Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
way
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"way"
in Turkish English Dictionary : 100 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
way
n.
yol
2
Common Usage
way
n.
taraf
3
Common Usage
way
n.
tarz
4
Common Usage
way
n.
gidişat
5
Common Usage
way
n.
yön
6
Common Usage
way
n.
yapılış şekli
7
Common Usage
way
n.
usul
8
Common Usage
way
n.
yöntem
General
9
General
way
n.
adet
10
General
way
n.
davranış
11
General
way
n.
yöntem
12
General
way
n.
gidiş
13
General
way
n.
kayıp
14
General
way
n.
halet
15
General
way
n.
yordam
16
General
way
n.
tarik
17
General
way
n.
yan
18
General
way
n.
yer
19
General
way
n.
huy
20
General
way
n.
erkan
21
General
way
n.
tarz
22
General
way
n.
ilerleme
23
General
way
n.
gidişat
24
General
way
n.
adap
25
General
way
n.
itiyat
26
General
way
n.
biçim
27
General
way
n.
suret
28
General
way
n.
cihet
29
General
way
n.
uzaklık
30
General
way
n.
iş alanı
31
General
way
n.
minval
32
General
way
n.
çığır
33
General
way
n.
racon
34
General
way
n.
zagon
35
General
way
n.
vasıta
36
General
way
n.
durum
37
General
way
n.
çare
38
General
way
n.
yapılış şekli
39
General
way
n.
usul
40
General
way
n.
şekil
41
General
way
n.
gelenek
42
General
way
n.
husus
43
General
way
n.
davranış tarzı
44
General
way
n.
hal
45
General
way
n.
bakım
46
General
way
n.
yol
47
General
way
n.
yön
48
General
way
n.
civar
49
General
way
n.
taraf
50
General
way
n.
yol yordam
51
General
way
n.
mesafe
52
General
way
n.
bir şeyi istediği gibi yapabilme
53
General
way
n.
canı istediği gibi hareket etme
54
General
way
n.
olasılık
55
General
way
n.
olası karar
56
General
way
n.
olası hareket
57
General
way
n.
olası sonuç
58
General
way
n.
iyi geçinebilme
59
General
way
n.
(bir şeyi) iyi yapabilme
60
General
way
n.
katılımcı
61
General
way
n.
hareket özgürlüğü
62
General
way
n.
fırsat, şans
63
General
way
n.
yer
64
General
way
n.
küçük ve dar sokak
65
General
way
n.
gemi kızağı
66
General
way
n.
kılavuz
67
General
way
v.
başarmak
68
General
way
adv.
çok
69
General
way
adv.
aşırı
70
General
way
adv.
fazla
71
General
way
adv.
uzağa
Law
72
Law
way
n.
zorunlu geçit hakkı
73
Law
way
n.
geçit hakkı
74
Law
way
n.
yol hakkı
75
Law
way
n.
(bir kimsenin mülkünden) yasal geçiş hakkı
76
Law
way
n.
yasal geçiş hakkının olduğu bir yol
77
Law
way
n.
üzerinden umumi bir yolun geçtiği toprak
78
Law
way
n.
tren yolunun geçtiği toprak
79
Law
way
n.
elektrik, doğal gaz gibi kamu hizmetleri için kullanılan toprak
Technical
80
Technical
way
n.
taraf
81
Technical
way
n.
yön
82
Technical
way
n.
(valf) uç
83
Technical
way
n.
(şalter) çalışma pozisyonu
84
Technical
way
n.
geminin üzerinde inşa edildiği ahşap yapı
85
Technical
way
n.
makinedeki kılavuz yüzey
86
Technical
way
n.
kılavuz yapı
87
Technical
way
n.
ortak özelliklere sahip olan bir grup
88
Technical
way
n.
kategori
89
Technical
way
n.
tür
90
Technical
way
n.
tanım
91
Technical
way
n.
(gemi, tekne) sudaki hız
92
Technical
way
n.
hareket
93
Technical
way
n.
hız
94
Technical
way
yol
Textile
95
Textile
way
n.
kumaşta ipliklerin yönü
Automotive
96
Automotive
way
yol
Astronomy
97
Astronomy
way
n.
geceleri gökyüzünde görülen yola benzer ışık kuşağı
Religious
98
Religious
way
n.
bir dine uygun olarak benimsenen davranış, tutum ve yaşam tarzı
99
Religious
way
n.
hristiyanlık
100
Religious
way
n.
bir navaho dini töreni
Meanings of
"way"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
way out
n.
çıkar yol
2
Common Usage
half-way line
n.
santra çizgisi
3
Common Usage
half-way line
n.
orta saha çizgisi
4
Common Usage
by the way
adv.
bu arada
5
Common Usage
all the way
adv.
sonuna kadar
6
Common Usage
in a messy way
adv.
dağınıkça
7
Common Usage
by way of
prep.
aracılığıyla
8
Common Usage
by way of
prep.
yolu ile
9
Common Usage
by way of
prep.
vasıtası ile
10
Common Usage
by way of
prep.
kanalıyla
11
Common Usage
by way of
prep.
vasıtasıyla
12
Common Usage
by way of
prep.
üzerinden
General
13
General
way of using
n.
kullanış
14
General
carriage way
n.
yolun özellikle taşıtlar için ayrılmış kısmı
15
General
right of way
n.
mürur hakkı
16
General
way in
n.
giriş
17
General
the right way
n.
doğru yol
18
General
milky way
n.
gökdere
19
General
the wrong way round
n.
ters
20
General
single way anova
n.
tek yollu anova
21
General
a way out
n.
çözüm yolu
22
General
way of living
n.
yaşayış
23
General
carriage way
n.
araba yolu
24
General
state/way of being made
n.
yapılış
25
General
taxi way
n.
taksi yolu
26
General
common way
n.
orta yol (anlaşma vb)
27
General
way of thinking
n.
düşünce biçimi
28
General
way back
n.
dönüş
29
General
way of sitting
n.
oturuş
30
General
way of speaking
n.
söyleyiş
31
General
right of way
n.
geçiş hakkı
32
General
a long way to hoe
n.
zahmetli iş
33
General
the way
n.
yapma şekli
34
General
way of life
n.
yaşam tarzı
35
General
right of way
n.
trafik geçiş hakkı
36
General
pedestrian way
n.
yaya kaldırımı
37
General
way of thinking
n.
düşünüş
38
General
way of reading
n.
okunuş
39
General
way out
n.
çözüm
40
General
way of seizing
n.
kapış
41
General
milky way
n.
samanyolu
42
General
way in
n.
girilecek yol
43
General
roundabout way
n.
dolambaçlı yol
44
General
way of behaviour
n.
davranış biçimi
45
General
way of life
n.
gidiş
46
General
way of life
n.
yaşam biçimi
47
General
three way anova
n.
üç yollu anova
48
General
the right way
n.
hak yolu
49
General
right of way
n.
otoyol hakkı
50
General
right of way
n.
geçiş üstünlüğü
51
General
a good way
n.
çok uzak
52
General
way of searching
n.
arayış
53
General
the way
n.
yapılış şekli
54
General
way out
n.
çıkış yolu
55
General
the way
n.
yöntem
56
General
right of way
n.
yol geçen arazi parçası
57
General
way out
n.
çıkış
58
General
water way
n.
nehir yolu
59
General
the right way do (something)
n.
yol yöntem
60
General
the right way do (something)
n.
yol yordam
61
General
right of way
n.
irtifak hakkı
62
General
right of way
n.
geçit hakkı
63
General
the milky way
n.
kehkeşan
64
General
way of thinking
n.
düşünme tarzı
65
General
jewish way of life
n.
yahudi yaşam tarzı
66
General
way home
n.
evin yolu
67
General
right-of-way fight
n.
yol verme kavgası
68
General
the way of work
n.
çalışma şekli
69
General
middle way
n.
ikisinin ortası
70
General
middle way
n.
ikisi ortası
71
General
way of dressing
n.
giyim tarzı
72
General
way of behaviour
n.
davranış şekli
73
General
way of behaving
n.
yol
74
General
the right way to do (something)
n.
yol erkan
75
General
searching for the right way
n.
hidayet
76
General
the way of thinking
n.
düşünme şekli
77
General
cart way
n.
araba yolu
78
General
covered way
n.
örtülü yol
79
General
by-way
n.
dolaşık yol
80
General
half-way house
n.
aşama
81
General
by-way
n.
yan yol
82
General
four-way
n.
dört yönde geçit veren
83
General
by-way
n.
gizli yol
84
General
half-way house
n.
uzlaşma
85
General
by-way
n.
karanlık yol
86
General
one-way street
n.
tekyönlü yol
87
General
one-way ticket
n.
dönüş bileti
88
General
two-way radio
n.
alıcı verici
89
General
one-way traffic
n.
tek yönlü trafik
90
General
two-way communication
n.
ikili iletişim
91
General
two-way communication
n.
çift yönlü iletişim
92
General
one-way slope
n.
tek yönlü eğim
93
General
one-way rental
n.
tek yönlü kiralama
94
General
one-way ticket
n.
tek gidiş bileti
95
General
one-way ticket
n.
gidiş bileti
96
General
underground way
n.
tünel
97
General
a good way
n.
hayli mesafe
98
General
way heave
n.
geçit hakkı
99
General
water way
n.
su yolu
100
General
way out
n.
yol çıkışı
101
General
way in
n.
yol girişi
102
General
the way of dressing
n.
giyim şekli
103
General
escape way
n.
çıkış yolu
104
General
easy way of doing something
n.
bir işi yapmanın kolay yolu
105
General
way station
n.
ara durak
106
General
way station
n.
ara istasyon
107
General
islamic way of life
n.
islami hayat biçimi
108
General
islamic way of life
n.
islami hayat tarzı
109
General
the only way to escape
n.
kurtulmanın tek yolu
110
General
the easiest way
n.
en kolay yol
111
General
milky way galaxy
n.
samanyolu galaksisi
112
General
way of communication
n.
iletişim biçimi
113
General
way of learning
n.
öğrenme şekli
114
General
way of addressing
n.
hitap şekli
115
General
way of addressing
n.
hitap terimi
116
General
the best way to learn language
n.
dil öğrenmenin en iyi yolu
117
General
the right way
n.
hidayet
118
General
outdated way
n.
çağdışı yöntem/yol
119
General
convenient way
n.
uygun yol
120
General
bike way
n.
bisiklet yolu
121
General
way of thinking
n.
düşünce tarzı
122
General
way of thinking
n.
düşünme biçimi
123
General
the worst way to die
n.
en kötü ölüm şekli
124
General
particular way
n.
belli bir yol/biçim
125
General
third way
n.
üçüncü yol
126
General
public way
n.
halka açık yol
127
General
traditional way
n.
geleneksel yol
128
General
race way
n.
su yatağı
129
General
race way
n.
su kanalı
130
General
race way
n.
su oluğu
131
General
race way
n.
kanal
132
General
race way
n.
su arkı
133
General
different way of saying
n.
başka bir şekilde söyleniş
134
General
the hard way
n.
zor yoldan
135
General
the entire way
n.
bütün yol boyunca
136
General
the whole way
n.
bütün yol boyunca
137
General
two-way street
n.
karşılıklı özveri gerektiren ilişki
138
General
american way
n.
amerikan tarzı
139
General
the american way
n.
amerikan tarzı
140
General
asking the way
n.
yol tarifi isteme
141
General
each way
n.
at yarışında bahisçinin oynadığı at birinci, ikinci veya üçüncü olursa para kazandığı bahis
142
General
best way possible
n.
en iyi yöntem
143
General
right–of–way
n.
öncelik hakkı
144
General
way [dialect]
n.
sebep
145
General
way [dialect]
n.
neden
146
General
way-out [uk]
n.
çıkış
147
General
half-way house
n.
yarıyol hanı
148
General
half-way house
n.
orta nokta
149
General
half-way house
n.
uyum evi
150
General
(the) right of way
n.
trafik geçiş hakkı
151
General
(the) right of way
n.
geçiş izni
152
General
(the) right of way
n.
geçiş üstünlüğü
153
General
(the) right of way
n.
yol hakkı
154
General
(the) right of way
n.
geçme hakkı
155
General
(the) right of way
n.
öncelik hakkı
156
General
harm's way
n.
tehlike
157
General
harm's way
n.
riskli durum
158
General
bridle way
n.
at yolu
159
General
right of way
n.
kamu yoluyla kaplı arazi
160
General
right of way
n.
üzerinden kamu yolu geçen arazi
161
General
right of way
n.
yollarla kaplı arazi
162
General
great white way
n.
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
163
General
one-way street
n.
tek taraflı etkileşim
164
General
one-way ticket
n.
yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket
165
General
private way
n.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı
166
General
private way
n.
özel mal sahipleri tarafından düzenlenen ve masraflar bizzat üstlenerek sürdürülen hak
167
General
private way
n.
özel mülk sahibinin talep ve masrafları ile sürdürülen geçiş hakkı
168
General
give way
v.
yıkılmak
169
General
find a way out
v.
yolunu bulmak
170
General
pay one's way
v.
kendi masraflarını kendi ödemek
171
General
give way
v.
yol vermek
172
General
give way
v.
dayanamamak
173
General
be in a bad way
v.
çok zor bir durumda olmak
174
General
be way out in left field
v.
fena halde yanılmak
175
General
be on its way out
v.
devri kapanmak üzere olmak
176
General
feel one's way
v.
çok ihtiyatlı davranmak
177
General
show the way
v.
yol göstermek
178
General
take one's own way
v.
bildiğini okumak
179
General
go one's way
v.
kafasının dikine gitmek
180
General
have one's own way
v.
kendi bildiğini okumak
181
General
go the way of all flesh
v.
ölmek
182
General
go one's way
v.
kendi yoluna gitmek
183
General
be out of the way
v.
sapa düşmek
184
General
give way at the knees
v.
dizlerinin bağı çözülmek
185
General
wheedle one's way into
v.
yaltaklanarak bir yere girmek
186
General
work one’s way up
v.
düzenlemek
187
General
ask somebody the way
v.
yol sormak
188
General
do something in a haphazard way
v.
ezbere hareket etmek
189
General
rub somebody up the wrong way
v.
gıcık etmek
190
General
do something the right way
v.
bir şeyi usulüne göre yapmak
191
General
lose one's way
v.
yolunu şaşırmak
192
General
find a way out
v.
çözüm bulmak
193
General
see one's way
v.
çaresini bulmak
194
General
lead the way
v.
kılavuzluk etmek
195
General
go one's own way
v.
bildiğini okumak
196
General
worm one's way through
v.
kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
197
General
go all the way with
v.
tamamıyla hemfikir olmak
198
General
be on one's way out
v.
çıkmak
199
General
stand in someone's way
v.
birine mani olmak
200
General
wend one's way
v.
yönelmek
201
General
find a way to (do something)
v.
çare aramak
202
General
find no way out
v.
çaresiz kalmak
203
General
be in the way
v.
kalabalık etmek
204
General
find a way
v.
yolunu bulmak
205
General
get under way
v.
demir almak
206
General
lead the way
v.
yol göstermek
207
General
make one's way
v.
ilerlemek
208
General
look for a way to do something
v.
bir şeyin çaresine bakmak
209
General
make one's way
v.
başarılı olmak
210
General
get a small job out of the way
v.
aradan çıkarmak
211
General
take one's way
v.
gitmek
212
General
walk a long way
v.
taban tepmek
213
General
go down the wrong way
v.
genize kaçmak
214
General
pave the way for
v.
zemin hazırlamak
215
General
get under way
v.
yola çıkmak
216
General
pick one's way through
v.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
217
General
observe the right of way
v.
geçiş hakkına uymak
218
General
rough the wrong way
v.
tahrik etmek
219
General
give way
v.
çökmek
220
General
try every cunning way
v.
allem etmek kullem etmek
221
General
wend one's way
v.
gitmek
222
General
meet half way
v.
uzlaşmak
223
General
pave the way for
v.
kolaylaştırmak
224
General
walk a long way
v.
taban patlatmak
225
General
get one's own way
v.
kendi bildiğini okumak
226
General
light the way
v.
ışık tutmak
227
General
smooth the way for somebody
v.
kıyak geçmek
228
General
get out of the way
v.
savulmak
229
General
lead the way
v.
önayak olmak
230
General
make way
v.
yol vermek
231
General
have the right of way
v.
geçiş hakkına sahip olmak
232
General
lose one's way
v.
şaşmak
233
General
look the other way
v.
görmezlikten gelmek
234
General
get someone out of the way
v.
etkisiz hale getirmek
235
General
show the right way
v.
doğru yolu göstermek
236
General
give way to something
v.
yerine bırakmak
237
General
find a way
v.
çare bulmak
238
General
get under way
v.
yelken açmak
239
General
make one's way
v.
yolunu tutmak
240
General
find a way to do something
v.
bir şeye çare bulmak
241
General
get one's way
v.
istediğini yaptırmak
242
General
rough the wrong way
v.
sinirlendirmek
243
General
walk in a sexy way
v.
kıvırmak
244
General
rub somebody the right way
v.
suyuna gitmek
245
General
get someone out of the way
v.
birini devredışı etmek
246
General
make one's way
v.
ileri gitmek
247
General
find a way
v.
formül bulmak
248
General
have one's way
v.
kendi istediğini yaptırmak
249
General
lead the way
v.
öne düşmek
250
General
get one's way
v.
istediğini elde etmek
251
General
rough the wrong way
v.
kızdırmak
252
General
give way to something
v.
kapılmak
253
General
lose one's way
v.
yolunu kaybetmek
254
General
know the way
v.
işi bilmek
255
General
wend one's way
v.
yol almak
256
General
stand in someone's way
v.
birinin yolunu kapamak
257
General
go all the way with
v.
sevişmek
258
General
get someone out of the way
v.
birini kenara çekmek
259
General
get something out of the way
v.
bir şeyi kenara çekmek
260
General
smooth the way
v.
kolaylaştırmak
261
General
go a long way towards
v.
çok yararlı olmak
262
General
be in a bad way
v.
ağır hasta olmak
263
General
fight one's way
v.
çırpınıp durmak
264
General
look for a way to solve (a problem)
v.
çare aramak
265
General
light the way for
v.
ışık tutmak
266
General
be in the way
v.
ayak altında olmak
267
General
proceed on one's way
v.
yoluna devam etmek
268
General
go all the way
v.
her naneyi yemek
269
General
show someone the way to do something
v.
birine bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek
270
General
give way
v.
boyun eğmek
271
General
give way
v.
kapılmak
272
General
make way
v.
yol açmak
273
General
pave the way
v.
kolaylaştırmak
274
General
give way to despair
v.
ümitsizliğe kapılmak
275
General
stand in someone's way
v.
birine engel olmak
276
General
go all the way with
v.
birinin tüm isteklerini yerine getirmek
277
General
go one's own way
v.
bildiğinden şaşmamak
278
General
behave in an inexperienced way
v.
acemilik etmek
279
General
work one's way up
v.
terfi etmek
280
General
find a way to
v.
formül bulmak
281
General
do something the hard way
v.
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak
282
General
go the long way around
v.
dolaşmak
283
General
get out of the way
v.
kenara çekilmek
284
General
rub somebody the wrong way
v.
bamteline basmak
285
General
get one's way
v.
kendi istediğini yaptırmak
286
General
go one's way
v.
bildiğini okumak
287
General
give the right of way
v.
yol vermek
288
General
feel one's way
v.
el yordamıyla ilerlemek
289
General
make way for
v.
yol vermek
290
General
pave the way for
v.
yolunu açmak
291
General
go all the way
v.
son haddine varmak
292
General
make way for
v.
yol açmak
293
General
be way out in left field
v.
ıskalamak
294
General
be in the way
v.
engel olmak
295
General
work one's way
v.
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite)
296
General
go a long way towards
v.
bir şeye çok katkıda bulunmak
297
General
lead the way
v.
rehberlik etmek
298
General
lie one's way out of something
v.
yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek
299
General
have a way with
v.
ikna etmek
300
General
get something out of the way
v.
bir şeyi bitirmek
301
General
find an easy way
v.
kolayını bulmak
302
General
stand in someone's way
v.
birini engellemek
303
General
get in somebody's way
v.
ayak altında dolaşmak
304
General
yield the right of way
v.
trafikte yol vermek
305
General
ignore the right of way
v.
geçiş hakkına uymamak
306
General
rub somebody up the wrong way
v.
sinir etmek
307
General
react in a usual way
v.
doğal karşılamak
308
General
look for a way to do
v.
çaresine bakmak
309
General
push one's way into
v.
araya sıkışmak
310
General
worm one's way
v.
sokulmak
311
General
worm one's way
v.
hile ile sokulmak
312
General
worm one's way
v.
kendine yol açmak
313
General
rub the wrong way
v.
bamteline basmak
314
General
act in a warm way
v.
yakın davranmak
315
General
do something in a haphazard way
v.
ezbere iş görmek
316
General
blow the opposite way
v.
tersten esmek
317
General
make a living the hard way
v.
ekmeğini taştan çıkarmak
318
General
pave the way
v.
yol açmak
319
General
treat (somebody) in a way that's intended
v.
nabzına göre (şerbet vermek)
320
General
be in a bad way
v.
meydanda kalmak
321
General
seek a way to solve (a problem)
v.
çare aramak
322
General
find the right way
v.
doğru yolu bulmak
323
General
stand in one's way
v.
gölge etmek
324
General
take the easy way out
v.
kolaya kaçmak
325
General
take the easy way out
v.
zahmete girmemek
326
General
take the easy way out
v.
kolay yolu tercih etmek
327
General
lead the way
v.
bir ilke imza atmak
328
General
pave the way
v.
kaldırım döşemek
329
General
pave the way for
v.
imkan vermek
330
General
pave the way for
v.
önünü açmak
331
General
give way to pessimism
v.
karamsarlığa kapılmak
332
General
find a way to make (something illegal) look legal
v.
kitabına uydurmak
333
General
take the chance that comes one's way
v.
fırsat ayağına gelmek
334
General
pave the way for
v.
yol açmak
335
General
look for a way (to solve a problem)
v.
yol aramak
336
General
find the way to get (something) done
v.
yolunu bulmak
337
General
find the way to do (something)
v.
yolunu bulmak
338
General
look for a way (to solve a problem)
v.
çıkar yol aramak
339
General
walk a long way
v.
yol tepmek
340
General
live in (a certain) way
v.
yol tutmak
341
General
wend one's way
v.
yola koyulmak
342
General
begin to live in (a certain) way
v.
yol tutmak
343
General
take one's way
v.
yola koyulmak
344
General
represent his/her country in the best possible way in the international arena
v.
ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek
345
General
come a long way
v.
büyük mesafe katetmek
346
General
come a long way
v.
gelişme kaydetmek
347
General
come a long way
v.
gelişme göstermek
348
General
(for food or liquid) go down the wrong way
v.
genze kaçmak
349
General
(for food or liquid) go down the wrong way
v.
genzine kaçmak
350
General
go down the wrong way
v.
genzine kaçırmak
351
General
go down the wrong way
v.
genzine kaçmak
352
General
have one's way
v.
başına buyruk olmak
353
General
have one's way
v.
istediğini yapmak
354
General
have one's way
v.
kafasına göre takılmak
355
General
have one's way
v.
aklına eseni yapmak
356
General
find a way (out)
v.
çözüm üretmek
357
General
wait to see which way the cat will jump
v.
yaş tahtaya basmamak
358
General
give way
v.
kopmak
359
General
give way
v.
kırılmak
360
General
pave the way for
v.
-e zemin hazırlamak
361
General
pave the way for
v.
-in yolunu açmak
362
General
pave the way for
v.
-i kolaylastirmak
363
General
worm one's way into
v.
-e kurnazlıkla girmek
364
General
worm one's way into
v.
-e sinsice girmek
365
General
yield the right-of-way
v.
yol vermek
366
General
get out of one's way
v.
yolunu kapatmamak
367
General
get into the way of
v.
yolunu yordamını öğrenmek
368
General
get out of one's way
v.
(birinin) yolundan çekilmek
369
General
get out of one's way
v.
yolunun üzerinde durmamak
370
General
have one's head screwed on the right way
v.
aklı başında biri olmak
371
General
work one's way into
v.
yavaş yavaş bir yere girmek
372
General
work one's way up
v.
çalışmalarıyla kendini ispatlayarak derece derece terfi etmek
373
General
(one's) knees give way
v.
dizleri çözülmek
374
General
put on the way
v.
yola koymak
375
General
see about the way
v.
hal çaresi aramak
376
General
see about the way
v.
çözüm yolu aramak
377
General
see about the way
v.
formül aramak
378
General
find a way round
v.
hal yoluna koymak
379
General
keep someone out of harm's way
v.
kötülüklerden uzak tutmak
380
General
fight one's way through the crowd
v.
kalabalıkta zorlukla hareket etmek
381
General
fight one's way through the crowd
v.
kalabalığı yararak ilerlemek
382
General
fight one's way through the crowd
v.
itiş kakış ilerlemek
383
General
push one's way through
v.
kalabalığı yararak ilerlemek
384
General
worm one's way into
v.
sinsice girmeye çalışmak
385
General
worm one's way into
v.
sinsice gözüne girmeye çalışmak
386
General
worm one's way into
v.
sinsice tavlamaya çalışmak
387
General
worm one's way into
v.
sinsice sızmaya çalışmak
388
General
make money for oneself in a dishonest way
v.
dürüst olmayan yollarla para kazanmak
389
General
go long way back
v.
eskiye dayanmak
390
General
do in certain way
v.
belirli bir düzen içinde yapmak
391
General
goes a long way
v.
geniş bir alanı kapsamak
392
General
behave in a mature way
v.
olgun davranmak
393
General
be in no way connected to
v.
uzaktan yakından ilgisi olmamak
394
General
go a long way
v.
etkisi uzun sürmek
395
General
talk in a bossy way
v.
emir verir gibi konuşmak
396
General
pave the way for
v.
zemini hazırlamak
397
General
get in the way
v.
ayağına dolanmak
398
General
get in the way
v.
araya girmek
399
General
go long way back
v.
geçmişe dayanmak
400
General
pave the way for
v.
bir şeye zemin hazırlamak
401
General
pave the way for a social disaster
v.
sosyal bir felakete zemin hazırlamak
402
General
pave the way for
v.
ortam hazırlamak
403
General
think in the same way
v.
aynı düşünmek
404
General
affect in a negative way
v.
olumsuz yönde etkilemek
405
General
affect in a negative way
v.
olumsuz etkilemek
406
General
find out some way
v.
bir çaresini bulmak
407
General
find out some way
v.
bir yolunu bulmak
408
General
support someone in every way
v.
her konuda destek olmak
409
General
be on one's way
v.
yolu üzerinde bulunmak
410
General
be on the way from
v.
-den geliyor/dönüyor olmak
411
General
find a way out
v.
bir yolunu bulmak
412
General
argue one's way out
v.
sorunu tartışarak çözmek
413
General
argue one's way out of something
v.
sorunu tartışarak çözmek
414
General
argue one's way out of something
v.
tartışarak kendini aklamak
415
General
argue one's way out
v.
tartışarak kendini aklamak
416
General
turn back half-way
v.
yarı yoldan dönmek
417
General
pave the way
v.
yolunu yapmak
418
General
go a long way in doing something
v.
çok yararlı olmak
419
General
go a long way toward doing something
v.
çok yararlı olmak
420
General
go a long way toward doing something
v.
bir şeye çok katkıda bulunmak
421
General
close all the way
v.
tam kapanmak
422
General
hack one's way through something
v.
(ormandan) (ağaçları vb keserek) ilerlemek
423
General
make a decision one way or the other
v.
öyle ya da böyle bir karara varmak
424
General
deal with the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
425
General
handle the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
426
General
handle the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
427
General
deal with the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
428
General
stand in someone's way
v.
birinin önünde/geçiş yolunda durmak
429
General
turn the four-way flashers on
v.
dörtlüleri yakmak
430
General
find a middle way
v.
orta yol bulmak
431
General
extend all the way to
v.
-e kadar ulaşmak
432
General
be on one's way home from one's shift
v.
vardiyasından evine dönüyor olmak
433
General
go the wrong way
v.
yanlış tarafa gitmek
434
General
go the wrong way
v.
yanlış yöne gitmek
435
General
come a long way
v.
çok fazla yol katetmek
436
General
accept the world the way it is
v.
dünyayı olduğu gibi kabullenmek
437
General
light the way
v.
yolu aydınlatmak
438
General
resemble someone in the way she/he walks
v.
yürüyüşüyle birini andırmak
439
General
resemble someone in the way she/he walks
v.
yürüyüşü birine benzemek
440
General
lead the way
v.
başı çekmek
441
General
be photographed on their way out of a movie
v.
sinema çıkışı görüntülenmek
442
General
ask someone the way
v.
yolu sormak
443
General
show the true way
v.
doğru yolu göstermek
444
General
be making its way into retail stores
v.
mağazalarda yerini almak
445
General
give way to
v.
-a/e dönmek
446
General
give way to
v.
dönüşmek
447
General
give way to
v.
şekline dönmek
448
General
give way to
v.
değişmek
449
General
affect in a negative way
v.
olumsuz anlamda etkilemek
450
General
come each way in different directions
v.
aynı yola farklı yönlerden gelmek
451
General
take the easy way out
v.
kolay yolu seçmek
452
General
set in one's way
v.
bir düzen kurmak
453
General
be opened part way
v.
aralanmak
454
General
swallow the wrong way
v.
genzine kaçmak
455
General
find a way out
v.
çıkış yolu bulmak
456
General
work one’s way up
v.
ıslah etmek
457
General
get in the way
v.
bir şeyin olmasını (araya girerek) engellemek
458
General
bring one on one's way
v.
eşlik etmek
459
General
do way
v.
kenara koymak
460
General
lead the way
v.
önden giderek yolu göstermek
461
General
make way
v.
geçmesine izin vermek
462
General
put out of one's way
v.
huzurunu kaçırmak
463
General
put out of the way
v.
birini mahvetmek
464
General
put out of one's way
v.
başını belaya sokmak
465
General
make way
v.
girmesi için yer açmak
466
General
put out of the way
v.
huzurunu kaçırmak
467
General
bring one on one's way
v.
katılmak
468
General
do way
v.
kenara kaldırmak
469
General
lead the way
v.
önce davranmak
470
General
put out of the way
v.
başını belaya sokmak
471
General
make way
v.
kenara çekilmek
472
General
do way
v.
ortadan kaldırmak
473
General
bring one on one's way
v.
yol göstermek
474
General
make way
v.
ilerletmek
475
General
do way
v.
uzaklaştırmak
476
General
make way
v.
ilerleme kaydetmek
477
General
give way
v.
üstünlüğü terk etmek
478
General
give way
v.
konumu terk etmek
479
General
give way
v.
üstünlüğü başkasına bırakmak
480
General
give way
v.
ısrara boyun eğmek
481
General
give way
v.
istemeyerek razı olmak
482
General
give way
v.
kapılmak
483
General
give way
v.
histeriye kapılmak
484
General
give way
v.
ilerleyen bir güç önünde geri çekilmek
485
General
give way
v.
kendini kaybetmek
486
General
give way
v.
kontrolünü kaybetmek
487
General
give way
v.
kürek çekmeye başlamak
488
General
give way
v.
hızlı hızlı kürek çekmek
489
General
give way
v.
değeri azalmak (hisse senedi)
490
General
find one's way into
v.
-e girmek
491
General
find one's way into
v.
'-e dahil olmak
492
General
two way
adj.
çift taraflı
493
General
out of harm's way
adj.
emniyette
494
General
in a bad way
adj.
tehlikede
495
General
in a bad way
adj.
çok hasta
496
General
one way
adj.
tek yönlü
497
General
half way
adj.
yetersiz
498
General
out of way
adj.
uzakta
499
General
out of harm's way
adj.
emin yerde
500
General
three way
adj.
üç yollu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of way
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy