action - Turkish English Dictionary
History

action

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "action" in Turkish English Dictionary : 90 result(s)

English Turkish
Common Usage
action n. çalışma
action n. davranış
action n. aksiyon
action n. eylem
action n. faaliyet
action n. fiil
General
action n. amel
action n. önlem
action n. etkime
action n. meşguliyet
action n. nüfuz
action n. tesir
action n. tedbir
action n. devim
action n. devinim
action n. etkileme
action n. dava
action n. çarpışma
action n. muharebe
action n. devinme
action n. olayların gelişimi
action n. kuvvet
action n. hisse senedi
action n.
action n. hukuk davası
action n. etki
action n. şirket hissesi
action n. kilise ayini
action n. görsel canlılık
action n. savaş
action n. çatışma
action n. harp
action n. ana konu
action n. asıl hikaye
action n. hareket biçimi
action n. hareket tarzı
action n. vuruşma
action n. çatışma
action n. olay
action n. yasal işlem
action n. adli işlem
action n. esas konu
action n. asıl konu
action n. konunun aslı/özü
action n. işleyiş biçimi
action n. işleyiş tarzı
action n. işleme biçi
action n. çalışma biçimi/tarzı
action n. yapma
action n. hukuki süreç
action n. eğlence
Trade/Economic
action n. dava
action n. edim
action n. etki
action n. hisse senedi
action n.
action n. tesir
Law
action n. davranış
action n. dava
action n. eylem
action n. fiil
action n. fiiliyat
action n. hukuk davası
action n. hareket
Politics
action n. dava
action n. davranış
action n. eylem
action n. tutum
Technical
action n. faaliyet
action n. hareket
Computer
action n. etki
action n. işlem
action n.
Literature
action n. olaylar dizini
action n. olay örgüsü
Linguistics
action n.
Hunting
action n. genelde doldurup kapatan ateşleme yapan açıp boşaltma mekanizma grubu
action n. mekanizma
Sport
action n. hareket
Music
action n. tel yüksekliği
Theatre
action n. olay
action n. oyuncunun hareketleri
Cinema
action n. olgu
Slang
action n. bahis/kumar
action n. çapkınlık
action n. zamparalık
action v. seksi
action v. aganigi naganigi
action v. yasa dışı faaliyet
action v. uyuşturucu ticareti

Meanings of "action" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
lack of grounds for legal action n. takipsizlik
action constancy n. eylem sabitliği
incident action plan n. olay hareket planı
corrective action n. düzeltici eylem
wave action n. dalga hareketi
area requiring corrective action n. düzeltilmeye muhtaç kısım
manner of action n. hareket biçimi
freedom of economic action n. hür teşebbüs
description of action n. eylem tanımı
emergency action n. acil müdahale
exlusionary action n. dışlayıcı hareket
unilateral action n. tek taraflı hareket
course of action n. davranış biçimi
preventive action n. önleyici faaliyet
industrial action n. grev
emergency action level n. acil durum müdahale seviyesi
dismissal of action n. davanın reddi
precautionary action n. koruyucu tedbir
corrective action n. düzeltici faaliyet
police action n. polis işi
action pattern n. eylem modeli
possible action n. olası harekat
double action n. çift etki
framework of action n. eylem çerçevesi
thermogenic action n. pirojen etki
discontinuance of action n. davanın düşmesi
industrial action n. işi yavaşlatma
fixed action n. sabit eylem
course of action n. hareket biçimi
real action n. ayni dava
inotropic action n. inotropik faaliyet
specific action n. spesifik etki
legal action n. hukuk davası
physiologic action n. fizyolojik etki
group action n. grup çalışması
remedial action n. düzeltici işlemler
action times n. hareket zamanları
freedom of economic action n. serbest girişim
emotional action n. duygusal eylem
action philosophy n. aksiyon felsefesi
action of nato n. nato harekatı
personal action n. alacak davası
human action n. insan hareketi
plan of action n. hareket planı
framework of action n. çerçeve eylem
plan of action n. harekat planı
affirmative action programs n. eşit ekonomik fırsatlara yönelik programlar
cross action n. mukabil dava
action front n. eylem cephesi
bad action n. kötülük
direct action n. doğrudan doğruya yöneltilmiş hareket
action replay n. tekrar
mutual action n. karşılıklı etki
action for fixing of period of service n. hizmet tespit davası
protective action recommendation n. koruyucu eylem tavsiyesi
relief action n. yardım eylemi
mass action n. kitle eylemi
least action n. en az eylem
freedom of action n. hareket özgürlüğü
impulsive action n. fevri hareket
urgent action n. acil eylem
moral action n. ahlaki eylem
common action n. ortak işlem
action game n. aksiyon oyunu
great environmental action n. büyük çevre hareketi
action officer n. özellikle düşman bölgesinde görev yapan gizli ajan
action plan n. aksiyon planı
aggressive action n. saldırgan hareket
reflex action n. refleks hareket
reflex action n. istenç dışı hareket
chemical action n. kimyasal etki
terrorist action n. terör eylemi
action and reaction n. etki tepki
bad action n. amel-i talih
good action n. amel-i salih
well-timed action n. isabet
social action n. sosyal eylem
reprisal action n. misilleme hareketi
retaliatory action n. misilleme hareketi
onset of action n. etki başlangıcı
bold action n. cüretkar hareket
remedial action n. iyileştirici faaliyet
curative action n. iyileştirici faaliyet
rehabilitative action n. iyileştirici faaliyet
valid action n. geçerli eylem
concrete action n. somut eylem
voluntary action n. gönüllü eylem
action planning n. eylem planı hazırlama
action planning n. eylem planlama
course of action n. eylem planı
course of action n. yol haritası
course of action n. belirli bir konuda amaca ulaşmak için yapılması gereken işler bütünü
rearguard action n. son çırpınışlar
rearguard action n. son çabalar
intentional action n. kasıtlı hareket
human action n. insan eylemi
proper action n. yerinde davranış
proper action n. uygun/doğru olan hareket
early action n. erken eylem
falling action (in a work of literature) n. düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm
action committee n. faaliyet/eylem komitesi
rising action n. tırmanan olaylar zinciri
man of action n. girişimci adam
man of action n. girişken kimse
action page n. eylem sayfası
action in tort n. haksız davranış/fiil
action learning n. faaliyet öğrenme
legal action n. yasal girişim
action sport n. macera sporu
action sport n. aksiyon sporu
action sport n. ekstrem spor
legal action n. kanuni işlem
legal action n. yasal işlem
proper course of action in disasters n. afetlerde doğru hareket tarzı
proper course of action n. doğru hareket tarzı
proper course of action n. uygun hareket tarzı
action figure n. aksiyon figürü
prompt action n. acil eylem
prompt action n. acil müdahale
prompt action n. hemen harekete geçilmesi
taking action n. harekete geçme
call to action n. eylem çağrısı
action at law n. kanuni işlem
action figure n. koleksiyon figürü
action on the case [obsolete] n. dava nevinden
action at law n. yasal işlem
action at law n. yasal girişim
action at law n. hukuk davası
carrying into action n. başarılı bir şekilde gerçekleştirme
carrying into action n. uygulamaya geçirme
carrying into action n. sahip olunan bilgiyi pratiğe dökme
emergency action plan n. acil durum eylem planı
impossible action n. olanaksız faaliyet
impossible action n. bulunmayan alternatif
impossible action n. olanaksız eylem
coalition action n. çok uluslu harekat
present action n. mevcut eylem
side action n. yan etki
free action n. özgür eylem
enter an action v. dava açmak
go into action v. faaliyete geçmek
take action v. el koymak
go into action v. faaliyete başlamak
take criminal action against v. cezai işlem uygulamak
swing into action v. harekete geçivermek
put into action v. yürürlüğe koymak
succeed in an action v. davayı kazanmak
go into action v. harekete geçmek
take action v. şikayet etmek
prod someone into action v. birini harekete geçirmek
take action v. bir harekette bulunmak
go into action v. eyleme geçmek
bring an action against v. dava açmak
put out of action v. bozmak
get into action v. hareketlenmek
perform an action v. iş yapmak
take action v. dava açmak
take action v. harekete geçmek
leap in action v. meydana atılmak
increase the radius of action v. hareket alanını arttırmak
increase the radius of action v. hareket alanını genişletmek
put (ideas/plans etc) into action v. fiiliyata geçirmek
put something into action v. fiiliyata geçirmek
