Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
double
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"double"
in Turkish English Dictionary : 188 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
double
n.
çift
2
Common Usage
double
n.
iki kat
3
Common Usage
double
n.
dublör
4
Common Usage
double
n.
duble
5
Common Usage
double
v.
iki misli yapmak
6
Common Usage
double
v.
ikiye katlamak
7
Common Usage
double
adj.
duble
8
Common Usage
double
adj.
çifte
9
Common Usage
double
adj.
çift
10
Common Usage
double
adj.
iki kişilik
11
Common Usage
double
adv.
ikişerli
12
Common Usage
double
adv.
iki kat
13
Common Usage
double
adv.
iki misli
General
14
General
double
n.
hile
15
General
double
n.
dolandırıcı
16
General
double
n.
kopya
17
General
double
n.
eş
18
General
double
n.
oyun
19
General
double
n.
hilekar
20
General
double
n.
ikili bahis
21
General
double
n.
dublör
22
General
double
n.
(briç) kontr
23
General
double
n.
aldatma
24
General
double
n.
koşar adım
25
General
double
n.
(oyuncu, şarkıcı) bir kimsenin yerini dolduran diğer kimse
26
General
double
n.
yedek kimse
27
General
double
n.
yardımcı oyuncu
28
General
double
n.
keskin dönüş
29
General
double
n.
keskin viraj
30
General
double
n.
keskin dönemeç
31
General
double
n.
(her yüzeyi eşit noktalı) domino taşı
32
General
double
v.
bükmek
33
General
double
v.
eğilmek
34
General
double
v.
iki katına çıkmak
35
General
double
v.
iki misli olmak
36
General
double
v.
çiftlemek
37
General
double
v.
ikiyle çarpmak
38
General
double
v.
ikiye katlamak
39
General
double
v.
iki enstrüman çalmak
40
General
double
v.
iki kat etmek
41
General
double
v.
bükülmek
42
General
double
v.
dublörlüğünü yapmak
43
General
double
v.
katlanmak
44
General
double
v.
aldatmak
45
General
double
v.
yumruğunu sıkmak
46
General
double
v.
iki ile çarpmak
47
General
double
v.
katlamak
48
General
double
v.
iki misli yapmak
49
General
double
v.
ikili oynamak
50
General
double
v.
ikilemek
51
General
double
v.
iki rolü birden oynamak
52
General
double
v.
iki katına çıkarmak
53
General
double
v.
koşar adım gitmek
54
General
double
v.
kıvırmak
55
General
double
v.
ikinci bir işte çalışmak
56
General
double
v.
atlatmak
57
General
double
v.
kurtulmak
58
General
double
v.
sıyrılmak
59
General
double
v.
koşarken sert ve ani dönüş yapmak
60
General
double
v.
dolambaçlı bir yolda gitmek
61
General
double
v.
(elbise) başka bir malzeme ile düzeltmek
62
General
double
v.
(elbise) astarlamak
63
General
double
v.
(elbise) astar ile kaplamak
64
General
double
v.
eğmek
65
General
double
v.
gidip gelmek
66
General
double
v.
yakayı kurtarmak
67
General
double
v.
(tavlada) bahis miktarını iki katına çıkarmayı teklif etmek
68
General
double
v.
dolaşarak gitmek
69
General
double
v.
dolambaçlı yoldan gitmek
70
General
double
adj.
iki anlamlı
71
General
double
adj.
bükülmüş
72
General
double
adj.
katlı
73
General
double
adj.
benzer
74
General
double
adj.
iki kişilik
75
General
double
adj.
iki yüzlü
76
General
double
adj.
iki
77
General
double
adj.
ikili
78
General
double
adj.
aynı
79
General
double
adj.
katmerli
80
General
double
adj.
ikiyüzlü
81
General
double
adj.
ikiz
82
General
double
adj.
çift porsiyon
83
General
double
adj.
çift
84
General
double
adj.
çifte
85
General
double
adj.
duble
86
General
double
adj.
2 kişilik
87
General
double
adj.
(madeni para) iki birimlik
88
General
double
adj.
(aile ilişkisinde) her iki tarafla da ilgili
89
General
double
adj.
hem anne hem baba tarafı ile ilgili
90
General
double
adv.
iki kere
91
General
double
adv.
iki kat
92
General
double
adv.
iki misli
93
General
double
adv.
iki katı
94
General
double
adv.
ikili
95
General
double
adv.
birlikte
96
General
double
adv.
çift olarak
97
General
double
adv.
çiftler halinde
98
General
double
adv.
biri ile beraber
99
General
double
adv.
iki büklüm olarak
Colloquial
100
Colloquial
double
v.
çift randevuya çıkmak
101
Colloquial
double
v.
çiftler halinde buluşmak
Tourism
102
Tourism
double
n.
iki kişilik oda
Computer
103
Computer
double
n.
çift duyarlıklı kayan nokta
104
Computer
double
n.
çift kesinlikli kayan nokta
105
Computer
double
expr.
ikiye katla
Textile
106
Textile
double
v.
katlamak
Construction
107
Construction
double
v.
ahşap tekneye ikinci bir kaplama yapmak
Marine
108
Marine
double
v.
(gemi) burunda rota değiştirmek
109
Marine
double
v.
(gemi) çift yönde gezinmek
110
Marine
double
v.
(gemi) hareket yönünü değiştirerek gezinmek
Printing
111
Printing
double
n.
mükerrer satır
112
Printing
double
n.
mükerrer sözcük
113
Printing
double
n.
yanlışlıkla tekrar dizilen satır
114
Printing
double
n.
yanlışlıkla iki kez tek tarafına basılan sayfa
115
Printing
double
adj.
(eski punto sisteminde) puntonun iki katı büyüklüğünde
116
Printing
double
adj.
(kağıt boyutu) kısa kenarı iki katı uzatılan
Gastronomy
117
Gastronomy
double
n.
çift ölçü
Math
118
Math
double
adj.
(polinom denklemde kök) iki eşit kökten biri olan
119
Math
double
adj.
(integralde) iki bağımsız değişkenli integrantı olan
120
Math
double
adj.
(integral) çift katlı
121
Math
double
adj.
(polinomda kök) çift katlı
Astronomy
122
Astronomy
double
n.
çift yıldız
Botanic
123
Botanic
double
adj.
katmerli
124
Botanic
double
adj.
(çiçek) çok yapraklı
Fishery
125
Fishery
double
n.
(aynı misinada) iki balık yakalama
Literature
126
Literature
double
adj.
(ölçü) iki heceli ayak içeren
127
Literature
double
adj.
(uyak) iki heceli
Linguistics
128
Linguistics
double
n.
(sözcükte) yan yana iki kez yazılan harf
History
129
History
double
n.
(2 kuruşa denk gelen) eski fransız madeni parası
130
History
double
n.
guernsey madeni parası
Religious
131
Religious
double
n.
(roma katolik kilisesi) dini bayram
Military
132
Military
double
n.
çift namlulu av tüfeği
133
Military
double
n.
çift namlulu tüfek
134
Military
double
v.
çapraz ateş açmak
135
Military
double
v.
yaylım ateşine tutmak
Hunting
136
Hunting
double
v.
çift namlulu av tüfeğiyle tek tetikte iki mermi ateşlemek
Sport
137
Sport
double
n.
üst üste iki galibiyet
138
Sport
double
n.
üst üste iki mağlubiyet
139
Sport
double
n.
çift galibiyet
140
Sport
double
n.
çift mağlubiyet
141
Sport
double
n.
çift atlama
142
Sport
double
n.
(bowlingte) üst üste iki kez tüm labutları devirme
143
Sport
double
n.
(hedef vurma oyununda) aynı anda iki hedefi vurma
144
Sport
double
n.
(kriket oyuncusu) tek sezonda 1000 sayı yapma başarısı
145
Sport
double
n.
(futbol) tek sezonda aynı takımın kazandığı iki müsabaka
146
Sport
double
n.
(dart tahtası) en dış halka
147
Sport
double
n.
(dart) en dış halkaya yapılan atış
148
Sport
double
n.
(bilardo) hedef topun karşı cebe sektiği vuruş
Baseball
149
Baseball
double
n.
atıcının ikinci kalede beklediği kale vuruşu
150
Baseball
double
v.
koşarak ikinci kaleye kadar gelmek
151
Baseball
double
v.
ikili oyunu tamamlarken koşan bir oyuncuyu dışarı çıkarmak
Chess
152
Chess
double
v.
aynı renkte iki piyonu aynı hizaya getirmek
153
Chess
double
v.
aynı renkte iki kaleyi aynı hizaya getirmek
Card
154
Card
double
n.
güçlü el
155
Card
double
n.
(tavlada) bahsi iki katına çıkarma
156
Card
double
v.
(briçte) kontur atmak
157
Card
double
adj.
birbirine karıştırılmış iki kart destesi ile oynanan
158
Card
double
adj.
çift kart destesi ile oynanan
Wagering
159
Wagering
double
n.
ikili ganyan
160
Wagering
double
n.
iki karşılaşmadan oluşan birleşik bahis
161
Wagering
double
adj.
çifte
Music
162
Music
double
n.
(16. yüzyıla özgü) bir salon dansı adımı
163
Music
double
n.
(öne veya ileri doğru) dört koşar adımdan oluşan halk dansı sekansı
164
Music
double
n.
(müzikte) varyasyon
165
Music
double
n.
varyasyon ile tekrar edilen bölüm
166
Music
double
n.
(müzik bölümünün) tekrara dayalı formu
167
Music
double
v.
armonide katlamak
168
Music
double
v.
(bir oktav yüksek veya alçak) nota eklemek
169
Music
double
v.
(müzik parçası) aynı bölümü tekrarlayarak güçlendirmek
170
Music
double
adj.
(tempo) ikili
171
Music
double
adj.
(vuruş) ikili
172
Music
double
adj.
(vuruş) çift
173
Music
double
adj.
bir oktav daha düşük çıkan
174
Music
double
adj.
