|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
(daha basit bir hale) dönüştürmek |
reduce v.
|
|
2 |
Common Usage |
daha hızlı gitmek |
outspeed v.
|
|
3 |
Common Usage |
daha süratli gitmek |
outspeed v.
|
|
4 |
Common Usage |
daha fazla |
more adj.
|
|
5 |
Common Usage |
daha büyük |
bigger adj.
|
|
6 |
Common Usage |
daha iyi |
better adj.
|
|
7 |
Common Usage |
daha az |
less adj.
|
|
8 |
Common Usage |
-den daha |
more than adj.
|
|
9 |
Common Usage |
daha önce olan |
prior adj.
|
|
10 |
Common Usage |
daha erken olan |
prior adj.
|
|
11 |
Common Usage |
bir kez daha |
once again adv.
|
|
12 |
Common Usage |
bir daha |
again adv.
|
|
13 |
Common Usage |
bir kez daha |
once more adv.
|
|
14 |
Common Usage |
az daha |
almost adv.
|
|
15 |
Common Usage |
daha ileri |
further adv.
|
|
16 |
Common Usage |
daha öte |
further adv.
|
|
17 |
Common Usage |
bir daha |
once more adv.
|
|
|
18 |
Common Usage |
bir kere daha |
once more adv.
|
|
19 |
Common Usage |
bir kere daha |
once again adv.
|
|
20 |
Common Usage |
daha şimdiden |
already adv.
|
|
21 |
Common Usage |
bir defa daha |
once again adv.
|
|
General |
|
22 |
General |
iki ya da daha çok uçağın uçma yeteneğinin birbiriyle kıyaslanması |
flyoff n.
|
|
23 |
General |
daha iyi bir duruma getirme |
uplift n.
|
|
24 |
General |
normalden daha yüksek sınıf veya standart |
prestige n.
|
|
25 |
General |
toprağı daha bereketli hale getirme |
enriching n.
|
|
26 |
General |
birbirini izleyen iki ya da daha fazla sayıda tümce ya da dizenin sonlarının tekrarı |
epistrophe n.
|
|
27 |
General |
kapağı kartondan ve sayfaları normal baskısına göre daha kalitesiz olan kitap |
trade paperback n.
|
|
28 |
General |
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması |
clerambault's syndrome n.
|
|
29 |
General |
daha bilge |
sager n.
|
|
30 |
General |
geleneksel tipteki uçakların gerektirdiğinden daha kısa pistlerde çalışabilen uçaklar |
short takeoff and landing n.
|
|
31 |
General |
beklenenden daha az başarı gösteren |
underachieving n.
|
|
32 |
General |
daha üst bir sınıfa vb geçme |
promotion to n.
|
|
33 |
General |
beklenilenden daha başarılı |
overachiever n.
|
|
34 |
General |
sağ elin sol ele nazaran daha kontrollü kullanılması |
dextrality n.
|
|
35 |
General |
ortalamadan daha fazla güneş ışığı alan bölge |
sunbelt n.
|
|
36 |
General |
sudan daha ağır olup batma durumu |
negative buoyancy n.
|
|
37 |
General |
işin daha kötüsü |
worse still n.
|
|
38 |
General |
daha kötüsü |
worse n.
|
|
39 |
General |
daha fazla bilgi |
further information n.
|
|
40 |
General |
bir kitapta konuyla ilgili daha geniş açıklama için oluşturulmuş ek kısım |
excursus n.
|
|
41 |
General |
daha çok filipinler'de görülen küçük otobüs |
jeepney n.
|
|
42 |
General |
daha muktedir |
abler n.
|
|
43 |
General |
ışık hızından daha hızlı uzay motoru |
warp drive n.
|
|
44 |
General |
daha hoş yapma |
sweetening n.
|
|
45 |
General |
daha ileride olma |
eldership n.
|
|
46 |
General |
daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet |
protectorate n.
|
|
47 |
General |
daha da ekleme |
superadding n.
|
|
48 |
General |
yaşça daha büyük olma |
eldership n.
|
|
49 |
General |
iki veya daha çok şirketin birleşmesi |
merger n.
|
|
50 |
General |
daha nazik |
gentler n.
|
|
51 |
General |
daha detaylı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
52 |
General |
daha önceki olaya uygulanabilen |
ex post facto n.
|
|
53 |
General |
daha sonradan ortaya çıkan etki |
aftereffect n.
|
|
54 |
General |
daha sersem olanı |
dopier n.
|
|
55 |
General |
kıtadan daha küçük, geniş kara parçası |
subcontinent n.
|
|
56 |
General |
daha da fazla olma |
deal n.
|
|
57 |
General |
daha az şey |
less n.
|
|
|
58 |
General |
rakım olarak daha alçak bölgelerde yaşayan kimse |
lowlander n.
|
|
59 |
General |
yüne daha çok benzeyen |
woollier n.
|
|
60 |
General |
alışılandan çok daha bol |
bumper n.
|
|
61 |
General |
toprağı daha bereketli hale getiren |
enricher n.
|
|
62 |
General |
daha uzun yaşama |
survival n.
|
|
63 |
General |
daha sıkıcı olanı |
drabber n.
|
|
64 |
General |
daha da kötüsü |
worse n.
|
|
65 |
General |
dört yaşından daha küçük boğalarla güreşen boğa güreşçisi |
novillero n.
|
|
66 |
General |
daha kötüsü |
worse still n.
|
|
67 |
General |
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi |
suit n.
|
|
68 |
General |
normalden daha büyük penisi varmış gibi davranan |
delow n.
|
|
69 |
General |
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler |
minibus n.
|
|
70 |
General |
daha lezzetlisi |
daintier n.
|
|
71 |
General |
beklenilenden daha az başarı gösterme |
underachieving n.
|
|
72 |
General |
bir misli daha |
as much again n.
|
|
73 |
General |
daha ileri sevk edilmek üzere |
for onward transmission n.
|
|
74 |
General |
kapağı kartondan ve sayfaları normal baskısına göre daha kalitesiz olan kitap |
trade paper edition n.
|
|
75 |
General |
daha beter etme |
exacerbating n.
|
|
76 |
General |
ışık hızından daha büyük hızlarla hareket eden teorik bir tanecik |
tachyon n.
|
|
77 |
General |
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama |
living up to n.
|
|
78 |
General |
daha sıkıcı olanı |
draggier n.
|
|
79 |
General |
daha aşağı bir nitelikte olma |
inferiority n.
|
|
80 |
General |
sesten daha hızlı giden her türlü taşıt |
supersonic transport n.
|
|
81 |
General |
saçta daha açık renkteki kısımlar |
highlights n.
|
|
82 |
General |
daha kurnaz olanı |
downier n.
|
|
83 |
General |
daha tahtamsı olan |
woodener n.
|
|
84 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
85 |
General |
35 mm'lik veya daha dar bir film kullanan fotoğraf makinesi |
miniature camera n.
|
|
86 |
General |
daha iyisi |
better n.
|
|
87 |
General |
saati standart zamanın bir saat ilerisine geçirerek akşamları gün ışığından bir saat daha faydalanma |
daylight saving n.
|
|
88 |
General |
daha uzak nokta |
more distant point n.
|
|
89 |
General |
daha başlamadan yarıştan çekilen |
nonstarter n.
|
|
90 |
General |
daha aşağı bir nitelikte olma |
deteriority n.
|
|
91 |
General |
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen |
euphemist n.
|
|
92 |
General |
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması |
erotomania n.
|
|
93 |
General |
ön ve arka kısımları daha geniş böylece dönüşlerde kolaylık sağlayan kayak |
carving ski n.
|
|
94 |
General |
daha ağır |
graver n.
|
|
95 |
General |
daha kuvvetli geliş |
grow stronger n.
|
|
96 |
General |
beklentilerden daha az oranda başarılı olan |
underachiever n.
|
|
97 |
General |
daha çekici yapma |
sweetening n.
|
|
98 |
General |
üç defa daha hızlı ispanyol halk dansı |
jota n.
|
|
99 |
General |
daha uzun bir şekilde söyleme |
amplification n.
|
|
100 |
General |
daha sersem olanı |
dozier n.
|
|
101 |
General |
daha önce kapma |
preoccupancy n.
|
|
102 |
General |
daha kötü olma durumu |
deteriority n.
|
|
103 |
General |
daha kuvvetli bir ışık altında mum ışığının görülememesi durumu |
shadowing n.
|
|
104 |
General |
daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma |
shadowing n.
|
|
105 |
General |
daha köhne |
slummier n.
|
|
106 |
General |
daha iyi kalite |
better quality n.
|
|
107 |
General |
daha aşağı |
lower n.
|
|
108 |
General |
daha fazla destek |
further assistance n.
|
|
109 |
General |
beklenenden daha düşük bir performans sergileme |
underperforming n.
|
|
110 |
General |
daha güçsüz birine geçmiş yetki |
devolved power n.
|
|
111 |
General |
alt dişlerinin üst dişlere göre daha önde olması |
underbite n.
|
|
112 |
General |
daha geleneksel |
more traditional n.
|
|
113 |
General |
beklenenden daha başarılı olma |
overachievement n.
|
|
114 |
General |
beklenenden daha başarısız olma |
underachievement n.
|
|
115 |
General |
tek metinde birleştirilmiş iki ya da daha fazla sayıda yazı |
conflate text n.
|
|
116 |
General |
daha fazla soru |
further question n.
|
|
117 |
General |
daha güçlü kanıtlarla ispatlama |
instantiation n.
|
|
118 |
General |
daha yüksek bir mahkemeye başvuru |
appeal n.
|
|
119 |
General |
daha önceki işletim ve değerlendirmede elde edilmeyen bilgiyi tamamlayan değerlendirme |
follow-on operational test and evaluation n.
|
|
120 |
General |
parmaklar veya daha nadiren ayak parmakları |
dactylo- n.
|
|
121 |
General |
daha geç zaman süreci |
latter-day n.
|
|
122 |
General |
oyuncuların diğer oyunculardan daha yükseğe zıplamaya çalışıtıkları bir tür çocuk oyunu |
leap-frog n.
|
|
123 |
General |
hangi seçeneğin daha iyi olduğu hiç belli olmayan bir durum |
toss-up n.
|
|
124 |
General |
bir kez olan ve bir daha tekrarlanmayan olay |
one-off n.
|
|
125 |
General |
üç veya daha çok taraf arasında yapılan anlaşma |
multi-lateral agreement n.
|
|
126 |
General |
bir kere daha |
encore n.
|
|
127 |
General |
daha fazlasını koyma |
put of more n.
|
|
128 |
General |
daha büyük ölçüde tartışma |
further discussion n.
|
|
129 |
General |
daha ayrıntılı tartışma |
further discussion n.
|
|
130 |
General |
1980 ve daha sonra doğumlu olanlar |
people born in 1980 and afterwards n.
|
|
131 |
General |
daha avantajlı olma durumu |
one upmanship n.
|
|
132 |
General |
daha iyi pozisyon |
better position n.
|
|
133 |
General |
daha iyi konum |
better position n.
|
|
134 |
General |
göründüğünden daha fazlası |
more than meets the eye n.
|
|
135 |
General |
bir kişinin kendi hayatı hakkında daha önceden farkına varmadığı ya da bilinçaltına ittiği bir gerçeği öğrenmesi |
anagnorisis n.
|
|
136 |
General |
bir fincan kahve daha |
one more cup of coffee n.
|
|
137 |
General |
daha düşük maaşlar |
lower salaries n.
|
|
138 |
General |
daha az gelişmiş alanlar |
less developed areas n.
|
|
139 |
General |
daha uygun koşul |
more suitable condition n.
|
|
140 |
General |
daha uygun koşul |
more favorable condition n.
|
|
141 |
General |
daha iyi maaşlı iş |
better paid job n.
|
|
142 |
General |
maaşı daha iyi olan iş |
better paid job n.
|
|
143 |
General |
bir adım daha |
one more step n.
|
|
144 |
General |
bir basamak daha |
one more step n.
|
|
145 |
General |
daha fazla yardım |
further assistance n.
|
|
146 |
General |
doyurulacak bir boğaz daha |
another mouth to feed n.
|
|
147 |
General |
daha iyi olma |
betterness n.
|
|
148 |
General |
daha üstün olma |
betterness n.
|
|
149 |
General |
daha önce aranmamış bir yerde petrol/maden arayan |
wildcatter n.
|
|
150 |
General |
daha iyi bir açı |
a better angle n.
|
|
151 |
General |
daha iyi yaşam koşulları |
better living conditions n.
|
|
152 |
General |
daha iyi olanaklar |
better opportunities n.
|
|
153 |
General |
avrupa için daha temiz kentsel ulaşım |
cleaner urban transport for europe n.
|
|
154 |
General |
anlatılan konuyu dinleyicilerin daha iyi anlamasına yardımcı olmaya yönelik işaretlerin kullanıldığı bir teknik |
signposting n.
|
|
155 |
General |
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı |
rain check n.
|
|
156 |
General |
daha küçükten daha büyüğe doğru olan akıl yürütme biçimi |
a minore ad maius argument n.
|
|
157 |
General |
standarttan daha düşük ses kalitesine sahip ses/müzik |
lo-fi n.
|
|
158 |
General |
standarttan daha düşük ses kalitesine sahip ses/müzik |
low fidelity n.
|
|
159 |
General |
daha detaylı bakış/araştırma |
further thought n.
|
|
160 |
General |
daha derin bakma/inceleme |
further thought n.
|
|
161 |
General |
kazananı kaybedene oranla daha fazla zarara uğratmış savaş |
cadmean victory n.
|
|
162 |
General |
iki müzik grubunun ya da müzisyenin kimin daha iyi olduğunu görmek için karşı karşıya gelmesi |
rock off n.
|
|
163 |
General |
iki veya daha fazla anlamlılık |
equivocality n.
|
|
164 |
General |
kutlama için bir neden daha |
one more reason to celebrate n.
|
|
165 |
General |
daha başlamadan yarıştan çekilen |
non-starter n.
|
|
166 |
General |
yabancı bir dilin karmaşık/anlaşılmaz kullanımı (daha çekici göstermek için) |
flowery n.
|
|
167 |
General |
daha iyi performans sergileme |
outperformance n.
|
|
168 |
General |
sofra tuzundan daha büyük taneli tuz |
kosher salt n.
|
|
169 |
General |
sofra tuzundan daha büyük taneli tuz |
koshering salt n.
|
|
170 |
General |
Bakılan görüntü ortadan kalktıktan sonra görsel alanda bir süre daha izlenebilen ardışık görüntü |
after image n.
|
|
171 |
General |
insan çabasıyla dünyanın daha yaşanılabilir bir yer haline getirileceğine inanan görüş |
meliorism n.
|
|
172 |
General |
daha fazla gelişim |
further development n.
|
|
173 |
General |
daha da geliştirme/geliştirilme |
further development n.
|
|
174 |
General |
daha fazla/ileri geliştirilmesi |
further development n.
|
|
175 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
pre-existence n.
|
|
176 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
beforelife n.
|
|
177 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
preexistence n.
|
|
178 |
General |
insan ruhunun (doğmadan) daha önce de varolması |
pre-mortal existence n.
|
|
179 |
General |
saçın renginden daha koyu renkler ile boyanarak yapılan gölgelendirme işlemi |
lowlights n.
|
|
180 |
General |
yarışçının boğa üzerinde 8 saniye veya daha uzun süre kalmayı amaçladığı rodeo türü |
bull riding n.
|
|
181 |
General |
bir sene daha |
another year n.
|
|
182 |
General |
bir yıl daha |
another year n.
|
|
183 |
General |
bir sene daha |
one more year n.
|
|
184 |
General |
bir yıl daha |
one more year n.
|
|
185 |
General |
daha geniş ölçek |
broader scale n.
|
|
186 |
General |
daha büyük beden |
bigger size n.
|
|
187 |
General |
gerekenden daha fazla iyileşme |
overhealing n.
|
|
188 |
General |
beyazların diğer ırklardan daha üstün olduğunu ve toplumu yöntenen kesim olması gerektiğini savunan ırkçı düşünce |
white supremacy n.
|
|
189 |
General |
beyaz ırkın diğer ırklardan daha üstün olduğuna inanan kimse |
white supremacist n.
|
|
190 |
General |
daha sağlam yapma |
ruggedization n.
|
|
191 |
General |
daha dayanıklı tasarlama |
ruggedization n.
|
|
192 |
General |
hazreti davut'a ve müritlerine erzak getiren ve daha sonra onun karısı olan kadın |
abigail n.
|
|
193 |
General |
bir veya daha fazla kişiye seçim yapma hakkı verilmesi |
compromission n.
|
|
194 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorization n.
|
|
195 |
General |
(birini ya da bir şeyi) daha az çekici hale getirme |
deglamorisation n.
|
|
196 |
General |
ayıp/çirkin şeylerin daha uygun/usturuplu şekilde söylenmesi |
euphemism n.
|
|
197 |
General |
atom bombasında patlayan malzemenin genişlemesini geciktiren, ve daha şiddetli bir patlamayı mümkün kılan bir nötron reflektörü |
tapmer n.
|
|
198 |
General |
1 knot ve daha alt hızda esen rüzgarlı hava |
calm air n.
|
|
199 |
General |
daha yüksek ücret |
higher wage n.
|
|
200 |
General |
daha yüksek maaş |
higher wage n.
|
|
201 |
General |
daha önceden kayıtsız oluduğunuz birine karşı şimdi duymaya başladığınız saygı |
newfound respect n.
|
|
202 |
General |
ağın ana gövdesini daha küçük alt ağlarla birleştiren parça |
backhaul n.
|
|
203 |
General |
daha önce cenova'da baş hakimlerden birine verilen unvan |
abbot of the people n.
|
|
204 |
General |
daha sonra kullanılır düşüncesiyle biriktirilen eşyalar |
rammle n.
|
|
205 |
General |
oyuncuya yeni bir rol daha verme |
recast n.
|
|
206 |
General |
arka arkaya oturan iki veya daha fazla kişi tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış bisiklet veya kano benzeri araç |
tandem n.
|
|
207 |
General |
daha keskin odaklanma |
refocusing n.
|
|
208 |
General |
daha fazla eritme |
refusion n.
|
|
209 |
General |
daha fazla ergime |
refusion n.
|
|
210 |
General |
standart konferans biçiminden daha serbest şekilde organize edilen toplantı |
unconference n.
|
|
211 |
General |
ucuz taşın arkasına daha fazla parlaklık sağlamak için uygulanan kaplama |
chaton n.
|
|
212 |
General |
çivit mavisinden daha yeşil ve soluk koyu grimsi mavi |
night blue n.
|
|
213 |
General |
daha sonra ülkesine geri dönmek şartıyla abd'de geçici bir süre ikamet eden kimse |
nonimmigrant [usa] n.
|
|
214 |
General |
daha önceden saat 15:00'de yapılan, şimdilerde roma katolik kilisesi'nde biraz daha erkene alınmış bir ayin |
noon [obsolete] n.
|
|
215 |
General |
daha aşağı mevkiye indirme |
relegating n.
|
|
216 |
General |
daha aşağı mevkiye indirme |
relegation n.
|
|
217 |
General |
daha fazla ödünç para verme |
reloan n.
|
|
218 |
General |
iki veya daha şeyden fazla en kestirme olanı |
near n.
|
|
219 |
General |
daha fazla büyüme veya gelişmeyi teşvik eden çekirdek veya başlangıç birikimi |
nest egg n.
|
|
220 |
General |
belirli bir faaliyette daha önce eğitimi veya deneyimi olmayan kimse |
newcomer n.
|
|
221 |
General |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope n.
|
|
222 |
General |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope bag n.
|
|
223 |
General |
daha büyük kısım |
the most feck n.
|
|
224 |
General |
daha fazla kısım |
the most feck n.
|
|
225 |
General |
daha da iyisi/beteri |
the topper [usa] n.
|
|
226 |
General |
saatte yüz mil veya daha fazla hız yapmayı seven kimse |
ton-up n.
|
|
227 |
General |
daha erken bir tarih |
antedate n.
|
|
228 |
General |
daha kötü duruma getirme |
embitterment n.
|
|
229 |
General |
(hikayeyi daha ilginç kılmak için) hayali ayrıntılar ekleme |
embroidery n.
|
|
230 |
General |
daha büyük bir işten önce tamamlanması gereken ufak, nispeten önemsiz işler |
yak shaving n.
|
|
231 |
General |
gerekenden daha fazla süre işte bulunma durumu |
presenteeism n.
|
|
232 |
General |
bir kurumda daha fazla güç kazanmak isteyen bir kimsenin yaptığı eylemler |
empire-building n.
|
|
233 |
General |
beklenenden daha düşük performans gösteren işletme |
underperformer n.
|
|
234 |
General |
bir şeyin görünen yüzünden daha az makbul olan diğer yüzü |
underside n.
|
|
235 |
General |
kullanılabileceğinden daha az kullanılma |
underuse n.
|
|
236 |
General |
daha iyisi |
beat n.
|
|
237 |
General |
daha üstünü |
beat n.
|
|
238 |
General |
yerine daha iyisi bulunana kadar koleksiyonda tutulan düşük kaliteli eşya |
filler n.
|
|
239 |
General |
koleksiyonu daha büyük göstermek için tutulan değeri düşük eşya |
filler n.
|
|
240 |
General |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme |
zhoosh n.
|
|
241 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhoosh n.
|
|
242 |
General |
daha canlı çekici ve şık olma |
zhoosh n.
|
|
243 |
General |
(bir şeyi) daha canlı, çekici hale getirme |
zhuzh n.
|
|
244 |
General |
(bir şeyi) küçük dokunuşlarla daha şık hale getirme |
zhuzh n.
|
|
245 |
General |
daha canlı çekici ve şık olma |
zhuzh n.
|
|
246 |
General |
100 kilogramdan daha hafif yün balyası içinde yün paketi |
fadge [new zealand] n.
|
|
247 |
General |
daha avantajlı olma durumu |
upmanship n.
|
|
248 |
General |
birbirine çok benzer iki veya daha fazla şeyden biri |
kissing cousin n.
|
|
249 |
General |
(müşteriye) daha fazla şey satmaya çalışma |
upselling n.
|
|
250 |
General |
daha sonraki başarılar için dayanak noktası oluşturan basamak |
beachhead n.
|
|
251 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
252 |
General |
ortalama birinden daha iri kimse |
large person n.
|
|
253 |
General |
daha büyük olma özelliği veya durumu |
majority [obsolete] n.
|
|
254 |
General |
iki şeyden daha iyi olanı |
the better n.
|
|
255 |
General |
tartışma ve münazaralarda kullanılan, karşı tarafın gerçek önermesini daha zayıf bir sav ile değiştirip çürüterek üstün gelindiği yanılsamasını yaratan bir taktik |
man of straw n.
|
|
256 |
General |
kendisinden daha becerikli bir işçiye yardım eden kimse |
mate n.
|
|
257 |
General |
bir veya daha fazla sayıdaki sivri uçlu oval taştan meydana gelen yüzük seti |
marquise n.
|
|
258 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
marriage lines n.
|
|
259 |
General |
(el falında) elde bulunan, yaşam ve kader çizgisinden daha uzun olan, evlilik ve gönül ilişkilerinin yaklaşık zamanları ile ilgili bilgi veren çizgi |
line of marriage n.
|
|
260 |
General |
yaban mersini kırmızısı veya orta ton nar kırmızısından daha sarımsı ve daha mat olan koyu bir kırmızı |
marroon n.
|
|
261 |
General |
(tekstilde) mürdüm renginden daha mat olan ve mora çalan koyu kırmızı tonu |
marroon n.
|
|
262 |
General |
daha iyi bir izlenim yaratmak için kılıf uydurma |
window-dressing n.
|
|
263 |
General |
bir şeyi bilmemenin daha iyi olması |
blissful ignorance n.
|
|
264 |
General |
özellikle bir eli daha kabiliyetli olan kimse |
-hander n.
|
|
265 |
General |
daha az önemli olan şey |
handmaiden n.
|
|
266 |
General |
geyik postundan daha koyu, zeytin ağacındansa daha sarı ve daha açık olan grimsi ve sarımsı bir kahverengi tonu |
meadowlark n.
|
|
267 |
General |
içerisinde genellikle 16 ve daha fazla sayıda sinema salonu bulunduran çok katlı yapı |
megaplex n.
|
|
268 |
General |
daha iyi olma özelliği |
meliority n.
|
|
269 |
General |
daha iyiye gitme |
meliority n.
|
|
270 |
General |
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç |
mess of pottage n.
|
|
271 |
General |
(gemiler arasında) ağır bir halatı çekmek için kullanılan daha hafif halat |
messenger n.
|
|
272 |
General |
ulus veya dünya gibi daha büyük bir oluşumun özeti niteliğindeki topluluk, kuruluş gibi birim |
microcosm n.
|
|
273 |
General |
daha yumuşak bir metaldeki tasarımın ters kopyasını basmak için kullanılan sertleştirilmiş kabartmalı çelik silindir |
mill n.
|
|
274 |
General |
daha yüksek dereceli hastalık |
worse n.
|
|
275 |
General |
daha yüksek dereceli kötülük |
worse n.
|
|
276 |
General |
daha kötü olma |
worseness n.
|
|
277 |
General |
hile yoluyla daha değerli bir çeşidine dönüştürülmeye çalışılan hakiki posta pulu |
fake n.
|
|
278 |
General |
bir başkasının daha küçük veya daha genç haline benzeyen kimse |
mini-me n.
|
|
279 |
General |
çıkar amacıyla daha güçlü veya kıdemli bir kimseyi kopya eden kimse |
mini-me n.
|
|
280 |
General |
(kumarda) daha sonra kullanmak için kartları saklama |
holdout n.
|
|
281 |
General |
adımların diğer hareketlerden daha önemli olduğu dans |
hoofing n.
|
|
282 |
General |
zamanın saatlik ve daha küçük birimlerde ölçüm yöntemi |
horometry n.
|
|
283 |
General |
biraz daha fazla miktar |
huckleberry n.
|
|
284 |
General |
tüccarları bir malı sattıkları fiyattan daha yüksek fiyata almaya zorlayan ani piyasa değişimi |
hug n.
|
|
285 |
General |
bacak kısalığı nedeniyle ayaktaki yüksekliği oturma yüksekliğine göre daha kısa olan kimse |
hypomorph n.
|
|
286 |
General |
daha önce görülmemiş olup var olduğu varsayılan yaratık |
hypothetical creature n.
|
|
287 |
General |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericord n.
|
|
288 |
General |
orta çağ'da ağır yaralı düşmanın daha fazla acı çekmesini önlemek için canını almaya yarayan kama |
misericorde n.
|
|
289 |
General |
kendi rahibi bulunmayıp daha büyük dini kuruluşların desteği ile varlığını sürdüren kilise veya hristiyan cemaati |
mission n.
|
|
290 |
General |
klasik baleden daha gayri resmi olan bir modern bale türü |
modern dance n.
|
|
291 |
General |
ölçülebilir iki kümeden ilkinin ikincisini kapsadığı durumda ilk kümenin ölçümünün ikincisinden daha az veya ona eşit olması |
monotonicity n.
|
|
292 |
General |
daha ayrıntılı tartışma |
more n.
|
|
293 |
General |
daha önemli şey |
more n.
|
|
294 |
General |
daha anlamlı şey |
more n.
|
|
295 |
General |
daha büyük olma |
moreness n.
|
|
296 |
General |
daha yüce olma |
moreness n.
|
|
297 |
General |
kadınların saçlarını daha gür ve hacimli göstermek için kullandıkları küçük yastık |
mouse n.
|
|
298 |
General |
bir kez daha tekrarlanan olay |
reoccurrence n.
|
|
299 |
General |
bir kez daha bölümlendirme |
repartotion n.
|
|
300 |
General |
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri |
fresh blood n.
|
|
301 |
General |
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu |
liberty n.
|
|
302 |
General |
azur mavisinden daha kırmızı ve koyu bir mavi tonu |
regatta n.
|
|
303 |
General |
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
lifer n.
|
|
304 |
General |
daha önce görülmemiş bir kuş türünün görülmesi |
lifer n.
|
|
305 |
General |
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
life bird n.
|
|
306 |
General |
20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere |
light n.
|
|
307 |
General |
ayrı ayrı üflenip daha sonradan birleştirilen bir çift şişe |
gemel n.
|
|
308 |
General |
ayrı ayrı üflenip daha sonradan birleştirilen bir çift şişe |
gemmel n.
|
|
309 |
General |
iki veya daha fazla bağlantılı yüzük |
gemel ring n.
|
|
310 |
General |
kiraz kırmızısından daha mavimsi olan bir kırmızı tonu |
gladiolus n.
|
|
311 |
General |
at arabasından daha üstün nitelikli olup günlük veya kısa süreliğine kiralanan ve kişiye özel taşıma yapan fayton |
glass coach n.
|
|
312 |
General |
sağ ayağını sola göre daha iyi kullanan kimse |
right-footer n.
|
|
313 |
General |
kumarda özel kullanım için bir veya daha fazla deste kartını saklama |
holdout n.
|
|
314 |
General |
daha avantajlı koşullar elde etme umuduyla bir sözleşmeyi imzalamayı geciktiren kimse |
holdout n.
|
|
315 |
General |
(iki veya daha fazla şeyin) birbirine girmesi |
clash n.
|
|
316 |
General |
(iki veya daha fazla şeyin) çakışması |
clash n.
|
|
317 |
General |
(amerika erkek izcileri'nde) iki veya daha fazla yavru kurt grubunu kapsayıp tek bir devriyeyi oluşturan alt grup |
den n.
|
|
318 |
General |
daha az spesifik hale getirme |
despecification n.
|
|
319 |
General |
(hanedan armalarında) karakteristik formu ve pozisyonu bakımından daha geniş geometrik şekillere karşılık gelen şekil |
diminutive n.
|
|
320 |
General |
kendinden daha büyük veya üstün bir rakibi yenen taraf |
giant-killer n.
|
|
321 |
General |
daha üst seviyeye geçme |
graduation n.
|
|
322 |
General |
yarığa dik açıda olan ve yarıktan daha az göze çarpan kaya yarılma yönü |
grain n.
|
|
323 |
General |
üç veya daha çok çenesi olan kepçe |
grapple n.
|
|
324 |
General |
zamanla daha sevimli hale gelen kimse |
grower n.
|
|
325 |
General |
daha büyük bir şeye dahil etme |
hedging [obsolete] n.
|
|
326 |
General |
daha önemli bir şeye sokma |
hedging [obsolete] n.
|
|
327 |
General |
daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları |
heel [us] n.
|
|
328 |
General |
daha yüksek yoğunluğa ulaşma |
heightening n.
|
|
329 |
General |
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun |
murder mystery n.
|
|
330 |
General |
mevcut olandan daha sıcak ve daha kuru iklimli dönem |
optimum n.
|
|
331 |
General |
askeri gücün düşmanı yok etmek için gerekenden daha fazlasını kullanma |
overkill n.
|
|
332 |
General |
(bir mil veya daha uzun) at yarışı |
route n.
|
|
333 |
General |
gök gürlemesinden daha alçak davul sesi |
ruffle n.
|
|
334 |
General |
iki veya daha fazla armanın kalkan üzerinde birleşmesi |
impalement n.
|
|
335 |
General |
iki veya daha fazla şeyin fiziksel olarak bir araya gelmesi |
impinging n.
|
|
336 |
General |
daha eski bir döneme ait olan şey |
old style n.
|
|
337 |
General |
daha eski bir döneme özgü şey |
old style n.
|
|
338 |
General |
iki veya daha çok ülke/ordu tarafından ortak kullanılan parça |
common-user item n.
|
|
339 |
General |
dürtü veya duyguyu esas nesnesinden daha kabul gören bir şeye yönlendirme |
displacement n.
|
|
340 |
General |
canlı mikrobun içinde daha sonraki nesillerin yetiştiği yuva |
incasement n.
|
|
341 |
General |
daha büyük veya önemli bir şeye bağlı olan şey |
incident n.
|
|
342 |
General |
daha büyük veya önemli bir şeyin sonucu olan durum |
incident n.
|
|
343 |
General |
daha önemli bir şeyin sonucu olarak meydana gelen durum |
incident n.
|
|
344 |
General |
daha düşük soyluluktaki baron |
baronet [obsolete] n.
|
|
345 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock [obsolete] n.
|
|
346 |
General |
(özellikle daha büyük bir tekneye hizmet için kullanılan) küçük tekne |
cock-boat [obsolete] n.
|
|
347 |
General |
çevresindekilerden daha büyük ve güçlü olan ulus |
colossus n.
|
|
348 |
General |
daha büyük bir serginin parçası olan seçkin pul sergisi |
court of honor n.
|
|
349 |
General |
daha güçsüz bir rakibe sürekli ve kolayca yenilen oyuncu |
cousin n.
|
|
350 |
General |
(fiyat, işletme) daha düşük seviyeye inme |
downslide n.
|
|
351 |
General |
daha verimli kullanılabilecek kaynakları boşa kullanan yenilikçi fikir |
drainchild n.
|
|
352 |
General |
kanala zarar vermeksizin fazla suyu daha düşük seviyeye tahliye edebilen açık su kanalı yapısı |
drop n.
|
|
353 |
General |
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı |
increaser n.
|
|
354 |
General |
yapılmaması daha iyi olan bir şeyi yapma dürtüsü |
irresistible impulse n.
|
|
355 |
General |
(üç veya daha fazla) damarlılık |
palmation n.
|
|
356 |
General |
(üç veya daha fazla) yaprakçığı olma |
palmation n.
|
|
357 |
General |
(üç veya daha fazla) lobluluk |
palmation n.
|
|
358 |
General |
(üç veya daha fazla) bölümlü olma |
palmation n.
|
|
359 |
General |
yirmi veya daha büyük puntolu baskı harfi ölçüsü |
paragon n.
|
|
360 |
General |
aynı gerilim farkının iki veya daha fazla rezistansa uygulandığı elektrik cihazı devresi |
parallel n.
|
|
361 |
General |
özellikle ayrımsal damıtma sırasında kullanılan, daha küçük şişelerin bağlanabileceği çok borulu şişe |
pig n.
|
|
362 |
General |
dört veya daha fazla panelden oluşan çoklu pano formatı |
polyptych n.
|
|
363 |
General |
dokuz veya daha fazla muz taşıyan sap |
count n.
|
|
364 |
General |
esas mührün sırtındaki daha ufak mühür |
counter n.
|
|
365 |
General |
köyden daha küçük yerleşim yeri |
crossroads n.
|
|
366 |
General |
daha büyük bir kanalın içine kazılan kanal |
cunette n.
|
|
367 |
General |
bir kenarı daha ince olan tahta |
featheredge n.
|
|
368 |
General |
daha büyük bölüm |
feck [obsolete] n.
|
|
369 |
General |
mostrası daha genç kaya tabakasıyla çevrili kaya kütlesi |
inlier n.
|
|
370 |
General |
(diğerine göre) daha içeride olan öğe |
internality n.
|
|
371 |
General |
(zihinden maddeye doğru) daha yüksek gerçeklik ile daha düşük gerçeklik tipi arasındaki ilişki |
involution n.
|
|
372 |
General |
(tahmin oyunu için) üç veya daha fazla katılımcı grubu |
panel n.
|
|
373 |
General |
(tahmin oyunu için) üç veya daha fazla kişiden oluşan misafir grubu |
panel n.
|
|
374 |
General |
belirli bir hayvan grubunun daha küçük veya önemsiz üyeleri |
people n.
|
|
375 |
General |
izleyiciyi daha sonraki bir olaya hazırlamak için oyuna kasıtlı eklenen sahne |
plant n.
|
|
376 |
General |
beş veya daha fazla kişiden oluşan kaşif grubu |
post n.
|
|
377 |
General |
normal telgraftan daha düşük öncelikli gündüz telgrafı |
day letter n.
|
|
378 |
General |
kendinden daha zengin veya makamca yüksek kimselere yaltaklanmaya hazır olma durumu |
flunlyism n.
|
|
379 |
General |
kültürün daha karmaşık ve ayrıntılı olan yönü |
focus n.
|
|
380 |
General |
bir diğerini daha parlak gösteren örnek |
foil n.
|
|
381 |
General |
daha önemli bir gazete makalesi ile ilişkili olup genellikle ona ek olarak basılan gazete makalesi |
follow n.
|
|
382 |
General |
daha baştan sahip olunan farkındalık |
foreknowledge n.
|
|
383 |
General |
mercan renginden daha açık bir pembe tonu |
gayety n.
|
|
384 |
General |
kasın daha sabit, merkezi veya büyük olan tutunma noktası |
origination n.
|
|
385 |
General |
bir kasın daha sabit, merkezi veya büyük olan parçası |
origination n.
|
|
386 |
General |
olduğundan daha iyi görünen şey |
ormolu n.
|
|
387 |
General |
daha uzun yaşayan kimse |
outliver n.
|
|
388 |
General |
beklenenden daha önemsiz bir zafer kazanmış bir general roma'ya girerken yapılan kutlama |
ovation n.
|
|
389 |
General |
daha yaşlı |
père n.
|
|
390 |
General |
odaya verilen havanın atmosfer basıncından daha yüksek basınçlı olduğu iklimlendirme sistemi |
plenum system n.
|
|
391 |
General |
birinden daha önce vefat etme |
predecease n.
|
|
392 |
General |
daha ağır kısım |
preponderance n.
|
|
393 |
General |
daha ağır kısım |
preponderation n.
|
|
394 |
General |
komünist ülkelerde daha büyük bir organ tarafından seçilen daimi bir yürütme komitesi |
presidium n.
|
|
395 |
General |
operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi |
roll-up n.
|
|
396 |
General |
bir veya daha fazla aday isminin çizildiği oy pusulası |
scratched ticket n.
|
|
397 |
General |
daha sonra birleştirilmek üzere farklı motiflerde yapılan örgü parçası |
scrumble n.
|
|
398 |
General |
yukarı doğru tırmanışta geriye kaymayı önlemesi için kayağın altına takılan fok kürkünden veya daha kaba kürkten yapılmış bant |
sealskin n.
|
|
399 |
General |
yaşadığı evin dışında bir eve daha sahip olan kimse |
second-homer n.
|
|
400 |
General |
(cildin daha koyu görünmesine yol açan) yeni uzayan sakal |
shadow n.
|
|
401 |
General |
uyluklara veya daha da aşağıya kadar uzanan bol giysi |
shirt n.
|
|
402 |
General |
miley cyrus sayesinde daha da popülerleşen hiphop müziğine karşı kalça kıvırtarak yapılan dans |
twerk n.
|
|
403 |
General |
daha geniş kitle |
wider audience n.
|
|
404 |
General |
görece daha yavaş ilerleme kaydedilen durum |
slow lane n.
|
|
405 |
General |
bütünün geri kalanından daha küçük ve dar olan kısım |
sma [scotland] n.
|
|
406 |
General |
yaşıtlarının ortalamasından daha minyon bebek |
small-for-gestational-age infant n.
|
|
407 |
General |
yaşıtlarının ortalamasından daha minyon bebek |
sga infant n.
|
|
408 |
General |
daha acil meseleler |
more pressing matters n.
|
|
409 |
General |
bir iyilik yaptıktan sonra başka bir iyilik daha yapma ihtimalinin azalması |
moral licensing n.
|
|
410 |
General |
telefonu daha rahat tutmak için arkasına yapıştırılan aparat |
phone grip n.
|
|
411 |
General |
daha büyük bir yapıyı destekleyen küçük parça |
bearer n.
|
|
412 |
General |
kışın daha sıcak bölgeye giden kimse |
snowbird n.
|
|
413 |
General |
daha iyi duyabilmeyi sağlayan borumsu bir cihaz |
sonifer n.
|
|
414 |
General |
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi |
squaring n.
|
|
415 |
General |
(kısa not) daha geniş bir konunun alt maddesi |
subitem n.
|
|
416 |
General |
daha büyük bir projenin parçası olan küçük proje |
subproject n.
|
|
417 |
General |
daha makul bir hedefe yönelme |
substitution n.
|
|
418 |
General |
daha ilkel bir ifade biçimine geçme |
substitution n.
|
|
419 |
General |
boş bardağı çevirdiğinde bardağın dibindeki damlaların tırnaktan akması halinde oyuncunun daha fazla içki içtiği bir oyun |
supernaculum [obsolete] n.
|
|
420 |
General |
tohumu daha önce ekilmiş tohum üzerine ekme |
supersemination [obsolete] n.
|
|
421 |
General |
(daha güçlü bir argüman oluşturmak için) bir argümanın kabulü |
synchoresis n.
|
|
422 |
General |
yükte daha ağır çekmek |
outbalance v.
|
|
423 |
General |
daha uzun yaşamak |
survive v.
|
|
424 |
General |
hayatını daha iyi bir yola koymak |
turn over a new leaf v.
|
|
425 |
General |
araları her zamankinden daha iyi olmak |
be on a better footing than ever v.
|
|
426 |
General |
daha çekici yapmak |
sweeten v.
|
|
427 |
General |
daha iyi bir duruma getirmek |
uplift v.
|
|
428 |
General |
daha çok dayanmak |
outlast v.
|
|
429 |
General |
bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak |
jockey for position v.
|
|
430 |
General |
düşmandan daha iyi manevra yapmak |
outgeneral v.
|
|
431 |
General |
daha geniş hale getirmek |
make broader v.
|
|
432 |
General |
baharat katarak bir yemeği daha lezzetli yapmak |
spice a food up v.
|
|
433 |
General |
daha hoş ve sevimli bir hava vermek |
brighten v.
|
|
434 |
General |
daha kötü bir hale getirmek |
worsen v.
|
|
435 |
General |
daha kötü olmak |
get worse v.
|
|
436 |
General |
daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak (bir yeri) |
freshen up v.
|
|
437 |
General |
daha üst (bir sınıfa/lige) geçirmek |
promote to v.
|
|
438 |
General |
daha önce savunduğunun tersini savunmaya başlamak |
reverse oneself on v.
|
|
439 |
General |
daha önemli saymak (birini/bir şeyi başkasından) |
subordinate to v.
|
|
440 |
General |
daha fazla oy almak |
outvote v.
|
|
441 |
General |
daha hoş bir hale getirmek |
sweeten v.
|
|
442 |
General |
beklenenden daha az doldurmak |
underfill v.
|
|
443 |
General |
daha ileri gitmek |
outstrip v.
|
|
444 |
General |
daha fazla olgunlaşmak |
grow more mellow v.
|
|
445 |
General |
diğerlerine göre daha kötü durumda olmak |
be at the bottom of the heap v.
|
|
446 |
General |
daha iyi yapmak |
outperform v.
|
|
447 |
General |
daha da kötüleştirmek |
worsen v.
|
|
448 |
General |
beklenenden daha uzun sürmek |
drag on v.
|
|
449 |
General |
daha yoğun hale getirmek |
make denser v.
|
|
450 |
General |
daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak |
keep something on the back burner v.
|
|
451 |
General |
daha da eklemek |
superadd v.
|
|
452 |
General |
akşamdan kalıp da sabah bir duble daha içmek |
hair of the dog v.
|
|
453 |
General |
birinin yaptığından daha iyisini yapmak |
go someone one better v.
|
|
454 |
General |
kanunu daha etkili bir hale getirmek |
tighten up on v.
|
|
455 |
General |
daha dayanıklı yapmak |
toughen v.
|
|
456 |
General |
daha parlak hale getirmek |
make brighter v.
|
|
457 |
General |
daha iyi uzanmak |
outreach v.
|
|
458 |
General |
daha az önemli saymak |
subordinate v.
|
|
459 |
General |
benzerini veya daha iyisini yapmaya çalışmak |
emulate v.
|
|
460 |
General |
daha çok satmak |
outsell v.
|
|
461 |
General |
birşeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak |
make heavy weather of something v.
|
|
462 |
General |
daha geniş olmak |
overlap v.
|
|
463 |
General |
daha iyisini yapmak |
go one better v.
|
|
464 |
General |
daha iyi olmak |
got better v.
|
|
465 |
General |
bulunduğu makama bir daha aday olmamak |
stand down v.
|
|
466 |
General |
daha sert hale getirmek |
make harder v.
|
|
467 |
General |
beklenenden daha düşük performans göstermek |
underperform v.
|
|
468 |
General |
daha önemli olmak |
override v.
|
|
469 |
General |
daha aşağı işlere vermek |
disrate v.
|
|
470 |
General |
daha kötü bir duruma sokmak |
exacerbate v.
|
|
471 |
General |
daha güçlü yapmak |
toughen v.
|
|
472 |
General |
daha sesli bağırmak |
outcry v.
|
|
473 |
General |
kaldırmak (daha aşağı bir yerde duran birini/bir şeyi) |
pick up v.
|
|
474 |
General |
daha iyi yapmak |
better v.
|
|
475 |
General |
bir daha incelemek |
review v.
|
|
476 |
General |
açık artırmada daha fazla fiyat vermek |
outbid v.
|
|
477 |
General |
daha hızlı yürümeye başlamak |
put your best foot forward v.
|
|
478 |
General |
bir şey yüzünden daha beter durumda olmamak |
be none the worse v.
|
|
479 |
General |
daha aşağı fiyat teklif etmek (başka bir kimse veya firmadan) |
underbid v.
|
|
480 |
General |
daha iyisini almak |
get the better v.
|
|
481 |
General |
daha fazla puan almak |
outpoint v.
|
|
482 |
General |
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak |
enlarge upon v.
|
|
483 |
General |
daha fazla silahlanmış olmak |
outgun v.
|
|
484 |
General |
birini daha aşağı bir yere koymak |
put someone down v.
|
|
485 |
General |
daha alt göreve atamak |
assign to a lower position v.
|
|
486 |
General |
bir sesi daha yüksek bir sesle bastırmak |
drown out v.
|
|
487 |
General |
daha yüksek sesle konuşmak |
speak up v.
|
|
488 |
General |
daha iyi dövüşmek |
outfight v.
|
|
489 |
General |
toplamak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri) |
pick up v.
|
|
490 |
General |
(zor durumlara alışarak) daha dayanıklı/güçlü olmak |
toughen v.
|
|
491 |
General |
daha düz hale getirmek |
make flatter v.
|
|
492 |
General |
daha uzun yaşamak |
outlive v.
|
|
493 |
General |
daha iyi sürmek |
outride v.
|
|
494 |
General |
daha elverişli durumda olmak |
have the inside track v.
|
|
495 |
General |
daha cesur olmak |
outbrave v.
|
|
496 |
General |
daha düz hale getirmek |
make more even v.
|
|
497 |
General |
iki veya daha çok nokta arasında düzenli seferler yapmak |
ply v.
|
|
498 |
General |
daha karanlık hale getirmek |
make darker v.
|
|
499 |
General |
daha yüksek sesle konuşmak |
speak out v.
|
|
500 |
General |
daha tutumlu davranmak |
tighten one's belt v.
|
|