalıştıktan sonra mola vermek
391	Idioms	live out (the rest of) (one's) days v.	(son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
392	Idioms	live out (the rest of) (one's) days v.	kalan ömrünü bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
393	Idioms	lay (something) at rest v.	(bir sorunu) çözümlemek
394	Idioms	lay (something) at rest v.	(bir konuyu) sonuçlandırmak
395	Idioms	lay (something) at rest v.	(bir konu hakkındaki) soruları dindirmek
396	Idioms	lay (something) at rest v.	(bir şeyi) yatıştırmak/sakinleştirmek/rahatlatmak
397	Idioms	rest (squarely) on (someone's) shoulders v.	(doğrudan birinin) sorumluluğu olmak
398	Idioms	rest (squarely) on (someone's) shoulders v.	(tamamen birinin) omuzlarında olmak
399	Idioms	rest (squarely) on (someone's) shoulders v.	(birinin tek) sorumluluğu olmak
400	Idioms	set (one's) mind to rest v.	(birini) rahatlatmak
401	Idioms	set (one's) mind to rest v.	(birinin) içini rahatlatmak
402	Idioms	set (one's) mind to rest v.	(bininin) endişesini/korkusunu bastırmak
403	Idioms	set (one's) mind to rest v.	(birini) yatıştırmak
404	Idioms	spend the rest of (one's) days v.	kalan günlerini geçirmek
405	Idioms	spend the rest of (one's) days v.	hayatının kalanını geçirmek
406	Idioms	spend the rest of (one's) days v.	hayatının kalan kısmını geçirmek
407	Idioms	spend the rest of (one's) days v.	ömrünün/hayatının geri kalanını geçirmek
408	Idioms	spend the rest of (one's) life v.	hayatının kalanını geçirmek
409	Idioms	spend the rest of (one's) life v.	hayatının kalan kısmını geçirmek
410	Idioms	spend the rest of (one's) life v.	ömrünün/hayatının geri kalanını geçirmek
411	Idioms	lay to rest v.	defnetmek
412	Idioms	put (one's) mind to rest v.	(birini) rahatlatmak
413	Idioms	put (one's) mind to rest v.	(birinin) içine su serpmek
414	Idioms	put (one's) mind to rest v.	(birinin) yüreğine su serpmek
415	Idioms	be laid to rest v.	defnedilmek
416	Idioms	be laid to rest v.	(ölü) gömülmek
417	Idioms	be laid to rest v.	toprağa verilmek
418	Idioms	be laid to rest v.	son yolculuğuna uğurlanmak
419	Idioms	be laid to rest v.	çözülmek
420	Idioms	be laid to rest v.	sona ermek
421	Idioms	be laid to rest v.	düzelmek
422	Idioms	be laid to rest v.	çözüme kavuşmak
423	Idioms	be laid to rest v.	hallolmak
424	Idioms	be put to rest v.	ebedi istirahatgahına defnedilmek
425	Idioms	be put to rest v.	defnedilmek
426	Idioms	be put to rest v.	toprağa verilmek
427	Idioms	be put to rest v.	çözülmek
428	Idioms	be put to rest v.	sona ermek
429	Idioms	be put to rest v.	düzelmek
430	Idioms	be put to rest v.	çözüme kavuşmak
431	Idioms	be put to rest v.	hallolmak
432	Idioms	give (something) a rest v.	(bir şeye) ara vermek
433	Idioms	give (something) a rest v.	(bir şeyi) bir süreliğine bırakmak/durdurmak
434	Idioms	give something a rest v.	bir şeye ara vermek
435	Idioms	give something a rest v.	bir şeyi bir süreliğine bırakmak/durdurmak
436	Idioms	lay at rest v.	rahatlatmak
437	Idioms	lay at rest v.	sakinleştirmek
438	Idioms	lay at rest v.	sonuca/çözüme kavuşturmak
439	Idioms	lay at rest v.	açıklığa kavuşturmak
440	Idioms	lay at rest v.	yatıştırmak
441	Idioms	lay somebody to rest v.	cenazeyi toprağa vermek
442	Idioms	lay somebody to rest v.	birini ebedi istirahatgahına yerleştirmek
443	Idioms	lay somebody to rest v.	birini son uykusuna yatırmak
444	Idioms	lay somebody to rest v.	birini son yolculuğuna uğurlamak
445	Idioms	lay somebody to rest v.	(ölüyü) gömmek
446	Idioms	let (something) rest v.	(bir şeyi) oluruna bırakmak
447	Idioms	let (something) rest v.	(bir şeyi) bir kenara bırakmak
448	Idioms	let (something) rest v.	(bir şeyin) üzerinde durmamak
449	Idioms	let (something) rest v.	(bir şeyi) üstelememek
450	Idioms	let (something) rest v.	(bir şeyi) düşünmeyi/tartışmayı bırakmak
451	Idioms	live out (the rest of) (one's) life v.	(son günlerini) bir şey yaparak ya da bir yerde geçirmek
452	Idioms	live out (the rest of) (one's) life v.	(kalan ömrünü) bir yerde ya da bir şey yaparak geçirmek
453	Idioms	not rest on (one's) laurels v.	rehavete kapılmamak
454	Idioms	not rest on (one's) laurels v.	kazandıklarıyla/geldiği yerle yetinmemek
455	Idioms	not rest on (one's) laurels v.	kendini geliştirmeye devam etmek
456	Idioms	not rest on (one's) laurels v.	başarılarıyla yetinmemek
457	Idioms	not rest on (one's) laurels v.	başarısına başarı katmaya devam etmek
458	Idioms	not rest on (one's) laurels v.	ilerlemesini/gelişimini sürdürmek
459	Idioms	not rest on your laurels v.	rehavete kapılmamak
460	Idioms	not rest on your laurels v.	kazandıklarıyla/geldiği yerle yetinmemek
461	Idioms	not rest on your laurels v.	kendini geliştirmeye devam etmek
462	Idioms	not rest on your laurels v.	başarılarıyla yetinmemek
463	Idioms	not rest on your laurels v.	başarısına başarı katmaya devam etmek
464	Idioms	not rest on your laurels v.	ilerlemesini/gelişimini sürdürmek
465	Idioms	put (one's) mind at rest v.	(birinin) içini rahatlatmak
466	Idioms	put (one's) mind at rest v.	(birinin) içine/yüreğine su serpmek
467	Idioms	put (someone) to rest v.	(birini) toprağa vermek
468	Idioms	put (someone) to rest v.	(birini) ebedi istirahatgahına defnetmek
469	Idioms	put (someone) to rest v.	(birini) son yolculuğuna uğurlamak
470	Idioms	put (something) to rest v.	(bir konuyu) bir kenara bırakmak
471	Idioms	put (something) to rest v.	(bir konuyu) rafa kaldırmak
472	Idioms	put (something) to rest v.	(bir konuyu) kapatmak
473	Idioms	put to rest v.	ebedi istirahatgahına defnetmek
474	Idioms	put to rest v.	defnetmek
475	Idioms	put to rest v.	toprağa vermek
476	Idioms	put to rest v.	halletmek
477	Idioms	put to rest v.	çözmek
478	Idioms	rest on your laurels v.	rehavete kapılmak
479	Idioms	rest on your laurels v.	kazanılan şöhretle yetinmek
480	Idioms	rest on your laurels v.	kazandıklarıyla yetinmek
481	Idioms	rest on your laurels v.	kazancının üzerine yatmak
482	Idioms	rest on your laurels v.	kazandıklarını geliştirmeden korumaya çalışmak
483	Idioms	rest on your oars v.	rehavete kapılmak
484	Idioms	rest on your oars v.	kazanılan şöhretle yetinmek
485	Idioms	rest on your oars v.	kazandıklarıyla yetinmek
486	Idioms	rest on your oars v.	kazancının üzerine yatmak
487	Idioms	rest on your oars v.	kazandıklarını geliştirmeden korumaya çalışmak
488	Idioms	rest on your oars v.	durmak
489	Idioms	rest on your oars v.	kendine tatil vermek
490	Idioms	rest your case v.	davada delilleri ve iddiaları sunmayı tamamlamak
491	Idioms	rest your case v.	konuyu sonlandırmak
492	Idioms	rest your case v.	konunun anlatımını bitirmek
493	Idioms	rest your case v.	konuyla ilgili yeterince kanıt sunduğunu düşünmek
494	Idioms	set (one's) heart at rest v.	(birini) rahatlatmak
495	Idioms	set (one's) heart at rest v.	(birini) sakinleştirmek
496	Idioms	set (one's) heart at rest v.	(birinin) içine su serpmek
497	Idioms	set (something) at rest v.	(bir şeyi) çözmek
498	Idioms	set (something) at rest v.	(bir şeyi) sonuçlandırmak
499	Idioms	set (something) at rest v.	(bir şeyi) rahatlatmak
500	Idioms	set (something) at rest v.	(bir şeyin) çaresine bakmak