(orgda) tek noktalı 16 ses aralığında olan
Theatre
175
Theatre
double
n.
çift rolde oynayan oyuncu
Cinema
176
Cinema
double
v.
(filmde bir kısım repliği) farklı diller konuşan izleyiciler için hazırlamak
177
Cinema
double
v.
repliği yanlışlıkla yeniden okumak
178
Cinema
double
v.
yabancı dilde dublaj yapmak
Ottoman Turkish
179
Ottoman Turkish
double
adj.
koşa
Archaic
180
Archaic
double
v.
baştan savmak
181
Archaic
double
v.
hile yapmak
182
Archaic
double
v.
kandırmak
183
Archaic
double
v.
dolandırmak
184
Archaic
double
adv.
hilekarlıkla
185
Archaic
double
adv.
yalancılıkla
186
Archaic
double
adv.
düzenbazlık ile
187
Archaic
double
adv.
dalavereyle
188
Archaic
double
adv.
iki yüzlülük ile
Meanings of
"double"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
double harness
n.
evlenme
2
General
double standard
n.
çifte standart
3
General
double entry
n.
çift giriş
4
General
double dealing
n.
iki yüzlülük
5
General
double six
n.
düşeş (zar)
6
General
double plate
n.
çift plaka
7
General
double header
n.
iki lokomotifli tren
8
General
double cone
n.
çift koni
9
General
double gamble
n.
çifte kumar
10
General
double agent
n.
iki taraflı çalışan casus
11
General
double handful
n.
koşam
12
General
double taxation
n.
çifte vergi
13
General
double bend
n.
çift dirsek
14
General
double saucepan
n.
birbirinin içine giren iki tencere
15
General
double barelled gun
n.
çifte
16
General
double door
n.
çift kapı
17
General
double dealing
n.
ikiyüzlülük
18
General
double one
n.
hepyek
19
General
double chair
n.
iki koltuklu teleferik
20
General
double bed
n.
iki kişilik yatak
21
General
double column
n.
çift sütun
22
General
a small double drum
n.
kudüm
23
General
double posting
n.
çifte kayıt
24
General
double pole
n.
çift kutup
25
General
folded double
n.
iki kat
26
General
double floor
n.
çift taban
27
General
double star
n.
çiftyıldız
28
General
twin double
n.
ikiz double
29
General
double decker
n.
çift katlı otobüs
30
General
double entendre
n.
iki tarafa çekilebilecek söz
31
General
double ignition
n.
çift ateşleme
32
General
double time
n.
iki kat hızlı
33
General
double action
n.
çift etki
34
General
double chin
n.
insanda gerdan
35
General
double boiler
n.
benmari
36
General
double feature
n.
iki film birden
37
General
double density
n.
lastikli söz
38
General
double cross
n.
aldatma
39
General
double window
n.
çift pencere
40
General
double take
n.
bir durumun anlamını sonradan kavrama
41
General
double boiler
n.
çift kazan
42
General
double line
n.
çift hat
43
General
double track
n.
çift yol
44
General
double blind method
n.
çift kör yöntemi
45
General
double loop learning
n.
çift etaplı öğrenme
46
General
double boiler
n.
iki katlı tencere
47
General
double harness
n.
evlilik bağı
48
General
double entry
n.
amerikan usulü defter tutma
49
General
double holes
n.
çift delik
50
General
double slit
n.
çiftyarık
51
General
double jeopardy
n.
çifte yargılama
52
General
double taxation
n.
çifte vergilendirme
53
General
double standards
n.
çifte standart
54
General
double tongue
n.
hilekar
55
General
double density
n.
ikircil söz
56
General
double earner
n.
birkaç işten para kazanan kişi
57
General
double date
n.
iki çiftin buluşması
58
General
double deuce
n.
dubara
59
General
double room
n.
otelde çift yataklı oda
60
General
double entendre
n.
iki anlamlı söz
61
General
double meaning
n.
çifte anlam
62
General
double duvet cover
n.
çift kişilik nevresim
63
General
double duvet cover set
n.
çift kişilik nevresim takımı
64
General
double portion
n.
çift porsiyon
65
General
double function
n.
çift fonksiyon
66
General
double brake block holder
n.
sabo tutucusu
67
General
double boiler
n.
ikili tencere
68
General
double break
n.
çift kesme
69
General
double branch
n.
çift çatal
70
General
double house
n.
ikiz ev
71
General
double dealer
n.
ikiyüzlü
72
General
double signature
n.
çift imza
73
General
double-loop learning
n.
çift etaplı öğrenme
74
General
double-chin
n.
gerdan
75
General
double-dealing
n.
dolandırıcılık
76
General
double-crosser
n.
oyunbozan
77
General
double-decker
n.
çift katlı otobüs
78
General
double-loop learning
n.
çift döngülü öğrenme
79
General
double-take
n.
geç anlama
80
General
double-entendre
n.
çifte manalandırma
81
General
double-dealing
n.
ikiyüzlülük
82
General
double-dealer
n.
sahtekar
83
General
double-dealer
n.
iki yüzlü
84
General
double-glazed window
n.
çift camlı pencere
85
General
double-dealer
n.
dolandırıcı
86
General
double-glass
n.
çift cam
87
General
double-decker
n.
iki katlı otobüs
88
General
double-quick
n.
hızlı yürüyüş
89
General
double-entendre
n.
çift anlamlılık
90
General
double-entendre
n.
biri uygunsuz iki farklı anlam taşıyan söz
91
General
double-dealer
n.
ikiyüzlü
92
General
double-magnum
n.
büyük şarap şişesi
93
General
double-decker
n.
ranza
94
General
double-entendre
n.
tevriye
95
General
double-entendre
n.
cinasa benzer bir konuşma şekli
96
General
double-edged sword
n.
iki tarafı keskin kılıç
97
General
double-declutch
n.
çift debriyaj
98
General
double-decker
n.
su çizgisi üzerinde iki güvertesi olan gemi
99
General
double-edged compliment
n.
iğneli kompliman
100
General
double-decker
n.
iki katlı taşıt
101
General
double-glazing
n.
çift cam
102
General
double dealer
n.
iki yüzlü
103
General
double envelopment
n.
çift taraflı kuşatma
104
General
double-crosser
n.
ikiyüzlü
105
General
double decker bus
n.
iki katlı otobüs
106
General
double decker bus
n.
çift katlı otobüs
107
General
f double flat
n.
f çift bemol
108
General
double door
n.
çift kanatlı kapı
109
General
double-leaf door
n.
çift kanatlı kapı
110
General
double-lock
n.
çifte kilit
111
General
double feature
n.
iki film bir arada
112
General
double glove
n.
çift eldiven
113
General
double dutch
n.
aynı anda iki farklı yöne sallanan ikili oyun ipi
114
General
double bind
n.
çifte açmaz
115
General
double tap
n.
çift vuruş
116
General
double-barrel surname
n.
iki addan oluşan soyadı
117
General
double-barrelled name
n.
iki addan oluşan isim
118
General
double act
n.
iki kişilik gösteri
119
General
double-wide mobile home
n.
çift üniteli mobil/taşınabilir ev
120
General
double tier cake
n.
iki katlı pasta
121
General
double chin
n.
gıdı
122
General
b-double
n.
uzun tır
123
General
double pluggers
n.
parmak arası terlik
124
General
double wedding
n.
çifte düğün
125
General
double bed
n.
çift kişilik yatak
126
General
double time
n.
çifte mesai
127
General
double time
n.
koşar adım
128
General
double date
n.
iki çiftli randevu
129
General
double sofa
n.
ikili koltuk
130
General
double trouble
n.
bir dans hareketi
131
General
double trouble
n.
çifte sorun
132
General
double trouble
n.
çifte dert
133
General
double jeopardy
n.
çifte risk
134
General
double-sided tape
n.
çift taraflı bant
135
General
double bed sheet
n.
çift kişilik çarşaf
136
General
double bind
n.
çözümsüz çelişki
137
General
double chance
n.
çift şans
138
General
double chance
n.
çifte şans
139
General
double handling
n.
köpek podyumda iken, köpeğin dikkatini çekip hareketlerine yön verilmesi
140
General
double minaret madrasah
n.
çifte minareli medrese
141
General
double headed arrow
n.
çift yönlü ok
142
General
double booking
n.
çifte rezervasyon
143
General
double digit number
n.
iki basamaklı sayı
144
General
double pneumonia
n.
iki taraflı zatürre
145
General
double wall
n.
dubleks torba
146
General
double cuffs
n.
plastik kayışlı kelepçe
147
General
double bluff
n.
blöf yaparcasına hareket etme
148
General
double bluff
n.
blöf gibi anlaşılan davranış
149
General
double check
n.
dikkatli inceleme
150
General
double check
n.
detaylı inceleme
151
General
double check
n.
detaylı araştırma
152
General
double cross
n.
kazanma
153
General
double cross
n.
galibiyet alma
154
General
double cross
n.
kazanmak için uğraşma
155
General
double cross
n.
didinip durma
156
General
double cross
n.
kazanmaya çalışma
157
General
double cross
n.
yenilgiyi kabul etmeme
158
General
double day
n.
çift mesai
159
General
double day
n.
çalışan anneye ait iş ve ev sorumlulukları
160
General
double digit
n.
çift haneli tam sayı
161
General
double digit
n.
iki basamaklı sayı
162
General
double digits [us]
n.
çift haneli sayı
163
General
double digits [us]
n.
çift haneli yüzde
164
General
double dipping
n.
aynı kaynaktan elde edilen iki gelir
165
General
double dutch
n.
anlaşılmaz şey
166
General
double dutch
n.
anlaşılmaz konuşma
167
General
double elephant paper
n.
büyük bir kağıt boyutu
168
General
double jump
n.
aynı pulla art arda iki hamle yaparak rakibin iki pulunu yeme
169
General
double letter
n.
iki sayfaya yazılıp çift posta ücreti gerektiren mektup
170
General
double negative
n.
çift olumsuzlama
171
General
double negative
n.
olumsuzu inkar yoluyla olumluyu doğrulama
172
General
double quick
n.
hızlı ritim
173
General
double quick
n.
hızlı tempo
174
General
double quick
n.
iki kat hızlı tempo
175
General
double take
n.
ikinci kez bakma
176
General
double-talk
n.
abuk sabuk söz
177
General
double-talk
n.
anlamsız söz
178
General
double-talk
n.
teknik dilde anlaşılmaz söz kalabalığı
179
General
double-bitted ax
n.
başının iki tarafı da kesici olan balta
180
General
double-bitted axe
n.
başının iki tarafı da kesici olan balta
181
General
double-breasted jacket
n.
kruvaze ceket
182
General
double-breasted suit
n.
kruvaze ceketli takım
183
General
double-dip
n.
(hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe
184
General
double-take
n.
ikinci kez bakma
185
General
cross double fitché
n.
kollarının uçları iki sivri uca ayrılan haç
186
General
aa (double-a) game
n.
orta bütçeli video oyunu
187
General
double up on
v.
bölüşmek
188
General
play a double game
v.
ikili oynamak
189
General
double space
v.
çift aralıkla yazmak
190
General
see double
v.
şeşi beş görmek
191
General
see double
v.
çift görmek
192
General
see double
v.
çatal görmek
193
General
double up
v.
eğilmek
194
General
double cross
v.
aldatmak
195
General
double up
v.
iki büklüm olmak
196
General
see double
v.
biri iki görmek
197
General
double up on
v.
paylaşmak
198
General
double up
v.
iki büklüm etmek
199
General
double for
v.
dublörlüğünü yapmak
200
General
double up with
v.
ile aynı odayı paylaşmak
201
General
live a double life
v.
ikiyüzlü bir hayat yaşamak
202
General
double park
v.
arabayı yolun ortasında bırakmak
203
General
play a double game
v.
iki tarafı da idare etmek
204
General
double up
v.
ikiye katlamak
205
General
make double line
v.
çift sıra olmak
206
General
double up
v.
bükülmek
207
General
see double
v.
sarhoş olmak
208
General
bend double
v.
belini bükmek
209
General
double up
v.
paylaşmak
210
General
double back
v.
aynı yoldan geri dönmek
211
General
be bent double
v.
iki kat olmak
212
General
double-quick
v.
hızlı yürümek
213
General
double-park
v.
iki sıra parketmek
214
General
double-space
v.
çift aralıkla yazmak (daktiloda/bilgisayarda)
215
General
double-cross
v.
kancıklık etmek
216
General
double-check
v.
çifte kontrol yapmak
217
General
double-clutch
v.
vites değiştirirken iki kere debriyaja basmak
218
General
double-cross
v.
ihanet etmek
219
General
double-check
v.
çifte kontrol etmek
220
General
double-check
v.
tekrar kontrol etmek
221
General
double-cross
v.
kazıklamak
222
General
double-cross
v.
dolandırmak
223
General
double-cross
v.
kazık atmak
224
General
double-space
v.
çift aralıkla yazmak
225
General
double-bank
v.
bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak
226
General
double-cross
v.
sırtından vurmak
227
General
double-clutch
v.
çift debriyaj yapmak
228
General
double-cross
v.
ikiyüzlülük etmek
229
General
double-cross
v.
aldatmak
230
General
practice double standard
v.
çifte standart uygulamak
231
General
apply double standard
v.
çifte standart uygulamak
232
General
double up as a bed
v.
açılınca yatak olmak
233
General
live a double life
v.
çifte hayat yaşamak
234
General
double-bank an oar
v.
iki adam bir küreği çekecek şekilde ayarlama yapmak
235
General
double back
v.
ters yöne gitmek
236
General
double back
v.
tersine gitmek
237
General
double-bluff
v.
blöf yapar gibi kandırmak
238
General
double-check
v.
çifte kontrole tabi tutulmak
239
General
double-check
v.
çifte denetime tabi olmak
240
General
double-check
v.
detaylı inceleme yapmak
241
General
double-check
v.
detaylı araştırma yapmak
242
General
double-date
v.
çift randevuya çıkmak
243
General
double-date
v.
çiftler halinde randevuya çıkmak
244
General
double-date
v.
çiftler halinde buluşmak
245
General
double dye
v.
iki kez boyamak
246
General
double-quick
v.
hızlı hareket etmek
247
General
double-quick
v.
hızlı hareket ettirmek
248
General
double-quick
v.
hızlı çalıştırmak
249
General
double scull
v.
ağırlığı patenlerin iç kenarına verip ayakları birbirine yaklaştırıp birbirinden uzaklaştırarak geriye doğru gitmek
250
General
double-talk
v.
laf salatası yapmak
251
General
double-talk
v.
kaçamaklı konuşmak
252
General
double-talk
v.
yuvarlak konuşmak
253
General
double-time
v.
hızlı hareket etmek
254
General
double-time
v.
hızlı hareket ettirmek
255
General
double-time
v.
hızlı çalıştırmak
256
General
double-book
v.
yalnızca birinin kullanılacağı iki rezervasyon yaptırmak
257
General
double-book
v.
aynı anda birden fazla müşterinin kullanımı için rezerve etmek
258
General
double-charge
v.
fazla fiyat yükseltmek
259
General
double-charge
v.
abartmak
260
General
double-dip
v.
iki kaynaktan aynı anda para elde etmek
261
General
double-dip
v.
bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak
262
General
double-dye
v.
tekrar boyamak
263
General
double-dye
v.
üst üste iki kez boyamak
264
General
double-lock
v.
özenle bağlamak
265
General
double-lock
v.
özenle sabitlemek
266
General
double-shade
v.
(bir yerin) doğal karanlığını iki katına çıkarmak
267
General
double-team
v.
taşırken iki takım kullanmak
268
General
double-team
v.
çift kuvvet getirmek
269
General
double edged
adj.
iki tarafı keskin
270
General
double faced
adj.
yüze gülücü
271
General
double tongued
adj.
yüze gülücü
272
General
bent double
adj.
iki büklüm
273
General
double edged
adj.
çift taraflı
274
General
double keeled
adj.
çift karineli
275
General
double layered
adj.
ikikatlı
276
General
double screen
adj.
çift ekran
277
General
double minded
adj.
kararsız
278
General
double spaced
adj.
çift satır
279
General
double breasted
adj.
çift göğüslü
280
General
bent double
adj.
iki kat
281
General
double-quick
adj.
hızlı
282
General
double-edged
adj.
iki tarafı keskin
283
General
double-edged
adj.
çift ağızlı
284
General
double-tongued
adj.
iki yüzlü
285
General
double-quick
adj.
hemencecik
286
General
double-dealing
adj.
sahte
287
General
double-faced
adj.
çift yüzlü
288
General
double-quick
adj.
çok çabuk
289
General
double-dealing
adj.
iki yüzlü
290
General
double-minded
adj.
iki yüzlü
291
General
double-dealing
adj.
aldatıcı
292
General
double-quick
adj.
jet gibi
293
General
double-barrelled
adj.
iki maksatlı
294
General
double-dealing
adj.
ikiyüzlü
295
General
double-jointed
adj.
iki eklemli
296
General
double-chinned
adj.
çifte gerdanlı
297
General
double-breasted
adj.
kruvaze
298
General
double-faced
adj.
iki taraflı (kumaş)
299
General
double-faced
adj.
iki yüzlü
300
General
double-dyed
adj.
kaşarlanmış
301
General
double-faced
adj.
ikiyüzlü
302
General
double-quick
adj.
çabucak
303
General
double-edged
adj.
hem lehte hem aleyhte olan
304
General
double-tongued
adj.
hilekar
305
General
double-glazed
adj.
çift camlı
306
General
double-acting
adj.
çift etkili
307
General
double-faced
adj.
çift taraflı
308
General
double-minded
adj.
kararsız
309
General
double-spaced
adj.
çift aralıklı (yazı)
310
General
double-barrelled
adj.
iki işe yarayan
311
General
double-current
adj.
çift akımlı
312
General
double-quick
adj.
rüzgar gibi
313
General
double-headed
adj.
çift başlı
314
General
double-bedded
adj.
çift yataklı
315
General
double-breasted
adj.
çift düğmeli
316
General
double-digit
adj.
çift haneli
317
General
double-dealing
adj.
acem kılıcı gibi
318
General
double-faced
adj.
acem kılıcı gibi
319
General
double-edged
adj.
iki ağızlı
320
General
double-tongued
adj.
sahtekar
321
General
double-barreled
adj.
iki namlulu
322
General
double-minded
adj.
samimiyetsiz
323
General
double-barrelled
adj.
iki parçalı
324
General
double-breasted
adj.
kruvaze (ceket)
325
General
double-digit
adj.
çift rakamlı
326
General
double-armed
adj.
çift kollu
327
General
double-deck
adj.
çift katlı
328
General
double-roof
adj.
çift çatılı
329
General
double-fronted
adj.
çift yönlü/cepheli
330
General
double-headed
adj.
iki başlı
331
General
double-barrelled
adj.
çift anlamlı
332
General
double-barrelled
adj.
çift namlulu
333
General
double-barrelled
adj.
iki soyadlı
334
General
double-barreled
adj.
iki işe yarayan
335
General
double-barreled
adj.
iki amaçlı
336
General
double-barreled
adj.
çifte soyadlı
337
General
double-barrelled
adj.
çifte soyadlı
338
General
double-barreled
adj.
çift anlamlı
339
General
double-barreled
adj.
çift namlulu
340
General
double-barrelled
adj.
iki amaçlı
341
General
double-barreled
adj.
iki maksatlı
342
General
double-barreled
adj.
iki parçalı
343
General
double-barreled
adj.
iki soyadlı
344
General
double-barrelled
adj.
iki namlulu
345
General
double bladed
adj.
çift bıçaklı
346
General
double minaret
adj.
çifte minareli
347
General
two-double
adj.
iki kat
348
General
two-double
adj.
çift
349
General
two-double
adj.
iki büklüm
350
General
double-dealing
adj.
dolandırıcı
351
General
double-dealing
adj.
yalancı
352
General
double-dealing
adj.
ahlaksız
353
General
double-dealing
adj.
hain
354
General
double-dealing
adj.
düzenbaz
355
General
double-dealing
adj.
şerefsiz
356
General
double-digit
adj.
yüzde on olan
357
General
double-digit
adj.
yüzde onu aşan
358
General
double-digit
adj.
çift hanelere varan
359
General
double figure [uk]
adj.
çift rakamlı
360
General
double figure [uk]
adj.
çift haneli
361
General
double-ring
adj.
çiftlerin yeminlerini okurken birbirlerine alyans taktıkları (düğün töreni)
362
General
double-banked
adj.
iki katlı
363
General
double-banked
adj.
iki sıralı
364
General
double-dyed
adj.
iki kez boyanmış
365
General
double-dyed
adj.
tamamen renklendirilmiş
366
General
double-dyed
adj.
yoğun şekilde renklendirilmiş
367
General
double-dyed
adj.
esaslı
368
General
double-dyed
adj.
kapsamlı
369
General
double-eyed
adj.
aldatıcı görünen
370
General
double-handed
adj.
iki denizcili
371
General
double-handed
adj.
iki denizci gerektiren
372
General
double-handed
adj.
iki denizciye uygun olan
373
General
double-handed
adj.
iki denizcinin kullandığı (tekne)
374
General
double-hearted
adj.
düzenbaz
375
General
double-hearted
adj.
aldatıcı
376
General
double-hearted
adj.
güvenilmez
377
General
double-hearted
adj.
yalancı
378
General
double-milled
adj.
iki kez inceltilmiş (kumaş)
379
General
double-sided
adj.
iki taraflı
380
General
double-sided
adj.
iki yüzlü
381
General
double-sided
adj.
iki yönlü
382
General
at the double
adv.
koşar adım
383
General
on the double
adv.
fırtına gibi
384
General
at the double
adv.
yellim yelalim
385
General
on the double
adv.
yellim yelalim
386
General
at the double
adv.
fırtına gibi
387
General
on the double
adv.
bir koşu
388
General
on the double
adv.
koşar adım
389
General
at the double
adv.
koşar adımla
390
General
in double time
adv.
hızla
391
General
double-quick
adv.
hızla
392
General
double quick
adv.
daha hızlı
393
General
double-handed
adv.
diğerine yardım eden iki insandan her biriyle
394
General
go at the double!
interj.
marş marş
395
General
cmd (common meter double)
abrev.
müzikte bir tür ölçü
Phrasals
396
Phrasals
double up with someone
v.
birisiyle paylaşmak
397
Phrasals
double down
v.
daha inatçı veya kararlı olmak
398
Phrasals
double down
v.
üstelemek
399
Phrasals
double up
v.
iki büklüm olmak
400
Phrasals
double up
v.
yerlere yatırmak
401
Phrasals
double up
v.
eşleştirmek
402
Phrasals
double up
v.
eşlemek
403
Phrasals
double up
v.
ikili grup yapmak
404
Phrasals
double up
v.
ikili gruplara ayırmak
405
Phrasals
double up
v.
eşleşmek
406
Phrasals
double up
v.
bir araya gelmek
407
Phrasals
double up
v.
iki iş görmek
408
Phrasals
double up
v.
aynı anda iki iş yapmak
409
Phrasals
double up
v.
iki işi bir arada yapmak
410
Phrasals
double up
v.
iki şey yerine geçmek
411
Phrasals
double up
v.
başkasının yerine de bakmak
412
Phrasals
double up
v.
üst üste iki kez yapmak
413
Phrasals
double up
v.
iki kez yapmak
414
Phrasals
double up
v.
tek kişilik yerde iki kişi kalmak
415
Phrasals
double up
v.
iki kişi beraber kalmak
416
Phrasals
double up
v.
(bir kişilik yeri veya şeyi) iki kişi paylaşmak
417
Phrasals
double up
v.
pokerde sahip olunan pulları iki katına çıkarmak
418
Phrasals
double up
v.
eşleştirilmek
419
Phrasals
double up
v.
ikili gruplar haline getirilmek
420
Phrasals
double up
v.
ikili gruplara ayrılmak
421
Phrasals
double up
v.
iki katına çıkarmak
422
Phrasals
double up
v.
iki mislini yapmak
423
Phrasals
double up
v.
iki kat artırmak
424
Phrasals
double up
v.
bir şeyi iki kişi paylaşmak
425
Phrasals
double up
v.
bir kişilik şeyi iki kişi paylaşmak
426
Phrasals
double up
v.
aynı anda iki şeyi yapmak
427
Phrasals
double up
v.
iki işi birden yapmak
428
Phrasals
double as
v.
başka bir şey olarak da görev yapmak
429
Phrasals
double as
v.
başka bir şey görevi de yapmak
430
Phrasals
double as
v.
aynı zamanda bir şey daha olmak
431
Phrasals
double as
v.
(aynı zamanda) bir şey olarak da çalışmak/hizmet vermek
432
Phrasals
double as
v.
aynı zamanda bir şey de olmak
433
Phrasals
double over
v.
ikiye katlamak
434
Phrasals
double over
v.
ortadan ikiye kıvırmak/katlamak
435
Phrasals
double over
v.
ikiye katlanmak
436
Phrasals
double over
v.
ortadan ikiye katlanmak
437
Phrasals
double over
v.
iki büklüm yapmak
438
Phrasals
double over
v.
iki büklüm etmek
439
Phrasals
double over
v.
iki büklüm olmasına neden olmak
440
Phrasals
double over
v.
iki büklüm olmak
441
Phrasals
double up with (someone)
v.
(biriyle) eş olmak
442
Phrasals
double up with (someone)
v.
(biriyle) ikili eş olmak
443
Phrasals
double up with (someone)
v.
(biriyle) eşleşmek
444
Phrasals
double up with (someone)
v.
(biriyle) eş yapmak
445
Phrasals
double up with (someone)
v.
(biriyle) eşleştirmek
446
Phrasals
double up with (someone)
v.
(biriyle) ikili eş yapmak
Phrases
447
Phrases
double the amount of
expr.
iki katı
Colloquial
448
Colloquial
double bill
n.
çift fatura kesme
449
Colloquial
double bill
n.
fatura usulsüzlüğü
450
Colloquial
double-dipping
n.
çifte gelir/kazanç
451
Colloquial
double whammy
n.
çifte sorun
452
Colloquial
double whammy
n.
çifte dezavantaj
453
Colloquial
double-dipping
n.
çift gelir/kazanç
454
Colloquial
double muslim
n.
koyu müslüman
455
Colloquial
double saw
n.
20 dolarlık banknot
456
Colloquial
double saw
n.
yirmilik (dolar)
457
Colloquial
double sawbuck
n.
iki onluk (dolar)
458
Colloquial
double saw(buck)
n.
yirmilik (dolar)
459
Colloquial
double saw(buck)
n.
iki onluk (dolar)
460
Colloquial
double six
n.
bir yıl
461
Colloquial
double six
n.
üst üste iki altı ay
462
Colloquial
double-bagger
n.
beyzbolda ikinci kaleyi almayı sağlayacak kadar uzağa yapılan vuruş
463
Colloquial
double bagger
n.
beyzbolda ikinci kaleyi almayı sağlayacak kadar uzağa yapılan vuruş
464
Colloquial
double-bagger
n.
çok çirkin insan
465
Colloquial
double-bagger
n.
iğrenç görünüşlü insan
466
Colloquial
double-bagger
n.
gudubet
467
Colloquial
double-decker
n.
çift katlı sandviç
468
Colloquial
double-decker
n.
duble sandviç
469
Colloquial
double-decker
n.
iki katlı otobüs
470
Colloquial
double-decker
n.
çift katlı sandviç
471
Colloquial
double-decker
n.
duble sandviç
472
Colloquial
double-dome
n.
inek (öğrenci)
473
Colloquial
double-dome
n.
çok zeki
474
Colloquial
double-dome
n.
entelektüel kimse
475
Colloquial
double-dome
n.
bilgili kimse
476
Colloquial
double-dome
n.
aydın kimse
477
Colloquial
double-dome
n.
mürekkep yalamış kimse
478
Colloquial
double-dome
n.
entel tip
479
Colloquial
double-dome
n.
entelektüel
480
Colloquial
double-dome
n.
bilgili
481
Colloquial
double-dome
n.
aydın
482
Colloquial
double-dome
n.
mürekkep yalamış
483
Colloquial
h-e-double-toothpicks
n.
cehennem (çoğunlukla yazı dilinde kullanılmayan, farklı şekillerde hecelenebilen şaka yollu bir hüsnütabir)
484
Colloquial
double bogey
n.
(golfte) beraberlikten iki sayı fazla
485
Colloquial
double crosser
n.
oyunbozan
486
Colloquial
double crosser
n.
ikiyüzlü
487
Colloquial
double crosser
n.
ikili oynayan
488
Colloquial
double crosser
n.
dolandırıcı
489
Colloquial
double crosser
n.
hain
490
Colloquial
double eagle
n.
golfte par sayısından 3 eksik olan skor
491
Colloquial
double tap
n.
çift tıklama
492
Colloquial
double tap
n.
çift tık
493
Colloquial
double foot plow
n.
tek atın çektiği iki kürekli saban
494
Colloquial
double play [us]
n.
tek eylemden iki sonuç elde etme
495
Colloquial
double-dip
n.
üzerinde iki top dondurma bulunan külah
496
Colloquial
double-u
n.
tuvalet
497
Colloquial
double-u
n.
lavabo
498
Colloquial
live a double life
v.
iki hayat yaşamak
499
Colloquial
double eagle
v.
golfte par sayısından 3 eksik olan skoru yapmak
500
Colloquial
double tap
v.
(silahı) iki kere üst üste ateşlemek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of double
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy