second - Turkish English Dictionary
History

second

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "second" in Turkish English Dictionary : 64 result(s)

English Turkish
Common Usage
second n. saniye
second adj. ikinci
General
second n. destek
second n. düello şahidi
second n. tapon mal
second n. bir derecelik eğrinin altmışta biri
second n. ikinci (kimse/şey)
second n. nota aralığı
second n. an
second n. ikinci olan kimse
second n. bir dakikalık sürenin altmışta biri
second n. düelloda şahit
second n. defolu mal
second n. saniye
second v. ilerletmek
second v. desteklemek
second v. yardım etmek
second v. destek vermek
second v. göreve göndermek
second v. görevlendirmek
second v. desteklediğini açıklamak (resmi bir toplantıda bir fikri)
second v. desteklemek
second v. tarafını tutmak
second v. takviye sağlamak
second v. peşi sıra izlemek
second adj. ikinci dereceli
second adj. öbür
second adj. aşağı
second adj. yardımcı
second adj. ikinci
second adv. bir daha
second adv. ikinci olarak
second adv. onu takiben
second adv. arkasından
second adv. ardından
second adv. tek istisnayla
Politics
second n. meclis önergesine verilen resmi onay
second v. (önergeye) resmi desteğini açıklamak
Industry
second v. (çalışanı) geçici olarak başka pozisyona almak
Technical
second n. saniye
second n. zamanın bir saniyesine eşit olan saybolt viskozitesi ölçü birimi
second adj. ikinci
Automotive
second n. ikinci vites
second adj. ikinci (vites)
Gastronomy
second n. bir tür ekmek
Astronomy
second adj. 1.51 ila 2.50 arası parlaklık derecesinde olan (yıldız)
Linguistics
second n. ikinci şahıs
second adj. (latincede) ikincil gramer çekiminden olan
Military
second n. komutan muavini
Baseball
second n. hücum oyuncusunun koşu yapmak için dokunması gereken dört yerden ikincisi
Boxing
second v. (boksöre) karşılaşma esnasında yardımcılık etmek
Card
second n. destenin üstten ikinci kartı
second n. hileyi önlemek için destenin üstündeki kart yerine dağıtılan kart
Music
second n. (bir diğerine) bir diyatonik derece uzaktaki nota
second n. aralarında bir diyatonik derece olan iki notanın armonik kombinasyonu
second n. ardışık iki nota arasındaki fasıla
second n. şarkıda ikinci ses
second n. alto
second adj. ikinci (ses)
second adj. alto
second adj. ikinci (enstrüman)
Archaic
second v. tekrarlamak
second v. tekrar etmek
Metallurgy
second n. kısmen kusurlu ama satılmaya elverişli teneke

Meanings of "second" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
second-hand adj. ikinci el
General
second rate n. ikinci derecede
second mortgage n. ikinci rehin
watt second n. wat/saniye
second quality n. ikinci kalite
second nature n. alışkanlık
million instruction per second n. saniyede milyon komut
second nature n. adet
second estate n. ikinci mülk
second hand store n. ikinci el mağazası
second language acquisition n. ikinci dil kazanımı
second string n. ikinci sınıf
second guess n. ikinci tahmin
second sitting n. gemide iki öğünün ikincisi
second floor n. ikinci kat
second nature n. kökleşmiş huy
equation of the second degree n. ikinci dereceden denklem
bits per second n. ikil
second base n. ikinci taban
second thought n. sonradan akla gelen
second generation n. ikinci kuşak
second wife n. kuma
second nature n. alışkı
bits per second n. saniye
second language n. ikinci dil
second floor n. abd birinci kat
second order system n. ikinci derece düzgeç
one second n. bir saniye
second class n. başaltı
second class n. kalitesiz ürün veya hizmet
second power n. ikinci güç
second childhood n. bunama
second homes n. ikinci evler
second sight n. önsezi
second sound n. ikinci ses
split second n. an
second hand n. saniye ibresi
second period n. ikinci dönem
second person n. ikinci kişi
second half n. ikinci yarı
the second before the last n. sondan iki önceki
the second world war n. ikinci dünya savaşı
thirty second note n. otuz saniye işareti
second language acquision n. ikinci dil kazanımı
kirchhoff's second law n. ikinci kirşof kanunu
second class n. ikinci sınıf
second joint n. ikinci birleşme
second step n. ikinci adım
split second n. lahza
second rate n. ikinci sınıf
second class n. ikinci derece
the second of these n. bunlardan ikincisi
second hand n. saat kadranında saniye ibresi
second thoughts n. sonradan akla gelen düşünceler
second sight n. kehanet
second law of motion n. ikinci hareket kanunu
second half of my life n. hayatımın ikinci yarısı
second moment n. ikinci an
the second childhood phase n. ikinci çocukluk devri
watt second n. wat / saniye
twenty second n. yirmi saniye
second rank n. ikinci sıra
second thoughts n. düşüne taşına verilen kararlar
second thoughts n. acele etmeden alınan kararlar
second thoughts n. pişmanlık
second foreign language n. ikinci yabancı dil
second life n. ikinci yaşam
second example n. ikinci örnek
frame per second n. saniye başına fotoğraf (sayısı)
frame per second n. saniyede geçen kare sayısı
second chance n. ikinci şans
second plan n. ikinci plan
second error n. ikinci hata
second question n. ikinci soru
second line n. ikinci dize
second mistake n. ikinci hata
second color n. ikinci renk
second failure n. ikinci hata
second number n. ikinci numara
second form n. ikinci form
the second greatest n. ikinci büyük
the second largest n. ikinci büyük
the second biggest n. ikinci büyük
second name n. soyadı
second-hand book trade n. sahaflık
second-hand smoke n. pasif olarak maruz kalınan sigara dumanı
second-hand smoke n. pasif içicilik
the second childhood phase n. tufuliyet-i saniye
second-hand bookseller n. sahaf
second-hand clothes dealer n. eskici
the second week of the month n. ayın ikinci haftası
second hand article n. ikinci el malı
second person n. ikinci şahıs
second half of the year n. yılın ikinci yarısı
second edition n. ikinci baskı
second period n. ikinci periyot
fifty second n. elli ikinci
second from right n. sağdan ikinci
second day n. ikinci gün
second reading n. ikinci okuma
second bosphorus bridge n. ikinci boğaz köprüsü
second bosphorus bridge n. ikinci köprü
second page n. ikinci sayfa
his and his team's second goal n. kendisinin ve takımının ikinci golü
a second gunman n. ikinci bir tetikçi
the second floor of the building n. binanın ikinci katı
second-degree relatives n. ikinci dereceden akrabalar
second class mail n. ikinci sınıf posta
split second n. çok kısa bir süre
second bridge n. ikinci köprü
second floor of the parking garage n. otoparkın ikinci katı
second bosphorus bridge n. 2.köprü
second bosphorus bridge n. 2.boğaz köprüsü
second bosphorus bridge n. fatih sultan mehmet köprüsü
second bosphorus bridge n. f.s.m. köprüsü
second bosphorus bridge n. 2.boğaziçi köprüsü
split second n. salise
arc-second n. yay saniye
second section n. ikinci bölüm
second part n. ikinci bölüm
second album syndrome n. ikinci albüm sendromu
second class n. 2.sınıf
second grade n. 2.sınıf
the length of the second side n. ikinci kenarın uzunluğu
second stage n. ikinci aşama
second phase n. ikinci aşama
second last n. sondan ikinci
second place n. okul/bölüm ikinciliği
second constitutional era n. ikinci meşrutiyet
thirty-second n. otuz ikinci
thirty-second n. otuz ikide birlik kısım
twenty-second n. yirmi ikide birlik parça
c. g. s. (centimeter, gram, second) n. cgs birim sistemi (santimetre, gram, saniye) ölçü birimi sistemi
kmps (kilometers per second) n. kilometre/saniye
half-second n. yarım saniye
half-second n. dakikanın 120'de 1'i
half-second n. an
metre-kilogram-second n. uzunluk, kütle ve zaman birimi olan metre, kilogram ve saniye kullanan bir metrik birim sistemi
one-thirty-second n. otuz ikide bir
one-thirty-second n. otuz iki eş parçadan her biri
inches per second n. saniyede kat edilen inç sayısını temsil eden bir hız birimi
second act n. ikinci perde
second class n. ikinci mevki yer
second class n. ikinci kalite yer
second class n. ikinci sınıf bir grubun üyesi
second class n. abonelere gönderilen gazeteler ve süreli yayınlardan oluşan bir abd veya kanada postası sınıfı
second class n. (amerika'da) izcilikte ikinci rütbe
second girl n. hafif ev işlerine bakan kadın yardımcı
second hand n. aracı kimse
second hand n. aracı
second hand n. aracılık eden
second hand n. vasıta
second hand n. yardımcı
second hand n. muavin
second home n. tatil evi
second home n. yazlık
second home n. hafta sonu evi
second home n. ikinci ev
second home n. evdeymiş gibi hissedilen yer
second home n. vaktin büyük çoğunluğunun geçirildiği yer
second of arc n. yay-saniye
second of arc n. açı-saniye
second of arc n. bir derecelik açının 3600'de birine karşılık gelen açı
second of arc n. bir dakikanın altmışta birine karşılık gelen açı
second story n. girişin üstündeki kat
second story [uk] n. girişin üstündeki ikinci kat
second string n. alternatif eylem planı
second string n. ikinci eylem planı
second string n. ikinci çare
second string n. alternatif yöntem
second string n. alternatif yol
second trimester n. gebeliğin ikinci üç aylık dönemi
second trimester n. ikinci üç aylık dönem
second trimester n. ikinci trimester
second trimester n. gebelikte 13. ile 27. haftalar arası dönem
second wind n. tazelenmiş enerji
second wind n. arttırılmış kapasite
second-cut file n. orta dişli eğe
second-hand speech n. kulak misafiri olunan konuşma
second-homer n. yaşadığı evin dışında bir eve daha sahip olan kimse
second-homer n. yazlıkçı
second-rater n. ikinci tercih
second-rater n. ikinci kalite ürün
second-rater n. tapon mal
second-sight n. içgörü
forty-second n. kırk ikinci sıra sayı
forty-second n. (bir birime ait) kırk iki eş parça
forty-second n. bir şeye ait kırk iki eş parçadan biri
get a second one v. ikilemek
have second thoughts about v. önceden verilen bir kararla ilgili tereddüt etmeye başlamak
change into second gear v. ikilemek
shift into second gear v. ikilemek
rank (first/second etc) in v. dereceye girmek
rank (first/second etc) in v. derece yapmak
come second v. sonra gelmek
play second fiddle v. ikinci derecede rol oynamak
get one's second wind v. soluklanıp tekrar eski formunu kazanmak (koşucu vb ilk kez yorulup soluğu kesildikten sonra)
come in second v. ikinci olmak (yarışta)
have second thoughts (about) v. tereddüt etmeye başlamak
get married for the second time v. ikinci kez evlenmek
take the second place v. ikinci sırayı almak
make an application for a second time v. tekrar başvurmak
shave (one's beard) a second time v. perdah etmek
shave (one's beard) a second time v. perdah vurmak
come in second v. ikinci olmak
come in second v. ikinci gelmek
last a second v. bir saniye sürmek
give birth to her second child v. ikinci çocuğunu dünyaya getirmek
give birth to her second child v. ikinci çocuğunu doğurmak
buy at second hand v. ikinci elden satın almak
give a second chance v. ikinci bir şans tanımak
give a second chance v. ikinci bir şans vermek
be the second most common cause of death v. ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almak
second-guess v. (yapılmış olanları iş olup bittikten sonra) sorgulamak
come in second in the race v. yarışta ikinci olmak
come in second in the race v. yarışta ikinci gelmek
be treated like a second-class citizen v. ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmek
qualify for the second round v. ikinci tura yükselmek
qualify for the second round v. ikinci tura çıkmak
get a second opinion v. ikinci bir görüş almak
have second thoughts v. şüpheye düşmek
have second thoughts v. tereddütte olmak
give acting a second thought v. oyunculuk işini bir kez daha gözden geçirmek
finish in second place v. ikinci olarak bitirmek
lead into the second scene v. ikinci sahneye geçmek
be pregnant with her first/second child/baby v. birinci/ikinci çocuğuna/bebeğine hamile olmak
give a second chance v. ikinci bir şans daha vermek
give a second chance v. bir şans daha vermek
be relegated to the second tier v. ikinci lige düşürülmek
get relegated to the second tier v. ikinci lige düşürülmek
be relegated to the second tier v. küme düşürülmek
get relegated to the second tier v. küme düşürülmek
put it into second v. vitesi ikiye takmak
put it into second v. ikinci vitese takmak
be charged with criminal possession of a controlled substance in the second degree v. ikinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak
be the second out of 60 v. 60 kişi arasından ikinci olmak
get married for the second time v. ikinci kez evlenmek
get married for the second time v. ikinci defa evlenmek
second-guess v. eleştirmek
second-guess v. daha sonra fikir yürütmek
second-guess v. iş işten geçtikten sonra fikrini söylemek
second-guess v. tahmin etmek
second [obsolete] v. takipçisi olmak
second [obsolete] v. hizmet etmek
second [obsolete] v. ardından gelmek
second [obsolete] v. izinden gitmek
second [obsolete] v. yanında olmak
second [obsolete] v. yoldaşlık etmek
second [obsolete] v. (mağlup olanın) yerini almak
second [obsolete] v. halefi olmak
second [obsolete] v. varisi olmak
second [obsolete] v. yerine geçmek
second [obsolete] v. onaylamak
second [obsolete] v. tasvip etmek
second [obsolete] v. kanıtlarla desteklemek
second [obsolete] v. dengiyle kıyaslamak
second [obsolete] v. dengini ileri sürmek
second-guess v. (birinin) niyetini önceden tahmin etmek
second-guess v. (olacakları) öngörmek
second to last adj. sondan bir önceki
second to none adj. hepsinden iyi
in second childhood adj. bunak
second hand adj. elden düşme
married for the second time adj. ikinci kez evlenmiş
thirty second adj. otuz ikinci
second-hand adj. müstamel
second-best adj. performansta en iyiye bir yakın başarı
second-rate adj. ikinci derecede olan
second-rate adj. ikinci kalite
thirty-second adj. otuzikinci
second-class adj. ikinci mevki
second-hand adj. kullanılmış
twenty-second adj. yirmi ikinci
split-second adj. bir anlık
second-rate adj. tapon
twenty-second adj. yirmi-ikinci
second-hand adj. ikinci elden
second-degree adj. ikinci derecede
second-rate adj. ikinci sınıf
second-sighted adj. geleceği gören
second hand adj. kullanılmış
second hand adj. müstamel
second-by-second adj. saniye saniye
twenty second adj. yirmi ikinci
forty second adj. kırk ikinci
sixty second adj. altmış ikinci
ninety second adj. doksan ikinci
seventy second adj. yetmiş ikinci
eighty second adj. seksen ikinci
second-hand adj. dolaylı
second-hand adj. eski
second-hand adj. ikinci el
second-hand adj. elden düşme
second-hand adj. kulaktan dolma
second-hand adj. başkasından öğrenilmiş
second-hand adj. kelepir
second hand adj. 2. el
thirty-second adj. otuz ikide bir
second-class adj. ikinci kalite olan
second-class adj. ikinci sınıf olan
second-class adj. en yüksek derecenin bir altı
second-class adj. değersiz
second-class adj. kalitesiz
second-class adj. derme çatma
second-class adj. bayağı
second-class adj. adi
second-class adj. tapon
second-class adj. (otel, ulaşım) düşük kaliteli ve ucuz
second-class adj. birinci sınıf postadan daha yavaş iletilen
second-class adj. (abd ve kanada'da posta) gazete gönderiminden oluşan
second-generation adj. abd'li bir ailenin ikinci kuşak üyesi olan
second-generation adj. yabancı ebeveynlerin yerli çocuğu olan
second-class adj. ikinci sınıf
second-class adj. ikinci derece
second-class adj. başaltı
second-class adj. bayağı
second-class adj. aşağı derecede
second-class adj. adi
second-class adj. değersiz
second-class adj. alelade
second-class adj. vasat
second-class adj. orta karar
second-class adj. orta dereceli
second-line adj. ilk tercih olmayan
second-line adj. alışıldık tercih olmayan
second-string adj. yedek
second-string adj. alt dereceli
second-string adj. düşük dereceli
second-string adj. düşük kaliteli
second-string adj. düşük önemde olan
second-tier adj. ikinci sırada
second-tier adj. ikinci ligde
forty-second adj. kırk ikinci sırada olan
forty-second adj. kırk iki eş parçaya denk gelen
forty-second adj. kırk iki eş parçadan biri olan
forty-second adj. 42nci
in the second place adv. ondan sonra
in the fraction of a second adv. bir anda
on second thoughts adv. yeniden düşününce
in the second place adv. ikinci olarak
to the very second adv. saniyesi saniyesine
in a split second adv. biranda
every second adv. her saniye
in a split second adv. kaşla göz arasında
on second thoughts adv. tekrar düşününce
on second thoughts adv. sonradan düşününce
on second thoughts adv. daha iyi düşününce
for the second time adv. ikidir
on second thoughts adv. iyice düşündükten sonra
every passing second adv. her geçen saniye
not even a second adv. bir saniye dahi
not even a second adv. bir saniye bile
once in a second adv. saniyede bir
every second adv. her iki ...dan biri
second-hand adv. dolaylı olarak
second-hand adv. kullanılmış olarak
second of all adv. ikinci olarak
second of all adv. ikincisi
without a second thought adv. koşa koşa
every second day adv. iki günde bir
second best adv. en iyiye yakın
second best adv. ikinci en iyi
second hand adv. ikinci el
second-best adv. ikinci olarak
second-best adv. ondan sonra
second-class adv. ikinci sınıf vasıtayla
second-class adv. ikinci sınıf ulaşımla
second-class adv. ikinci sınıf vasıta ile
second-class adv. ikinci sınıf konaklamayla
second to prep. ardından ikinci
second one pron. ikincisi
second from left pron. soldan ikinci
just a second! interj. bir saniye
f.s. (foot-second) abrev. fut-saniye
Phrases
without a second thought expr. bir an bile düşünmeden
without a second thought expr. duraksamadan
on second thoughts expr. sonradan düşününce
one-tenth of a second expr. saniyenin onda biri
without a second thought expr. tereddüt etmeden
for a single second expr. tek bir saniye
after the second quarter of expr. -nın ikinci çeyreğinden sonra
on the second try expr. ikinci denemede
on the second try expr. ikinci seferde
second place is the first loser expr. kaybedenlerin birincisi ikincidir
second place is the first loser expr. ikinci, kaybedenlerin şampiyonudur
second place is the first loser expr. ikinci olmak birinciliği kaybetmektir
second place is the first loser expr. ikinci de olsan kaybetmişsindir
second place is the first loser expr. ikinci olmak da nihayetinde kaybetmektir
Proverb
habit is second nature alışkanlık ikinci doğadır
a good name is a second inheritance saygın bir isme sahip olmak maddi miras kadar önemlidir
a good name is a second inheritance iyi bir itibar/isim bırakmak maddi miras kadar önemlidir
a good name is a second inheritance saygıdeğer bir isim, önemli/değerli bir mirastır
Colloquial
close your eyes for one second n. bir saniyeliğine gözlerini kapat
second birthday n. ikinci yaş günü
a second chance n. ikinci bir şans
second spring n. ikinci bahar
second childhood n. bunaklık
csl (computerese as a second language) n. yüksek teknoloji terimlerini gündelik hayatta fazla ve gelişigüzel kullanma
take second v. ikinci olmak
be beaten into second place by v. tarafından yenilgiye uğramak
be beaten into second place by v. tarafından hezimete uğramak
second to none adj. en iyisi
second to none adj. en iyi
second to none adj. hepsinden iyi
hang on a second expr. bir saniye bekle
wait a second expr. bir saniye bekle
wait a second expr. bir saniye bekleyin
hang on a second expr. bir saniye bekleyin
in (just) a second expr. çabucak
second to none expr. hiçbirinden geri değil
everybody gets a second chance expr. herkesin ikinci bir şansı olur
everybody gets a second chance expr. herkesin ikinci bir şansı vardır
in (just) a second expr. hemen
in the second place expr. ikincisi
for a split second expr. kısacık bir an için
second to none expr. rakipsiz
(the) next, first, second time around/round expr. sonraki/birinci/ikinci seferinde
(the) next, first, second time around/round expr. bu sefer
(the) next, first, second time around/round expr. bu seferkinde
second go expr. ikinci denemede
second go expr. ikinci seferde
half a second expr. çok kısa bir süre
half a second expr. yarım saniye
not for a second expr. bir saniye bile
not for a second expr. hiçbir zaman
not for a second expr. hiç
not for a second expr. asla
not for a second expr. katiyen
not for a second expr. zerre kadar bile değil
not for one second expr. bir saniye bile
not for one second expr. hiçbir zaman
not for one second expr. hiç
not for one second expr. asla
not for one second expr. katiyen
not for one second expr. zerre kadar bile değil
any second now expr. her an
any second now expr. çok yakında
any second now expr. eli kulağında
any second now expr. akşama sabaha
any second now expr. çok yakın bir zamanda
any second now expr. pek yakında
any second now expr. birazdan
any second expr. her an
any second expr. çok yakında
any second expr. neredeyse
any second expr. eli kulağında
any second expr. birazdan
any second expr. akşama sabaha
don't give (something) a second thought expr. fazla düşünme
don't give (something) a second thought expr. tereddüt etme
don't give (something) a second thought expr. vakit kaybetme
in a second expr. hemen
in a second expr. bir saniye sonra
in a second expr. birazdan
Idioms
second thoughts n. şüpheler
a second thought n. tereddütte kalma
a second thought n. ikilemde kalma
a second thought n. kararsız kalma
a second thought n. iki arada bir derede kalma
a second thought n. ikircileklenme
a second thought n. bocalama
a second thought n. şüpheye düşme
second bite of the apple n. ikinci bir şans/fırsat
second bite of the apple n. ikinci bir şans/fırsat
second bite of the apple n. başka bir şans/fırsat
second sight n. altıncı his
on second thought n. az önce verilmiş bir karardan vazgeçince söylenir
a second bite of the cherry n. bir başka fırsat
second nature (to) n. bir şeyi yapmanın kişiye çok kolay gelmesi
a second bite of the cherry n. bir başka şans
a second childhood n. bunaklık
a second childhood n. bunama
second wind n. deneyimle kazanılan pratiklik
a second-class citizen n. ikinci sınıf vatandaş
a second childhood n. ikinci çocukluk
a second bite of the cherry n. ikinci bir fırsat
a second bite of the cherry n. ikinci bir şans
second wind n. sürekli idmanla açılan nefes
a second thought n. bir daha düşünme
second cousin n. ikinci dereceden kuzen
second cousin n. uzaktan akraba
second cousin n. az çok benzer
second cousin n. türevi
a second/another bite at the cherry) [uk] n. fırsat
a second/another bite at the cherry) [uk] n. girişim
a second/another bite at the cherry) [uk] n. teşebbüs
a second/another bite at the cherry) [uk] n. ikinci bir şans/girişim
a second/another bite of the cherry) [uk] n. fırsat
a second/another bite of the cherry) [uk] n. girişim
a second/another bite of the cherry) [uk] n. teşebbüs
a second/another bite of the cherry) [uk] n. ikinci bir şans/girişim
a second bite at the cherry n. ikinci bir şans
a second bite of the cherry [uk] n. ikinci bir şans
a second wind n. tekrar enerjisi yerine gelme
a second wind n. birden kendini toplama
a second wind n. birden toparlanma
a second wind n. tekrar enerji dolma
a second wind n. kendinde devam edecek azmi/gücü bulma
a split second n. kısa bir süre
a split second n. an