atan - Turkish English Dictionary

atan

Meanings of "atan" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
Computer
atan n. atan

Meanings of "atan" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
atan ejaculator n.
atan pulsatory adj.
atan eliminative adj.
atan darting adj.
atan pulsatile adj.
atan pulsative adj.
Computer
atan atan n.
Medical
atan pulsant adj.
atan paltitating adj.
atan palpitant adj.

Meanings of "atan" with other terms in English Turkish Dictionary : 315 result(s)

Turkish English
General
can atan anxious adj.
Tom is anxious to meet you.
Tom seninle tanışmak için can atıyor.

More Sentences
can atan raring adj.
The drivers are at the starting line and raring to go!
Sürücüler başlangıç çizgisinde ve gitmek için can atıyorlar!

More Sentences
can atan eager adj.
He's eager to speak to you.
Seninle konuşmaya can atıyor.

More Sentences
can atan enthusiastic adj.
He is enthusiastic about tennis.
O tenise can atıyor.

More Sentences
Colloquial
meteliğe kurşun atan hard up adj.
She is hard up for money.
O meteliğe kurşun atıyor.

More Sentences
Idioms
meteliğe kurşun atan broke adj.
I'm broke.
Meteliğe kurşun atıyorum.

More Sentences
Trade/Economic
imza atan signatory adj.
Nigeria is also signatory to conventions which spell out its commitments at international level.
Nijerya ayrıca uluslararası düzeyde taahhütlerini ortaya koyan sözleşmelere de imza atmıştır.

More Sentences
Baseball
topu atan oyuncu pitcher n.
In baseball, the pitcher is the player who throws the ball.
Beyzbolda, atıcı topu atan oyuncudur.

More Sentences
Common Usage
çığlık atan screaming adj.
General
servis atan oyuncu server n.
imza atan signer n.
el bombası atan asker grenadier n.
çığlık atan yeller n.
binicisini sırtından atan at buckjumper n.
yüksekten atan kimse braggart n.
fırına kömürü otomatikman atan cihaz stoker n.
yüksekten atan tip ranter n.
çek veya poliçenin arkasına imza atan endorsor n.
çamur atan kimse mudslinger n.
dayak atan kişi drubber n.
bir antlaşmaya imza atan devlet signatory state n.
hava atan bragger n.
top atan oyuncu bowler n.
can atan yearner n.
bomba atan (bir yere) bomber n.
dayak atan kişi larruper n.
çığlık atan screecher n.
çığlık atan shrieker n.
kesik atan kimse slitter n.
kürekle atan shoveller n.
tokat atan kimse slapper n.
iftira atan traducer n.
adım atan treader n.
suç atan traducer n.
göz atan glimpser n.
yerlere çöp atan kimse litter-lout n.
ünlü insanları tanıyormuş gibi hava atan name-dropper n.
yüksekten atan vaiz tub-thumper n.
taş atan çocuklar stone-throwing children n.
çığlık atan binlerce hayran thousands of screaming fans n.
terör örgütü lehine slogan atan göstericiler protesters chanting pro-terrorist slogans n.
sapanla atan şey flinger n.
atan kimse flinger n.
çamur atan kimse calumniator n.
kürekle atan shoveler n.
iftira atan kimse calumniator n.
yeniden temelini atan kimse refounder n.
can atan kimse thirster n.
can atan kimse longer n.
küt küt atan şey throbber n.
ilmek atan kimse tier n.
düğüm atan kimse tier n.
ilmek atan kimse tyer n.
düğüm atan kimse tyer n.
dayak atan kimse trimmer n.
(birisini veya bir şeyi) riske atan kimse endangerer n.
atan kimse jaculator n.
suç atan kimse upbraider n.
yerlere çöp atan kimse litterbug n.
paintball'da kapsül atan tüfek marker n.
çifte atan şey wincer n.
çifte atan kimse wincer n.
tekme atan şey wincer n.
tekme atan kimse wincer n.
(sobaya/şömineye) odun/kömür atan replenisher n.
nutuk atan kimse haranguer n.
palavra atan kimse wordmonger n.
zıpkın atan kimse harpooneer n.
yüksek adım atan kimse high stepper n.
büyük adım atan kimse high-stepper n.
nutuk atan kimse holder-forth n.
çığlık atan kimse huer n.
bakış atan kimse glancer n.
başından atan kimse ridder n.
yazısının altına imzasını atan yazar by-liner n.
yüksekten atan kimse declaimer n.
riske atan kimse risker n.
tehlikeye atan kimse risker n.
insanlara nutuk atan kimse concionator [obsolete] n.
kafadan atan kimse concocter n.
kafadan atan kimse concoctor n.
oku güçsüz bir şekilde atan kimse dribber [obsolete] n.
birleştirme dikişi atan kimse feller n.
punto dikişi atan kimse feller n.
teyel dikiş atan kimse feller n.
makamıyla hava atan tip panjandarum n.
mermi atan kimse pelter n.
ince dikiş atan kimse finedrawer n.
çamaşırları yıkama sıkma makinesine atan çamaşırhane görevlisi puller n.
çığlık atan kimse screamer n.
nutuk atan kimse sermonist n.
ağ atan balıkçı shooter n.
elini birinin omzuna atan kimse shoulder clapper n.
şamar atan kimse slapper n.
ilk silah atan olmak fire the first shot v.
takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak come out scot-free from an overturned car v.
takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak come out uninjured from an overturned car v.
takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak come out unharmed from an overturned car v.
takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak come out unharmed from an overturned car v.
takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak come out uninjured from an overturned car v.
takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak come out scot-free from an overturned car v.
can atan all agog adj.
can atan aspiring adj.
kendini veya diğerlerini boş yere tehlikeye atan foolhardy adj.
can atan coveted adj.
can atan agog adj.
yüksekten atan pretentious adj.
hava atan swaggering adj.
can atan mad about adj.
iftira atan vilifying adj.
yüksekten atan high-brow adj.
kestirip atan dogmatic adj.
iftira atan denigratory adj.
iftira atan slanderous adj.
iftira atan denigrating adj.
iftira atan calumnious adj.
iftira atan calumniatory adj.
iftira atan denigrative adj.
iftira atan defamatory adj.
iftira atan libellous adj.
iftira atan libelous adj.
hava ile temas ettikten sonra rengi atan/atmış weather-stained adj.
temelini atan foundational adj.
can atan agitated adj.
fırça atan rebucous [obsolete] adj.
fırça atan rebukeful adj.
küt küt atan throbbing adj.
hava atan hightoned adj.
yüksekten atan hightoned adj.
hava atan high-toned adj.
yüksekten atan high-toned adj.
küt küt atan athrob adj.
aniden atan jaculatory adj.
öğrenmeye can atan yuky adj.
iftira atan viled adj.
can atan high-reaching adj.
büyük adım atan high-stepped adj.
kahkaha atan rident [rare] adj.
iftira atan disslanderous adj.
aşık atan corrival adj.
aşık atan corival adj.
bakış atan gazy adj.
zihninin gerisine atan prescindent adj.
yumruk atan pugilistic adj.
yumruk atan pugilistical adj.
çığlık atan screaking adj.
kendini öne atan self-asserting adj.
nutuk atan sermonish adj.
ilk adımı atan starting adj.
Colloquial
kafa çakan/atan headbutter n.
tos atan/vuran kişi headbutter n.
işkembeden atan kimse hip-shooter n.
depar atan long-legged adj.
meteliğe kurşun atan on one's beam ends expr.
gol atan olmadı no score expr.
(bir şey) hakkında nutuk atan on about [uk] expr.
Idioms
yüksekten atan kişi paper tiger n.
yüksekten atan kişi a paper tiger n.
can atan itchy fingers n.
dalgasına taş atan skeleton at the feast n.
işin bütününü riske atan küçük hata a rift in the lute n.
en önce yapan/ortaya atan olmak be first out of the box [us] v.
sırtından atan ata tekrar binmek get back on the horse (that bucked you) v.
meteliğe kurşun atan shirtless adj.
meteliğe kurşun atan skint adj.
meteliğe kurşun atan penniless adj.
meteliğe kurşun atan broke to the wide adj.
meteliğe kurşun atan stone-broke adj.
meteliğe kurşun atan flat broke adj.
meteliğe kurşun atan stony broke adj.
meteliğe kurşun atan bust adj.
meteliğe kurşun atan on the rocks expr.
ilk taşı atan olma cast not the first stone expr.
meteliğe kurşun atan in queer street [uk] expr.
kazık atan on the fiddle expr.
ara ara (bir şeye) göz atan one eye on expr.
ara ara (bir şeye) göz atan one eye on (someone or something) expr.
Trade/Economic
bir senedin kabul edilmesi öncesinde senete ciro imzası atan üçüncü şahıs anomalous indorser n.
ortak imza atan kişi cosignatory n.
ortak imza atan kişi co-signatory n.
Law
borç atan borrower n.
cayma için akitte yer atan şart escape clause n.
müşterek imza atan kimse consignatory n.
(boşanma davasında) diğer tarafın yaşamını veya sağlığını tehlikeye atan davranışlar cruelty n.
Politics
rakibine çamur atan kimse mudslinger n.
Industry
(ilk derin kesiği atan) cam kesici rougher n.
Technical
pis veya sıcak havayı dışarı atan hava bacası air trunk n.
dışarı atan ejector n.
temiz atan clear band n.
yoğuşmayan buharı atmosfere atan egzoz fanı gland leak-off exhauster n.
tabaklamada deriden suyu atan makine sammier n.
dışarı atan mekanizma discharger n.
nabız gibi atan pulsatory adj.
Computer
tweet atan kimse tweeter n.
Mechanic
kristal katılarda reaksiyonların, entropide değişiklikleri de beraberinde getirdiği ve sıcaklık mutlak sıfıra yaklaşırken entropinin sıfırlanmaya meyilli olduğunu ortaya atan prensip nernst heat theorem n.
Dyeing
rengi atan (boyanmış eşya) loose adj.
Marine
iskandil atan neferin göğüs verip dayandığı halat breastband n.
Medical
atan kalp beating heart n.
(dışkı veya salgı yoluyla) enfeksiyöz maddeleri vücuttan atan kimse shedder n.
nabzı çift atan dicrotic adj.
vücuttaki serumu dışarı atan hydragogue adj.
kısa ve hızlı adımlar atan festinant adj.
Psychology
sağlığı riske atan davranışlar health-compromising behaviors n.
Pharmaceutics
bağırsaklardaki suyu dışarı atan müshil hydragogue n.
Logic
ortaya teorem atan kimse theorematist n.
Biology
bir organı kesip atan autotomic adj.
bir organı kesip atan autotomous adj.
ayaklarıyla adım atan gradient adj.
Zoology
yüksek adımlar atan bir ingiliz atı ırkı hackney n.
bazı omurgasızların kanındaki atıkları vücuttan atan organlara ait veya ilgili uropoetic adj.
Agriculture
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk turnwrist [brit] n.
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk swivel plow [brit] n.
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk turnwrist [brit] n.
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk turnwrest [brit] n.
sürülen mahsulü sağa veya sola atan kulaklı pulluk two-way plow n.
Breeding
(at) yanlış adım atan disunited adj.
Forestry
ağaçlara çentik atan oduncu spotter n.
Fishery
ağ atan kimse fleeter n.
olta atan kimse fleeter n.
Literature
geri adım atan backstarting adj.
History
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu scorpion n.
Geology
tüm kaya yüzeylerinin suyun etkisiyle oluştuğunu ortaya atan, artık kullanılmayan teori neptunism n.
Military
balistik füze atan nükleer denizaltı nuclear-powered ballistic missile-firing submarine n.
el bombası atan grenadier n.
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu trebucket n.
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu trebuchet n.
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu onager n.
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu mangonel n.
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu bricole n.
ortaçağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu ballista n.
orta çağ'da kuşatmada kullanılan, büyük taş ve benzeri nesneler atan ağır bir savaş topu espringal n.
(hidrojen bombası atan) bombardıman uçağı superbomber n.
Hunting
benzer çaptakilerden daha fazla enerjili fişekler ve bunları atan silahlar magnum n.
çifteli silahlarda sadece atılmış kovanı dışarı atan düzenek selective ejector n.
kurusıkı atan cihaz blank firing device n.
toplu saçma atan şok extra-full choke n.
belirtilen ağırlıkta mermi atan anlamındaki son ek -pounder suf.
Sport
gol atan oyuncu scorer n.
yanlamasına taklalar atan kimse cartwheeler n.
krikette top atan oyuncu trundler n.
gol atan scorer n.
krikette topu atan bowler n.
şut atan kicker n.
atan oyuncuya puan kazandıran servis game ball n.
(kriket) sahada top atan oyuncuya en yakın taraftaki pozisyondaki dış meydanı oyuncusu mid-on n.
(beyzbol) vurucunun başına top atan oyuncu headhunter n.
(beyzbol) vurucunun başına top atan oyuncu head-hunter n.
topu atan elin ters yönünde giden topun kıvrımlı seyri hook n.
topu atan elin ters yönünde kıvrımlı giden bir top hook n.
topu atan elin ters yönünde giden topun seyri hook n.
(krikette) top atan oyuncunun ilk altı topu arka arkaya yuvarlarken erkenden yaptığı yanlış vuruş loosener n.
(squash veya badminton) servis atan oyuncu hand-in n.
bovling topunu atan oyuncunun kukaları ilk veya ikinci vuruşta deviremediği çerçeve open frame n.
top atan oyuncunun faul çizgisinin gerisinde sahip olduğu net boşluk run n.
şut atan veya pas veren oyuncuyu geçme rush n.
(futbolda) yere düşen top zemine değer değmez şut atan oyuncu dropkicker n.
(kriket) topu hızlı atan oyuncu pace bowler n.
(kriket) topu hızlı atan oyuncu paceman [australia/india] n.
karşı yumruk atan boksör counterpuncher n.
yerden vuruşla gol atan oyuncu placekicker n.
yerden vuruşla gol atan oyuncu place-kicker n.
atış kazanmak için çelme takılmış gibi kendini yere atan oyuncu diver n.
(krikette) topu havaya doğru atan vurucu outswinger n.
(golfte) topu fazla uzağa atan bir sopa kullanmak overclub v.
çok gol atan ( futbol oyuncusu) high-scoring adj.
(krikette) topu atan on adj.
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile yapılan round-arm adj.
(krikette) topu atan oyuncunun atış sırasında top üzerindeki dikiş çemberi kullanmasına ait seam adj.
(krikette) topu atan oyuncunun atış sırasında top üzerindeki dikiş çemberi kullanması ile ilgili seam adj.
(omuz etrafında tam tur atan) kol ile round-arm adv.
Basketball
sayısının çoğunu uzak mesafeden atan oyuncu perimeter shooter n.
smaç atan oyuncunun topu potaya atmadan önce kolunu dairesel olarak salladığı bir smaç şekli windmill n.
Football
pas atan forvet oyuncusu forward passer n.
Tennis
servis atan advantage-in adj.
servis atan oyuncu avantajlı/önde (tenis) advantage in (ad in) expr.
servis atan oyuncu avantajlı/önde (tenis) ad in (advantage in) expr.
Volleyball
servis atan server n.
servis atan oyuncu server n.
servis atan takım serving side n.
Baseball
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun three-hitter n.
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece üç vuruş yapmasına izin veren oyun 3-hitter n.
topu atan oyuncu twirler n.
mafsal topunu atan oyuncu knuckleballer n.
topu yerden birinci kaleye atan vurucuyu oyundan çıkarma groundout n.
topu atan oyuncunun rakip takımın sadece tek vuruş yapmasına izin verdiği oyun one-hitter n.
topu çok hızlı atan atıcı flame thrower n.
topu çok hızlı atan atıcı flamethrower n.
topu çok hızlı atan atıcı flame-thrower n.
Wagering
(iki zarla oynanan bir kumarda) masanın bahisçinin zar atan kişiye karşı bahiste bulunabileceği kısmı bar n.
crap oyununda zar atan kumarbaz crap-shooter n.
crap oyununda zar atan kumarbaz shooter n.
Music
çığlık atan vokallerin eşlik ettiği emo tarzı bir müzik türü screamo n.
Printery
kitap kaplayıp dikiş atan kimse forwarder n.
Archaic
atan kimse posser n.
hava atan huffcap adj.
Engineering
motorda yanmış gazları dışarı atan piston darbesi scavenge stroke n.
Slang
iftira atan kimse backstabber n.
bok atan a shit-stirrer n.
hap atan kimse pill dropper n.
hap atan kimse pill-popper n.
hap atan kimse popper n.
hap atan kimse pill popper n.
hap atan kimse pill-popper n.
hap atan kimse popper n.
hap atan kimse pill-dropper n.
sık hap atan kimse popper n.
başkasına kazık atan kimse ripoff n.
başkasına kazık atan kimse rip-off n.
(gitarda) shred atan kimse shredder n.
hava atan stuntin (rap slang) adj.
naralar atan (sarhoş) howling (drunk) adj.
yüksekten atan piss-elegant adj.
can atan rarin adj.
yüksekten atan all piss and wind expr.
Modern Slang
için can atan all gay about adj.