Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | yırtılmak | tear v. | ||
Open the envelope carefully so it doesn't tear. Zarfı dikkatlice aç ki yırtılmasın. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yırtılmak | rip v. | ||
Cardboard boxes rip easily. Karton kutular kolayca yırtılırlar. More Sentences |
||||
General | yırtılmak | be torn v. | ||
Her dress was torn. Elbisesi yırtılmış. More Sentences |
||||
General | yırtılmak | rupture v. | ||
When a girl has sex for the first time, her hymen ruptures and bleeds. Bir kız ilk kez seks yaptığında, kızlık zarı yırtılır ve kanar. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | yırtılmak | tear v. | ||
I tore a ligament in my knee and had to have surgery. Dizimdeki bir bağ yırtıldı ve ameliyat olmak zorunda kaldım. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | yırtılmak | rend v. | ||
General | ||||
General | yırtılmak | slit v. | ||
General | yırtılmak | rent v. | ||
General | yırtılmak | become insolent v. | ||
General | yırtılmak | be rent v. | ||
General | yırtılmak | become shameless v. | ||
General | yırtılmak | rive v. |