put into action v. fiiliyata geçirmek
put a plan into action v. planı devreye sokmak
put a plan into action v. planı faaliyete geçirmek
put out of action v. saf dışı etmek
put out of action v. saf dışı bırakmak
suggest a course of action v. fikir vermek
put out of action v. pasif kılmak
put in action v. harekete geçirmek
enter an action v. faaliyete girişmek
take an action v. dava açmak
take an action v. harekete geçmek
take action v. gerekli adımları atmak
take action v. işlem yapmak
bring an action v. birinin aleyhine dava açmak
bring an action v. dava açmak
bring an action v. dava ikame etmek
bring an action against one v. birisi aleyhine dava açmak
take action v. aksiyon almak
take legal action against v. hakkında yasal işlem başlatmak
take legal action v. hukuki yollara başvurmak
take legal action v. hukuka başvurmak
put something into action v. (bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
make an action v. aksiyon yapmak
step into action v. harekete geçmek
watch an action movie v. aksiyon filmi izlemek
watch an action movie v. aksiyon filmi seyretmek
watch an action film v. aksiyon filmi izlemek
watch an action film v. aksiyon filmi seyretmek
take action v. harekete geçmek
take joint action v. birlikte hareket etmek
take a firm action v. kararlı bir adım atmak
take a firm action v. katı bir tedbir almak
take legal action on the matter v. konuyla ilgili hukuki süreç başlatmak
initiate legal action against v. -e karşı yasal süreç başlatmak
initiate legal action against v. -e karşı hukuki süreç başlatmak
be pressed up to the point of action v. harekete geçmek zorunda bırakılmak
be pressed up to the point of action v. harekete geçmeye mecbur kalacak şekilde baskı altında kalmak
take action immediately v. derhal harekete geçmek
take an action v. aksiyon almak
commence an action v. dava açmak
take drastic action v. sert tedbir/önlem almak
out of action adj. saf dışı (oyuncu/asker)
full of action adj. çalışkan
in action adj. eylem halinde
out of action adj. işlemeyecek hale gelmiş
full of action adj. faal
full of action adj. hareketli
action-packed adj. heyecanlı
action-specific adj. eyleme özgü
out-of-action adj. bozuk
ready for action adj. harekete hazır
action-packed adj. aksiyon dolu
action-packed adj. heyecan dolu
delayed-action adj. geç hareket eden
delayed-action adj. tavikli
delayed-action adj. geç hareketli
fast-action adj. hızlı etki gösteren
fast-action adj. çabuk etkili olan
single-action adj. tek etkili
single-action adj. tek yönlü
single-action adj. tek taraflı
slide-action adj. pompalı
slide-action adj. pompa mekanizmalı
in full action adv. tam güç
action stations interj. alarm
cpag (child poverty action group) abrev. çocuk yoksulluğu eylem grubu
Phrasals
come into action v. eyleme geçmek
come into action v. harekete geçmek
come into action v. faaliyete geçmek
Phrases
action to be taken n. atılacak adım
action to be taken n. alınacak önlem
call to action n. eyleme çağrı
for further action n. gereğinin yapılması
the action plans to be taken will be defined expr. alınacak aksiyon planları tanımlanacak
I kindly request you to take necessary action expr. gereğini rica ederim
please take necessary action expr. gereğini rica ederim
kindly submitted for necessary action expr. gereğini arz ederim
kindly submitted for necessary action expr. gereğini müsaadelerinizle arz ederim
the best course of action expr. en doğru yol
I kindly request you to take necessary action expr. gereğinin yapılmasını arz ederim
out of action expr. kullanılmaz halde
out of action expr. kullanım dışı
out of action expr. kullanımdan çıkarılmış
out of action expr. sakatlanmış
action to be taken expr. yapılacak hareket
action to be taken expr. yapılacak eylem
Proverb
action speaks louder than words ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Colloquial
go into action v. harekete geçmek
get some action v. kavgaya karışmak
suit the action to the word expr. dediğini yap
suit the action to the word expr. sözünle yaptığın bir olsun
in action expr. işinin başında
in action expr. iyileşip işinin başına dönmüş
in action expr. uyuşturucu satan/kullanan
lights, camera, and action! expr. ışıklar, kamera ve motor!
