karşılıksız - Turkish English Dictionary
History

karşılıksız



Meanings of "karşılıksız" in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

Turkish English
Common Usage
karşılıksız complimentary adj.
karşılıksız unrequited adj.
General
karşılıksız dud adj.
karşılıksız unpaid adj.
karşılıksız unanswered adj.
karşılıksız gratis adj.
karşılıksız outright adj.
karşılıksız unreturned adj.
karşılıksız worthless adj.
karşılıksız gratuitous adj.
karşılıksız uncovered adj.
karşılıksız unreciprocated adj.
karşılıksız free adj.
karşılıksız unaquit adj.
karşılıksız buckshee adj.
karşılıksız right-out [uk] adj.
karşılıksız idle adj.
karşılıksız one-way adj.
Phrases
karşılıksız without provision expr.
Colloquial
karşılıksız free, gratis, and for nothing expr.
Trade/Economic
karşılıksız unrequited adj.
karşılıksız gratuitous adj.
karşılıksız uncovered adj.
karşılıksız no funds adj.
karşılıksız free of charge adj.
karşılıksız gratuitous adj.
karşılıksız gratis adj.
karşılıksız for free adv.
Law
karşılıksız nude adj.
karşılıksız gratuitous adj.
karşılıksız voluntary adj.
karşılıksız gratuitous adj.
Technical
karşılıksız at no charge adj.
Computer
karşılıksız unbalanced adj.
Military
karşılıksız uncovered adj.
Abbreviation
karşılıksız n/f (no funds) n.

Meanings of "karşılıksız" with other terms in English Turkish Dictionary : 164 result(s)

Turkish English
Common Usage
karşılıksız veya bedava gratuitous adj.
General
karşılıksız çek dud cheque n.
karşılıksız çek dud n.
karşılıksız satış short sale n.
karşılıksız kredi unsecured credit n.
karşılıksız aşk unrequited love n.
karşılıksız sevgi unrequited love n.
karşılıksız aşk unanswered love n.
birinden başka birine karşılıksız olarak devredilen bir şey gift n.
karşılıksız mal devri gift n.
malını veya mülkünü karşılıksız olarak başka birine devretme gift n.
karşılıksız olma gratuity n.
karşılıksız yardım donation n.
vermek (sahte para, karşılıksız çek) pass v.
karşılıksız çıkmak (çek) bounce v.
karşılıksız sevmek love unconditionally v.
karşılıksız kalmak be unreciprocated v.
karşılıksız kalmak be unreturned v.
karşılıksız olmak be unrequited v.
karşılıksız çek vermek write bad check v.
karşılıksız (yardım/bağış vb) outright adj.
karşılıksız aşk yüzünden üzgün lovelorn adj.
karşılıksız aşk acısı çeken lovelorn adj.
karşılıksız aşk acısı çeken unbeloved adj.
karşılıksız aşk acısı çeken bereft adj.
karşılıksız aşk acısından muzdarip unbeloved adj.
karşılıksız aşk acısından muzdarip bereft adj.
karşılıksız aşk acısından muzdarip lovelorn adj.
karşılıksız yapılan pro bono adj.
karşılıksız bir şekilde unrequitedly adv.
karşılıksız olarak worthlessly adv.
karşılıksız olarak gratuitously adv.
karşılıksız olarak outrightly adv.
Phrases
karşılıksız olarak on a complimentary basis expr.
Proverb
yapılan iyilik karşılıksız kalmaz one good turn deserves another
karşılıksız bir şey istediğinde sana verilene razı olursun beggars can't be choosers
karşılıksız istediğin bir şeyi seçme hakkın yoktur beggars can't be choosers
Colloquial
karşılıksız çek bum check n.
karşılıksız çek hot check n.
karşılıksız çek hot paper n.
karşılıksız çek verme kiting n.
karşılıksız ödül loot [us] n.
karşılıksız kazanç loot [us] n.
karşılıksız çek fake cheque [uk/canada] n.
karşılıksız almak/faydalanmak take a free ride v.
bedava/karşılıksız ayrıcalık görmek take a free ride v.
bedava/karşılıksız fayda elde etmek take a free ride v.
karşılıksız çek yazmak hang paper v.
karşılıksız çek yazmak kite v.
Idioms
karşılıksız çek bum check n.
karşılıksız çek cold check n.
karşılıksız çek cold check [us/south africa] n.
karşılıksız çek a rubber check n.
karşılıksız şey a free lunch n.
karşılıksız çek bad paper n.
karşılıksız şey free lunch n.
karşılıksız çek yazma paper hanging n.
karşılıksız çek yazma paper laying n.
karşılıksız çek yazan kimse paper pusher n.
karşılıksız aşk beslemek carry the torch v.
karşılıksız çek vermek pass a bum check v.
karşılıksız/sahte çek yazmak pass a bum check v.
karşılıksız çek vermek write a bum check v.
karşılıksız/sahte çek yazmak write a bum check v.
sahte/karşılıksız çek vermek pass a bum check v.
sahte/karşılıksız çek yazmak write a bum check v.
karşılıksız aşk yaşamak carry a torch for someone v.
karşılıksız aşk yaşamak carry the torch for someone v.
karşılıksız almak/faydalanmak get/take a free ride v.
bedava/karşılıksız ayrıcalık görmek/fayda elde etmek get/take a free ride v.
karşılıksız aşkın ıstırabını çekmek wear the green willow v.
karşılıksız aşk acısı çekmek wear the green willow v.
karşılıksız (bir şey) istemek be on the scrounge (for something) [uk] v.
karşılıksız (bir şey) arayışında olmak be on the scrounge (for something) [uk] v.
karşılıksız (bir şey) istemek be on the scrounge (for something) v.
karşılıksız (bir şey) arayışında olmak be on the scrounge (for something) v.
karşılıksız para, yiyecek istemek be on the scrounge (for something) v.
karşılıksız (bir şey) istemek go on the scrounge (for something) v.
karşılıksız (bir şey) arayışında olmak go on the scrounge (for something) v.
karşılıksız para, yiyecek istemek go on the scrounge (for something) v.
(birine) gizli/karşılıksız bir şekilde aşık olmak carry a torch for (one) v.
karşılıksız çek vermek fly kites v.
karşılıksız aşkın ıstırabını çekmek wear the willow v.
karşılıksız aşk acısı çekmek wear the willow v.
Poetic/Literary
karşılıksız aşktan yakınan ve kişilerin başına gelen talihsizlik veya adaletsizlikleri anlatan eski bir popüler şiir türü complaint n.
Speaking
gelecek sefer bu karşılıksız olmayacak the next time this will not be for free expr.
Trade/Economic
karşılıksız çek bounced check n.
karşılıksız çek fake check n.
karşılıksız tedavül uncovered circulation n.
karşılıksız satış short sale n.
karşılıksız transferler unrequited transfers n.
karşılıksız çek overdraft cheque n.
karşılıksız emek unpaid work n.
karşılıksız kredi credit in blank n.
karşılıksız avanslar unsecured advances n.
karşılıksız çek dud cheque n.
karşılıksız kredi unsecured loan n.
karşılıksız hesap over drawn account n.
karşılıksız çek kredisi overdraft n.
karşılıksız çek dishonored check n.
karşılıksız kabul uncovered acceptance n.
karşılıksız çek stumer check n.
karşılıksız çek bounced cheque n.
karşılıksız hesap overdrawn account n.
karşılıksız çek fly-back n.
karşılıksız çek rubber check n.
karşılıksız hesap overdraft account n.
karşılıksız sözleşme nude contract n.
karşılıksız çek cancelled cheque n.
karşılıksız para credit money n.
karşılıksız borç credit in blank n.
karşılıksız emre muharrer senet bill of credit n.
karşılıksız çek dishonoured check n.
karşılıksız transfer unilateral transfer n.
karşılıksız transferler unrequited transfers n.
karşılıksız çek kite n.
karşılıksız kabul acceptance in blank n.
karşılıksız çek bad check n.
karşılıksız hediye free gift n.
karşılıksız avans uncovered advance n.
karşılıksız çek kite cheque n.
karşılıksız gelirler unilateral transfers n.
karşılıksız transfer unrequited transfer n.
karşılıksız sözleşme naked contract n.
karşılıksız ciro accommodation endorsement n.
karşılıksız çek bad cheque n.
karşılıksız çek overdraft n.
nostro karşılıksız çek hesabı nostro overdraft n.
ödenmemiş karşılıksız borçlar obligation outstanding n.
çeke karşılıksız işlemi yapmak bounce a check v.
çeke karşılıksız işlemi yapmak bounce a cheque v.
karşılıksız çek vermek bounce a check v.
karşılıksız çıkmak bounce v.
karşılıksız para basmak print unbacked money v.
karşılıksız çek vermek fly a kite v.
karşılıksız çek vermek bounce a cheque v.
(çek) karşılıksız çıkmak bounce v.
karşılıksız çek ile para almak kite v.
karşılıksız çek ile kredi çekmek kite v.
(önceden yapılmış karşılıksız satış için) mal alarak teslimatı telafi etmek cover v.
(kambiyo senedi veya bononun) karşılıksız çıktığını resmen beyan etmek protest v.
karşılıksız (çek vb.) bad adj.
Law
karşılıksız borç back debts n.
karşılıksız ibra acceptilation n.
karşılıksız ibra free remission n.
karşılıksız kabul acceptance in blank n.
karşılıksız çek bad check n.
karşılıksız çek verme kite flying n.
karşılıksız çek kite check n.
karşılıksız olarak üstlenilen vecibe accommodation n.
(roma hukuku'nda) bir kimsenin başka birine karşılıksız olarak vekalet verdiği ve karşı tarafın da bu görevi kabul ettiği sözleşme mandate n.
(sözleşme hukukunda) mal ve mülk verilen tarafın bu ayniyat doğrultusunda karşılıksız olarak birtakım hizmetler sunacağını kaydeden bir kefalet sözleşmesi mandate n.
karşılıksız olarak üstlenilen vecibe ile ilgili accommodational adj.
Politics
teklifin karşılıksız kalması frustration of the bid n.
Insurance
karşılıksız kabul uncovered acceptance n.
Tourism
karşılıksız turizm talebi latent tourism demand n.
Aeronautic
karşılıksız/tek yönlü gönderi blind transmission n.
Education
karşılıksız burs non-refundable grant n.
Sport
oyuncuyu karşılıksız ve koşulsuz olarak serbest bırakmak outright v.
Mythology
kral arthur efsanesinde lancelot'un karşılıksız aşkından ölen kadın elaine n.
Slang
karşılıksız çek bouncer n.
karşılıksız çek yazan kimse paperhanger n.
karşılıksız çekler dağıtma paperhanging n.
British Slang
karşılıksız çek rubber cheque n.