tepe - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

tepe



Sens de "tepe" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Archaeology
tepe n. yapay höyük

Sens de "tepe" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 76 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
tepe top n.
tepe peak n.
tepe hill n.
General
tepe mound n.
tepe mount n.
tepe head n.
tepe crest n.
tepe rise n.
tepe fell n.
tepe topknot n.
tepe apex n.
tepe pinnacle n.
tepe topping n.
tepe djebel n.
tepe sinciput n.
tepe jebel n.
tepe cap n.
tepe dome n.
tepe hill n.
tepe comb n.
tepe roof n.
tepe summit n.
tepe height n.
tepe eminence n.
tepe hump n.
tepe crown n.
tepe tuft n.
tepe eminency n.
tepe tip n.
tepe ridge n.
tepe brow n.
tepe corona n.
tepe elevation n.
tepe hogh n.
tepe rath n.
tepe cacumen n.
tepe acme n.
tepe tell n.
tepe edge n.
tepe bray [dialect] [scotland] n.
tepe mote n.
tepe mote hill n.
tepe heights n.
tepe rising n.
tepe ruff [obsolete] n.
tepe pic n.
tepe pin n.
tepe culmen n.
tepe fastigium n.
tepe fell [scotland] n.
tepe scalp n.
tepe pitch n.
tepe sprunt n.
tepe sublime n.
tepe sublimity n.
tepe apical adj.
tepe head suf.
Technical
tepe overhead n.
tepe vertex n.
tepe peak n.
tepe sinciput n.
tepe top n.
tepe apex n.
tepe pitch n.
tepe hood n.
tepe tuft n.
Telecom
tepe peak n.
Construction
tepe topping n.
Aeronautic
tepe elevation n.
Psychology
tepe vertex n.
Math
tepe vertex n.
Geography
tepe brew [dialect] [uk] n.
tepe hoe [obsolete] n.
tepe rock n.
tepe point n.
Meteorology
tepe cap n.

Sens de "tepe" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 479 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
sıra (dağ/tepe) range n.
General
tepe gücü peak envolope power n.
tepe mazgalı machicolation n.
yuvarlak tepe knob n.
tepe noktası peak n.
tepe/zirve kop n.
güney afrika'da ufak tepe kopje n.
tepe penceresi sunroof n.
dar tepe drumlin n.
tepe zirvesi dome n.
tepe lambası beacon lamp n.
tepe taşı topper n.
tepe değer mode n.
tepe nokta top n.
tepe doruğu hilltop n.
tepe kısım spire n.
tepe biçiminde mezar cairn n.
küçük tepe knoll n.
batı roma'da bir tepe janiculum n.
tepe (yokuş/dalga için) crest n.
tepe nokta pinnacle n.
tepe penceresi skylight n.
dik ve kayalık tepe tor n.
tepe kayakçısı schussboomer n.
tepe nokta summit n.
kayalık tepe rocky hill n.
yassı ve yanları dik tepe mesa n.
çatı sütunu tepe taşı metope n.
tepe yamacı sidehill n.
tepe noktası acme n.
domuzsırtı tepe hogback n.
tepe nokta vertex n.
tepe yönetici top manager n.
tepe boyu yol ridgeway n.
küçük tepe hillock n.
tepe tomurcuğu terminal bud n.
tepe nokta tip n.
dik tepe steep hill n.
tepe açısı apical angle n.
tepe kısmı comb n.
sessiz tepe silent hill n.
yeşil tepe green hill n.
abd washington'da yönetim binalarının bulunduğu tepe capitol hill n.
küçük tepe monticule n.
yüksek tepe high hill n.
küçük tepe monticule n.
düzlük tepe table n.
düz tepe table n.
tepe noktası medium coeli n.
tepe noktası midheaven n.
tepe noktası acme n.
tepe biçiminde mezar carn n.
başın tepe noktasına yakın bukle tourbillion n.
başın tepe noktasına yakın bukle tourbillon n.
göze çarpan yüksek tepe beacon [uk] n.
tepe nokta vertical [obsolete] n.
tepe noktası max n.
tepe zirvesi braeheid [scotland] n.
nehir kıyısındaki tepe bray [dialect] [scotland] n.
tepe başı bray [dialect] [scotland] n.
tepe nokta brink n.
tepe yürüyüşü yapan kimse hillwalker n.
tepe yürüyüşçüsü hillwalker n.
taşlı tepe roach [dialect] [uk] n.
tepe kısım cob n.
dalga kıvrımının tepe noktası comb n.
(hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe double-dip n.
küçük tepe dun n.
tepe üstü düşüş crowner n.
tepe noktası flood tide n.
(oşinografi) dalganın tepe noktasından dik çizilen hayali çizgi orthogonal n.
ottawa'da meclis binalarının bulunduğu tepe parliament hill n.
tepe noktası roof n.
araçta tepe kısım roof n.
tepe ile düzlük arasındaki sırt shank n.
tepe noktası stratosphere n.
piramidin tepe noktası summit n.
tepe gibi yüksek bir yerden gelmek disembark v.
dere tepe düz gitmek go up hill and down dale v.
tepe oluşturmak hill v.
tepe tepe kullanmak wear through v.
tepe oluşturmak hill v.
(ufuk, tepe) üstünden yükselmek lip v.
kar kaplı (dağ/tepe) snow-capped adj.
tepe noktasında veya en yüksek noktada bulunan vertical adj.
iki kolu veya tepe noktası olacak şekilde çatallanmış biforked adj.
tepe noktasına ait climactical adj.
tepe noktası olan climactical adj.
tepe noktasıyla ilgili climactical adj.
tepe noktası oluşturan climactical adj.
tepe noktası içeren climactical adj.
tepe yamacında kullanılan sidehill adj.
tepe yamacında bulunan sidehill adj.
(tepe, dağ, yamaç) dik stey [scotland] adj.
(tepe, dağ, yamaç) sarp stey [scotland] adj.
(tepe, dağ, yamaç) yüksek stey [scotland] adj.
dere tepe over hill and dale adv.
tepe aşağı top down adv.
dere tepe up hill and down dale adv.
tepe taklak upside down adv.
Phrasals
tepe taklak düşmek topple off v.
tepe taklak düşürmek topple off v.
tepe tepe kullanmak come through v.
Colloquial
abd washington'da yönetim binalarının bulunduğu tepe the hill n.
washington, abd'de yönetim binalarının bulunduğu tepe hill n.
ottawa, kanada'da parlamento binalarının bulunduğu tepe hill n.
tepe nokta skies n.
Idioms
en tepe the top of the heap n.
stratejik tepe/konum a bully pulpit n.
tepe/doruk noktası crowning touch n.
tepe noktası high noon n.
(bir şeyin) tepe noktası the height of (something) n.
tepe/tepesi aşağı gitmek go downhill v.
dere tepe düz gitmek go over the hills and far away v.
dere tepe hill and dale expr.
tepe taklak olma bottom drops out expr.
bir anda tepe taklak olma bottom falls out expr.
bir anda tepe taklak olmuş bottom fell out expr.
tepe üstü head first expr.
Speaking
al tepe tepe kullan it's all yours expr.
Trade/Economic
çift tepe double top n.
tepe noktası peak n.
tepe yöneticileri top managers n.
tepe noktası peak point n.
tepe yönetim top management n.
Politics
tepe kondisyonu crown condition n.
Technical
atık maddelerden yapılan tepe slag heap n.
anot tepe gerilimi plate peak voltage n.
bulut tepe yüksekliği cloud top height n.
çift tepe etkisi double-hump effect n.
çansız tepe dizgesi bell-less top system n.
çansız tepe bell-less top n.
çansız tepe sistemi bell-less top system n.
diyotlu tepe detektörü diode peak detector n.
en tepe nokta tip n.
ileriye tepe gerilimi peak forward voltage n.
mckee tepe mckee top n.
piston tepe yüksekliği piston dome height n.
pik tepe noktası visiere n.
paul wurth tepe paul wurth top n.
püskürtme konisi tepe açısı spray cone angle n.
siyah tepe black peak n.
ses frekansı tepe sınırlayıcı audiofrequency peak limiter n.
ses frekansı tepe sınırlayıcı audio frequency peak limiter n.
tepe gerilimölçeri peak voltmeter n.
tepe değer voltmetresi crest voltmeter n.
tepe basıncı top pressure n.
tepe sarkması overhang n.
tepe açısı apex angle n.
tepe yüksekliği height of crest n.
tepe etki süresi peak action time n.
tepe düzeneği top equipment n.
tepe yükseltisi crest elevation n.
tepe düzeyi crest level n.
tepe ışığı overhead light n.
tepe mazgalı machicolation n.
tepe yükü peak load n.
tepe yüksekliği crown height n.
tepe korkuluğu guard rail n.
ters tepe gerilimi peak reverse voltage n.
tepe zarf gücü peak envelope power n.
tepe genişliği width at the crest n.
tepe katot akımı peak cathode current n.
tepe faktörü peak factor n.
tepe kırpıcı peak clipper n.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage n.
ters tepe gerilimi inverse peak voltage n.
tepe yüksekliği vertex height n.
tepe vinci overhead crane n.
tepe gerilimi peak voltage n.
tepe kesme peak clipping n.
tepe genişliği top width n.
tepe deliği crown vent n.
tepe noktası peak point n.
tepe genişliği crest width n.
tepe sezicisi peak detector n.
tepe çizgisi crest line n.
tepe yan bant gücü peak sideband power n.
tepe makarası ring gear n.
tepe noktası crown n.
tepe gücü peak power n.
tepe genliği peak amplitude n.
tepe değer gerilimöiçeri peak voltmeter n.
tepe yükseltisi crest height n.
tepe tankı head tank n.
tepe akımı peak current n.
tepe noktası vertex n.
tepe uzunluğu crest length n.
tepe program seviye ölçeri peak programme meter n.
tepe değeri peak value n.
tepe tırmanan hill climbing n.
yüksek fırın tepe basıncı blast furnace top pressure n.
yüksek tepe basıncı high top pressure n.
yük bileşenlerinin tepe değerleri peak values of the components of loading n.
tepe noktaları apices n.
(konik kesitler) koninin tepe noktası ve ekseninden geçen düzlem vertical plane n.
tepe gibi bir engelden yol geçişini sağlayan kanal open cut n.
tepe gibi bir engelden yol geçişini sağlayan kanal opencut n.
temel kazığının tepe noktasına yerleştirilen şey set n.
temel kazığının tepe noktasına yerleştirilen şey sett n.
tepe değer peak n.
tepe gölgelendirme hill shading n.
tepe noktasında bulunan apicular adj.
Computer
tepe noktası ölçer peakmeter n.
tepe gerilimölçeri peak voltmeter n.
tepe sezicisi peak detector n.
tepe noktası peak point n.
tepe değeri peak value n.
tepe sınırlayıcı peak limiter n.
tepe faktörü peak factor n.
zarfın tepe gücü peak envelope power n.
Informatics
gücün tepe değeri peak power n.
tepe değeri peak value n.
tepe kamerası overhead camera n.
tepe kırpıcı peak clipper n.
tepe sezici peak detector n.
tepe katsayısı peak factor n.
tepe sınırlayıcı peak limiter n.
Telecom
sanki tepe quasi-peak n.
sözde tepe quasi-peak n.
tepe dalgalanma çarpanı peak-ripple factor n.
tepe faktörü crest factor n.
tepe-dalgacık çarpanı peak-ripple factor n.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage n.
tepe aşma oranı peak overshoot ratio n.
tepe gücü peak power n.
tepe şiddeti değerindeki dalga boyu peak intensity wavelength n.
tepe hücre hızı peak cell rate n.
zarfın tepe gücü peak envelope power n.
Electric
anot tepe gerilimi plate peak voltage n.
diyotlu tepe detektörü diode peak detector n.
ileriye tepe gerilimi peak forward voltage n.
ses frekansı tepe sınırlayıcı audiofrequency peak limiter n.
tepe katot akımı peak cathode current n.
tepe zarf gücü peak envelope power n.
ters tepe gerilimi peak reverse voltage n.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage n.
tepe değer voltmetresi crest voltmeter n.
tepe sınırlayıcı peak limiter n.
tepe akımı peak current n.
ters tepe gerilimi inverse peak voltage n.
tepe yan bant gücü peak sideband power n.
tepe kırpıcı peak clipper n.
zarfın tepe gücü peak envelope power n.
Mechanic
(konik dişlide) kesik koninin tepe açısı pitch-cone angle n.
Television
siyah tepe black peak n.
Architecture
tepe köşkü belvedere n.
tepe köşkü lookout n.
tepe köşkü look-out n.
mimari sütunda tepe kısım impost n.
tepe mazgalı machicolation n.
üst bölümü içbükey, alt bölümü dışbükey tepe silmesi cyma recta n.
tepe silmesi cymatium n.
(gotik mimaride) tepe kısmını belli edecek ize sahip olmayıp baştan aşağı kesintisiz sütunla taşınan kemer silmeleri continuous impost n.
tepe silmesi cymene n.
(bir yapıya) tepe mazgalları koymak machicolate v.
tepe mazgallı machicolated adj.
tepe mazgalları olan machicolated adj.
tepe silmesini andıran cymoid adj.
Construction
tepe silmesi cyma n.
tepe penceresi abat-jour n.
tepe kirişi cap beam n.
tepe aydınlıklı çatı monitor roof n.
tepe yer değiştirme peak displacement n.
Lighting
tepe feneri top light n.
tepe feneri toplighting n.
döner duya takılan tepe lambası eyeball n.
Furniture
dekoratif tepe süsü finial n.
Automotive
ağır tepe keski high leverage end cutter n.
tepe lambası gumballs n.
tepe lambası marker lamp n.
tepe lambası police light n.
tepe lambası police light bar n.
tepe lambası clearance lamp n.
tepe keski end cutting pliers n.
tepe lambası bubble gum machine n.
ters tepe gerilimi peak inverse voltage n.
Railway
tepe gibi bir engelden yol geçişini sağlayan kanal open-cut n.
Aeronautic
tepe noktası service ceiling n.
tepe paraşütü apex chute n.
tepe noktası combat ceiling n.
yörünge tepe noktası impus sistemi apogee impulse system n.
Marine
bazen geminin amiral gemisi olduğunu gösteren tepe ışığı top light n.
alçak tepe yüksekliğinde tahkimat duvar revetment with low crown height n.
dalganın tepe genişliği wave's crest width n.
tepe yüksekliği crest elevation n.
tepe makarasından geçen bir halatla kaldırmak whip v.
Petrol
petrol tepe noktası peak oil n.
Medical
dip-tepe noktası oranı trough to peak ratio n.
kalp tepe atımı cardiac apex beat n.
kalp tepe atımı heart apex beat n.
kalp tepe atımı peak heart rate n.
tepe hava yolu basıncı peak inspiratory pressure n.
tepe-tepe amplitüdü peak-to-peak amplitude n.
tepe nazal inspiratuvar akım metre peak nasal inspiratory flow meter n.
kafatası üzerinde tepe oluşmasıyla ilgili trigonocephalic adj.
Anatomy
kulak yolunun ortasından kafanın tepe noktasına kadar ölçülen kafatası uzunluğu auricular height n.
(kalpte) dördüncü karıncığın tepe noktası fastigium n.
çene simfizinde tepe ucu symphysion n.
kafatasının tepe noktasına ait vertical adj.
kafatasının tepe noktası ile ilgili vertical adj.
Psychology
tepe potansiyeli vertex potential n.
tepe dozu diskinezisi peak-dose dyskinesia n.
Physiology
(nabız dalgası) dikrotik dalga ile eğrinin tepe noktası arasında yer alan predicrotic adj.
Optics
arka tepe gücü back vertex power n.
Food Engineering
tepe boşluğu ullage n.
tepe boşluğu headspace n.
tepe boşluğundaki havanın uzaklaştırılması exhausting n.
tepe değeri mode n.
tepe boşluğu head space n.
Math
elipsin tepe noktaları vertices of an ellipse n.
tepe çizgisi bracket n.
tepe noktası apex n.
fonksiyonun tepe noktası peak n.
birincil tepe noktası predecessor n.
başka bir tepe noktasına giden ilk tepe noktası predecessor n.
farklı açılarda olup tepe ve yan uzunlukları eşit olan coterminal adj.
Geometry
tepe noktasından bölünmüş bir koninin iki eşit parçasından her biri nappe n.
tepe noktasında sonlanan yarım parabol eğrisi semiparabola n.
eğik koninin yüzeyi ile merkezi koninin tepe noktasında bulunan bir kürenin yüzeyinin kesişmesiyle oluşan düzlemsel olmayan eğri spheroconic n.
Statistics
tepe değeri mode n.
tepe noktası peak area n.
Biology
tepe hücresi apical cell n.
tepe gözesi apical cell n.
Astronomy
güneşin tepe noktasına karşıt yöndeki nokta antapex n.
dünyadan ölçülen iki gezegen ile tepe noktası arasındaki açısal mesafe aspect n.
Astrology
tepe noktası zenit n.
tepe noktası mc n.
tepe noktası medium coeli n.
tepe noktası chiron n.
dünyadan ölçülen iki gezegen ile tepe noktası arasındaki açısal mesafenin kesinlik derecesinin sayısı orb n.
Zoology
(geyikte) tepe boynuz çatalı surroyal n.
(geyikte) tepe boynuz çatalı sur-royal n.
Botanic
bitkinin tepe noktasında büyüyen çıkıntı terminal n.
tepe hücresi apical cell n.
tepe tomurcuğu baskınlığı apical dominance n.
tepe kısmı aşağı doğru sarkık (bitki) nutant adj.
tepe şeklindeki top-shaped adj.
tepe kısmı çentikli kalp şeklinde olan (yaprak) obcordate adj.
Agriculture
tepe alma topping n.
tepe tomurcukların, yanal tomurcukların büyümesini baskılaması apical dormancy n.
tepe otlağı hill meadow n.
uçtan itibaren tepe kuruması dieback n.
Apiculture
arıların fazla balı depolaması için kovanın tepe kısmına yerleştirilen çerçeve section n.
Tobacco
helezonik tepe konveyörü oscar n.
tepe kırma topping n.
Forestry
tepe tacı canopy n.
tepe budaması top pruning n.
bitki tepe örtüsü forest canopy cover n.
orman tepe örtüsü forest canopy cover n.
bitki tepe örtüsü canopy coverage n.
orman tepe örtüsü canopy coverage n.
bitki tepe örtüsü crown cover n.
orman tepe örtüsü crown cover n.
(yağmur ormanlarında) ağaç tepe noktası overstorey n.
(ormanda) yaprakları tepe noktasını oluşturan ağaçlar overstory n.
kesilen kütüklerin yuvarlandığı eğimli tepe runway [canada] [us] n.
History
15. yüzyılda zulme ve eziyete maruz kalmış, adını bu olaylar sırasında konakladığı tabor adlı tepe ve kaleden alan bohem reformist taborite n.
jupiter tapınağının bulunduğu tepe capitoline n.
eski atina'da akropol'ün yanında bulunan bir tepe ve o tepede toplanan yüksek hukuk meclisi areopagus n.
abd'de bunker tepesi savaşı'nın yapıldığı tepe breed's hill n.
eskiden ingiltere'de münazara yapmak için buluşma yeri olarak kullanılan tepe moot-hill n.
Archaeology
m.ö. ikinci bin yıldan kalma surlar ve hendeklerle güçlendirilmiş tepe hillfort n.
Religious
İsa'nın çarmıha gerildiği tepe calvary [bible] n.
kudüs'te tapınağın inşa edildiği bir tepe zion n.
kudüs'te tapınağın inşa edildiği bir tepe sion n.
tepe tıraşı corona n.
Environment
asimetrik tepe şekli cuesta land form n.
gama ışını tepe noktası gamma ray peak n.
erozyon sebebiyle aşınarak insan yapımı bir esere benzemiş taşlık tepe oluşum monument n.
Geography
dar sırtlı sivri tepe razorback n.
meksika'nın güneyinde kayalık bir tepe chapultepec n.
ufak tepe nubble n.
bölgede tepe veya zirveler ile ovalar arasındaki yükseklik farkı relief n.
abd'nin oregon eyaletindeki üç volkanik tepe three sisters n.
tepe üstündeki taş yığını tor n.
kumdan oluşmuş yükselti veya tepe dune n.
yeni zelanda'da bir tepe taumatawhakatangihangakoauauotamateaturipukakapikimaungahoronukupokaiwhenuakitanatahu n.
suudi arabistan'da mekke yakınlarında bir tepe arafat n.
suudi arabistan'da mekke yakınlarında bir tepe jabal ar rahm n.
eriyen buzulların kum ve çakıl gibi malzemeleri biriktirmesiyle meydana gelen düzensiz höyük ya da tepe kame n.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe mount zion n.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe sion n.
israil'de kudüs'ün doğusunda bir tepe mount sion n.
(güney afrika'da) etrafı düzlük olup göze çarpan tepe kop n.
etrafı düzlük olan küçük bir tepe kopje n.
afrika bozkırında küçük bir tepe koppie n.
rusya'da bulunan bir grup tepe valdai hills n.
lavın bir fümerol üzerinde oluşturduğu küçük ve yuvarlak tepe mamelon n.
tahkim edilmiş tepe veya tümsek mamelon n.
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt saddle n.
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt sag n.
kuzeydoğu minnesota'daki demir yatakları açısından zengin bir dizi tepe mesabi range n.
tepe eteğinde yer alan sulak arazi mickery [australia] n.
ingiltere'de bir tepe wrekin n.
yeni zelanda'da bir tepe sırası bombay hills n.
bir dizi tepe hill n.
bir grup tepe hill n.
tepe veya dağlar arasındaki küçük vadi hollow n.
kambur tepe horseback n.
(genellikle yer isimlerinde kullanılan) koru veya ağaçlı tepe hyrst n.
ağırlıklı olarak düz bir ova üzerinde yükselen tepe monadnock n.
orta italya'da bir tepe monte cassino n.
yuvarlak tepe morro n.
küçük tepe hurst n.
yan yana iki su kaynağını birbirinden ayıran tepe bölge ridgeline n.
tepe zirvesi ridgetop n.
dik veya sarp kenarları olan izole tepe butte n.
lübnan ile suriye arasında kalelerle çevrili bir tepe golan n.
ingiltere'de bir tepe sırası chiltern hills n.
kanada kayalık dağları'ndaki en yüksek tepe robson n.
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe olives n.
kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe olives mount of n.
kudüs'ün doğusunda bir tepe olivet n.
tepe şeklindeki taş yığını barp n.
yol gösterme amaçlı işaret lambalarının yakıldığı tepe beacon n.
(özellikle yer adlarında) yuvarlak tepe cobble [dialect] n.
tepe yamacındaki vadi comb n.
tepe yamacındaki havza comb n.
fransa'nın doğusunda bulunan bir dizi tepe côtedor n.
uzun dar tepe drum [scotland] n.
dar tepe drum n.
iskoçya'da bir tepe dunsinane n.
dikey geniş tepe picacho n.
sivri zirveli tepe pike [dialect] [uk] n.
donmuş toprakların erimesinden sonra da varlığını sürdüren tepe pingo n.
güneybatı ingiltere'de bir tepe sırası cotswold hills n.
güneybatı ingiltere'de bir tepe sırası cotswolds n.
kumların oluşturduğu doğal tepe sand hill n.
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe the cheviot hills n.
ingiltere-iskoçya sınırında yer alan bir grup tepe the cheviots n.
ingiltere'nin kuzeyinde yer alan bir tepe flodden n.
dalgalı arazide tepe veya vadi fold [uk] n.
güney ingiltere'de bir tepe senlac n.
tek tarafı eğimli tepe cuesta n.
küp şekere benzeyen tepe/dağ sugarloaf n.
tabakalı görünen (tepe) shelfy adj.
taraçalara ayrılmış (tepe) shelfy adj.
Meteorology
tepe sisi hill fog n.
tepe bulut cap cloud n.
tepe enverziyonu capping inversion n.
tepe yapan kümülüs towering cumulus n.
tepe hamle peak gust n.
Geology
aşınmaz tepe monadnock n.
balık sırtı tepe hogback n.
şahit tepe butte n.
şahit tepe outlier n.
tepe aşağı down hill n.
genellikle iri taneli tek bir volkanik kaya tipinden oluşan büyük tepe monolith n.
kısa üçgenimsi balık sırtı tepe flatiron n.
ikiden fazla buzyalağını ayıran sırtların kesiştiği yerde oluşan keskin tepe pyramidal peak n.
Military
çıplak tepe bare knob n.
mermi yolu tepe noktası summit of trajectory n.
tepe yüksekliği maximum ordinate n.
yörünge tepe noktası apogee n.
tepe mazgalı benzeri açıklıklardan düşmanlara ateş etme machicolation n.
tepe mazgalı benzeri açıklıklardan düşmanların üzerine yanan veya erimiş madde dökme machicolation n.
tepe kısmı düz ve kare şeklinde olan süvari başlığı schapska n.
(siper benzeri yapılara) tepe mazgalları koymak machicolate v.
Hunting
tepe boşluğu headspace n.
Sport
tepe yürüyüşü ile kaya tırmanışı arası bir zorluğa sahip tırmanma yöntemi scrambling n.
tepe yürüyüşü fellwalking n.
tepe yürüyüşü hillwalking n.
tepe yürüyüşü hill walking n.
tepe yürüyüşü ile kaya tırmanışı arası bir zorluğa sahip tırmanma yöntemi alpine scrambling n.
tepe koşusu hill running n.
Painting
tepe ışığı top fight n.
tepe ışığı zenith light n.
Archaic
ağaçlık tepe holt n.
küçük tepe monticle n.
(armacılıkta) tepe mount n.
yelpaze biçimli tepe penceresi fan light n.
tepe nokta pinnet n.
tepe sırtı shin n.
Engineering
(çizge teorisinde) ulaşım ağının tepe noktası sink n.
Ornithology
(kuş kafasında) tepe kısım pileum n.
(kuş kafasında) tepe kısım pileus n.
Slang
en tepe nokta the end n.
al tepe tepe kullan it's all yours enjoy it expr.