Idioms
a bit of the action n. pay
a man/woman/person of action n. iş bitirici kişi
a man/woman/person of action n. anında uygulamaya geçen kişi
abortive action n. fiyaskoyla sonuçlanan eylem
abortive action n. fiyaskoya sebep olan eylem
abortive action n. sonuçsuz/sonuca ulaşamayan eylem
abortive action n. verimsiz/kısır hareket
slice of the action n. pay
bit of the action n. pay
piece (of the action) n. pay
bit of the action n. (eylemde/faaliyette) pay
piece of the action n. (eylemde/faaliyette) pay
slice of the action n. (eylemde/faaliyette) pay
abortive action n. birden bire kesilip sonucu hüsran olan eylem
where the action is n. bütün olayın döndüğü yer
where the action is n. tam yeri
where the action is n. hareketin olduğu yer
where the action is n. eğlencenin olduğu yer
where the action is n. tam yeri
where the action is n. tam mecrası
where the action is n. gidilecek yer
a course of action n. davranış biçimi
a course of action n. eylem planı
a course of action n. yol haritası
a course of action n. yapış şekli
a man/woman/person of action n. az konuşup çok iş yapan/çalışan kimse
man of action n. az konuşup çok iş yapan/çalışan adam
man of action n. iş bitirici adam
man of action n. anında uygulamaya geçen adam
man of action n. aksiyon adamı
a piece of the action n. eylemde/faaliyette bir pay
a piece of the action n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a piece of the action n. eyleme/faaliyete dahil olma
a piece of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a piece of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
a slice of the action [uk] n. eylemde/faaliyette bir pay
a slice of the action [uk] n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a slice of the action [uk] n. eyleme/faaliyete dahil olma
a slice of the action [uk] n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a slice of the action [uk] n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
a piece/slice of the action n. eylemde/faaliyette bir pay
a piece/slice of the action n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a piece/slice of the action n. eyleme/faaliyete dahil olma
a piece/slice of the action n. bir şeyin karından pay
a piece/slice of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a piece/slice of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
adopt a course of action v. amaç saptamak
adopt a course of action v. belirli bir hedef saptamak
take action on someone v. birisi hakkında (yasal) işlem yapmak
take action against someone v. birine karşı yasal işleme girişmek
want a piece of the action v. bir eylemin bir parçası olmak istemek
galvanize someone into action v. birini harekete geçirmek
take action against someone v. birine karşı yasal işlem başlatmak
galvanize someone into action v. birini ateşlemek
go out of action v. çalışmamak
clear the dects for action v. hazırlanmak
take action v. harekete geçmek
bring into action v. harekete geçirmek
swing into action v. harekete geçmek
spring into action v. eyleme geçmek
galvanize into action v. harekete geçirmek
go out of action v. hizmet dışı kalmak
clear the dects for action v. hazır olmak
bring into action v. faaliyete sokmak
bring into action v. hayata geçirmek
spring into action v. harekete geçmek
adopt a course of action v. karar almak
clear the dects for action v. mücadeleye hazırlanmak
clear the dects for action v. paçaları sıvamak
carry into action v. uygulamaya geçmek
fight a rearguard action v. (olmaması/meydana gelmemesi için) çok çaba sarf etmek
carry into action v. uygulamak
take action v. uygulamak
be out of action v. çalışmamak (hastalık, yaralanma dolayısıyla)
be out of action v. hizmet dışı kalmak
be out of action v. hareket edememek
be out of action v. bozulmak
be out of action v. arızalanmak
be out of action v. kullanım dışı kalmak
be out of action v. işlevini yitirmek
bring (someone or something) into action v. (birini/bir şeyi) eyleme geçirmek
bring (something) into action v. (bir şeyi) hayata geçirmek
bring (something) into action v. (bir şeyi) faaliyete sokmak
bring (something) into action v. (bir şeyin) hareket etmesini sağlamak
bring (someone) into action v. (birini) harekete geçirmek
bring someone or something into action v. birini/bir şeyi aktif hale getirmek
bring someone or something into action v. birini/bir şeyi çalışmaya başlatmak
chill (one's) action v. (birinin) cesaretini kırmak
chill (one's) action v. (birinin) hevesini kırmak
chill (one's) action v. (birini) yıldırmak
chill (one's) action v. (birinin) işini bozmak/aksatmak
chill (one's) action v. (birinin) işini sekteye uğratmak
chill (one's) action v. (birinin) ilerlemesini engellemek
chill (one's) action v. (birinin) işine/tekerine çomak sokmak
chill action v. cesaretini kırmak
chill action v. hevesini kırmak
chill action v. yıldırmak
chill action v. işini bozmak/aksatmak
chill action v. işini sekteye uğratmak
chill action v. ilerlemesini engellemek
chill action v. işine/tekerine çomak sokmak
galvanize (one) into action v. (birini) harekete geçirmek
take action against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı yasal işlem başlatmak
take action against (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında yasal takip başlatmak
take action against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı hukuki süreç başlatmak
take action on v. hakkında yasal işlem başlatmak
take action on v. hakkında yasal takip başlatmak
take action on v. hakkında hukuki süreç başlatmak
take action on (something) v. (bir konuyla) ilgili süreç başlatmak
take action on (something) v. (bir konuda) adım atmak
take action on (something) v. (bir konuda) harekete geçmek
take action on (someone) v. (biri) hakkında yasal işlem başlatmak
take action on (someone) v. (biri) hakkında yasal takip başlatmak
take action on (someone) v. (biri) hakkında hukuki süreç başlatmak
clear for action v. (gemiyi) savaşa hazır hale getirmek üzere boşaltmak
all mouth and no action expr. çok laf az iş
action stations! expr. alarm!
action stations! expr. herkes görev başına!
action stations! expr. herkes görev yerine!
action stations! expr. herkes yerine!
action stations! expr. herkes görev yerine!
all talk and no action expr. laf var icraat yok
all talk and no action expr. laf çok icraat yok
suit the action to the word expr. özün sözün bir olsun
action speak louder than words expr. lafla peynir gemisi yürümez
be all talk (and no action) expr. laf çok icraat yok
suit the action to the word expr. söylediğinle yaptığın birbirine uymalı
lights, camera, action [cliché] expr. ışık, kamera, oyun
Speaking
there isn't much action tonight expr. bu gece pek hareket yok
all talk no action expr. laf çok icraat yok
all talk no action expr. laf var icraat yok
Trade/Economic
action at law n. yasal işlem
real action n. ayni dava
action lag n. aksiyon gecikmesi
personal action n. alacak davası
action of debt n. alacak davası
action centred leadership n. aksiyon/eylem merkezli liderlik
principal intended action n. asli fonksiyon
action of the air n. atmosferin tesiri
action for nullity n. bir fiil veya kararın geçersizliğini sağlamak üzere açılan dava
action for evacuation n. bir ekonomik kalkınma stratejisi
cause of action n. dava hakkı
cause of action n. dava açma hakkı veren neden
litigation, suit, claim, action, proceeding or investigation n. dava, talep veya soruşturma
action foreclosure n. davanın düşmesi
cause of action right n. dava hakkı
external action n. dış eylem
remedial action n. düzeltici işlem
corrective and preventive action (capa) n. düzeltici ve önleyici faaliyet
corrective and preventive action (capa) n. düzeltici önleyici faaliyet
indirect-action advertising n. dolaylı hareket reklamcılığı
corrective action/preventive action n. düzeltici önleyici faaliyet
corrective and preventative action n. düzeltici ve önleyici faaliyet
corrective action/preventive action n. düzeltici ve önleyici faaliyet
corrective and preventative action n. düzeltici önleyici faaliyet
direct action n. doğrudan eylem
regulatory action n. düzenleyici eylem
corrective action n. düzeltici önlem
economic action n. ekonomik faaliyet
pre-emptive action n. engelleyici önlem
action points n. eylem maddeleri
action summary logs n. eylem özeti kayıtları
site of action n. faaliyet bölgesi
call for action n. eylem çağrısı
real estate action n. gayrimenkul davası
action research n. eylem araştırması
a call for action n. eylem çağrısı
action plan n. eylem planı
action summary log n. eylem özet kayıtları
action item list n. eylem kalemleri listesi
functional action n. fonksiyonel eylem
enforcement action n. haciz işlemleri
strike action n. grev
hidden action n. gizli eylem
cause of action n. hukuki sebep
action of the weather n. havanın tesiri
action of account n. hesap verme hususundaki talep hakkı
administration action n. idari işlem
action of replevin n. istihkak davası
strike action n. iş durdurma
administrative action n. idari nüfuz
executive action n. idarenin faaliyeti
action for nullity n. iptal davası
action for the recovery of the title n. istihkak davası
strike action n. iş bırakma eylemi
strike action n. iş bırakma
action for recovery or restitution of property n. istihkak davası
executive action n. icrai faaliyet
financial action task force on money laundering n. kara para aklamayla mücadelede mali eylem görev gücü
office action n. ofis işlemi (abd'de resmi marka patent ofisi tarafından yapılan marka ret kararı bildirimi)
corporate action n. kurumsal işlem
financial action task force n. mali eylem görev gücü
affirmative action n. onaylayıcı eylem
office action n. ofis aksiyon/resmi kurumdan gelen bildirim
action item list n. pazarlama planlan hazırlanmasında yardımcı bir araç
action for preemption n. satılmakta olan bir malın öncelikle satın alınması amacıyla açılan dava
dysfunctional action n. sistem üzerinde olumsuz etki yapan hareket
dysfunctional action n. sistem üzerinde olumsuz etki yapan eylem
political action committee n. siyasal eylem komitesi
dysfunctional action n. sistem üzerinde olumsuz etki yapan değişiklik
action research n. sistem problemlerini dönemsel olarak belirleme süreci
corporate action n. şirket faaliyeti
action for preemption n. şufa davası
remedial action n. telafi eylemi
action for evacuation n. tahliye davası
remedial action n. tazminat davası
action for damages n. tazminat davası
appropriate action n. uygun eylem
legal action n. yasal işlem
cause of action n. yasal neden
possessory action n. zilyetlik davası
economic action n. ekonomik eylem
economic action n. mali faaliyet
adverse action n. kredi/kaynak sağlayıcısından alınan olumsuz yanıt
adverse action n. bir adayın tüketici raporuna veya geçmiş bilgilerine dayanarak işe alım sürecini durdurma ya da teklifi geri çekme
bring an action v. aleyhine dava açmak
without any action on the part of ... expr. herhangi bir girişimde bulunmasına gerek kalmaksızın
Law
action at law n. hukuk davası
action on the case n. dava nevinden
thing in action n. dava hakkı
another action pending between the same parties n. aynı taraflar arasında yine aynı konuda görülmekte bulunan diğer bir dava
real action n. ayni dava
action of debt n. alacak davası
action for judicial separation n. ayrılık davası
action for specific performance n. aynen ifa davası
contract action n. akit davası
plea of another action pending n. aynı taraflar arasında başka bir davanın görülmekte olduğunu belirten defi
equitable action n. adalet kurallarına dayanan dava
principal action n. asli dava
original action n. asıl dava
action for separation from bed and board n. ayrılma davası
action in personam n. alacak davası
chose in action n. alacak hakları
personal action n. alacak davası
contractual action n. akit davası
action of unconstitutionality n. anayasaya aykırılık davası
action in rem n. ayni dava
chose in action n. alacak
action in forma pauperis n. adli müzaheret
action to establish paternity n. babalık davası
declaratory action n. belirleme davası
action of mandamus n. bir şey yapmak konusunda açılan dava