İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | ace i. | as | ||
Tom picked up the five cards he had been dealt and saw that he had a pair of aces and three kings. Tom kendisine dağıtılan beş kartı eline aldı ve bir çift as ve üç papaz olduğunu gördü. More Sentences |
||||
Card | ||||
İskambil | ace i. | as | ||
I had four aces. Dört tane asım vardı. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | ace i. | karşılanamayan atış | ||
Yaygın Kullanım | ace i. | birli | ||
Yaygın Kullanım | ace s. | birinci sınıf | ||
General | ||||
Genel | ace i. | iskambilde as | ||
Genel | ace i. | yıldız | ||
Genel | ace i. | zerre | ||
Genel | ace i. | yek | ||
Genel | ace i. | çok yetenekli kimse | ||
Genel | ace i. | az miktar | ||
Genel | ace i. | başarılı | ||
Genel | ace i. | (golfte) tek atışta deliği bulma | ||
Genel | ace i. | tek vuruşta yapılan sayı | ||
Genel | ace i. | bir alanda uzman | ||
Genel | ace i. | becerikli kimse | ||
Genel | ace i. | karşılanamayan servis (tenis) | ||
Genel | ace f. | çok başarılı olmak | ||
Genel | ace f. | mükemmel bir sonuç almak | ||
Genel | ace s. | birinci sınıf | ||
Genel | ace s. | en iyi | ||
Genel | ace s. | becerikli | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | ace i. | bir numara | ||
Konuşma Dili | ace i. | en iyi | ||
Konuşma Dili | ace i. | birinci sınıf | ||
Konuşma Dili | ace i. | mükemmel | ||
Konuşma Dili | ace i. | bir dolar | ||
Konuşma Dili | ace i. | aptal | ||
Konuşma Dili | ace i. | ahmak | ||
Konuşma Dili | ace i. | salak | ||
Konuşma Dili | ace i. | budala | ||
Konuşma Dili | ace i. | sersem | ||
Konuşma Dili | ace i. | beceriksiz | ||
Konuşma Dili | ace i. | kanka | ||
Konuşma Dili | ace i. | yakın arkadaş | ||
Konuşma Dili | ace f. | sınavdan yüz çekmek/yıldızlı beş almak | ||
Konuşma Dili | ace f. | gölgede bırakmak | ||
Konuşma Dili | ace f. | alt etmek | ||
Konuşma Dili | ace f. | üstün gelmek | ||
Konuşma Dili | ace f. | geçmek | ||
Konuşma Dili | ace f. | yenmek | ||
Idioms | ||||
Deyim | ace f. | sınavdan 100 çekmek | ||
Deyim | ace f. | sınavdan en yüksek notu almak | ||
Deyim | ace s. | mükemmel | ||
Biochemistry | ||||
Biyokimya | ace i. | anjiyotensin I'i anjiyotensin ii'ye dönüştüren proteolitik enzim | ||
Geography | ||||
Coğrafya | ace i. | teksas eyaletinde şehir | ||
Military | ||||
Askeri | ace i. | çok sayıda düşman uçağı düşürmüş pilot | ||
Sport | ||||
Spor | ace i. | yıldız oyuncu | ||
Spor | ace f. | tek vuruşta sayı kazanmak | ||
Tennis | ||||
Tenis | ace i. | karşılanamayan servis (tenis) | ||
Card | ||||
İskambil | ace i. | birli | ||
İskambil | ace i. | bey | ||
Abbreviation | ||||
Kısaltma | ace kısalt. | koferanslar ve etkinlikler birliği | ||
Slang | ||||
Argo | ace i. | bir nefes sigara | ||
Argo | ace i. | hap amfetamin | ||
Argo | ace i. | 1 dolar | ||
Argo | ace i. | aseksüel | ||
Argo | ace i. | aseksüel |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Geography | ||||
Coğrafya | açe | aceh | ||
Peace is very far from being restored in Timor and Aceh. Timor ve Açe'de barış tesis edilmekten çok uzaktır. More Sentences |