Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
duruma getirmek
Meanings of
"duruma getirmek"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
duruma getirmek
render
v.
Meanings of
"duruma getirmek"
with other terms in English Turkish Dictionary : 133 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
etkisiz duruma getirmek
neutralize
v.
2
Common Usage
iş yapamaz duruma getirmek
incapacitate
v.
General
3
General
güçsüz duruma getirmek
incapacitate
v.
4
General
yeniden işleyip kullanılır duruma getirmek (kullanılmış maddeleri)
recycle
v.
5
General
boş duruma getirmek
vacate
v.
6
General
eşyaları taşınmaya hazır bir duruma getirmek
pack
v.
7
General
çalışır duruma getirmek
bring something to good working order
v.
8
General
zararsız duruma getirmek
disarm
v.
9
General
son modaya uygun bir duruma getirmek
update
v.
10
General
getirmek (bir durumdan başka duruma)
convert into
v.
11
General
farklı bir duruma getirmek
bring into a different state
v.
12
General
daha iyi bir duruma getirmek
uplift
v.
13
General
sesli duruma getirmek
vocalize
v.
14
General
daha yüksek duruma getirmek
lift
v.
15
General
çalışır duruma getirmek
make functional
v.
16
General
kımıldayamaz duruma getirmek
immobilize
v.
17
General
bitkin duruma getirmek
finish
v.
18
General
getirmek (belli bir duruma)
reduce to
v.
19
General
getirmek (bir durumdan başka duruma)
convert from
v.
20
General
çapraşık duruma getirmek
perplex
v.
21
General
farklı bir duruma getirmek
brought into a different state
v.
22
General
belirli bir duruma getirmek
bring into a certain state
v.
23
General
dilenecek duruma getirmek
pauperize
v.
24
General
getirmek (bir durumdan başka duruma)
convert to
v.
25
General
hazır duruma getirmek
cock
v.
26
General
kullanılır duruma getirmek
treat
v.
27
General
birini bir şeyi yapamayacak duruma getirmek
render
v.
28
General
en son duruma uygun hale getirmek
update
v.
29
General
savunmasız duruma getirmek
render defenseless
v.
30
General
çalışır duruma getirmek
operationalize
v.
31
General
çalışır duruma getirmek
operationalise
v.
32
General
yararlı duruma getirmek
rehabilitate
v.
33
General
ilk duruma getirmek
reset
v.
34
General
-e uygun duruma getirmek
key to
v.
35
General
getirmek (bir kimseyi belirli bir duruma)
condition
v.
36
General
etkisiz duruma getirmek
negate
v.
37
General
son duruma getirmek
update
v.
38
General
standart duruma getirmek
standardise
v.
39
General
standart duruma getirmek
standardize
v.
40
General
çalışır duruma getirmek
make operable
v.
41
General
sesli duruma getirmek
vocalise
v.
42
General
kımıldayamaz duruma getirmek
immobilise
v.
43
General
etkisiz duruma getirmek
neutralise
v.
44
General
dilenecek duruma getirmek
pauperise
v.
45
General
cazip duruma getirmek
make charming/attractive
v.
46
General
(birini) etkileyerek bir duruma getirmek
turn [obsolete]
v.
47
General
daha kötü duruma getirmek
embitter
v.
48
General
(bir hayvanı) pazarlanacak duruma getirmek
make up
v.
49
General
otomatik veya rutin duruma getirmek
mechanize
v.
50
General
otomatik veya rutin duruma getirmek
mechanise
v.
51
General
konuşarak bir duruma getirmek
word [obsolete]
v.
52
General
kıpırdatarak belirli bir duruma getirmek
wriggle
v.
53
General
kullanım için uygun duruma getirmek
rig
v.
54
General
etkisiz duruma getirmek
detoxify
v.
55
General
kullanılmaz duruma getirmek
idle
v.
56
General
atıl duruma getirmek
idle
v.
57
General
çok işlek duruma getirmek
over-busy
v.
58
General
(birini) iş yapamaz duruma getirmek
incapacitate (someone)
v.
59
General
çalıştırılabilir duruma getirmek
commission
v.
60
General
dikey duruma getirmek
outroot
v.
61
General
önyargı ile dezavantajlı duruma getirmek
prejudice
v.
62
General
(kendini) belirli bir duruma getirmek
shake
v.
63
General
belirli bir duruma getirmek
sigh
v.
64
General
yudumlayarak belirli bir duruma getirmek
sip
v.
65
General
sevimli duruma getirmek
sugar
v.
66
General
tatlı duruma getirmek
sugar
v.
67
General
sevimli duruma getirmek
sugar-coat
v.
68
General
tatlı duruma getirmek
sugar-coat
v.
Phrasals
69
Phrasals
daha iyi duruma getirmek
polish up
v.
70
Phrasals
bir duruma getirmek
get in
v.
71
Phrasals
(birini/bir şeyi belli bir duruma) getirmek
get into (someone or something)
v.
72
Phrasals
(birini/bir şeyi) daha düşük/önemsiz bir konuma, sıralamaya, yere, sınıfa, duruma getirmek
relegate (someone or something) to (something)
v.
73
Phrasals
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek
rocket into (something or some place)
v.
74
Phrasals
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek
rocket into (something or some place)
v.
75
Phrasals
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek
rocket to (something or some place)
v.
76
Phrasals
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek
rocket to (something or some place)
v.
77
Phrasals
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek
skyrocket into (something or some place)
v.
78
Phrasals
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek
skyrocket into (something or some place)
v.
79
Phrasals
hızla (bir konuma/sıralamaya/duruma) getirmek
skyrocket to (something or some place)
v.
80
Phrasals
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) getirmek
skyrocket to (something or some place)
v.
81
Phrasals
hızla tekrar (bir duruma) getirmek
sweep back into (something)
v.
82
Phrasals
hızla tekrar (bir duruma) getirmek
sweep back to (something)
v.
83
Phrasals
birini/bir şeyi ezerek bir duruma getirmek
trample someone or something to something
v.
84
Phrasals
iyi bir duruma getirmek
whip into (something)
v.
85
Phrasals
bir şeyi bir duruma getirmek için çalışmak
work to (something)
v.
86
Phrasals
(birini) zorla/zar zor (bir konuma/duruma) getirmek
wrestle (someone) into (something)
v.
87
Phrasals
(birini bir konuma/duruma) getirmek için uğraşmak/çabalamak
wrestle (someone) into (something)
v.
88
Phrasals
(birini/bir şeyi) zorla/zar zor (bir duruma/konuma) getirmek
yank (someone or something) into (something or some place)
v.
89
Phrasals
(birini/bir şeyi) çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek
yank (someone or something) into (something or some place)
v.
90
Phrasals
bir deniz aracını ve ekipmanlarını fırtınaya karşı korumaya almak/korunaklı duruma getirmek
snug down
v.
91
Phrasals
etkisiz duruma/hale getirmek
take out
v.
92
Phrasals
(birini bir şeyi/işi) yapamaz duruma getirmek
incapacitate (someone) for (something)
v.
93
Phrasals
(birini bir süreliğine bir şeyi/işi) yapamaz duruma getirmek
incapacitate (someone) for (something) for (a period of time)
v.
94
Phrasals
çok hızlı bir şekilde (bir duruma) gelmek/getirmek
rocket to
v.
95
Phrasals
(birini/bir şeyi bir duruma) almak/sokmak/getirmek
take (someone or something) into (something or some place)
v.
96
Phrasals
(birini/bir şeyi bir duruma) getirmek
throw (someone or something) into (something)
v.
97
Phrasals
ezerek (bir duruma getirmek)
trample to
v.
98
Phrasals
daha iyi bir seviyeye, pozisyona, duruma getirmek
upgrade to (something)
v.
99
Phrasals
zorla/zar zor (bir konuma/duruma) getirmek
wrestle into
v.
100
Phrasals
çekiştire çekiştire (bir duruma/konuma) getirmek
yank into
v.
101
Phrasals
iyi bir duruma getirmek
sort out
v.
Idioms
102
Idioms
bir şeyi daha iyi duruma getirmek
knock something into shape
v.
103
Idioms
etkisiz duruma getirmek
cut the ground out from under
v.
104
Idioms
nefes alamaz duruma getirmek
knock the wind out of someone's sails
v.
105
Idioms
(birini/bir şeyi) içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek
bring (someone or something) to a dead end
v.
106
Idioms
bir şeyi içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek
bring something to a dead end
v.
107
Idioms
birini etkisiz duruma getirmek
cut the ground from under somebody/somebody's feet
v.
108
Idioms
(birini/bir şeyi) daha iyi duruma getirmek
knock (someone or something) into shape
v.
109
Idioms
birini/bir şeyi daha iyi duruma getirmek
knock something/someone into shape
v.
110
Idioms
birini/bir şeyi daha iyi duruma getirmek
whip something/someone into shape
v.
111
Idioms
ağlayacak duruma getirmek
reduce (one) to tears
v.
Trade/Economic
112
Trade/Economic
bir sözleşmeyi işlemez duruma getirmek için konulan madde
joker
n.
Industry
113
Industry
malzemeyi işe yarar durumda tutmak veya işe yarar duruma getirmek için sarf edilen çaba
maintenance (materiel)
n.
Technical
114
Technical
dikey duruma getirmek
upright
v.
115
Technical
çalışmaz duruma getirmek
deactivate
v.
116
Technical
dik duruma getirmek
straighten
v.
117
Technical
geçirimsiz duruma getirmek
render waterproof
v.
118
Technical
iyi duruma getirmek
renew
v.
119
Technical
ilk duruma getirmek
reset
v.
120
Technical
sızdırmaz duruma getirmek
render waterproof
v.
121
Technical
su geçirmez duruma getirmek
waterproofing
v.
122
Technical
yeniden kullanılabilir duruma getirmek
reclaim
v.
123
Technical
yeniden işleyip kullanılır duruma getirmek
recycle
v.
Construction
124
Construction
kararlı duruma getirmek
stabilisation
v.
125
Construction
kararlı duruma getirmek
stabilization
v.
Aeronautic
126
Aeronautic
(uçağın) uçuş yolunu yumuşak iniş için yer ile temastan önce yatay duruma getirmek
flare
v.
Medical
127
Medical
çalışamaz duruma getirmek
deactivate
v.
Chemistry
128
Chemistry
etkisiz duruma getirmek
block
v.
Linguistics
129
Linguistics
(sesli harfi) sessiz duruma getirmek
devocalize
v.
130
Linguistics
(sesli harfi) sessiz duruma getirmek
devocalise
v.
Environment
131
Environment
nükleer reaktörün kullanılmış yakıt çubuklarındaki plutonyum, uranyum atıkları yeniden kullanılabilir duruma getirmek
reprocess
v.
Music
132
Music
akortsuz duruma getirmek
mistune
v.
Archaic
133
Archaic
tasavvur etme yetisini kullanarak belirli bir duruma getirmek
look
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of duruma getirmek
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy