işlemek - Turkish English Dictionary
History

işlemek



Meanings of "işlemek" in English Turkish Dictionary : 65 result(s)

Turkish English
Common Usage
işlemek handle v.
işlemek treat v.
işlemek commit v.
işlemek process v.
General
işlemek hammer v.
işlemek travel v.
işlemek indwell v.
işlemek instil v.
işlemek pierce v.
işlemek ply between v.
işlemek penetrate v.
işlemek brand v.
işlemek act v.
işlemek ferry v.
işlemek discourse v.
işlemek forge v.
işlemek sink v.
işlemek farm v.
işlemek stamp v.
işlemek tame v.
işlemek grave v.
işlemek perform v.
işlemek strike v.
işlemek instill v.
işlemek dress v.
işlemek go v.
işlemek tick v.
işlemek work v.
işlemek sink into v.
işlemek engrave v.
işlemek cultivate v.
işlemek run v.
işlemek function v.
işlemek process v.
işlemek manipulate v.
işlemek perpetrate v.
işlemek ply v.
işlemek imprint v.
işlemek perform v.
işlemek make v.
işlemek exarate [obsolete] v.
işlemek bitake v.
işlemek write v.
işlemek impregnate v.
işlemek improve v.
işlemek ingrave [obsolete] v.
işlemek insculp [obsolete] v.
işlemek spunk v.
işlemek discuss v.
Idioms
işlemek come online v.
işlemek go on line [us] v.
Trade/Economic
işlemek perpetrate v.
Technical
işlemek mill v.
işlemek operate v.
işlemek run v.
işlemek trace v.
işlemek manipulate to v.
Computer
işlemek manipulate v.
Textile
işlemek process v.
Petrol
işlemek treat v.
işlemek refine v.
Agriculture
işlemek cultivate v.
işlemek till v.
işlemek ear v.
Fishery
işlemek operate n.

Meanings of "işlemek" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
işlemek (suç vb) commit v.
suç işlemek commit an offense v.
cinayet işlemek murder v.
işlemek (suç vb) perpetrate v.
günah işlemek sin v.
General
derileri işlemek üzere çember şeklinde çerçeveye asan işçi hooper n.
bireylerin, kuruluşların veya sistemlerin bilgi toplamak ve işlemek üzere bir araya geldiği ortam information environment n.
çiftçilerin küçük bir araziyi işlemek üzere kiralama sistemi crofting n.
kasnağa gerip işlemek tambour v.
cinayet işlemek commit murder v.
bir şeyi işlemek work on v.
içine işlemek permeate v.
günah işlemek err v.
suç işlemek perpetrate v.
deftere işlemek enter in the book v.
işlemek (beynine) print v.
sırma ile işlemek brocade v.
işlemek (toprağı) cultivate v.
konu işlemek discuss a subject v.
suç işlemek offend v.
toprağı işlemek work the soil v.
arı kovanı gibi işlemek be very busy and crowded v.
suç işlemek commit an illegal act v.
ağır suç işlemek commit a serious offense v.
kabahat işlemek do something wrong v.
kafası işlemek have a quick mind v.
işlemek (makine) go v.
hayırlar işlemek perform good deeds v.
hata işlemek make a mistake v.
günah işlemek wrongdo v.
günah işlemek trespass v.
kemiklerine kadar işlemek penetrate right to one's bones v.
hayır işlemek do good v.
suç işlemek commit v.
kalemle işlemek exarate v.
hata işlemek commit an error v.
içine işlemek perforate v.
suç işlemek commit an offence v.
günah işlemek commit a sin v.
saat gibi işlemek run smoothly v.
içine işlemek empierce v.
suç işlemek break the law v.
günah işlemek stumble v.
sevap işlemek acquire merit v.
çekiçle işlemek hammer v.
deftere işlemek book v.
üzerine nakış işlemek embroider v.
suç işlemek fall from grace v.
konu işlemek treat a subject v.
günah işlemek commit sin v.
ağır suç işlemek commit a serious crime v.
işlemek (bağırsaklar) move v.
tuz ve şap ile işlemek (post) taw v.
içine işlemek saturate v.
işlemek (toprak) tame v.
tekrar işlemek reprocess v.
kükürtle işlemek vulcanize v.
kabartma ile işlemek emboss v.
görevi yapmakta kusur işlemek default v.
ciğerine işlemek hurt deeply v.
aletle işlemek tool v.
ciğerine işlemek move deeply v.
içine işlemek pierce v.
içine işlemek touch somebody deeply v.
tığ ile işlemek crochet v.
içine işlemek chill somebody to the bone v.
cinayet işlemek kill v.
hafif bir hırıltıyla durmadan işlemek (makine) throb v.
deftere işlemek enter up v.
iliğine işlemek penetrate to the marrow v.
içine işlemek chill somebody to the marrow v.
demir işlemek forge v.
kenarını işlemek indent v.
gergef işlemek tambour v.
günah işlemek transgress v.
içine işlemek interpenetrate v.
kabartma işlemek chase v.
kakma işlemek inlay v.
içine işlemek touch one's heart with sorrow v.
demiri ocakta kızdırıp işlemek forge v.
incelikle işlemek elaborate v.
cürüm işlemek commit a crime v.
işlemek (konuyu) treat v.
suç işlemek sin v.
makinede işlemek machine v.
yeniden suç işlemek relapse v.
toprağı işlemek cultivate v.
acısı yüreğine işlemek hurt deeply v.
acısı içine işlemek hurt deeply v.
çizime işlemek add into the diagram v.
çizime işlemek add into the chart v.
derinine işlemek go deep inside v.
kükürtle işlemek vulcanise v.
iliklerine kadar işlemek jar every bone in somebody's body v.
tıkır tıkır işlemek work like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek operate like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek run precisely v.
kusur işlemek make a mistake v.
tıkır tıkır işlemek run like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek operate precisely v.
içine işlemek penetrate v.
katliam işlemek carry out massacre v.
bilgi işlemek process data v.
birinin yüreğine işlemek tug at someone's heartstrings v.
kabartmalı işlemek emboss v.
kenarını işlemek hem-stitch v.
içine işlemek get into v.
kalemle işlemek engrave v.
nakış işlemek embroider v.
veri işlemek process data v.
makine ile işlemek machine v.
ustalıkla işlemek craft v.
bilinçaltına işlemek be imbedded in his subconscious v.
bilinçaltına işlemek be engraved in one's subconscious v.
suç işlemek perpetrate a crime v.
-e karşı günah işlemek sin against v.
el ile yapmak/işlemek craft v.
el ile ustalıkla yapmak/işlemek craft v.
cinayet işlemek commit a murder v.
sevap işlemek do a good deed v.
yüzeye çentmek/işlemek deboss v.
hammadde işlemek process a raw material v.
(bir konuyu) işlemek treat v.
takvime işlemek calendar v.
(bir konuyu) anlatmak/işlemek talk v.
suç işlemek aguilt v.
-e karşı günah işlemek aguilt v.
yeniden (suç, kabahat vb.) işlemek recommit v.
selüloz preparatlarıyla işlemek cellulose v.
yeniden işlemek reengrave v.
yeniden işlemek re-engrave v.
cıva ile işlemek mercurialise v.
cıva ile işlemek mercurialize v.
saat gibi işlemek tick v.
nakış işlemek embroude [obsolete] v.
takvime işlemek encalendar v.
dökme malzemeyi bölerek birimler halinde işlemek unitise v.
içine işlemek enthrill v.
günah işlemek entrench v.
suç işlemek pull v.
yığın olarak işlemek batch v.
parti halinde işlemek batch v.
(kauçuğu) diğer malzemelerle karıştırmadan önce, daha yumuşak ve biçimlenebilir hale getirmek için makinede işlemek masticate v.
önceden işlediği suçu tekrar işlemek fall from grace v.
cinayet işlemek merk v.
(gönderiyi) posta ücreti basan cihazla işlemek metre v.
konyak ile işlemek brandy v.
içine işlemek honeycomb v.
yanlış işlemek misfunction v.
yeniden işlemek re-treat v.
sıvı madde ile işlemek liquor v.
toprağı işlemek loam v.
derine işlemek grain v.
sürekli tekrar ederek içine işlemek grind v.
(toprağı veya suyu) alçıyla işlemek gypsum v.
cinayet işlemek murther [obsolete] v.
günah işlemek offend v.
(fotoğrafik plaka veya filmi) fazla yoğun bir solüsyonda işlemek overdevelop v.
fazla işlemek overprocess v.
içe işlemek imbibe [obsolete] v.
içine işlemek impregnate v.
içine işlemek inform v.
içine işlemek infuse v.
(deriyi, postu) çarklı boya teknesinde işlemek paddle v.
içine işlemek cleave (through) v.
(mendil) baş harf işlemek initial v.
içine işlemek interosculate v.
(bir dizi vuruşla) metal yüzeyini işlemek pean v.
içine işlemek penetrate v.
(kauçuk) lifle işlemek veya karıştırmak fiberize v.
(kauçuk) lifle işlemek veya karıştırmak fiberise v.
daha fazla günah işlemek outsin v.
(metali) eriyikken işlemek puddle v.
(doğal elementler) işlemek search v.
içe işlemek seep v.
gümüş ile işlemek silverize v.
(kağıdı) suya dayanıklı hale getiren maddeyle işlemek size v.
demir işlemek smithy v.
günah işlemek stray v.
rengi içine işlemek strike v.
kükürt dioksitle işlemek sulphite v.
kükürtlü asitle işlemek sulphite v.
sülfitle işlemek sulphite v.
daha da işlemek superrefine v.
(toprağı) işlemek cultivate v.
radyasyonla işlemek irradiate v.
(veri vb.) işlemek process v.
(suç vb.) işlemek commit v.
suç işlemek amacıyla silah taşıyıp kullanan gun-toting adj.
sülfürle işlemek sulfuretted adj.
sülfürle işlemek sulfurized adj.
sülfürle işlemek sulphuretted adj.
emprenye etmek, işlemek veya birleştirmek anlamı veren son ek -ise suf.
… ile işlemek anlamı veren son ek -ize suf.
… ile işlemek anlamı veren son ek -ise suf.
Phrasals
suç işlemek offend against v.
(konuyu) işlemek dispose of v.
içine işlemek bore through (someone or something) v.
içine işlemek bore through someone v.
bir şeyin içine işlemek leach into something v.
nakşetmek (işlemek) imprint something onto something v.
toprağı pullukla sürerek işlemek/havalandırmak plow something under something v.
vızır vızır işlemek whizz through v.
bir yüzeye (bir şey) işlemek engrave (something) upon (something) v.
bir yüzeye (bir şey) işlemek engrave (something) with (something) v.
bir aletle/gereçle bir yüzeye (bir şey) işlemek engrave (something) with (something) v.
bir şeyi kafasına sokmak/işlemek grind into v.
'-e karşı işlemek/kışkırtmak play against v.
birini (başka birine) karşı doldurmak/işlemek play someone against (someone else) v.
birinin kartına mesai çıkış saatini işlemek punch out v.
(bir şeyi birinin) zihnine işlemek imprint (something) in (someone) v.
(bir şeyi birinin) zihnine işlemek imprint (something) into (someone) v.
bir şeyi birinin zihnine işlemek imprint something on someone v.
bir şeyi birinin zihnine işlemek imprint something onto someone v.
bir şeyi birinin zihnine işlemek imprint something into something v.
içine işlemek leach in v.
(bir şeyin) içine işlemek leach in (to something) v.
içine işlemek/çekmek sink in v.
(birinin) içine işlemek slice into (someone) v.
(birinin/bir şeyin) her yerine işlemek splash all over (someone or something) v.
cinsel suç işlemek offend against v.
bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde olacak şekilde işlemek weight something against someone or something v.
bir şeyi bir şeye işlemek emblazon something on something v.
bir şeyi bir şeye işlemek emblazon something on something v.
tıkır tıkır işlemek perk along v.
(birine/bir şeye) nazaran iyi işlemek fare against (someone or something) v.
'-e nazaran iyi işlemek fare against v.
birine/bir şeye karşı bir suç işlemek transgress against someone or something v.
birine/bir şeye karşı bir günah işlemek transgress against someone or something v.
birine/bir şeye karşı bir kusur işlemek transgress against someone or something v.
içine işlemek bore through v.
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek break in (to something or some place) v.
yakarak (bir şeyi bir şeye) işlemek burn (something) into (something) v.
beynine işlemek drum in v.
beynine işlemek drum into v.
-e işlemek emblazon on v.
(birini/bir şeyi gizlemek için) paravan olarak işlemek front for v.
(birini/bir şeyi gizlemek için) paravan olarak işlemek front for (someone or something) v.
(birine/bir şeye bir fikri/düşünceyi) işlemek imbue (someone or something) with (something) v.
(birine/bir şeye bir şeyi) işlemek imprint (something) in (someone or something) v.
(birine/bir şeye bir şeyi) işlemek imprint (something) into (someone or something) v.
zihnine işlemek imprint on v.
(birinin) zihnine işlemek imprint on (someone) v.
mekanik ve hızlı işlemek churn through v.
(bir seviyede/hızda/verimlilikte) işlemek run on (something) v.
(bir şeyle) işlemek run through (something) v.
(birine/bir şeye) karşı günah işlemek sin against (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) senkronize işlemek/ilerlemek/çalışmak synchronize with (someone or something) v.
(birinin) içine işlemek touch to (someone) v.
-e karşı bir suç işlemek transgress against v.
'-e karşı bir günah işlemek transgress against v.
'-e karşı bir kusur işlemek transgress against v.
'-e işlemek tug at v.
(bir şeyin) içine (bir şey) işlemek weave (something) into (something) else v.
(birine/bir şeye) karşı işlemek work against (someone or something) v.
etrafını işlemek work around v.
(bir şeyde) işlemek/çalışmak work for (something) v.
(bir sistemde) çalışmak/işlemek work on (something) v.
Phrases
suç işlemek amacıyla with felon intent expr.
Colloquial
bir fikri/inancı birine işlemek marry to v.
hala iyi çalışmak/işlemek wear well v.
suç işlemek make a score v.
Idioms
(bir duygu) içine işlemek be touched with (something) v.
kafası işlemek/çalışmak have all (one's) buttons v.
kafası işlemek/çalışmak have all one's buttons v.
beynine işlemek drum something into v.
çok iyi işlemek/çalışmak work like a charm v.
ciğerine işlemek cut someone to the quick v.
düzgün işlemek be up and running v.
günah işlemek fall into sin v.
içine zehir gibi işlemek cut to the quick v.
kanına işlemek get in one's blood v.
kusursuz işlemek work like a charm v.
soğuk iliklerine işlemek get chilled to the bone v.
soğuk iliklerine kadar işlemek get chilled to the bone v.
soğuk iliklerine kadar işlemek be chilled to the marrow v.
soğuk iliklerine işlemek be chilled to the marrow v.
saat gibi işlemek go like clockwork v.
soğuk iliklerine işlemek be frozen to the marrow v.
soğuk iliklerine kadar işlemek be chilled to the bone v.
saat gibi işlemek work like clockwork v.
soğuk iliklerine kadar işlemek get chilled to the marrow v.
soğuk iliklerine işlemek be chilled to the bone v.
soğuk iliklerine kadar işlemek be frozen to the marrow v.
soğuk iliklerine kadar işlemek get frozen to the marrow v.
soğuk iliklerine işlemek get chilled to the marrow v.
saat gibi işlemek run like clockwork v.
soğuk iliklerine işlemek get frozen to the marrow v.
suç işlemek fall from grace v.
tıkır tıkır işlemek run like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek work like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek go like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek run on all cylinders v.
tıkırında işlemek be in full flow v.
tıkır tıkır işlemek/çalışmak work like a charm v.
tıkırında işlemek be in full spate v.
yüreğine işlemek tug at someone's heartstrings v.
(bir yer/mağaza vb) vızır vızır işlemek/çalışmak be buzzing with activity v.
mükemmel çalışmak/işlemek work like a dream v.
inanılmaz derecede iyi çalışmak/işlemek/işe yaramak work like a dream v.
umduğundan daha iyi çalışmak/işlemek/işe yaramak work like a dream v.
tıkırında gitmek/işlemek be in full flood v.
içine işlemek get under your skin v.
günah işlemek make (the) baby jesus cry v.
(birine) hayır işlemek have (someone) under (one's) wing v.
(bir şeyi) aklına/beynine işlemek pound (something) into (one's) head v.
(birinin) içine işlemek pierce (one's) heart v.
birinin içine işlemek pierce someone's heart v.
son hız işlemek/çalışmak swing into full gear v.
son hız işlemek/çalışmak swing into gear v.
uzun süre işlemek/çalışmak survive the test of time v.
tıkır tıkır işlemek/çalışmak be firing on all cylinders v.
(birinin) genlerine işlemek be in (one's) dna v.
tıkırında işlemek/gitmek be in full swing v.
(bir şey) içine işlemek/yüreğine dokunmak be touched by (something) v.
işlemek/işletmeye açılmak be/come on stream v.
soğuk içine işlemek chill to the bone v.
soğuk içine işlemek chill to the marrow v.
tam güçle işlemek/çalışmak fire on all cylinders v.
tam güçte işlemek/çalışmak fire on all cylinders v.
tam kapasite işlemek/çalışmak fire on all cylinders v.
tam/son hız işlemek/çalışmak fire on all cylinders v.
tam verimlilikte işlemek/çalışmak fire on all cylinders v.
tam güçle işlemek/çalışmak fire on all four cylinders v.
tam güçte işlemek/çalışmak fire on all four cylinders v.
tam kapasite işlemek/çalışmak fire on all four cylinders v.
tam/son hız işlemek/çalışmak fire on all four cylinders v.
tam verimlilikte işlemek/çalışmak fire on all four cylinders v.
pürüzsüz işlemek go off without a hitch v.
tıkır tıkır işlemek go/run like clockwork v.
saat gibi işlemek go/run like clockwork v.
tıkır tıkır işlemek/çalışmak hit on all cylinders v.
son hız/tam verimlilikle çalışmak/işlemek hit on all cylinders v.
tam güç çalışmak/işlemek hit on all cylinders v.
olabildiğince verimli ve iyi çalışmak/işlemek hit on all cylinders v.
(bir şey) olarak düzgün/efektif/etkili işlemek hold up as (something) v.
harıl harıl işlemek/devam etmek come on/be going like gangbusters v.
Trade/Economic
ticari amaçlarla işlemek reduce v.
hesaba borç işlemek charge v.
faiz işlemek interest accrue v.
otomatik yazar kasaya işlemek ring up v.
yevmiye maddesini büyük deftere işlemek post v.
Law
cürüm işlemek için cemiyet teşkil edenler forming societies with the purpose of committing felonies n.
suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs coconspirator n.
suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs conjurator n.
suç işlemek için cemiyet teşkil etme forming society for the purpose of committing crime n.
suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs plotter n.
suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs conspirator n.
suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs co-conspirator n.
suç işlemek amacıyla gizli ittifak oluşturan şahıs machinator n.
(suç işlemek amacıyla) önceden tasarlanmış plan premeditated design n.
tekrar suç işlemek recidivate v.
senedi tapu siciline işlemek record a deed v.
ağır suç işlemek commit a felony v.
cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak create a criminal organization for the purpose of engaging in criminal activity v.
cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak establish an organization with the aim of committing criminal acts v.
cürüm işlemek commit a felony v.
cürüm işlemek için suç örgütü kurmak create a criminal organization for the purpose of engaging in criminal activity v.
cinayet işlemek commit murder v.
cürüm işlemek commit an offense v.
cinayet işlemek commit homicide v.
cürüm işlemek commit an offence v.
emirlerle nizamlara riayetsizlik neticesi olarak cürüm işlemek committing felony by disobedience to order or regulations v.
haksız fiil işlemek commit a tortious act v.
emirlerle nizamlara riayetsizlik neticesi cürüm işlemek committing felony by disobedience to order or regulations v.
suç işlemek üzere gizli anlaşma yapmak connive v.
suç işlemek commit a crime v.
suç işlemek üzere gizli işbirliğinde bulunmak connive v.
suç işlemek commit felony v.
suç işlemek üzere anlaşmak conspire v.
tekrar suç işlemek reoffend v.
zina suçu işlemek commit adultery v.
yayın yoluyla hakaret suçunu işlemek libel v.
suç işlemek amacıyla/niyetiyle başı boş dolaşmak loiter with intent [obsolete] [uk] v.
sakatlama suçu işlemek mayhem v.
müessir fiil suçu işlemek mayhem v.
toplu tecavüz suçu işlemek gang rape v.
yasalara uygun şekilde işlemek constitute v.
Politics
savaş suçu işlemek commit war crime v.
Industry
(altın, gümüş, deniz kabuğu, değerli taş) hammaddeyi el veya makine ile işlemek manufacture v.
hassas ölçümlerle bir milimetreden daha küçük bir ölçekte makine ile işlemek micromachine v.
sanayide kullanmak üzere işlemek render v.
Technical
taş ve beton işlemek için kullanılan tırtıklı yüzlü bir balta patent ax n.
(taş veya cam parlatmak veya işlemek için kullanılan) hareketli plaka runner n.
kimyasallar ile işlemek chemicalize v.
kimyasallar ile işlemek chemicalise v.
birlikte hareket etmek ve işlemek synchronise v.
bromürle işlemek bromize v.
birlikte hareket etmek ve işlemek synchronize v.
demiri tavlayarak işlemek puddle v.
iyot ile işlemek iodize v.
içine işlemek penetrate v.
iyot ile işlemek iodise v.
kükürtle işlemek sulfurate v.
nakış işlemek embroider v.
kükürtle işlemek sulphurate v.
şelak ile işlemek shellac v.
sıcak işlemek heat treat v.
reçine ile işlemek resinate v.
reçine ile işlemek resin v.
su işlemek apply water v.
sıcak işlemek hot-work v.
sülfatla işlemek sulphate v.
sülfatla işlemek sulfate v.
tebeşirle işlemek chalk v.
torna tezgahında işlemek lathe v.
ters yönde işlemek reverse v.
torna tezgahında işlemek turn v.
yapay olarak işlemek synthesize v.
yapay olarak işlemek synthesise v.
(taş, beton) çekiçle işlemek bushhammer v.
maden eleği yardımı ile (bir şeyi) makinede işlemek jig v.
pürüzsüz hale getirmek için yüzeyini işlemek face v.
girintili çıkıntılı bir tekerlekle (ayakkabı topuğunun üst kenarını) işlemek wheel v.
(bir şeyi) bakır sülfatla işlemek bluestone v.
bakır sülfatla işlemek bluestone v.
(keresteyi) kereste fabrikasında kesip işlemek mill v.
doğal bir unsuru elde etmek için işlemek mine v.
baklava deseni işlemek lozenge v.
(deriyi) eğimli levha üzerinde işlemek beam v.
(kürklü deriyi) işlemek dress v.
girintili yüzey oluşturmak için kenarlarını işlemek indent v.
(maddeyi) rengini ortaya çıkarmak için işlemek develop v.
(kağıdı) zamklayarak işlemek convert v.
(kağıdı) mumlayarak işlemek convert v.
yüzeyi makine ile işlemek scalp v.
(keresteyi) kısmen üst üste bindirerek işlemek shiplap v.
(aşındırma çarkını) işlemek crush v.
(derileri) açkı makinesinde işlemek stake v.
kabaca işlemek stock v.
(radyo sinyallerini) süperheterodin yöntemi ile işlemek superheterodyne v.
Computer
oturum açma komut dosyası'nı işlemek için bellek ayırma hatası error allocating memory to process login script n.
kullanıcı isteklerini işlemek için iki veya daha fazla sunucu kullanan büyük internet sitesi web farm n.
kullanıcı isteklerini işlemek için iki veya daha fazla sunucu kullanan büyük internet sitesi web server farm n.
veriyi iletmek, depolamak ve işlemek için elektrik yerine ışığı kullanan bilgisayar optical computer n.
işlemek (işlem) process v.
(bilgisayar verisini) işlemek mung v.
(verileri) ön işlemek preprocess v.
Textile
yeniden nakış işlemek re-embroider v.
iğne oyası işlemek needlepoint v.
(deriyi) işlemek için nemli ve yumuşak hale getirmek temper v.
nakış işlemek embroider v.
(tekstil malzemesini) kauçukla işlemek latex v.
paralel iplikleri çekip açıkta kalan iplikleri çeşitli desenler oluşturacak şekilde dikerek nakış işlemek hemstitch v.
(lif veya iplikleri) tek taraklı çekme makinesiyle işlemek gill v.
Construction
kaba yontma işlemek rusticate v.
Woodworking
ağaç damarlarını vurgulamak için tahta veya ahşap nesneyi beyaz pigmentle işlemek ceruse v.
(masa ayağı veya pervaz yaparken) testere ve keski ile motif işlemek thurm v.
Mining
cevher vb. malzemeleri işlemek için fırın haznesi veya işletim ünitesine yükleyen işçi charger n.
cevher işlemek için kullanılan kürek van n.
maden işlemek process mine v.
fiziksel ve kimyasal özelliklerini iyileştirmek için (hammaddeyi) işlemek beneficiate v.
Medical
çıban işlemek suppurate v.
yeniden işlemek rework v.
Printing
fotoğraf çekip baskı plakasına işlemek için dizgi malzemesinin son kez yapıştırılması photomechanical n.
Food Engineering
şerbetçiotu ile işlemek hop v.
Chemistry
nikel veya nikel alaşımı ile işlemek veya kaplamak nickelize v.
nikel veya nikel alaşımı ile işlemek veya kaplamak nickelise v.
florin ile işlemek fluorinate v.
bikromatla işlemek bichromatize v.
cıva ile işlemek mercurify v.
boraksla işlemek borate v.
borik asitle işlemek borate v.
boratla işlemek borate v.
(maddeyi) bromatla işlemek bromate v.
iyotla işlemek iodate v.
ftalik asitle işlemek phthalate v.
ftalik anhidritle işlemek phthalate v.
(kürkü) keçeleşmeyi önlemek için cıva çözeltisiyle işlemek secrete v.
sülfürle işlemek sulfide v.
kükürt dioksitle işlemek sulfite v.
kükürtlü asitle işlemek sulfite v.
sülfitle işlemek sulfite v.
sülfürle işlemek sulphide v.
kükürtle işlemek sulphuret v.
Biochemistry
protein gibi büyük biyolojik moleküllerin fiziksel veya kimyasal özelliklerinin bilgiyi işlemek için depolandığı varsayımsal bir bilgisayar devresi veya depolama aygıtı biochip n.
protein gibi büyük biyolojik moleküllerin fiziksel veya kimyasal özelliklerinin bilgiyi işlemek için depolandığı varsayımsal bir bilgisayar devresi veya depolama aygıtı chip n.
Agriculture
(toprağı) tekrar işlemek recultivate v.
(hindistan'da) merdiven benzeri tarım aletiyle toprağı işlemek ladder v.
(toprağı) işlemek toil v.
toprağı işlemek cultivate v.
(araziyi) çapalayarak işlemek hoe v.
(araziyi) işlemek, sürmek gibi amaçlarla temizlemek cure v.
ahşap saplı bahçe çapası ile işlemek scuffle v.
Apiculture
petek işlemek draw out v.
petek işlemek draw (out) v.
Education
ders işlemek teach a lesson v.
Archaeology
taş, kemik, fildişi, boynuz veya çömleği işlemek veya işaretlemek için kullanılan, tarih öncesine ait küçük alet graver n.
(çakmak taşını) yonga şeklinde ayırarak işlemek flake v.
Religious
günah işlemek fall from grace v.
Photography
eksik işlemek underdevelop v.
gerekli sürenin altında işlemek underdevelop v.
çok düşük derecede işlemek underdevelop v.
bitmiş solüsyonda işlemek underdevelop v.
(fotoğrafik emülsiyonu) üretimden sonra ve pozlamadan hemen önce hızını artırmak için işlemek hypersensitize v.
(fotoğrafik emülsiyonu) üretimden sonra ve pozlamadan hemen önce hızını artırmak için işlemek hypersensitise v.
boyalarla birleşme sağlayan bir kimyasalla işlemek mordant v.
Archaic
toprağı işlemek husband v.
(suç vb.) işlemek betake v.
Engineering
(dijital grafik görüntüyü) daha temiz bir hale getirmek için işlemek anti-alias v.