kazançlı - Turkish English Dictionary
History

kazançlı



Meanings of "kazançlı" in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

Turkish English
Common Usage
kazançlı profitable adj.
kazançlı lucrative adj.
General
kazançlı beneficial adj.
kazançlı prosperous adj.
kazançlı fat adj.
kazançlı yielding adj.
kazançlı paying adj.
kazançlı fruitful adj.
kazançlı fructuous adj.
kazançlı productive adj.
kazançlı gainful adj.
kazançlı remunerative adj.
kazançlı payable adj.
kazançlı remuneratory adj.
kazançlı economic adj.
kazançlı juicy adj.
kazançlı gainsome adj.
kazançlı lucriferous adj.
kazançlı lucrific adj.
kazançlı golden adj.
kazançlı good adj.
kazançlı fortunate adj.
Colloquial
kazançlı money-maker adj.
kazançlı moneymaker adj.
Trade/Economic
kazançlı remunerative adj.
kazançlı profitable adj.
kazançlı lucrative adj.
kazançlı gainfully adv.
Industry
kazançlı emolumentary adj.
Slang
kazançlı quids in [uk] adj.

Meanings of "kazançlı" with other terms in English Turkish Dictionary : 48 result(s)

Turkish English
General
kazançlı çıkan kimse gainer n.
kazançlı olma prosperousness n.
yüksek kazançlı high earner n.
kazançlı iş gainful employment n.
abd veya kanada'da çok kazançlı büyük çiftlik bonanza farm n.
yüksek gelir getirip kolay ve risksiz olan meslek veya kazançlı girişim gravy train n.
aşırı kazançlı yatırım superstock n.
-den kazançlı çıkmamak get the worst of v.
-den kazançlı çıkmak get the best of v.
-den kazançlı çıkmak get the better of v.
kazançlı olmayan losing adj.
iki taraf için de kazançlı olan winwin adj.
iki tarafın da kazançlı çıktığı win-win adj.
kazançlı bir şekilde gainly adv.
kazançlı bir şekilde fruitfully adv.
kazançlı bir şekilde yieldingly adv.
Phrasals
(bir şeyi yapmak) kazançlı olmak pay to (do something) v.
Colloquial
bilhassa talihli/kazançlı ya da verimli yıl big year n.
kesin kazançlı bir iş a surefire business n.
iki tarafın da kazançlı olmadığı yüzleşme mexican stand-off n.
yapmak kazançlı olmak pay to do v.
Idioms
kazançlı/iyi para getiren iş stroke of business n.
kazançlı iş land-office business n.
kazançlı iş/girişim a going concern n.
çok kazançlı iş/faaliyet a gold mine n.
yapacak daha iyi kazançlı bir işi olmak have other fish to fry v.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land upon both feet v.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land upon one's feet v.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land on both feet v.
(sıkıntılı veya riskli bir durumdan) kazançlı veya hasarsız çıkmak land on one's feet v.
kazançlı bir durumda/konumda olmak be onto a good thing v.
kazançlı bir durumda/konumda onto a good thing adj.
Speaking
bol kazançlı günler dileriz we wish you prosperous days expr.
bol kazançlı günler dileriz we wish you a prosperous business expr.
Trade/Economic
art arda gelen kazançlı işlemler most consecutive wins n.
en uzun süren kazançlı işlem longest winning trade n.
kazançlı işlemlerin toplamı total winning trades n.
kazançlı işlemlerin miktarı amount of winning trades n.
kazançlı alışveriş good buy n.
kazançlı alım satım işlemleri winning long trades n.
sabit kazançlı iş fixed income job n.
düşük kazançlı low-yielding adj.
kazançlı olmayan unprofitable adj.
daha kazançlı hale gelen strengthening adj.
Mining
(maden) çok verimli ve kazançlı in bonanza adv.
Linguistics
kazançlı ikidillilik additive bilingualism n.
Slang
çok kazançlı bir işi kaçırmak miss the boat v.
çok kazançlı bir işi kaçırmak miss the bus v.