pruva - Turkish English Dictionary
History

pruva



Meanings of "pruva" in English Turkish Dictionary : 18 result(s)

Turkish English
Common Usage
pruva bow n.
General
pruva foretop n.
pruva fore n.
Technical
pruva head n.
pruva prow n.
Marine
pruva nose n.
pruva prow n.
pruva bow n.
pruva fore n.
pruva foreship n.
pruva forepart n.
pruva stem n.
pruva heading n.
pruva bows n.
pruva forward n.
pruva snout n.
Archaic
pruva luff n.
Slang
pruva the pointy end n.

Meanings of "pruva" with other terms in English Turkish Dictionary : 72 result(s)

Turkish English
General
pruva korkuluğu pulpit n.
pruva halatı painter n.
pruva ana istralyası forestay n.
pruva rüzgarı head wind n.
pruva hattı a line of ships n.
pruva rüzgarı headwind n.
pruva yelkeni foresail n.
pruva direği foremast n.
geminin üst güvertesinde, pruva direği ile orta direk arasındaki boşluk the booms n.
birleşik donanmalardaki bitişik birim kılavuzlarının pruva direkleri arasındaki mesafe interval n.
ince veya dar (pruva) sharp adj.
Trade/Economic
geminin ön kısmındaki pruva direği foremast n.
Technical
pruva çanaklığı foretop n.
pruva kapısı veya kaportası bow door n.
Automotive
pruva rüzgarı headwind n.
Marine
pruva yelkeninin üst ön köşesi nock n.
pruva direğinde bir veya daha fazla kare gabya yelkeni taşıyan iki direkli yelkenli topsail schooner n.
filika pruva küreği bow oar n.
filikanın pruva küreği bow oar n.
pruva pervanesi bow thruster n.
pruva ana istralyası headstay n.
pruva gabya çubuğu fore topmast n.
pruva hattı gemisi ship-of-the-line n.
pruva yelkeni headsail n.
pruva hattı kalyonu ship-of-the-line n.
pruva babafingo yelkeni foretop-top gallant sail n.
pruva lengeri bower n.
pruva çapası bower n.
pruva çanaklığı foretop n.
pruva hattı lubber's line n.
pruva açısı kontrol sistemi heading (angle) control system n.
pruva direği fore mast n.
pruva ana istralyası forestay n.
pruva zamanı lubber's time n.
pruva direği payandası mainstay n.
pruva hattı heading line n.
pruva pupa hattı fore and aft midshipline n.
pruva rüzgarı head wind n.
pruva direği foremast n.
pruva gabya yelkeni foretop top sail n.
pruva halatı painter n.
pruva mahmuzu bow spur n.
pruva küreği bow oar n.
gemi direğini kaplayan bir pruva yelkeni lapper n.
bağlama kazığından akan veya loca deliklerinden içeriye gelen suyu biriktirmek için geminin pruva kısmına inşa edilmiş havuz benzeri yapı manger n.
pruva ve üst güvertesi suyu yaracak şekilde yuvarlatılmış buharlı gemi whale sucker n.
pruva önü pozisyonu hawse n.
pruva yelkeni headsail n.
pruva yelkeni iskotası headsheets n.
yuvarlatılmış pruva breast n.
pruva hattı lubber's mark n.
pruva hattı lubber's point n.
pruva yelkeni çıkarıldığında kullanılabilen cıvadra running bowsprit n.
pruva direği kabasorta olup diğer direkleri sübye armalı olan yelkenli barkantine n.
pruva direği kabasorta olup diğer direkleri sübye armalı olan yelkenli barquentine n.
pruva direği kabasorta olup diğer direkleri sübye armalı olan yelkenli barkentine n.
geminin üst güvertesinin pruva direğinin önündeki bölümü focsle n.
pruva direğinin alt bölümü foremast n.
pruva direğinin donanımı ile ilgilenen denizci foremast hand n.
uşkuna, iki direkli yelkenli veya filikanın üçgen şeklinde olup kıç tarafa en yakın bulunan pruva yelkeni foresail n.
pruva yelkeninde iskota halatı foresheet n.
ana direğin pruva direğinden uzun olduğu arma schooner rig n.
pruva ile ilgili bow adj.
pruva yelkeni bir tarafa, ana yelkeni diğer tarafa açılmış (sübye armalı gemi) goosewinged adj.
pruva direğinde at the fore adv.
pruva direğinin ilerisine doğru afore the mast adv.
pruva direğinin ilerisine doğru before the mast adv.
pruva içine doğru forward adv.
Military
denizaltılarında kıç ve pruva kanatlarını idare eden asker planesman n.
pruva-pupa hattı fore and aft n.
Archaic
pruva kemeri harpin n.
pruva kemeri harping n.