uğratmak - Turco Inglés Diccionario

uğratmak

Significados de "uğratmak" en diccionario inglés turco : 3 resultado(s)

Turco Inglés
General
uğratmak inflict v.
uğratmak subject v.
uğratmak infer [obsolete] v.

Significados de "uğratmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
bozguna uğratmak defeat v.
Millions of men and women are awaiting an intervention that will defeat the designs and actions of death.
Milyonlarca erkek ve kadın, ölümün tasarımlarını ve eylemlerini bozguna uğratacak bir müdahale bekliyor.

More Sentences
hayal kırıklığına uğratmak disappoint v.
I am perhaps slightly disappointed by the view of the PPE-DE.
PPE-DE'nin görüşü beni biraz hayal kırıklığına uğrattı.

More Sentences
General
hayal kırıklığına uğratmak disillusion v.
I was disillusioned at his married life.
Evlilik hayatı beni hayal kırıklığına uğratmıştı.

More Sentences
hayal kırıklığına uğratmak frustrate v.
Their perceived isolation from the decision-making process has left them frustrated and cold.
Karar alma sürecinden soyutlandıkları algısı onları hayal kırıklığına uğratmış ve soğutmuştur.

More Sentences
hayal kırıklığına uğratmak disappoint v.
I was particularly disappointed by the outcome of the Copenhagen Summit on the issues of safety at sea.
Kopenhag Zirvesi'nin denizde güvenlik konusundaki sonuçları beni özellikle hayal kırıklığına uğrattı.

More Sentences
bozguna uğratmak trounce v.
The champion trounced his opponent in the boxing match.
Şampiyon, boks maçında rakibini bozguna uğrattı.

More Sentences
bozguna uğratmak defeat v.
Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.
Müttefik askeri liderler Japon planını bozguna uğratmanın bir yolunu buldular.

More Sentences
hayal kırıklığına uğratmak let down v.
The murderer of my daughter has been let down, because his act of murder and of suicide achieved nothing.
Kızımın katili hayal kırıklığına uğratıldı, çünkü cinayet ve intihar eylemi hiçbir işe yaramadı.

More Sentences
felce uğratmak paralyse v.
Clearly, that would totally paralyse southern Europe because, quite simply, we no longer have a choice today.
Açıkçası bu Güney Avrupa'yı tamamen felce uğratacaktır çünkü bugün artık başka bir seçeneğimiz yok.

More Sentences
başarısızlığa uğratmak fail v.
We must not fail those who look to us to succeed.
Başarılı olmak için bize güvenenleri başarısızlığa uğratmamalıyız.

More Sentences
yapısöküme uğratmak deconstruct v.
The European Council was quite right to resist the temptation to deconstruct the Convention's work.
Avrupa Konseyi, Konvansiyon'un çalışmalarını yapısöküme uğratma eğilimine direnmekte son derece haklıydı.

More Sentences
kesintiye uğratmak interrupt v.
Traffic was interrupted by a tornado.
Kasırga nedeniyle trafik kesintiye uğramıştı.

More Sentences
sekteye uğratmak sidetrack v.
The unexpected obstacle sidetracked the construction project.
Beklenmedik bir engel inşaat projesini sekteye uğrattı.

More Sentences
Phrasals
hayal kırıklığına uğratmak let down v.
I feel we have let down our constituents across the European Union.
Avrupa Birliği genelindeki seçmenlerimizi hayal kırıklığına uğrattığımızı düşünüyorum.

More Sentences
(bir şeyle birini/kendini) hayal kırıklığına uğratmak disappoint (someone or oneself) with (something) v.
We are very disappointed with the Council, though.
Yine de Konsey bizi hayal kırıklığına uğrattı.

More Sentences
General
mağlubiyete uğratmak vanquish v.
hüsrana uğratmak let someone down v.
büyük bir yenilgiye uğratmak trounce v.
hayal kırıklığına uğratmak chagrin v.
bozguna uğratmak rout v.
bozguna uğratmak put to rout v.
korozyona uğratmak corrode v.
sarsıntıya uğratmak traumatize v.
birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak let someone down gently v.
kazaya uğratmak cripple v.
kazaya uğratmak wreck v.
felçe uğratmak paralyze v.
birini hayal kırıklığına uğratmak dash someone's hopes v.
bozguna uğratmak whip v.
başarısızlığa uğratmak fall through v.
erozyona uğratmak wash v.
ağır yenilgiye uğratmak hammer v.
paniğe uğratmak panic v.
hayal kırıklığına uğratmak discourage v.
düş kırıklığına uğratmak dash v.
yenilgiye uğratmak checkmate v.
kötü bir şeye uğratmak inflict on v.
hezimete uğratmak rout v.
hüsrana uğratmak frustrate v.
birini hayal kırıklığına uğratmak let somebody down v.
yenilgiye uğratmak vanquish v.
büyük bir yenilgiye uğratmak thrash v.
hayal kırıklığına uğratmak get down v.
bozguna uğratmak slaughter v.
hezimete uğratmak pulverize v.
hayal kırıklığına uğratmak let somebody down v.
hasara uğratmak damage v.
felce uğratmak paralyze v.
ağır bir yenilgiye uğratmak (büyük bir orduyla) overwhelm v.
yıkıma uğratmak destroy v.
felce uğratmak cripple v.
ezici bir yenilgiye uğratmak swamp v.
hayal kırıklığına uğratmak disenchant v.
bozguna uğratmak whup v.
hasara uğratmak wreck v.
felce uğratmak palsy v.
dumura uğratmak atrophy v.
düş kırıklığına uğratmak disappoint v.
bozguna uğratmak beat somebody hollow v.
felce uğratmak paralyse something v.
zarara uğratmak damage v.
kayba uğratmak cause loss v.
kayba uğratmak cause someone to lose v.
felce uğratmak make immovable v.
felce uğratmak cause palsy v.
felce uğratmak immobilize v.
felce uğratmak bring to standstill v.
hayal kırıklığına uğratmak cause disappointment v.
felce uğratmak impalsy v.
sekteye uğratmak interrupt v.
sekteye uğratmak bring to a standstill v.
değişime uğratmak cause change v.
değişime uğratmak change v.
düş kırıklığına uğratmak disillusion v.
şoka uğratmak appal v.
zaafa uğratmak debilitate v.
erozyona uğratmak erode v.
korozyona uğratmak erode v.
düş kırıklığına uğratmak frustrate v.
hasara uğratmak batter v.
bozguna uğratmak checkmate v.
düş kırıklığına uğratmak let down v.
şaşkına uğratmak perturb v.
zaafa uğratmak drain v.
zaafa uğratmak enfeeble v.
sekteye uğratmak bring to a halt v.
itibar erozyonuna uğratmak discredit v.
erozyona uğratmak eat away v.
kesintiye uğratmak suspend v.
daha fazla zarara uğratmak damage further v.
daha fazla hasara uğratmak damage further v.
ülke ekonomisini zarara uğratmak damage the country's economy v.
mağlubiyete uğratmak defeat v.
birini başarısızlığa uğratmak cause someone to fail v.
hayal kırıklığına uğratmak dash v.
erozyona uğratmak denude v.
yenilgiye uğratmak drub v.
akamete uğratmak disrupt v.
şaşkına uğratmak awe v.
şoka uğratmak appall v.
felçe uğratmak paralyse v.
felce uğratmak immobilise v.
sarsıntıya uğratmak traumatise v.
hezimete uğratmak pulverise v.
ciddi oranda sekteye uğratmak seriously cripple v.
bozguna uğratmak teabag v.
hayal kırıklığına uğratmak tease v.
hasara uğratmak aggrieve v.
yeniden hasara uğratmak redamage v.
fiziksel değişime uğratmak change integrity v.
hayal kırıklığına uğratmak cheat v.
kesintiye uğratmak check v.
hezimete uğratmak thump v.
hezimete uğratmak trim v.
bozguna uğratmak tromp v.
hüsrana uğratmak anient [obsolete] v.
bozguna uğratmak upset v.
hasara uğratmak endamage v.
zarara uğratmak endamnify [obsolete] v.
sekteye uğratmak unhinge v.
sekteye uğratmak engarboil v.
sekteye uğratmak upheave v.
hezimete uğratmak bat v.
hezimete uğratmak whip v.
hayal kırıklığına uğratmak beguile [obsolete] v.
hayal kırıklığına uğratmak betray v.
büyük yenilgiye uğratmak whomp v.
bozguna uğratmak whomp v.
tamamen bozguna uğratmak wop v.
hasara uğratmak wrack v.
hezimete uğratmak bowl (out) [uk] v.
hezimete uğratmak bowl (down) [uk] v.
hasara uğratmak herry v.
hayal kırıklığına uğratmak mislippen [dialect] v.
hayal kırıklığına uğratmak lout [obsolete] v.
bozguna uğratmak mow v.
hezimete uğratmak muller v.
hayal kırıklığına uğratmak bum (out) v.
cezaya uğratmak give v.
genetik değişime uğratmak mutate v.
dilsel değişime uğratmak mutate v.
hayal kırıklığına uğratmak delude [obsolete] v.
birini hüsrana uğratmak dingo v.
hezimete uğratmak murder v.
(kendini) bozguna uğratmak overreach v.
bozguna uğratmak overwar v.
yenilgiye uğratmak overwar v.
bozguna uğratmak overwhelm v.
hayal kırıklığına uğratmak be disenamor (by) v.
hayal kırıklığına uğratmak be disenamored (with) v.
hayal kırıklığına uğratmak disillusionize v.
hayal kırıklığına uğratmak disillusionise v.
bozguna uğratmak dismay v.
hayal kırıklığına uğratmak disoblige [uk] v.
sekteye uğratmak dissolve v.
başarısızlığa uğratmak dynamite v.
hüsrana uğratmak infringe [obsolete] v.
sekteye uğratmak bauk v.
distorsiyona uğratmak distort v.
(savaşta) bozguna uğratmak distress [obsolete] v.
hezimete uğratmak distress [obsolete] v.
bir hal değişikliğine uğratmak drive v.
yenilgiye uğratmak paddywhack v.
zarara uğratmak injure v.
zarara uğratmak injury [obsolete] v.
korozyona uğratmak corrodiate v.
hüsrana uğratmak foil v.
güçle yenilgiye uğratmak outpower v.
yenilgiye uğratmak scomfit [obsolete] v.
mutlak yenilgiye uğratmak shell v.
korozyona uğratmak fret v.
(kireci) havaya maruz bırakıp en azından bir kısmını karbonata dönüştürerek değişime uğratmak slack v.
hezimete uğratmak smash up v.
hezimete uğratmak smear v.
bozguna uğratmak smear v.
hüsrana uğratmak smear v.
bozguna uğratmak smite v.
yenilgiye uğratmak smite v.
yenilgiye uğratmak smother v.
bozguna uğratmak snooker v.
duygusal şoka uğratmak prostrate v.
(kelt dillerinde) ünsüz kaymasına uğratmak provect v.
bozguna uğratmak spreadeagle v.
bozguna uğratmak spread-eagle v.
bozguna uğratmak stick v.
hezimete uğratmak clobber v.
hezimete uğratmak clobber v.
Phrasals
hayal kırıklığına uğratmak fall down on v.
hayal kırıklığına uğratmak fall from [obsolete] v.
bozguna uğratmak sweep aside v.
bozguna uğratmak rack up v.
bozguna uğratmak clean up on v.
hezimete uğratmak romp on someone v.
hezimete uğratmak clean up on v.
hezimete uğratmak romp all over someone v.
hezimete uğratmak blow somebody out v.
hüsrana uğratmak walk all over v.
hezimete uğratmak blow out somebody v.
hezimete uğratmak walk all over v.
ile hayal kırıklığına uğratmak disappoint someone with something v.
kesintiye uğratmak cut into v.
hayal kırıklığına uğratmak grind down v.
yıkıma uğratmak mow down v.
bozguna uğratmak mow down v.
bozguna uğratmak shoot down v.
hasara uğratmak batter up v.
hasara uğratmak batter someone or something up v.
başarısızlığa uğratmak bring down v.
bozguna uğratmak bring down v.
birini/bir şeyi başarısızlığa uğratmak pull someone or something under v.
erozyona uğratmak wash out v.
bir şeyi erozyona uğratmak wash something out v.
bir şeye uğratmak land in v.
'-i bozguna uğratmak pound on v.
bozguna uğratmak snow under v.
bozguna uğratmak take away v.
ciddi hasara uğratmak take out v.
(birini bir şeye) uğratmak visit (something) on (one) v.
(bir şeyi bir şeye) uğratmak visit (something) on (something) v.
birini bir şeye uğratmak visit something upon someone v.
birini bir şeye uğratmak visit something on someone v.
-i bir şeye uğratmak visit on v.
-i bir şeye uğratmak visit upon v.
(birini bir şeye) uğratmak visit (something) upon (one) v.
(birini bir şeye) uğratmak visit (something) upon (one) v.
(bir şeyi bir şeye) uğratmak visit (something) upon (something) v.
(birini/bir şeyi) bozguna uğratmak wail on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak wail on (someone or something) v.
hasara uğratmak mess up v.
birini bozguna uğratmak beat someone down v.
birini/bir şeyi bozguna uğratmak beat someone or something off v.
birini/bir şeyi hezimete uğratmak beat someone or something off v.
bozguna uğratmak beat off v.
hezimete uğratmak beat off v.
bozguna uğratmak beat up v.
hezimete uğratmak beat up v.
bir şeyi bozguna uğratmak bring something down v.
bozguna uğratmak burn up v.
hayal kırıklığına uğratmak bring down v.
birini biriyle/bir şeyle hayal kırıklığına uğratmak disappoint someone with someone or something v.
(birini/kendini bir şeyle) hüsrana uğratmak disappoint (someone or oneself) with (something) v.
(birini zarara, belaya) uğratmak inflict (something) on (one) v.
(bir şey) istilasına uğratmak inundate with (something) v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak romp all over (someone or something) v.
-i hezimete uğratmak romp on v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak romp on (someone or something) v.
birini/bir şeyi hasara uğratmak screw someone or something up v.
hezimete uğratmak smack down v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak stomp on (someone or something) v.
birini/bir şeyi hezimete uğratmak take someone or something apart v.
birini/bir şeyi bozguna uğratmak take someone or something apart v.
(birini/bir şeyi) hezimete/bozguna uğratmak tear into (someone or something) v.
(birini) hezimete uğratmak walk over (someone) v.
Colloquial
düş/hayal kırıklığına uğratmak bum out v.
büyük düş kırıklığına uğratmak go down like a bomb v.
hezimete uğratmak take somebody to the cleaner's v.
yenilgiye uğratmak wipe the floor with v.
bozguna uğratmak dust v.
(birini) bozguna uğratmak give (one) a hammering v.
(birini) bozguna uğratmak give (one) a pasting v.
hezimete/bozguna uğratmak blow out v.
(birini) bozguna/hezimete uğratmak knock the starch out of (one) v.
(birini) bozguna uğratmak put it to (someone) v.
(birini) büyük yenilgiye uğratmak put it to (someone) v.
hayal kırıklığına uğratmak shut down v.
hasara/zarara uğratmak jack up v.
bozguna uğratmak whomp on v.
hezimete uğratmak whomp on v.
bozguna uğratmak marmalize v.
bozguna uğratmak marmalise v.
bozguna uğratmak hammer v.
tamamen bozguna uğratmak whoop v.
bozguna uğratmak blitz v.
(birini) yıkıma uğratmak do (someone) in v.
birini hezimete uğratmak stomp someone v.
(birini) hezimete uğratmak whip (one) v.
silsile halinde yıkıma uğratmak domino v.
rakibini hezimete uğratmak pan v.
bozguna uğratmak plaster v.
Idioms
yönetimin ele geçirilmesi tehlikesine karşı yönetim kurulunun piyasaya düşük fiyatlı hisseler sunarak yönetimi devralmak isteyen şirketi zarara uğratmak suretiyle uyguladığı bir savunma taktiği poison pill n.
sekteye uğratmak throw into disorder v.
birini hayal kırıklığına uğratmak give one the bag v.
kolayca bozguna/hezimete uğratmak beat (someone) hands down v.
kolayca bozguna/hezimete uğratmak win (something) hands down v.
bozguna/hezimete uğratmak knock the hell out of (one) v.
düş kırıklığına uğratmak pop (one's) bubble v.
düş kırıklığına uğratmak pop the bubble of (someone) v.
birisini hezimete uğratmak beat the shit out of someone v.
bozguna uğratmak beat the hell out of someone v.
bozguna uğratmak bring someone to his knees v.
bozguna uğratmak beat the stuffing out of someone v.
bozguna uğratmak beat somebody's socks off v.
birini hayal kırıklığına uğratmak let someone down v.
birini başarısızlığa uğratmak put the skids under someone v.
başarısızlığa uğratmak sound the death knell for v.
bozguna uğratmak beat the living daylights out of someone v.
bozguna uğratmak beat the pants off someone v.
bozguna uğratmak cut to ribbons v.
başarısızlığa uğratmak sound the death knell v.
birisini hezimete uğratmak beat the living daylights out of someone v.
birisini hezimete uğratmak beat the pants off (of) someone v.
birisini hezimete uğratmak beat the stuffing out of someone v.
bozguna uğratmak beat the socks off (of) someone v.
birisini hezimete uğratmak beat the hell out of someone v.
bozguna uğratmak beat the pants off (of) someone v.
bozguna uğratmak beat the tar out of somebody v.
başarısızlığa uğratmak toll the death knell v.
başarısızlığa uğratmak blow something wide open v.
birisini hezimete uğratmak beat the tar out of someone v.
birisini hezimete uğratmak beat the socks off (of) someone v.
bozguna uğratmak beat the shit out of someone v.
bozguna uğratmak beat the socks off someone v.
bozguna uğratmak cut to shreds v.
bozguna uğratmak beat the tar out of someone v.
bozguna uğratmak knock the tar out of somebody v.
bozguna uğratmak cut to pieces v.
bozguna uğratmak knock somebody's socks off v.
hezimete uğratmak beat the tar out of someone v.
hezimete/yenilgiye uğratmak mop somebody up v.
hezimete/yenilgiye uğratmak mop up somebody v.
hezimete uğratmak cut to ribbons v.
felce uğratmak bring to standstill v.
hezimete uğratmak cut to shreds v.
hayal kırıklığına uğratmak let down v.
hezimete uğratmak knock the tar out of somebody v.
hezimete uğratmak bring someone to his knees v.
hezimete uğratmak have someone for breakfast v.
hezimete uğratmak beat somebody's socks off v.
hezimete uğratmak beat the pants off someone v.
hezimete uğratmak blow someone out of the water v.
hezimete uğratmak blow somebody away v.
hezimete uğratmak will have someone for breakfast v.
hezimete uğratmak beat the shit out of someone v.
hezimete uğratmak take someone to the cleaners v.
hezimete uğratmak beat the tar out of somebody v.
hezimete uğratmak blow away somebody v.
hezimete uğratmak cut to pieces v.
hezimete uğratmak beat the stuffing out of someone v.
hezimete uğratmak will eat someone for breakfast v.
hayal kırıklığına uğratmak bum someone out v.
hezimete uğratmak beat somebody hollow v.
hezimete uğratmak beat the hell out of someone v.
hezimete uğratmak beat the socks off someone v.
hezimete uğratmak knock somebody's socks off v.
hezimete uğratmak beat the living daylights out of someone v.
hezimete uğratmak beat hollow v.
işleri sekteye uğratmak gum up the works v.
işini sekteye uğratmak queer someone's pitch v.
kolayca hezimete uğratmak make ring round v.
sekteye uğratmak queer someone's pitch v.
şaşkınlığa uğratmak strike all of a heap v.
ufak tefek masraflar çıkartarak zarara uğratmak nickel-and-dime v.
(birini) şaşkınlığa uğratmak şok etmek set (back) on his heels v.
(birini) ağır yenilgiye uğratmak pin back (one's) ears v.
(birini) hezimete uğratmak pin back (one's) ears v.
(birini) hezimete uğratmak pin back (one's) ears v.
(birini/bir şeyi) bozguna uğratmak knock the bejesus out of (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak knock the bejesus out of (someone or something) v.
(birini) bozguna uğratmak knock the spots out of (one) v.
(birini) bozguna uğratmak whale the tar out of (one) v.
(birini) hezimete uğratmak whale the tar out of (one) v.
(birini) yenilgiye uğratmak put the boot to (one) v.
(birini) kolayca bozguna/hezimete uğratmak beat (one) hands down v.
(birini) bozguna uğratmak beat (one) hollow [uk/australia] v.
(birini) hezimete uğratmak beat (one) hollow [uk/australia] v.
(birini/bir şeyi) bozguna uğratmak beat (someone or something) all hollow [uk/australia] v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak beat (someone or something) all hollow [uk/australia] v.
birini bozguna uğratmak beat someone hollow [uk] v.
birini hezimete uğratmak beat someone hollow [uk] v.
(birini) bozguna uğratmak beat the (living) daylights out of (one) v.
(birini) hezimete uğratmak beat the (living) daylights out of (one) v.
(birini) bozguna uğratmak beat the hell out of (one) v.
(birini) hezimete uğratmak beat the hell out of (one) v.
bozguna uğratmak beat the pants off v.
hezimete uğratmak beat the pants off v.
birini bozguna uğratmak beat the pants off someone v.
birini hezimete uğratmak beat the pants off someone v.
birini bozguna uğratmak beat someone's pants off v.
birini hezimete uğratmak beat someone's pants off v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak blow (someone or something) out of the water v.
(birini/bir şeyi) bozguna uğratmak blow (someone or something) out of the water v.
hezimete uğratmak blow out of the water v.
bozguna uğratmak blow out of the water v.
birini hezimete uğratmak blow someone away v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.
(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak bring (someone or something) to a halt v.
(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak bring (someone or something) to a standstill v.
birini hezimete uğratmak bring somebody to their knees v.
(bir şeyi) bozguna uğratmak bring something to its knees v.
bir şeyi sekteye uğratmak bring something to a standstill v.
birini bozguna uğratmak catch someone cold [uk] v.
(birinin) işini sekteye uğratmak chill (one's) action v.
işini sekteye uğratmak chill action v.
hayal kırıklığına uğratmak come up short v.
(birini) hezimete uğratmak cut (someone) to pieces v.
(birini) bozguna uğratmak cut (someone) to pieces v.
hayal kırıklığına uğratmak dash hopes v.
birini hayal kırıklığına uğratmak dash/shatter somebody's hopes v.
(birini) bozguna uğratmak give (one) a bloody nose v.
(birini/bir şeyi) bozguna uğratmak give (someone or something) a shellacking v.
birini bozguna uğratmak give somebody a hammering [uk] v.
birini bozguna uğratmak give somebody a pasting v.
birini hezimete uğratmak give somebody a pasting v.
birini bozguna uğratmak give someone a bloody nose [uk] v.
(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak have (someone or something) for breakfast v.
birini hezimete uğratmak have someone for breakfast v.
birini hezimete uğratmak eat someone for breakfast v.
hezimete uğratmak have for breakfast v.
(birini) utanç verici bir hayal kırıklığına uğratmak kick (one) in the teeth v.
bozguna uğratmak knock socks off v.
hezimete uğratmak knock socks off v.
(birini) hezimete uğratmak knock the (living) daylights out of (one) v.
(birini) bozguna uğratmak knock the tar out of (someone) v.
(birini) hezimete uğratmak knock the tar out of (someone) v.
(birini) yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak let (one) down gently v.
(birini) bozguna uğratmak make hamburger (out) of (one) v.
(birini) bozguna uğratmak make mincemeat (out) of (someone) v.
birini/bir şeyi bozguna uğratmak make mincemeat of somebody/something v.
birini bozguna uğratmak make mincemeat of someone v.
birini/bir şeyi bozguna uğratmak make mincemeat out of someone/something v.
(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak play (merry) hell with (someone or something) v.
kesintiye uğratmak play (merry) hell with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak play hell with someone or something v.
kesintiye uğratmak play hell with someone or something v.
sekteye uğratmak play the devil with someone/something v.
kesintiye uğratmak play the devil with someone/something v.
işleri sekteye uğratmak put a (monkey) wrench in(to) the works [us] v.
işleri sekteye uğratmak put a spanner in the works v.
işleri sekteye uğratmak put a spanner into the works v.
başarısızlığa uğratmak put the skids under v.
(birini/bir şeyi) başarısızlığa uğratmak put the skids under (someone or something) v.
bir şeyi başarısızlığa uğratmak sound the death knell of something v.
(birini/bir şeyi) hasara uğratmak take a toll (on someone or something) v.
sekteye uğratmak throw into confusion v.
sekteye uğratmak throw into disarray v.
zarara uğratmak cut one's throat v.
büyük hezimete uğratmak pin one's ears back v.
Speaking
seni hayal kırıklığına uğratmak istemem I'd hate to disappoint you expr.
seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim I didn't want to let you down expr.
Trade/Economic
özellikle grevlerin yasak olduğu zamanlarda polislerin operasyonları kesintiye uğratmak için yakalandıklarını söyledikleri hayali/uydurma hastalık blue flu n.
Law
inkıtaya uğratmak interrupt v.
sekteye uğratmak disrupt v.
zarar ve ziyana uğratmak damnify v.
zarar ve ziyana uğratmak cause damage and loss v.
Politics
(bir seçimde) kazanması en muhtemel olan adayı yenilgiye uğratmak amacıyla, tuttulan partiye değil ikinci güçlü partiye oy verilmesi tactical voting n.
Technical
(aşındırıcı madde) korozyona uğratmak bite v.
(kireci) havaya maruz bırakıp değişime uğratmak slake v.
Computer
sarsıma uğratmak perturb v.
Marine
gemiyi kazaya uğratmak wreck v.
Medical
hemolize uğratmak haemolyse v.
Physiology
(kırmızı kan hücrelerini) hemolize uğratmak hemolyze v.
Physics
fisyona uğratmak fission v.
fotoredüksiyona uğratmak photoreduce v.
Chemistry
otokatalize uğratmak autocatalyse v.
otokatalize uğratmak autocatalyze v.
(bileşiği) siklizasyona uğratmak cyclise v.
fotolize uğratmak photolyse v.
ısıl dönüşüme uğratmak pyrolyse v.
ısıl dönüşüme uğratmak pyrolyze v.
Biology
yumurtayı dölleyecek şekilde fiziksel değişikliğe uğratmak (spermi) capacitate v.
mutasyona uğratmak mutate v.
(geni) amplifikasyona uğratmak amplify v.
(bakteri) mutasyona uğratmak dissociate v.
(bakteri) değişikliğe uğratmak dissociate v.
(hayvanı) ortam koşulları değişmeden adaptasyona uğratmak preadapt v.
segmentasyona uğratmak segment v.
Biochemistry
yıkıma uğratmak catabolise v.
yıkıma uğratmak catabolize v.
Linguistics
ses aktarımına uğratmak metathesize v.
göçüşmeye uğratmak metathesize v.
ses aktarımına uğratmak metathesise v.
göçüşmeye uğratmak metathesise v.
Military
bozguna uğratmak defeat completely v.
bozguna uğratmak rout completely v.
düşmanın harp gücünü zaafa uğratmak throw sand into enemy's war power v.
yenilgiye uğratmak inflict defeat v.
Card
mutlak yenilgiye uğratmak lurch v.
Archaic
hayal kırıklığına uğratmak deceive v.
zaafa uğratmak infeeble v.
yenilgiye uğratmak outray v.
şaşkına uğratmak strike v.
Slang
hezimete uğratmak take apart v.
ağır yenilgiye uğratmak tank v.
bozguna/hezimete uğratmak bust (one's) butt v.
hezimete uğratmak knock the socks off v.
hezimete uğratmak blow someone's socks off v.
hezimete uğratmak cream v.
hezimete uğratmak pwn v.
hezimete uğratmak knock someone's socks off v.
hezimete uğratmak blow the socks off v.
yenilgiye uğratmak blow away v.
(birini) bozguna uğratmak bust (one's) ass v.
(birini) hayal kırıklığına uğratmak bust (someone's) chops v.
(birini) yenilgiye uğratmak bust (someone's) chops v.
(birini) bozguna/hezimete uğratmak knock the shit out of (one) v.
(birini) bozguna uğratmak lick the pants off (someone) v.
(birini) hezimete uğratmak lick the pants off (someone) v.
birini mali zarara uğratmak wipe someone out v.
ağır fiziksel hasara uğratmak work over v.
(birini) yenmek/yenilgiye uğratmak kick ass on (one) v.