Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
birlikte
Meanings of
"birlikte"
in English Turkish Dictionary : 50 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
birlikte
together
adv.
General
2
General
birlikte
shoulder
n.
3
General
birlikte
joint
adj.
4
General
birlikte
common
adj.
5
General
birlikte
simultaneous
adj.
6
General
birlikte
shared
adj.
7
General
birlikte
ideally
adv.
8
General
birlikte
in a body
adv.
9
General
birlikte
as one man
adv.
10
General
birlikte
in tandem
adv.
11
General
birlikte
in unison
adv.
12
General
birlikte
along
adv.
13
General
birlikte
in common
adv.
14
General
birlikte
in company
adv.
15
General
birlikte
jointly
adv.
16
General
birlikte
along with
adv.
17
General
birlikte
together
adv.
18
General
birlikte
as well as
adv.
19
General
birlikte
as a man
adv.
20
General
birlikte
thegither [scottish]
adv.
21
General
birlikte
togider [obsolete]
adv.
22
General
birlikte
at unity
adv.
23
General
birlikte
attonce
adv.
24
General
birlikte
unitedly
adv.
25
General
birlikte
ysame [obsolete]
adv.
26
General
birlikte
at a clap
adv.
27
General
birlikte
ifere
adv.
28
General
birlikte
conjunctly
adv.
29
General
birlikte
in one
adv.
30
General
birlikte
infere
adv.
31
General
birlikte
double
adv.
32
General
birlikte
combinedly
adv.
33
General
birlikte
concurrently
adv.
34
General
birlikte
in fere
adv.
35
General
birlikte
solidly
adv.
36
General
birlikte
synergically
adv.
37
General
birlikte
alongside
adv.
38
General
birlikte
in collaboration with
prep.
39
General
birlikte
in company with
prep.
40
General
birlikte
with
prep.
41
General
birlikte
cum
prep.
42
General
birlikte
in tandem with
prep.
43
General
birlikte
in concurrence with
prep.
44
General
birlikte
co
pref.
Phrases
45
Phrases
birlikte
between
adv.
Politics
46
Politics
birlikte
concomitantly
adv.
Technical
47
Technical
birlikte
collective
adj.
48
Technical
birlikte
together
adv.
Music
49
Music
birlikte
with one voice
adv.
Abbreviation
50
Abbreviation
birlikte
togr
adv.
Meanings of
"birlikte"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
bununla birlikte
however
adv.
General
2
General
çim parçası (bir alandan toprağıyla birlikte alınan)
sod
n.
3
General
birlikte hareket etme önerisi
eirenicon
n.
4
General
birlikte yaşama
common marriage
n.
5
General
birlikte yaşayan
cohabiting
n.
6
General
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma
contextualization
n.
7
General
kuşların birlikte uçuş düzeni
skein
n.
8
General
birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri
spouse
n.
9
General
nefesli çalgıların hep birlikte çaldığı parça
fanfare
n.
10
General
birlikte hareket etme çağrısı
eirenicon
n.
11
General
frakla birlikte takılan beyaz papyon
white tie
n.
12
General
ölüyle birlikte yakılma
suttee
n.
13
General
birlikte yaşama
living together
n.
14
General
topluluk yapısal fonlarının ulusal fonlarla birlikte kullanılması
additionality
n.
15
General
birlikte çalışma
collaboration
n.
16
General
birlikte akma
conflux
n.
17
General
birlikte koşulan birkaç hayvan
team
n.
18
General
birlikte haşlanmış fasulye ve mısır taneleri
succotash
n.
19
General
birlikte çalışma
cooperation
n.
20
General
birlikte planlama
collaborative planning
n.
21
General
karşıt duyguların birlikte yaşanması
ambivalence
n.
22
General
birlikte yapılmış olma durumu
concertedness
n.
23
General
birlikte çalışan kimse
collaborator
n.
24
General
birlikte hareket etme durumu
concertedness
n.
25
General
birlikte yaşama
cohabiting
n.
26
General
birlikte yaşama
concubinage
n.
27
General
birlikte yaşama
cohabitation
n.
28
General
nikahsız olarak birlikte yaşama
free love
n.
29
General
birlikte oturan kimse
inmate
n.
30
General
birlikte çalışabilirlik
interoperability
n.
31
General
birlikte işlerlik
interoperability
n.
32
General
birlikte akma
confluence
n.
33
General
birlikte işleme
coprocessing
n.
34
General
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte tekrar ele alma
recontextualization
n.
