bir anda - Turkish English Dictionary
History

bir anda



Meanings of "bir anda" in English Turkish Dictionary : 47 result(s)

Turkish English
General
bir anda in a minute adv.
bir anda in less than no time adv.
bir anda in an instant adv.
bir anda at the very time adv.
bir anda in a while adv.
bir anda in a trice adv.
bir anda at a stroke adv.
bir anda in the fraction of a second adv.
bir anda holus-bolus adv.
bir anda out of nowhere adv.
bir anda at a start adv.
bir anda away adv.
bir anda in a clap adv.
Phrases
bir anda on impulse expr.
bir anda somewhere along/down the line expr.
Colloquial
bir anda like billyo adv.
bir anda like billy-oh adv.
bir anda like billyo adv.
bir anda like billy-o adv.
bir anda (the) next thing (one) knows expr.
bir anda the next thing (I knew)… expr.
bir anda at a moment's notice expr.
bir anda like a bolt from the blue expr.
bir anda on a moment's notice expr.
bir anda from nowhere expr.
Idioms
bir anda in a stroke expr.
bir anda at a single stroke expr.
bir anda at one stroke expr.
bir anda at the instant expr.
bir anda in no time at all expr.
bir anda like a bolt from the blue expr.
bir anda in a split second expr.
bir anda like a bolt out of the blue expr.
bir anda in one stroke expr.
bir anda like a bat out of hell expr.
bir anda in next to no time expr.
bir anda on a sixpence [uk] expr.
bir anda on a tickey [south africa] expr.
bir anda at a (single) blow expr.
bir anda at a stroke expr.
bir anda at one stroke expr.
bir anda at a single stroke expr.
bir anda at one single stroke expr.
bir anda in a flash of an eye expr.
bir anda in a flash of the eye expr.
bir anda in the flash of the eye expr.
bir anda in the flash of an eye expr.

Meanings of "bir anda" with other terms in English Turkish Dictionary : 477 result(s)

Turkish English
General
kişinin bedenini veya bir eşyayı bulunduğu mekanda yok edip bir anda başka bir mekanda ortaya çıkarması teleportation n.
bir anda ortaya çıkan tehdit immediate threat n.
fikirlerin bir anda değişmesi flip-flops n.
fikirlerin bir anda değişmesi flip-flop n.
olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması the willing suspension of disbelief n.
bir bölgede birden fazla dilin aynı anda bulunması polyglossia n.
bir anda gelen aydınlanma sudden and striking realization n.
aynı anda iki aracın yarıştığı bir çeşit araba/motor yarışı drag racing n.
aynı anda hem iyi bir eş olan hem de profesyonel bir kariyere sahip olabilen bir kadın wonder woman n.
bir anda ileriye atılma bolt n.
aynı anda tek bir karısı olma monogyny n.
bir oyuncunun rakibiyle aynı anda ellerini açarak aynı sayıda parmaklarını uzattığı bir italyan oyunu mora n.
bir oyuncunun rakibiyle aynı anda ellerini açarak aynı sayıda parmaklarını uzattığı bir italyan oyunu morra n.
aynı anda tek bir alıcıya yönlendirilen posta postbag n.
bir şey için aynı anda birden fazla isim/eş anlamlı sözcük kullanılması poecilonymy n.
bir şeyin aynı anda meydana gelmesini sağlayan uyarlama synchronising n.
bir şeyin aynı anda meydana gelmesini sağlayan uyarlama synchronizing n.
umulmadık bir anda başarı kazanmak hit the jackpot v.
hiç beklenmedik bir anda ölmek die unexpectedly v.
beklenmedik bir anda olmak crop up v.
bir anda köşeyi dönmek strike it rich v.
umulmadık bir anda başarı kazanmak hit the bullseye v.
bir anda bir alışkanlıktan vazgeçmek go cold turkey v.
bir anda sonlanmak fizzle out v.
bir anda gözden kaybolmak disappear suddenly v.
bir anda bir bağ/yakınlık kurmak have/feel an instant connection v.
bir anda bir yakınlaşma hissetmek have/feel an instant connection v.
bir anda bir yakınlık hissetmek have/feel an instant connection v.
bir anda/birden bilincini yitirmek lose consciousness unexpectedly v.
beklenmedik şekilde bir anda kendini bir şeyi keşfetmiş olarak bulmak end up discovering v.
bir tarlayı aynı anda sulayıp gübrelemek fertigate v.
bir anda saldırmak jump v.
(sesin) işitilebilirlik eşiğini aynı anda başka bir sesin varlığı ile yükseltmek mask v.
(kart) aynı anda üstten ve alttan bir kart çekerek karıştırmak milk v.
bir anda patlamak break open v.
bir anda şiddetlenmek break open v.
bir anda içeri girmek bulge (in) v.
bir anda içeri girmek bulge (into) v.
bir anda ortaya çıkmak burst v.
bir anda ortadan kaybolmak burst v.
(birinin) bir anda karşısına çıkmak hit v.
(fikir) bir anda anlaşılmak pierce v.
bir anda ayrılmak pike v.
bir anda çıkmak pike v.
bir anda belirmek crop v.
bir anda popülerleşmek explode in popularity v.
bir anda çıkmak spike v.
aynı anda hem dört kenarlı düşey bir prizmanın kenarlarına hem de yatay bir prizmaya paralel olan dilinimleri bulunan diprismatic adj.
beklenmedik bir anda olan heaven-sent adj.
belirli bir anda meydana gelen instantaneous adj.
bir anda arazi olan slipout adj.
beklenmedik bir anda meydana gelen supervenient adj.
uğursuz bir anda in an unhappy moment adv.
hepsini bir anda all in one breath adv.
iki kişinin aynı anda söylediği şeyden sonra ifade edilen bir ünleme snap [uk] [australia/new zealand] interj.
aynı anda anlamına gelen bir ön ek sym- pref.
aynı anda anlamına gelen bir ön ek syn- pref.
Phrasals
bir anda popüler olmak blow up v.
bir anda gitmek breeze away v.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak fall upon (someone or something) v.
ummadığı bir anda (bir şeyi) bulmak fall upon (someone or something) v.
ummadığı bir anda (bir şeyin) farkına varmak fall on (someone or something) v.
ummadığı bir anda (bir şeyi) bulmak fall on (someone or something) v.
bir anda aklına gelmek fall on v.
bir anda aklına gelmek fall upon v.
bir anda dökülmek spring forth v.
bir anda çıkmak spring forth v.
(birine/bir şeye) çarpmaktan son anda kurtulmak veer away from (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) son anda uzaklaşmak veer away from (someone or something) v.
duyguları bir anda açığa çıkmak dissolve into something v.
bir anda çark etmek back water v.
bir anda çok sinirlenmek go off v.
bir anda birine çok sinirlenmek go off v.
bir anda birine çok sinirlenmek go off on v.
bir anda başka birine/bir şeye bağlanmak cut to someone or something v.
akışı bir anda kesip başka bir şeye geçmek/dikkat çekmek cut to someone or something v.
bir araca aynı anda/hep beraber binmek load onto v.
bir araca aynı anda/hep birlikte bindirmek load onto v.
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak rocket into something v.
bir şey yolunda bir anda bir sıçrama yapmak rocket into something v.
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak rocket to something v.
bir şey yolunda bir anda bir sıçrama yapmak rocket to something v.
(birinin/bir şeyin bir şeyle) bir anda keyfini kaçırmak strike (someone or something) with (something) v.
bir anda başarıya taşımak vault into (something or some place) v.
bir anda bir şey elde etmek vault into v.
bir anda dahil olmak wade in v.
bir anda dahil olmak wade into v.
bir anda 8birine/bir şeye) çarpmak tumble into (someone or something) v.
bir anda (birine/bir şeye) doğru sapmak veer into (someone or something) v.
bir anda (birine/bir şeye) doğru yoldan çıkmak veer into (someone or something) v.
bir durumdan bir anda çıkmak snap out of something v.
aniden/bir anda kurtulmak snap out of v.
bir anda/aniden çıkmak snap out of v.
bir anda açığa vurmak/açıklamak spring on v.
bir anda başlamak/ortaya çıkmak kick up v.
umulmadık bir anda başlamak kick up v.
(bir şeyden/yerden) bir anda çıkmak surge out of (someone, something, or some place) v.
(bir şeyden/yerden) bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak swarm out (of something or some place) v.
bir şeyden bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak swarm out of something v.
suyun altında bir anda kaybolmak bob under v.
bir anda gitmek bolt out v.
bir anda (konuşmaya break into v.
bir anda (göz yaşlarına break into v.
bir anda (konuşmaya, şarkı söylemeye, ağlamaya, başlamak) başlamak break into something v.
bir anda (göz yaşlarına, kahkahalara) boğulmak break into something v.
bir anda/aniden ortaya çıkmak bud up v.
bir anda (bir şey) yapmaya başlamak burst into (something) v.
bir anda (bir şeye) teslim olmak burst into (something) v.
bir anda (bir şey) yapmaya başlamak burst out into (something) v.
bir anda (bir şeye) teslim olmak burst out into (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak burst out of (somewhere or something) v.
(bir şeyin/bir yerin) içinden/arkasından bir anda ortaya çıkmak burst out of (somewhere or something) v.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda belirivermek burst out of (somewhere or something) v.
bir anda (bir yere) dalmak buzz into v.
bir anda (bir yere) dalmak buzz in v.
bir anda bir yere dalmak buzz into a place v.
bir anda hızlanmak break into v.
(birini/bir şeyi) bir anda etkisi altına almak come upon (someone or something) v.
bir anda aklına (bir şey) gelmek fall on (someone or something) v.
bir anda aklına (bir şey) gelmek fall onto (someone or something) v.
birden/bir anda sönmek (ışık) flash off v.
bir anda çakmak flash up v.
bir anda parlamak flash up v.
bir anda aydınlatmak flash up v.
(birinden/bir şeyden) bir anda çıkıvermek gush (forth) from (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) bir anda çıkıvermek gush (forth) out of (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) bir anda çıkıvermek gush (out) from (someone or something) v.
(birine/bir şeye) bir anda parlamak/patlamak lash out against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) bir anda parlamak/patlamak lash out at (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı anda okumak read along (with someone or something) v.
bir anda bir sıçrama yapmak rocket into v.
bir anda bir sıçrama yapmak rocket to v.
'-den bir anda kalabalık bir şekilde çıkmak swarm out of v.
bir anda içeri çekmek yank in v.
kendini hızla ve bir anda atmak clink (down) [uk] v.
kendini hızla ve bir anda atmak clink (off) [uk] v.
Phrases
sahip oldukların bir anda elinden uçup gidebilir one day chicken and the next day feathers expr.
beklenmedik bir anda out of the blue expr.
çok sayıda kişinin aynı anda benzer davranışları göstermesini niteleyen bir ifade it must be something in the water expr.
kritik bir anda in a critical moment expr.
aynı anda aynı şeyi yapmaya çalışan iki kişi için kullanılan bir deyim after you, my dear alphonse expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı anda in company with (someone or something) expr.
biriyle/bir şeyle aynı anda in company with somebody/something expr.
Proverb
bir anda her şey ters yüz olabilir every silver lining has a cloud
asalet bir anda komediye dönüşebilir from the sublime to the ridiculous is only a step
her şeyi/birçok şeyi bir anda yapmaya çalışmak iyi değildir it is the pace that kills
aynı anda bir çok işi yapamazsın you can't dance at two weddings at once
aynı anda bir çok işi yapamazsın you can't sit in two chairs at once
bir kişi iki şeyi aynı anda aynı kalitede yapamaz a man cannot serve two masters
aynı anda bir çok işi yapamazsın you can't dance at two weddings at the same time
aynı anda bir çok işi yapamazsın you can't sit in two chairs at the same time
aynı anda bir çok işi yapamazsın you can't sit in two chairs with one butt
Colloquial
bir anda gelişen samimiyet an instant rapport n.
bir anda şöhret olma overnight sensation n.
bir anda çok miktarda bilgi yükleme/ aktarma brain dump n.
bir anda çok miktarda bilgi yükleme/aktarma info dump n.
bir anda bir şeyin anlaşılması lightbulb moment n.
gündelik bir işi yaparken bir anda akla gelen düşünce shower thought n.
bir anda uyuşturucu kullanmayı bırakmak kick cold (turkey) v.
bir anda uyuşturucu kullanmayı bırakmak quit (something) cold turkey v.
bir anda ölmek up and died v.
bir anda dönüp bir şey yapmak/söylemek turn round and do something v.
bir anda dönüp bir şey yapmak/söylemek turn around and do something v.
bir anda kalkıp gitmek up and leave/go v.
bir anda gitmek up and leave/go v.
bir anda kalkmak hop up v.
bir anda kesilmek cut out v.
bir anda gitmek cut out v.
bir anda yanmak (ışık) flash on v.
bir anda çakmak (ışık) flash on v.
bir anda hatırlamak flash on something v.
bir anda hatırlamak hit v.
iki kişinin aynı anda aynı şeyi söylediği durumlarda kullanılan bir ifade jinx interj.
birdenbire/bir anda (belirme) big as life and twice as ugly expr.
bir anda panikledim panic hit me expr.
birdenbire/bir anda (belirme) bigger than life and twice as ugly expr.
bir anda (bir şey yapmak) up and (do something) expr.
beklenmedik şekilde/bir anda (bir şey yapmak) up and (do something) expr.
bir anda bir şey yaptı up and did something expr.
beklenmedik şekilde/bir anda bir şey yaptı up and did something expr.
bir şey olduğu anda minute something happens expr.
boşluğuna/dalgınlığına gelen bir anda in a moment of weakness expr.
doğru düşünemediği/karar veremediği bir anda in a moment of weakness expr.
doğru muhakeme yapamadığı bir anda in a moment of weakness expr.
bir anda yaptı up and did expr.
Idioms
bir anda geçmişi hatırlatan (şarkı vb) a blast from the past n.
bir anda gelen farkındalık light-bulb moment n.
bir anda bir şeyin anlaşılması light-bulb moment n.
bir anda verilen ani cevap pat answer n.
şok eden/bir anda meydana gelen gelişme a bolt from the blue n.
şok eden/bir anda meydana gelen gelişme a bolt out of the blue n.
ummadığı bir anda yapma element of surprise n.
son anda kazandığı yarışlarla bilinen jokey edward "snapper" garrison'a atıfta bulunarak türetilmiş bir ifade garrison finish n.
bir anda gözden kaybolmak pull a disappearing act n.
bir anda gözden kaybolmak pull a vanishing act n.
bir anda popüler olan şey the new rock and roll n.
(bir anda) tepesi atma a (sudden) rush of blood (to the head) n.
(bir anda) sigortaları atma a (sudden) rush of blood (to the head) n.
geçmişten/anılardan bir anda çıkagelen biri/bir şey a blast from the past n.
beklenmedik bir anda geçmişi hatırlatan biri/bir şey a blast from the past n.
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz sonuçları olan bir durum a mixed blessing n.
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz yanları olan bir durumun tanımı a mixed picture n.
aynı anda bir sürü işle uğraşma finger in every pie n.
(hristiyan inanışında mucizevi olarak kabul edilen) bir anda bilmediği bir dilde konuşabilme becerisi gift of tongues n.
(bir şeye karşı) o anda verilen cevap/tepki gut reaction (to something) n.
(birini) beklemediği bir anda yakalamak catch (one) flatfooted v.
(bir şeyi) ucu ucuna/kıl payı/son anda kaçırmak be within a whisker of (something) v.
(bir şeyden) ucu ucuna/kıl payı/son anda kurtulmak be within a whisker of (something) v.
umulmadık bir anda yakalanmak be caught flat-footed v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught flat-footed v.
umulmadık bir anda yakalamak catch flat-footed v.
beklenmedik bir anda yakalamak catch flat-footed v.
aynı anda başka bir işlevi daha görmek do double duty as v.
aynı anda bir sürü değişik işle uğraşmak have many irons in the fire v.
aynı anda bir sürü işle uğraşmak have a finger in every pie v.
aynı anda bir sürü planı olmak have many irons in the fire v.
bir anda belirmek come out of nowhere v.
bir anda akla gelmek leap to mind v.
bir anda belirmek/görünmek flash into view v.
bir anda ünlenmek burst onto the scene v.
bir anda belirmek come out of the blue v.
bir anda belirmek appear out of nowhere v.
bir anda ortaya çıkmak come out of nowhere v.
bir anda ortaya çıkmak appear out of nowhere v.
bir anda akla gelmek spring to mind v.
bir anda belirmek/ortaya çıkmak burst onto the scene v.
bir anda ortaya çıkmak come from nowhere v.
umulmadık bir anda başarı kazanmak hit the jackpot v.
bir anda/aniden çıkıp gitmek e boff like a prom dress (in may) v.
birine ummadığı bir anda ilk kez onu sevdiğini söylemek drop the l-bomb v.
hazırlıksızken bir anda aşık olmak jump off the deep end v.
bir anda ayağa kalkmak leap to (one's) feet v.
savunduğu fikirden bir anda çark etmek reverse (one's) field v.
bir anda dönüp (bir şey yapmak) turn around and (do something) v.
bir anda/birdenbire son bulmak die on feet v.
bir anda/birdenbire sona ermek die on feet v.
bir anda/birdenbire bitmek die on feet v.
bir anda/birdenbire yok olmak die on feet v.
bir anda/birdenbire son bulmak die on something's feet v.
bir anda/birdenbire sona ermek die on something's feet v.
bir anda/birdenbire bitmek die on something's feet v.
bir anda/birdenbire yok olmak die on something's feet v.
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek sing a different song v.
bir anda/aniden fikrini değiştirmek sing a different song v.
bir anda bakış açısını değiştirmek sing a different song v.
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek sing a different song/tune v.
bir anda/aniden fikrini değiştirmek sing a different song/tune v.
bir anda bakış açısını değiştirmek sing a different song/tune v.
aynı anda başka bir rolü/görevi daha olmak wear another hat v.
bir anda ortadan kaybolmak do a disappearing act v.
bir anda ortadan kaybolmak pull a disappearing act v.
bir anda ortadan kaybolmak do a disappearing act v.
borsada hisseler bir anda çakılmak take a dive v.
borsada bir anda hisse değeri düşmek take a dive v.
borsada bir anda piyasa değeri çakılmak/düşmek take a dive v.
bir anda tepetaklak olmak take a dive v.
bir anda düşmek take a dive v.
bir anda kötüleşmek take a dive v.
son anda/dakikada bir sorunla karşılaşmak fall at the final hurdle v.
son anda/dakikada bir sorunla karşılaşmak fall at the last hurdle v.
aynı anda bir çok görevi/rolü üstlenmek wear too many hats v.
bir anda terk etmek hop the twig [obsolete] v.
bir anda terk etmek hop the stick v.
bir anda gözden kaybolmak do a disappearing act v.
bir anda gözden kaybolmak do a disappearing act v.
bir anda gözden kaybolmak do a vanishing act v.
bir anda gözden kaybolmak perform a disappearing act v.
bir anda gözden kaybolmak perform a vanishing act v.
bir anda gözden kaybolmak stage a disappearing act v.
bir anda gözden kaybolmak stage a vanishing act v.
bir anda gözden kaybolmak do a vanishing act v.
bir anda ortaya çıkmak appear out of thin air v.
zor bir durumdan don anda/kıl payı yırtmak get out of jail [uk] v.
zor bir durumu son anda /kıl payı önlemek get out of jail [uk] v.
bir anda değişmek jump the rails [us] v.
bir anda değişip başka bir şeye dönüşmek jump the rails [us] v.
bir anda yolundan sapmak jump the rails [us] v.
bir anda başka bir yöne gitmek jump the rails [us] v.
bir anda köşeyi dönmek make a mint of money v.
bir çok şeyi aynı anda yürütmeye/yapmaya çalışmak run off in all directions v.
bir çok şeyi aynı anda idare etmeye çalışmak run off in all directions v.
bir çok şeye aynı anda yetişmeye çalışmak run off in all directions v.
aynı anda bir çok rol üstlenmek run off in all directions v.
bir anda ortaya çıkmak burst upon the scene v.
bir anda ün kazanmak burst on the scene v.
bir anda tanınmak burst on the scene v.
bir anda dikkatleri üzerine çekmek burst on the scene v.
bir anda ortaya çıkmak burst upon the scene v.
bir anda ün kazanmak burst on the scene v.
bir anda tanınmak burst on the scene v.
bir anda dikkatleri üzerine çekmek burst on the scene v.
bir anda dönmek/değişmek turn on a sixpence [uk] v.
tüm parasını bir anda kaybetmek shoot (one's) load v.
bir anda her şeyini kaybetmek shoot (one's) load v.
umulmadık bir anda yakalanmak be caught on the hop v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught on the hop v.
umulmadık bir anda yakalanmak be caught on the wrong foot v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught on the wrong foot v.
bir anda parlamak (ve sönmek) rise like a rocket (and fall like a stick) v.
bir anda parlayıp sönmek rise like a rocket (and fall like a stick) v.
yıldızı bir anda parlamak (ve kısa sürede sönmek) rise like a rocket (and fall like a stick) v.
bir anda her şeyi unutmak (one's) mind goes blank v.
bildiklerini bir anda unutmak (one's) mind goes blank v.
bir anda ortaya çıkmak appear out of thin air v.
bir anda felakete dönüşebilecek bir durumda olmak have one foot in the grave and the other on a banana peel v.
beklenmedik bir anda yakalanmak be caught off (one's) guard v.
(bir anda) gerçeklerle yüzleştirmek bring somebody down to earth (with a bang, bump) v.
birini (bir anda) gerçeğe döndürmek bring somebody down to earth (with a bang, bump) v.
(bir anda) gerçeklerle yüzleşmek come (back) down to earth (with a bang, bump) v.
(bir anda) gerçeğe dönmek come (back) down to earth (with a bang, bump) v.
bir anda gerçeklerle yüzleşmek come down to earth v.
bir anda gerçeğe dönmek come down to earth v.
bir anda gerçeklerle yüzleşmek come down to earth with a bump v.
bir anda gerçeğe dönmek come down to earth with a bump v.
birini bir anda/birdenbire durdurmak bring (or pull) someone up short v.
bir anda tanınmak burst on the scene v.
bir anda tanınmak burst upon the scene v.
(birini) beklemediği bir anda yakalamak catch (one) flat-footed v.
birini ummadığı bir anda/yerden vurmak catch/take somebody unawares v.
bir anda tekrar gerçeklerle yüzleşmek come back (down) to earth v.
birini bir anda tekrar gerçeklerle yüzleştirmek bring someone back (down) to earth v.
bir anda gerçeklerle yüzleşmek come down to earth with a bump v.
bir anda olmak/ortaya çıkmak come out of a clear blue sky v.
bir anda bitmek come to an untimely end v.
(bir şey) olarak iki işi/görevi aynı anda yapmak do double duty as (something) v.
bir anda çark etmek do an about-face v.
bir şeyi son anda yapmak do something by a whisker v.
bir şeyi son anda yapmak do something by the skin of your teeth v.
gördüğü anda bir şey yapmak do something on sight v.
(birine) beklenmedik bir anda gülümsemek flash (one) a smile v.
bir anda (bir şey yapmaya) heveslenmek get a wild hair to (do something) v.
bir anda (bir şey yapma) isteği/şevki gelmek get a wild hair to (do something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı anda hareket etmek get in sync (with someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) aynı anda/senkronize hareket etmemek get out of sync (with someone or something) v.
(bir anda) beynine kan sıçramak have a (sudden) rush of blood to the head v.
(bir anda) tepesi atmak have a (sudden) rush of blood to the head v.
(bir anda) sigortaları atmak have a (sudden) rush of blood to the head v.
bir anda bir şeyi fark etmek have a light-bulb moment v.
bir anda bir şeyi anlamak have a light-bulb moment v.
birinin/bir şeyin son anda yolunu kesmek/önüne geçmek head someone or something off at the pass v.
birine/bir şeye son anda engel olmak head someone or something off at the pass v.
birinin/bir şeyin son anda yolunu kesmek/önüne geçmek cut someone or something off at the pass v.
birine/bir şeye son anda engel olmak cut someone or something off at the pass v.
aynı anda bir çok işi yürütmek keep balls in the air v.
aynı anda bir çok işi yürütmek juggle balls in the air v.
son anda bir şeyler yapmak knock something together v.
son anda bir şeyleri bir araya getirmek knock something together v.
son anda bir şeyler yapmak throw something together v.
son anda bir şeyleri bir araya getirmek throw something together v.
(birinin) duyguları bir anda değişmek laugh on the other side of (one's) mouth v.
(biri) bir anda çark etmek laugh on the other side of (one's) mouth v.
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek laugh out of the other side of one's face v.
bir anda bakış açısını değiştirmek laugh out of the other side of one's face v.
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek laugh out of the other side of one's mouth v.
bir anda bakış açısını değiştirmek laugh out of the other side of one's mouth v.
bir anda tutumunu/yaklaşımını değiştirmek laugh out of the other side of mouth v.
bir anda bakış açısını değiştirmek laugh out of the other side of mouth v.
(birini) bir anda/beklenmedik bir şekilde terk etmek leave (one) flat v.
bir anda terk etmek leave flat v.
(bir şeyi) bir anda söyleyivermek let fly with (something) v.
bir anda ortaya çıkarmak pull it out of the hat v.
bir anda ortaya çıkarmak pull one out of the hat v.
bir anda ortaya çıkarmak pull out of a hat v.
savunduğu fikirden bir anda çark etmek reverse field v.
bir anda parlamak rise like a rocket v.
bir anda rota değiştirmek change on a dime v.
bir anda rota değiştirmek turn on a dime v.
umulmadık bir anda yakalanmış caught on the hop adj.
beklenmedik bir anda yakalanmış caught on the hop adj.
beklenmedik bir anda yakalanmış caught unawares adj.
bir anda ortadan kaybolmuş/yok olmuş off like a prom dress (in may) adj.
(birinin imdada yetişmesiyle) zor bir durumdan son anda sıyırmış saved by the bell adj.
(bir şey sayesinde) son anda yırtmış saved by the bell adj.
beklenmedik bir anda out of the blue expr.
birdenbire/bir anda (belirme) as large as life and twice as ugly expr.
beklenmedik bir anda out of a clear blue sky expr.
beklenmedik bir anda when least expected expr.
beklenmedik bir anda veya şekilde out of left field expr.
şu anda tarihi bir olaya tanıklık ediyoruz history in the making expr.
bir şeyin lafı çıkarsa/çıktığı anda if (the) word gets out expr.
bir şeyin lafı çıkarsa/çıktığı anda once (the) word gets out expr.
bir şeyin lafı çıkarsa/çıktığı anda when (the) word gets out expr.
(biriyle/bir şeyle) aynı anda hareket eden in lockstep (with someone or something) expr.
bir anda tepe taklak olma bottom falls out expr.
bir anda ters yüz olma bottom falls out expr.
bir anda tersine dönme bottom falls out expr.
bir anda tepe taklak olmuş bottom fell out expr.
bir anda ters yüz olmuş bottom fell out expr.
bir anda tersine dönmüş bottom fell out expr.
hiç beklemediği bir anda when (one) is least expecting it expr.
hiç ummadığı bir anda when (one) is least expecting it expr.
hiç beklemediği bir anda when (one) least expects it expr.
hiç ummadığı bir anda when (one) least expects it expr.
Speaking
çok kötü bir anda yakaladınız beni you caught me at just a bad time expr.
hiç beklemediğin bir anda when you least expect it expr.
hiç beklemediğiniz bir anda when you least expect it expr.
şu anda bir toplantıda she is in a meeting right now expr.
şu anda bir toplantıda he is in a meeting right now expr.
(bir anda) kafama dank etti it hit me expr.
Trade/Economic
aynı anda birkaç tane küçük firmanın satın alınarak birleşmeye zorlanmalarına dayanan bir yatırım biçimi rollup n.
bir grup yatırımcının aynı anda bir hisse senedine yasa dışı olarak oynamaları painting the tape n.
bir broker’ın aynı menkul kıymetle ilgili emirleri tutarak hem alım hem de satım emirlerini aynı anda gerçekleştirdiği işlemler cross trades n.
değişik fiyatlardaki veya vadelerdeki bir opsiyonun aynı anda alınması. spread n.
herhangi bir anda piyasada geçerli olan faiz nominal rate of interest n.
aynı anda yalnızca bir kişinin tükettiği (mal) rivalrous adj.
Politics
1980'lerde afganistan'daki sovyetler birliğiyle mücadele etmiş, şu anda ise merkezi keşmir olan aşırı islamcı bir örgüt harkat ul-ansar n.
1980'lerde afganistan'daki sovyetler birliğiyle mücadele etmiş, şu anda ise merkezi keşmir olan aşırı islamcı bir örgüt harkat ul-mujahedeen n.
1980'lerde afganistan'daki sovyetler birliğiyle mücadele etmiş, şu anda ise merkezi keşmir olan aşırı islamcı bir örgüt harkat-ul-mujahidin n.
Media
bir dizi sezonunun tüm bölümlerinin aynı anda yayınlanması binge model n.
Technical
aynı anda yalnızca tek kişinin geçebildiği u veya v şeklinde bir kapı düzeneği kissing gate n.
her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti megafog n.
ölçme aparatının iki parçasının birbiriyle temas kurduğu anda bir yöne doğru eğilmesiyle belirlenen hassas seviye contact level n.
çevrelenmiş bir alandaki tüm yanıcı malzemelerin neredeyse aynı anda tutuşması flashover n.
belirli bir anda başlayan time specific adj.
bir tel üzerinden aynı anda sekiz iletinin gönderilebildiği bir telgraf türü ile ilgili octuplex adj.
Computer
aynı anda birkaç işlem yapabilme özelliğine sahip bir tür işletim sistemi kronos n.
bir programın aynı anda çalışan diğer kopyaları multiple instances n.
bir siteye çok sayıda ziyaretçinin aynı anda bağlanması sonrası sitenin çökmesi slashdot n.
windows işletim sisteminde bir program çalışmayı durdurduğunda control, alternate, delete tuşlarına aynı anda basma a three-finger salute n.
aynı anda uç veya daha fazla tuşa basılarak verilen bir klavye komutu vulcan nerve pinch n.
(bilgisayar işlemcisi) bir görevin belirli bir bölümünü aynı anda gerçekleştiren mikro işlemcilerden oluşan bit–slice adj.
Informatics
aynı anda tek bir alıcıya yönlendirilen posta post bag n.
Telecom
tek bir istasyon, anten veya taşıyıcı frekans üzerinden karşılıklı enterferans olmaksızın bağımsız iki sinyalin aynı anda haberleşmesine olanak sağlayan diplex adj.
Textile
aynı anda birden fazla ilmek alarak yapılan dekoratif bir örgü stili tuck stitch n.
(halı dokumada) bir figür oluşturmak için aynı anda çekilmesi gereken ip grubu lash n.
Aeronautic
(uçak) iniş sırasında bir anda yükselmek balloon v.
Medical
bir organda aynı anda iki farklı tümör saptanması synchronous tumor n.
birkaç halka ve merkezden oluşan, aynı anda hem yakın hem de uzak mesafeye ayarlanabilen bir lens implantı multifocal iol n.
birkaç halka ve merkezden oluşan, aynı anda hem yakın hem de uzak mesafeye ayarlanabilen bir lens implantı multifocal lens implant n.
Psychology
bilmediği bir dili bir anda konuşmaya başlama glossolalia n.
bilmediği bir dili bir anda konuşmaya başlama glossolalia n.
Pathology
bir grup içindeki insanların aynı anda sahip olduğu, ruhsal kökenli bir hastalık mass psychogenic illness n.
Physics
düzleme yerleştirilen bir nesnenin kaymaya başladığı anda düzlemle oluşturduğu açı angle of friction n.
Chemistry
aynı anda bir madde indirgenirken diğerinin yükseltgendiği kimyasal süreç redox chemistry n.
şu anda varlığı geçersiz ilan edilen kuramsal bir element nebulium n.
keton ve alkenin aynı anda bir kimyasal bileşikte bulunması durumu enone n.
1985'te abd tarafından yasaklanana kadar psikoterapide kullanmış, şu anda yasadışı madde kapsamında olan bir amfetamin türevi mdma (methylene dioxymethamphetamine) abrev.
Biology
bir hayvanın aynı anda iki farklı duyu organından gelen uyaranlara cevaben hareketi tropotaxis n.
iki genetik işaretleyicinin yeni bir konakçı bakteriye transfer edilmek üzere aynı anda tek bir bakteriyofaj içinde paketlenmesi cotransduction n.
Biochemistry
aynı anda çok sayıda deneyin yapılabilmesine olanak veren bir altlığa sıralanmış bir dizi minyatürize deney sahası microarray n.
Marine Biology
aynı anda kullanabildiği birden fazla diş dizisine sahip olup sığ ve tropikal denizlerde yaşayan bir köpekbalığı cinsi ginglymostoma n.
Astronomy
bir grup yıldızın aynı anda yandığını gösteren havai fişek sinyali cluster n.
Zoology
keseli memelilerde aynı anda yaşayan bir grup metatheria n.
Social Sciences
birden fazla insanla aynı anda romantik bir ilişki sürdürme polyamory n.
aynı anda bir karısı olmama durumuna ait veya ilişkin monogynous adj.
Education
aynı anda belirli bir aktivite yapan öğrenci grubu platoon n.
bir diğeriyle aynı anda alınması gereken ders corequisite n.
Environment
iki veya daha fazla canlının sınırlı bir çevresel kaynağa aynı anda rağbet etmesi competition n.
Geology
belirli bir sismik darbenin aynı fazından aynı anda etkilenen coseismal adj.
belirli bir sismik darbenin aynı fazından aynı anda etkilenen coseismic adj.
Military
bir anda yapılmış cihaz improvised device n.
tekrar doldurmaya gerek kalmadan aynı anda birden fazla atış yapabilen bir tabanca battery gun n.
yalnızca iki veya daha fazla farklı etkinin aynı anda veya önceden belirlenmiş bir sırayla gerçekleşmesiyle patlamak üzere tasarlanmış bir mayın combined influence mine n.
Sport
bir oyuncunun aynı anda birden fazla rakibe karşı oynadığı gösteri simul n.
Basketball
iki rakibin aynı anda topa dokunup topu paylaşamadığı ve hava atışıyla sonuçlanan bir durum held ball n.
Chess
bir oyuncunun aynı anda birden fazla rakibe karşı oynadığı gösteri simultaneous n.
Art
bir roman ya da tiyatro oyununda kahramanın tepeden inme ve doğaya aykırı şekilde son anda tehlikeden veya ölümden kurtulması deus ex machina n.
Music
aynı anda hem mikrofona verilen sesleri hem de önceden kaydedilmiş müziği çalan bir makine karaoke machine n.
bir oktav aralıklı tuş veya pedalların aynı anda çalınmasını sağlayan mekanizma octave coupler n.
Cinema
görüntü ve sesin aynı anda çekildiği ve sesin ayrıca bir manyetik bant üzerine kaydedildiği sistem double-system sound recording n.
Librarianship
(şu anda başka bir üyede olan) ayırtılmış ve ayırtan kullanıcı için bekletilen (kitap/dergi) on holdshelf n.
Printery
renklendirme kağıtlarını ince beyaz kağıtlara sararak üzerindeki işaretlerin kopya kalemi veya daktilo ile aktarıldığı, birden fazla kopyanın aynı anda yapılmasını sağlayan bir metot manifold writing n.
görme engelliler için tasarlanmış olan kabartmalı yazı ile sıradan yazıyı aynı anda üreten bir cihaz diplograph n.
Engineering
aynı anda hem radyo hem de ses frekans amplifikatörü olarak çalışan bir amplifikatör tüpüne sahip (aygıt) reflex adj.
Entomology
vücudun bir tarafındaki iki bacağı ile diğer tarafındaki bir bacağı aynı anda hareket ettirerek yürüme tripodic walk n.
vücudun bir tarafındaki iki bacağı ile diğer tarafındaki bir bacağı aynı anda hareket eden tripodic adj.
Slang
beklenmedik bir anda atılan yumruk sucker punch n.
komik giyinen/rüküş ya da ortamdan bir anda kaybolan tip zooker n.
sorulan soruya ait bir bilgiyi o anda google'dan aratıp ancak daha önceden biliyormuş gibi davranan tip google smart n.
birkaç kişinin bir kişiyle aynı anda veya birbiri ardına cinsel ilişkiye girmesi gangshag n.
o anda gelişen bir tartışma jam session n.
bir anda ölmek up and died v.
hazırlıksızken bir anda aşık olmak go off the deep end v.
bir anda birine çok sinirlenmek go off on someone v.
bir/aniden anda sinirlenmek have a stroke v.
bir anda hırçınlaşmak/aksileşmek have a stroke v.
bir anda bir şey yapmaya başlamak bust out v.