35
General
balıklarla birlikte yakalananlar
by-catch of the fishing
n.
36
General
olumlu özellikleriyle birlikte olumsuz özellikleri de olan şey
mixed blessing
n.
37
General
birlikte çalışma
coactivation
n.
38
General
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele alma
contextualisation
n.
39
General
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele alma
contextualization
n.
40
General
muhalif olmalarına rağmen birlikte çalışmak zorunda olan kişiler
frenemy
n.
41
General
birlikte yaşama kültürü
culture of living together
n.
42
General
koro halinde/hep birlikte şarkı/marş söyleme
sing-along
n.
43
General
birlikte uyum
mutual adaptation
n.
44
General
birlikte uyum
coaptation
n.
45
General
birlikte uyum
coadaptation
n.
46
General
birlikte uyum
mutual adaption
n.
47
General
birlikte/beraber geçirilen zaman
face time
n.
48
General
birlikte hareket etme
liaising
n.
49
General
ortak/birlikte yürütülen çalıştay
joint workshop
n.
50
General
karşıt duyguların birlikte yaşanması
ambivalency
n.
51
General
birlikte savaşan devletlerden biri
cobelligerent
n.
52
General
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni
handfasting
n.
53
General
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele alma
contextualisation
n.
54
General
birlikte yaşama
coexistence
n.
55
General
birlikte yazan
cowriter
n.
56
General
birlikte/ortak sergi açılan kişi
co-exhibitor
n.
57
General
evlenmeden birlikte yaşama
civil partnership
n.
58
General
evlenmeden birlikte yaşayanlar
cohabitors
n.
59
General
bir televizyon ya da radyo sunucusuyla birlikte çalışıp o kişinin işini kolaylaştıran kişi (kanada)
animator
n.
60
General
bir dersin sonunda öğrendiğin ve seninle birlikte bu ders devam etmese bile gelecek şeyler
take-home lessons
n.
61
General
kauçuk ve sandarac ile birlikte kimyasal olarak işlenmiş kağıttan oluşan suni deri
leatheroid
n.
62
General
kilisenin kantoru ile birlikte çıkacak koro
cantoral staff
n.
63
General
birlikte sınıflandırılan kişiler
ranks
n.
64
General
birlikte gruplandırılan kişiler
ranks
n.
65
General
bir olay karşısında birlikte sessiz kalma
conspiracy of silence
n.
66
General
birlikte boş zaman değerlendirilen kişi
time killer
n.
67
General
birlikte yaşama
coliving
n.
68
General
ebeveynleri ile birlikte yaşayan 20-30 yaşlarındaki genç yetişkin
twixter
n.
69
General
evlilik dışı birlikte yaşam
cohabitation
n.
70
General
bir kişiyi tanımlamak için tek başına veya diğer bilgilerle birlikte kullanılabilecek isim veya numara
a means of identification
n.
71
General
birlikte olmayan şey
untogether
n.
72
General
(ortak bir amaç için) birlikte hareket eden kimselerin oluşturduğu yapı
machine
n.
73
General
selamet ordusu üyelerinin birlikte söylediği kısa karşılık (amin)
volley
n.
74
General
şarapla birlikte servis edilen bir tür tatlı bisküvi
wine biscuit
n.
75
General
birlikte pişirilen veya yenen malzemelerden oluşan karışım
mess
n.
76
General
yemeklerini hep birlikte yiyen personel grubu
mess
n.
77
General
kuruluş üyelerinin bir amaç uğruna birlikte çalıştığı gönüllülük projesi
work camp
n.
78
General
insanların birlikte vakit geçirerek temas kurması
mingling
n.
79
General
birlikte yaşayıp hamile kaldığı erkekle evlenen kadın
honest woman
n.
80
General
tasarruf veya birlikte üretim için bir araya getirilen benzer araçlar bütünü
gang
n.
81
General
çocukların çember oluşturup söyledikleri şarkının sonunda hep birlikte çömeldikleri bir oyun
ring-a-ring-a-roses
n.
82
General
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun
ring-a-rosy
n.
83
General
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun
ring-around-a-rosy
n.
84
General
çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun
ring-around-the-rosy
n.
85
General
hisse senedi fiyatlarını yükseltmek için iki piyasa yapıcının birlikte hareket etmesi
ghosting
n.
86
General
farklı birden fazla erkekle birlikte yaşamış bekar kadın
grass widow
n.
87
General
müştemilatı ile birlikte çiftlik evi
onset [scotland]
n.
88
General
birlikte karıştırma
commixtion
n.
89
General
(bir diğeri ile) birlikte doğan şey
connascence
n.
90
General
birlikte büyüme
connascence
n.
91
General
(bir diğeri ile) birlikte doğan şey
connascency
n.
92
General
birlikte büyüme
connascency
n.
93
General
birlikte sayma
connumeration
n.
94
General
birlikte büyüme
coalescency [obsolete]
n.
95
General
yerli bir kadınla birlikte yaşayan beyaz erkek
combo [obsolete] [australia]
n.
96
General
birlikte yemek yenen kimse
commensal [rare]
n.
97
General
birlikte yemek yiyen grup
commensality
n.
98
General
birlikte yemek yeme
commensation
n.
99
General
birlikte göç etmek
commigration
n.
100
General
birlikte katlama
complication [obsolete]
n.
101
General
birlikte katlanma
complication [obsolete]
n.
102
General
birlikte entrika çevirme
complotment
n.
103
General
birlikte hareket etme
concertion
n.
104
General
birlikte var olma
concomitancy
n.
105
General
birlikte akma
concourse
n.
106
General
birlikte gelişme
concrement
n.
107
General
başkasıyla birlikte acı çeken kimse
co-sufferer
n.
108
General
bazen doğal gazla birlikte bulunan hafif, benzin benzeri bir hidrokarbon sıvısı
drip gas
n.
109
General
birlikte bulunmama
incoexistence [obsolete]
n.
110
General
birlikte huzur içinde yaşayamama
incompatibility
n.
111
General
birlikte dokunma
contexture
n.
112
General
birlikte dokunma tarzı
contexture
n.
113
General
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm
in-law apartment
n.
114
General
kadınlarda menopozla birlikte vücut canlılığının azalmaya başlaması
involution
n.
115
General
birlikte koşup avlanan evcil hayvan grubu
pack
n.
116
General
birlikte var olan, aynı ya da benzer şeylerden oluşan grup
platoon
n.
117
General
farklı ailelerin küçük çocuklarının birlikte oynaması için ayarladıkları görüşme
play date
n.
118
General
farklı ailelerin küçük çocuklarının birlikte oynaması için ayarladıkları görüşme
playdate
n.
119
General
başkasıyla birlikte yaşayan kimse
cohabiter
n.
120
General
birlikte bulunma
coinherence
n.
121
General
birlikte var olma
coinherence
n.
122
General
başkasıyla birlikte çalışan kimse
colaborer
n.
123
General
birlikte çalışma isteği
co-operation
n.
124
General
(gazetede) tarih ve gazetenin ismi ile birlikte yer alan sayfa numarası
folio
n.
125
General
birlikte çalışan bir grup insan
organisation
n.
126
General
birlikte seyahat eden insan grubu
outfit
n.
127
General
birlikte çalışan ekip
outfit
n.
128
General
kooperatif dinamikte birlikte yaşayan insan grubu
phalanstery
n.
129
General
birlikte sarma
plexure
n.
130
General
birlikte dokuma
plexure
n.
131
General
(mormon kilisesi'nde) iki yardımcısı ile birlikte başkanlık makamında bulunan kilise lideri
president
n.
132
General
taksonomik adın bağlı olduğu canlıya ilişkin bilgi materyali ile birlikte teknik dergilerde basımı
publication
n.
133
General
birlikte tüneyen bir grup kümes hayvanı
roost
n.
134
General
evli olunmayan partnerle birlikte yaşama
cohabitation
n.
135
General
sankhya felsefesine göre prakriti ile birlikte fenomenal varoluşun birincil nedenini oluşturan ruh
purusha
n.
136
General
(bitkilerde) iki farklı yapının birlikte büyümesi
symphysis
n.
137
General
iki ayrı unsurun birlikte büyüme eğilimi
symphytism
n.
138
General
birlikte içme
symposion [obsolete]
n.
139
General
birlikte gelişen olaylar grubu
syndrome
n.
140
General
birlikte çalışabilirlik
interoperability
n.
141
General
birlikte meydana gelme
conjunction
n.
142
General
birlikte ele almak
be paired with
v.
143
General
birlikte hareket etmek
act in unison
v.
144
General
birlikte olmak
accompany
v.
145
General
hep birlikte inmek
pile out
v.
146
General
çanların birlikte çalması
peal
v.
147
General
birlikte yaşamak
live together
v.
148
General
birlikte içeriye dolmak
crowd together
v.
149
General
birlikte vakit geçirmek
consort
v.
150
General
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak
be strange bedfellows
v.
151
General
birlikte hareket etmek
liaise
v.
152
General
birlikte çalışmak
work together
v.
153
General
birlikte takılmak
hang together
v.
154
General
hep birlikte inmek
pile off
v.
155
General
biriyle birlikte hareket etmek (kaçmak)
move off with
v.
156
General
birlikte yaşamak
shack up
v.
157
General
birlikte yaşamak
cohabit
v.
158
General
birkaç çanın birlikte çalınması
peal
v.
159
General
birlikte çalışmak
interoperate
v.
160
General
birlikte takılmak
hobnob
v.
161
General
birlikte planlamak
conspire
v.
162
General
ile birlikte olmak
go around with
v.
163
General
birlikte dokumak
interweave
v.
164
General
birlikte takılmak
keep company with
v.
165
General
birlikte kalmak
keep together
v.
166
General
birlikte çalışmak
team up with
v.
167
General
geceyi birlikte geçirmek
sleep together
v.
168
General
birlikte hareket etmek
concert
v.
169
General
birlikte sigortalı olmak
family insurance
v.
170
General
birlikte anılmak
come with
v.
171
General
ile birlikte yaşamak
live with
v.
172
General
bir uğurda birisiyle birlikte hareket etmek
make common cause with
v.
173
General
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak
contextualize
v.
174
General
birlikte yaşamak
shack up with together
v.
175
General
birlikte yaşamak
shack up with someone together
v.
176
General
birlikte hoş vakit geçirmek
spend quality time together
v.
177
General
birlikte iyi vakit geçirmek
spend quality time together
v.
178
General
birlikte gitmek
accompany
v.
179
General
birlikte çalışmak
cooperate
v.
180
General
birlikte görünmek
be seen together
v.
181
General
birlikte dikmek
interplant
v.
182
General
(bitki) birlikte büyümek
accrete
v.
183
General
birlikte oturmak
stay with
v.
184
General
birlikte yatmak
sleep together
v.
185
General
birlikte uyumak
sleep together
v.
186
General
birlikte hoş vakit geçirmek
spend good time together
v.
187
General
birlikte hoş vakit geçirmek
have good time together
v.
188
General
çalıntıyla birlikte kaçmak
get away with
v.
189
General
birlikte çalışmak
collaborate
v.
190
General
birlikte çalışmak
concur
v.
191
General
birlikte gitmek
convoy
v.
192
General
birlikte çalışmak
coordinate
v.
193
General
birlikte çalışmak
muck in
v.
194
General
birlikte çalışmak
team up
v.
195
General
ile birlikte çalışmak
team up with
v.
196
General
birlikte anılmak
associate with
v.
197
General
başkalarıyla birlikte hareket etmek
join
v.
198
General
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele almak
contextualise
v.
199
General
birlikte yer almak
muck in
v.
200
General
birlikte dönmek
corotate
v.
201
General
birlikte hareket etmek
act in concert
v.
202
General
birlikte yürütmek
run together
v.
203
General
ile birlikte çalışmak
work with
v.
204
General
ile birlikte çalışmak
work together with
v.
205
General
birlikte imzalamak
co-sign
v.
206
General
birlikte imzalamak
cosign
v.
207
General
birlikte yaşamak
cohabit with someone
v.
208
General
birlikte büyümek/yetişmek
grow together
v.
209
General
öğleden sonrayı birlikte geçirmek
spend the afternoon together
v.
210
General
birlikte izlemek/seyretmek
watch together
v.
211
General
(birlikte) çalıştığı herkesle/bütün insanlara arkadaş olmak istemek
make friends with all the people he/she work with
v.
212
General
birlikte/beraber uyum içinde yaşamak
live together in harmony
v.
213
General
birlikte değişmek
covary
v.
214
General
birlikte hoş vakit geçirmek
spend pleasant/nice time together
v.
215
General
birlikte hoş vakit geçirmek
have a good/nice time together
v.
216
General
biriyle birlikte bir şeyler ayarlamak/planlamak
set something up with someone
v.
217
General
biriyle para karşılığı birlikte olmak
have sex with someone for money
v.
218
General
birlikte yazmak
co-write
v.
219
General
herhangi bir konuyu çevresindeki öğeleriyle birlikte ele almak
contextualize
v.
220
General
herhangi bir konuyu çevresindeki ögeleriyle birlikte ele almak
contextualise
v.
221
General
birlikte kurmak
cofound
v.
222
General
birlikte avlanmak
hunt together
v.
223
General
birlikte gelmek
come together
v.
224
General
birlikte hareket etmek
take joint action
v.
225
General
...ile birlikte hareket etmek
move in concert with
v.
226
General
birlikte çalış(tır)mak
interwork
v.
227
General
birlikte gezmek
travel
v.
228
General
birlikte gezmek
walk around together
v.
229
General
birlikte gezmek
hang out together
v.
230
General
birlikte takılmak
hang out together
v.
231
General
törene birlikte katılmak
concelebrate
v.
232
General
(birkaç rahibin) kilise ayinini birlikte yönetmek
concelebrate
v.
233
General
birlikte dokumak
raddle
v.
234
General
birlikte bastırmak
adpress
v.
235
General
birlikte basınç uygulamak
adpress
v.
236
General
birlikte sıkıştırmak
adpress
v.
237
General
birlikte yuva yapmak
nuzzle
v.
238
General
birisi ile birlikte olmaktan hoşlanmak
enjoy being with someone
v.
239
General
birlikte vakit geçirmek
troop
v.
240
General
birlikte vakit geçirmek
associate
v.
241
General
birlikte yönetmek
colead
v.
242
General
birlikte hareket etmek
walk
v.
243
General
birlikte olmayı sevmek
enjoy each other's company
v.
244
General
birlikte dokumak
embraid [obsolete]
v.
245
General
birlikte hareket etmek
unify
v.
246
General
birlikte hareket etmek
unite
v.
247
General
bir hedef için birlikte çalışmak
pull
v.
248
General
birlikte anılmak
keep
v.
249
General
birlikte hareket ettirmek
herd
v.
250
General
birlikte hareket etmeye teşvik etmek
herd
v.
251
General
birlikte vakit geçirmek
mingle
v.
252
General
birlikte sınıflandırmak
bracket
v.
253
General
birlikte gruplandırmak
bracket
v.
254
General
(benzer olanları) birlikte gruplamak
bracket (together)
v.
255
General
(başkalarıyla birlikte) yemek yemek
break
v.
256
General
aşırı büyük kalabalıkla birlikte içeriye dolmak
overcrowd
v.
257
General
birlikte dokumak
imbraid [obsolete]
v.
258
General
hakkını birlikte kullanmak
common [obsolete]
v.
259
General
birlikte vakit geçirmek
company
v.
260
General
(sevgili olarak) birlikte takılmak
bear company
v.
261
General
birlikte yaşamak
company [obsolete]
v.
262
General
birlikte dokumak
complect [obsolete]
v.
263
General
birlikte saymak
connumerate
v.
264
General
birlikte hayran olmak
coadmire
v.
265
General
birlikte kabul etmek
coadmit
v.
266
General
birlikte itiraf etmek
coadmit
v.
267
General
birlikte görünmek
coappear
v.
268
General
birlikte yardım etmek
coassist
v.
269
General
birlikte varsaymak
coassume
v.
270
General
birlikte ilerlemek
coast [obsolete]
v.
271
General
birlikte katılmak
coattend
v.
272
General
birlikte onaylamak
coattest
v.
273
General
birlikte kaptanlık yapmak
co-captain
v.
274
General
birlikte yapmak
comake
v.
275
General
birlikte göç etmek
commigrate
v.
276
General
(birlikte) taşımak
comport
v.
277
General
birlikte büyümek
concrew [obsolete]
v.
278
General
birlikte gürül gürül akmak
concur [obsolete]
v.
279
General
birlikte senaryo yazmak
coscript
v.
280
General
birlikte yazmak
cowrite
v.
281
General
birlikte gitmek
pack
v.
282
General
birlikte yürümek
pack
v.
283
General
birlikte koşmak
pack
v.
284
General
daha büyük veya önemli bir şeyle birlikte kurup çalıştırmak
piggyback
v.
285
General
hedefe birlikte yürümek
conspire
v.
286
General
birlikte geçinip gitmek
consubsist
v.
287
General
birlikte yaşamak
consubsist
v.
288
General
ile birlikte tarikata katılmak
fellowship
v.
289
General
birlikte dokumak
interpale [obsolete]
v.
290
General
birlikte çalışmak
interwork
v.
291
General
birlikte örmek
inweave
v.
292
General
birlikte komplo kurmak
coconspire
v.
293
General
birlikte yaratmak
cocreate
v.
294
General
birlikte ekip biçmek
cocultivate
v.
295
General
birlikte ekmek
coculture
v.
296
General
birlikte yetiştirmek
coculture
v.
297
General
birlikte elde etmek
coderive
v.
298
General
birlikte tasarlamak
codesign
v.
299
General
birlikte geliştirmek
codevelop
v.
300
General
birlikte keşfetmek
codiscover
v.
301
General
(farklı duyuları) birlikte reaksiyon verecek şekilde eğitmek
coeducate
v.
302
General
birlikte somutlaştırmak
coembody
v.
303
General
birlikte işe almak
coemploy
v.
304
General
birlikte yasalaştırmak
coenact
v.
305
General
birlikte aşık olmak
coenamour
v.
306
General
birlikte aşık olmak
coenamor
v.
307
General
birlikte göğüs germek
coendure
v.
308
General
birlikte yükseltmek
coerect
v.
309
General
birlikte evrim geçirmek
coevolve
v.
310
General
birlikte gelişmek
coevolve
v.
311
General
birlikte çabalamak
coexert
v.
312
General
birlikte önem vermek
cofeature
v.
313
General
(kuruluşu) birlikte yönetmek
cohead
v.
314
General
birlikte bulunmak
coinhere
v.
315
General
birlikte var olmak
coinhere
v.
316
General
birlikte gömmek
cointer
v.
317
General
birlikte icat etmek
coinvent
v.
318
General
(havanda) birlikte döverek ezmek
contuse
v.
319
General
birlikte ziyafet çekmek
convive [obsolete]
v.
320
General
birlikte çalışmak
co-operate
v.
321
General
bir diğeriyle birlikte aynı amaca tahsis etmek
coordain
v.
322
General
birlikte uyumlu bir şekilde hareket etmek
coordinate
v.
323
General
birlikte dönmek
corotation
v.
324
General
birlikte akıtmak
corrivate
v.
325
General
(tek katlı iki veya daha fazla ipliği) birlikte bükmek
fold
v.
326
General
(yiyeceğin, içeceğin) tamamını tek başına veya başkalarıyla birlikte almak
partake
v.
327
General
(üretim veya dağıtım ile birlikte) farklı iş faaliyetlerini yürütmek
service
v.
328
General
(üretim veya dağıtım ile birlikte) farklı görevleri yerine getirmek
service
v.
329
General
birlikte deneyimlemek
share
v.
330
General
birlikte hareket etmek
shoulder
v.
331
General
birlikte oynamak
play together
v.
332
General
birlikte düşünmek
slump
v.
333
General
birlikte vakit geçirmek
sororise [uk]
v.
334
General
birlikte vakit geçirmek
sororize [us]
v.
335
General
(özellik) ile birlikte gelmek
come
v.
336
General
(askerler) birlikte yemek yemek
mess
v.
337
General
birlikte çalışan
synergetic
adj.
338
General
birlikte görülen
coexisting
adj.
339
General
birlikte yapılmış
concerted
adj.
340
General
birlikte planlanmış
concerted
adj.
341
General
ile birlikte
associated with
adj.
342
General
ile birlikte
conjunction with
adj.
343
General
birlikte akan
confluent
adj.
344
General
birlikte çalışan
co-operative
adj.
345
General
birlikte olan
concomitant
adj.
346
General
birlikte çalışan
synergic
adj.
347
General
bir üretim birimine ya da toprağa bağlı olup onunla birlikte satılan köle
adscript
adj.
348
General
müşterek/birlikte karar alma/alan
codeciding
adj.
349
General
ile birlikte
coupled with
adj.
350
General
birlikte olan
accompanying
adj.
351
General
ünsüz harflerle birlikte olan
consonantal
adj.
352
General
birlikte kapsayıcı
collectively exhaustive
adj.
353
General
birlikte yaşayan
symbiotic
adj.
354
General
birlikte örülebilen
nexible
adj.
355
General
hep birlikte hazır
all ready
adj.
356
General
birlikte gidilmeyen
unconvoyed
adj.
357
General
birlikte olmayan
untogether
adj.
358
General
birlikte konser veren erkek ve kadınlara ait olan
mixed
adj.
359
General
iğrençlikle birlikte korku uyandıran
grizzly
adj.
360
General
birlikte ölen
commorient
adj.
361
General
birlikte yaşayan
communistic
adj.
362
General
birlikte sabreden
compatient
adj.
363
General
birlikte mutluluğunu haykıran
conjubilant
adj.
364
General
birlikte eğlenen
conjubilant
adj.
365
General
birlikte neşelenen
conjubilant
adj.
366
General
birlikte büyüyen
connascent
adj.
367
General
birlikte var olan
connate
adj.
368
General
birlikte kulüp kurmaya hazır
clubbish [obsolete]
adj.
369
General
birlikte hareket eden
coactive
adj.
370
General
birlikte büyümüş
coadunate
adj.
371
General
(aynı masada) birlikte yemek yemeye ait veya ilgili
commensal [rare]
adj.
372
General
birlikte büyüyen
concrescive
adj.
373
General
birlikte çalışan
concurrent
adj.
374
General
birlikte algılayan
cosentient
adj.
375
General
birlikte dokunmuş
context [obsolete]
adj.
376
General
(genellikle başka bir kelimeyle birlikte kullanılır, dört ayaklı memeliler) belirli bir şekilde çiftleşen
coupled
adj.
377
General
(dişli) iç içe geçerek birlikte hareket eden
intermeshed
adj.
378
General
sonsuza kadar birlikte var olan
coeternal
adj.
379
General
birlikte çalışan
cooperant
adj.
380
General
birlikte yapılan
cooperate
adj.
381
General
birlikte çalışan
co-ordinated
adj.
382
General
aynı evde birlikte yaşayan
coresident
adj.
383
General
birlikte ikamet eden
coresident
adj.
384
General
birlikte hareket eden
participate [obsolete]
adj.
385
General
erozyon ile birlikte akıp giden (nehir)
superimposed
adj.
386
General
birlikte faaliyet gösterebilen
synergistical
adj.
387
General
rüzgarla birlikte
downwind
adv.
388
General
hep birlikte
bodily
adv.
389
General
bununla birlikte
in addition to this
adv.
390
General
birlikte birleşmiş
in a body
adv.
391
General
bununla birlikte
after all
adv.
392
General
bu yazıyla birlikte
herewith
adv.
393
General
hep birlikte
with one accord
adv.
394
General
birlikte bir ağızdan
in unison
adv.
395
General
ittifakla birlikte
as one man
adv.
396
General
bununla birlikte
besides
adv.
397
General
bununla birlikte
still
adv.
398
General
hep birlikte
in chorus
adv.
399
General
hep birlikte
all together
adv.
400
General
hep birlikte ve aynı anda
in chorus
adv.
401
General
hep birlikte her taraftan
at all hands
adv.
402
General
ile birlikte
along with
adv.
403
General
hep birlikte
as one man
adv.
404
General
ile birlikte
hand in hand with
adv.
405
General
hep birlikte
nemine contradicente
adv.
406
General
hep birlikte
en masse
adv.
407
General
bununla birlikte
in the meantime
adv.
408
General
bununla birlikte
nevertheless
adv.
409
General
bununla birlikte
all the same
adv.
410
General
hep birlikte
at all hands
adv.
411
General
bununla birlikte
nonetheless
adv.
412
General
bu süre içinde bununla birlikte
in the meantime
adv.
413
General
bununla birlikte
at the same time
adv.
414
General
hep birlikte
in a body
adv.
415
General
bununla birlikte
having said that
adv.
416
General
hep birlikte
holus-bolus
adv.
417
General
bununla birlikte
none the less
adv.
418
General
bununla birlikte
though
adv.
419
General
bununla birlikte
on the other hand
adv.
420
General
bununla birlikte
that said
adv.
421
General
birlikte sonuna dek/kadar
together till the end
adv.
422
General
ekleri ile birlikte
along with their annexes
adv.
423
General
gün ışığıyla birlikte
at daylight
adv.
424
General
bütün izleriyle birlikte
with every trace
adv.
425
General
bununla birlikte
again
adv.
426
General
hep birlikte
agreat
adv.
427
General
hep birlikte
as a group
adv.
428
General
hep birlikte
en bloc
adv.
429
General
hep birlikte
communally
adv.
430
General
hep birlikte
ensemble
adv.
431
General
birlikte olmadan
untogether
adv.
432
General
bununla birlikte
much as/though
adv.
433
General
bu kanıtla birlikte
herewith
adv.
434
General
birlikte vakit geçirerek
minglingly
adv.
435
General
esas görevle birlikte
on the fly
adv.
436
General
birlikte hareket ederek
coactively
adv.
437
General
yassı taraflarıyla birlikte
flatlong
adv.
438
General
hep birlikte
publically
adv.
439
General
(reçetelerde ilaçlar için) birlikte
simul
adv.
440
General
… ile birlikte
soon at
adv.
441
General
ile birlikte
apart from
prep.
442
General
ile birlikte
together with
prep.
443
General
ile beraber/birlikte
in conjunction with
prep.
444
General
ile birlikte
in conjunction with
prep.
445
General
ile birlikte
to
prep.
446
General
ile birlikte
as soon as
conj.
447
General
ile birlikte
although
conj.
448
General
ile birlikte
no sooner ... than
conj.
449
General
olmakla birlikte
as well as
conj.
450
General
böyle olmakla birlikte
notwithstanding that
conj.
451
General
böyle olmakla birlikte
as well as
conj.
452
General
-mekle birlikte
while
conj.
453
General
bununla birlikte
neverthelater [obsolete]
conj.
454
General
bununla birlikte
although
conj.
455
General
koyu ten ile birlikte anlamı veren ön ek
melano-
pref.
456
General
orta deri ile birlikte anlamı veren bir ön ek
mes-
pref.
457
General
orta deri ile birlikte anlamı veren bir ön ek
meso-
pref.
458
General
birlikte gerçekleşme anlamı veren bir ön ek
met-
pref.
459
General
bulber ile birlikte anlamı veren ön ek
bulb-
pref.
460
General
bulber ile birlikte anlamı veren ön ek
bulbo-
pref.
461
General
sırt ile birlikte anlamına gelen bir ön ek
dors-
pref.
462
General
sırt ile birlikte anlamına gelen bir ön ek
dorsi-
pref.
463
General
sırt ile birlikte anlamına gelen bir ön ek
dorso-
pref.
464
General
birlikte anlamı veren ön ek
co-
pref.
465
General
birlikte çalışan anlamı veren ön ek
co-
pref.
466
General
birlikte anlamı veren ön ek
com-
pref.
467
General
birlikte anlamı veren ön ek
con-
pref.
468
General
iris ile birlikte anlamı veren ön ek
irido-
pref.
469
General
iridyum ile birlikte anlamı veren ön ek
irido-
pref.
470
General
… ile birlikte anlamına gelen ön ek
par-
pref.
471
General
pankreas ile birlikte anlamına gelen ön ek
pancreat-
pref.
472
General
ayak ile birlikte anlamına gelen ön ek
ped-
pref.
473
General
ayak ile birlikte anlamına gelen ön ek
pedi-
pref.
474
General
ayak ile birlikte anlamına gelen ön ek
pedo-
pref.
475
General
birlikte anlamı veren ön ek
col-
pref.
476
General
coğrafya ile birlikte anlamını veren bir ön ek
ge-
pref.
477
General
plevra ile birlikte anlamını veren bir ön ek
pleur-
pref.
478
General
plevra ile birlikte anlamını veren bir ön ek
pleuri-
pref.
479
General
plevra ile birlikte anlamını veren bir ön ek
pleuro-
pref.
480
General
kürek kemiği ile birlikte anlamını veren bir ön ek
scapulo-
pref.
481
General
kürek kemiği ile birlikte anlamını veren bir ön ek
scapul-
pref.
482
General
pirojen ile birlikte anlamı veren ön ek
pyr-
pref.
483
General
pirojen ile birlikte anlamı veren ön ek
pyro-
pref.
484
General
sfenoidal ile birlikte anlamını veren bir ön ek
sphen-
pref.
485
General
sfenoidal ile birlikte anlamını veren bir ön ek
spheno-
pref.
486
General
birlikte anlamına gelen bir ön ek
sym-
pref.
487
General
birlikte anlamına gelen bir ön ek
syn-
pref.
Phrasals
488
Phrasals
atletik müsabakada birlikte hareket etmek
pick up
v.
489
Phrasals
biriyle birlikte eski günleri yad etmek/anmak/anımsamak
reminisce with someone
v.
490
Phrasals
birlikte/beraber çıkmak
go out together
v.
491
Phrasals
birlikte görülmek
go about (with)
v.
492
Phrasals
birlikte olmak
go about (with)
v.
493
Phrasals
biriyle birlikte yaramazlık yapmak
clown around with someone
v.
494
Phrasals
bir kimse ile birlikte başlatılmış olmak/başlamak
originate with someone
v.
495
Phrasals
beraber/hep birlikte yürümek
walk together
v.
496
Phrasals
birlikte/ayrılmadan durmak
stand together
v.
497
Phrasals
birlikte/beraber bir şey yapmak
throw in with someone
v.
498
Phrasals
ile birlikte olmak
be allied to
v.
499
Phrasals
(şarkıyı) birlikte söylemek
sing along
v.
500
Phrasals
(şarkıyı) birlikte söylemek
sing together
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of birlikte
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy