ölçmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ölçmek



"ölçmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ölçmek gauge f.
ölçmek measure f.
General
ölçmek evaluate f.
ölçmek clock f.
ölçmek test f.
ölçmek survey f.
ölçmek quantify f.
ölçmek mete f.
ölçmek plumb f.
ölçmek take f.
ölçmek admeasure f.
ölçmek gage f.
ölçmek measure f.
ölçmek cense [obsolete] f.
ölçmek number [obsolete] f.
ölçmek bemete f.
ölçmek overspan f.
ölçmek surview [obsolete] f.
Phrasals
ölçmek set off f.
Technical
ölçmek gauge f.
ölçmek qualify f.
ölçmek metre f.
ölçmek admeasure f.
ölçmek meter f.
ölçmek measure f.
Textile
ölçmek measure f.
Aeronautic
ölçmek quality f.

"ölçmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 223 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
derinliğini ölçmek fathom f.
General
suyun derinliğini ölçmek için iskandil kurşunu kullanan kişi leadsmen i.
suyun derinliğini ölçmek için iskandil kurşunu kullanan kişi leadsman i.
tepki ölçmek için yayılan haber ballon d'essai i.
bebeklerin kilosunu ölçmek için kullanılan baskül baby-scales i.
eskiden fransa'da kumaş ölçmek için kullanılan bir ölçü birimi aune i.
insan vücudunun sıcaklığını ölçmek için tasarlanmış bir cıvalı termometre mercury-in-glass clinical thermometer i.
zamanı ay ışığı ile ölçmek için kullanılan kadran moon dial i.
bir ligdeki takımların göreceli rekabet durumunu ölçmek için kullanılan istatistiksel birim game i.
su seviyesini ölçmek için kullanılan sopa gibstaff [obsolete] i.
içkilerdeki alkol yüzdesini ölçmek için kullanılan bir alet oenometer i.
kendi görüşlerinin doğruluğunu ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak play the devil's advocate f.
bir şeyin miktarını ölçmek quantitate f.
ağırlığını ölçmek scale f.
adımla ölçmek walk f.
tansiyonunu ölçmek take somebody's blood pressure f.
ölçmek (arazi) perambulate f.
ateşini ölçmek take somebody's temperature f.
arazi ölçmek measure a land f.
yeniden ölçmek remeasure f.
çevresini ölçmek girth f.
adımla ölçmek pace off f.
tansiyonunu ölçmek measure somebody's blood pressure f.
saat ile ölçmek meter f.
karışla ölçmek span f.
çevresini ölçmek girt f.
adımla ölçmek pace out f.
hızını ölçmek time f.
ölçmek (bir yeri) survey f.
adımla ölçmek pace f.
ölçmek (derinlik) plumb f.
derinliğini ölçmek (suyun) sound f.
ölçme zinciri ile ölçmek chain f.
nabzını ölçmek take somebody's pulse f.
boyunu ölçmek measure the length (of something) f.
boy ölçmek measure the length (of something) f.
ateş ölçmek take someone's temperature f.
yanlış ölçmek mismeasure f.
eksik ölçmek mismeasure f.
nabzını ölçmek take someone's pulse f.
nabzını ölçmek check someone's pulse f.
nabız ölçmek take the pulse f.
nabız ölçmek check the pulse f.
nabzını ölçmek sound someone out f.
nabız ölçmek sound someone out f.
uzunluk ölçmek measure length f.
-in zamanını ölçmek time f.
çapını ölçmek calibrate f.
(miktar) ölçmek quantify f.
süresini ölçmek time f.
sırt uzunluğunu ölçmek measure the back length f.
performansı ölçmek measure the performance f.
performans ölçmek measure the performance f.
tansiyonunu ölçmek measure a person's blood pressure f.
ateşini ölçmek take one’s temperature f.
nabzını ölçmek take the pulse of f.
nabzını ölçmek take someone's pulse f.
risk ölçmek measure risk f.
saat ile ölçmek metre f.
tekrar ölçmek measure again f.
şerit metreyle ölçmek tape f.
yeniden ölçmek regauge f.
(birinin) tansiyonunu ölçmek check (one's) blood pressure f.
yığın veya parti için gereken malzemeyi ölçmek batch f.
arazideki iki nokta arasındaki farkı ölçmek level f.
nivo ile ölçmek level f.
düzey ölçmek level f.
göz kararı ölçmek eyeball f.
(ip ile) ölçmek line f.
yanlış ölçmek misgauge f.
hatalı ölçmek misgauge f.
(sikke) bir şeye vurup çıkardığı sesle kalitesini ölçmek ring f.
fazla ölçmek overmeasure f.
pusulayla ölçmek dial f.
pipetle ölçmek pipet f.
önceden ölçmek premeasure f.
gönye ile ölçmek square f.
marangoz gönyesi ile ölçmek square f.
sapıp sapmadığını ölçmek square f.
Phrasals
baskı fiyatını belirlemek için (metnin) uzunluğunu ölçmek cast up f.
yüzeyi ölçmek set off f.
bir şeyin ağırlığını ölçmek weigh something up f.
boyunu/uzunluğunu ölçmek measure something off f.
birinin bir şey karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek try something out on someone f.
(birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini) ölçmek clock (someone or something) at (a certain speed) f.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini ölçmek clock someone or something at something f.
belli bir hızda gittiğini ölçmek clock at f.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) boyunu ölçmek measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
(birinin/bir şeyin birine/bir şeye) karşı boyunu ölçmek/hesaplamak measure (someone or something) (up) against (someone or something else) f.
ile boyunu ölçmek measure against f.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak measure against f.
ile boyunu ölçmek measure up against f.
'-e karşı boyunu ölçmek/hesaplamak measure up against f.
(bir şeyi) adımla ölçmek pace (something) off f.
(bir şeyi) adımla ölçmek pace (something) out f.
karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek try out on f.
Colloquial
bir şeyi adımlayarak ölçmek pace something f.
bir şeyi adımla ölçmek pace something f.
Idioms
(birinin) tansiyonunu ölçmek check (one's) blood pressure f.
bir konudaki bilgisini ölçmek examine on f.
birinin ateşini ölçmek take someone's temperature f.
tansiyonunu ölçmek take someone's blood pressure f.
nabız ölçmek be flying a kite f.
karar vermeden önce insanların tepkisini ölçmek be flying a kite f.
kendi görüşlerinin doğruluğunu/gücünü ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak be (the) devil's advocate f.
birinin/bir şeyin belli bir hızda gittiğini ölçmek clock (someone or something) at speeds of (some amount) f.
belli bir hızda gittiğini ölçmek clock someone at speeds of f.
deneyip tepkileri ölçmek/görmek run it up the flagpole (and see who salutes) [cliché] f.
deneyip kabul görüp görmediğini ölçmek run it up the flagpole (and see who salutes) [cliché] f.
tansiyonunu ölçmek take blood pressure f.
nabız ölçmek take pulse f.
ateş ölçmek take temperature f.
(bir şeyin) nabzını tutmak/ölçmek take the pulse of (something) f.
artılarını eksilerini tartmak/ ölçmek biçmek weigh up pros and cons f.
Trade/Economic
fiyat düzeylerini ölçmek için yaygın olarak kullanılan bir indeks base pay i.
sermaye varlığı fiyatlandırma modeli'nde riski istatistik olarak ölçmek için kullanılır beta i.
tahviller arasındaki kar farklılıklarını ölçmek için kullanılan yüzde birlik dilim basis point i.
tahviller arasındaki kar farklılıklarını ölçmek için kullanılan yüzde birlik dilim bp (basis point) i.
Industry
(farklı işleme yoğunluğunda verimlilik değişimini ölçmek için toprağa uygulanan) kademeli emek artışı dose i.
Advertising
kamuoyu araştırma tekniklerinin verimliliğini ölçmek için yapılan saha testi pretest i.
Technical
nil nehri taştığı zaman suyun yüksekliğini ölçmek için kullanılan alet nilometer i.
nil nehri taştığında su yüksekliğini ölçmek için kullanılan alet niloscope i.
nil nehri taştığında su yüksekliğini ölçmek için kullanılan alet nilometer i.
eskiden geceleri zamanı ölçmek ya da enlem belirlemek için kullanılan bir usturlap nocturnal i.
hafif yatay titreşimleri ölçmek için kullanılan, çubuk ve yaydan oluşan bir ters sarkaç noddy i.
akışın kütle debisini ölçmek için kullanılan bir yöntem pail and scale method i.
çok küçük mesafeleri ölçmek için kullanılan mikrometre ocular micrometer i.
dünyanın manyetik alanını ölçmek için kullanılan bir cihaz earth inductor i.
gaz ölçmek veya depolamak için kullanılan bir kap gasometer i.
gerilim şiddetini ölçmek için kullanılan cihaz voltammeter i.
kalınlık ölçmek için kullanılan bir alet pachymeter i.
kristal ya da prizmanın yüzeyleri arasındaki açıları ölçmek için kullanılan cihaz gondola car i.
küçük dış çapları ölçmek için kullanılan bir ölçü aleti outside micrometer i.
motor içindeki sıkıştırma basıncını ölçmek için kullanılan çekme diyagramı draw card i.
sıvıdaki emilen seslerin hızlarını ölçmek için kullanılan bir cihaz interferometer acoustic i.
sıvıların donma noktasını ölçmek için kullanılan alet cryoscope i.
sıvıları ölçmek için kullanılan dereceli silindir graduated cylinder i.
topun ağırlığını çapı ile ölçmek için düzenlenmiş iki terazili bir cihaz caliber rule i.
yakıtların ısı değerini ölçmek için kullanılan cihaz fuel calorimeter i.
yüksek sıcaklıkları ölçmek için kullanılan bir cihaz optical pyrometer i.
zamanın kısa dilimlerini ölçmek ve kayıt etmek için kullanılan bir cihaz chronograph i.
kadranın küçük açıları ölçmek için ayarlanması antimeter [obsolete] i.
dikey açıları ölçmek için kullanılan bir aygıta bağlı dereceli bir yay vertical limb i.
bir at arabasının kat ettiği mesafeyi ölçmek için tasarlanmış eski bir odometre çeşidi viatometer i.
ağartma gücünü ölçmek için kullanılan bir alet blanchimeter i.
tel çapını ölçmek için kullanılan ölçek wire gage i.
tellerin çaplarını ölçmek için kullanılan bir standart ölçü sistemi wire-gauge i.
büyük cisimleri ölçmek için kullanılan bir araç megameter i.
su akışını ölçmek için kullanılan cihaz module i.
açıları ölçmek için kullanılan bir alet demicircle i.
inci veya mücevher ağırlığını ölçmek için kullanılan bir birim grain i.
sıvı akış hızını ölçmek için manometreyle birlikte kullanılan tüplü bir alet pitot i.
çalışanların gama ışını dozunu ölçmek ve kaydetmek için kimlik kartı olarak taşıdığı fotografik film paketi film badge i.
(niceliği) telemetreyle ölçmek telemeter f.
çapını ölçmek calibrate f.
gürültüyü ölçmek measure the noise f.
gemilerin meyil açısını ölçmek clinometer f.
gürültü ölçmek measure the noise f.
mezura ile ölçmek tape f.
kadran ile ölçmek dial f.
optik bileşenlerdeki zayıflamayı ölçmek measure the attenuation of optical components f.
yüzey kusurlarını ölçmek measure the surface imperfections f.
titreşim veya salınımla ölçmek vibrate f.
mikrometre ile ölçmek micrometer f.
mikrometrik kumpasla ölçmek mike f.
Computer
sinyal hızı veya veri transferi hızını ölçmek için kullanılan bir birim bit i.
Electric
bir köprü devresinin iki ucunu dengeleyerek bilinmeyen bir elektrik direncini ölçmek için kullanılan bir alet wheatstone bridge i.
kondansatör kapasitesini veya dielektriklerin endüktif kapasitesini ölçmek için kullanılan bir alet platymeter i.
voltajı ölçmek measure the voltage f.
Automotive
metreyle ölçmek meter f.
Aeronautic
ağırlığını ölçmek weigh f.
Marine
deniz seviyesinden yüksekliği gösteren ve dağların yüksekliğini ölçmek için kullanılan barometrik bir cihaz orometer i.
derinliğini ölçmek fathom f.
varil kapsamını ölçmek gauge f.
Mining
(derinlik) ölçmek plum f.
Medical
baş kuturlarını ölçmek için kullanılan alet cephalometer i.
vücuttaki yağ oranını ölçmek için üst kolun triseps bölümündeki deriyi kıvırarak yapılan antropometrik test fatfold test i.
vücuttaki yağ oranını ölçmek için üst kolun triseps bölümündeki deriyi kıvırarak yapılan antropometrik ölçüm fatfold test i.
vücuttaki yağ oranını ölçmek için üst kolun triseps bölümündeki deriyi kıvırarak yapılan antropometrik ölçüm fat-fold test i.
rahim boyutunu ölçmek için kullanılan bir alet metrometer i.
çok küçük hacimli sıvıları ölçmek veya aktarmak için kullanılan bir pipet micropipet i.
kanın arterlerdeki akış hızını ölçmek için kullanılan bir alet hemadrometer i.
derideki kan akışını ölçmek için parmağa takılan pletismograf digital plethysmograph i.
nabzını ölçmek take someone's pulse f.
nabzını ölçmek check someone's pulse f.
tansiyon ölçmek measure blood pressure f.
Psychology
yetenek, zeka, kişilik gibi özellikleri ölçmek için kullanılan bir dizi test battery i.
kişinin duyarlılık, hafıza, zeka, yetenek, kişilik gibi özelliklerini ölçmek için uygulanan standart prosedür mental testing i.
rorschach testi ile ölçmek rorschach f.
Optics
optik deneylerinde açı ölçmek için kullanılan dereceli bir çember optical circle i.
gözün/merceğin kırılımını ölçmek refract f.
Printing
damga pullarının deliklerini ölçmek için kullanılan derecelendirilmiş ölçek gage i.
Food Engineering
hamurdaki glüten gelişimini ölçmek için tasarlanmış bir genleşmeölçer alveograph i.
Gastronomy
yemek malzemelerini ölçmek için kullanılan dereceli sürahi measuring jug i.
Math
trigonometri kullanarak ölçmek triangulate f.
Geometry
(eğrinin) yay uzunluğunu ölçmek rectify f.
Statistics
(bağımlı değişkenin) bir veya daha fazla bağımsız değişkenle ilişki derecesini ölçmek regress f.
Physics
küçük sıcaklık değişimlerini ölçmek için kullanılan cihaz tasimeter i.
katı cisimlerin hareketlerini ölçmek kullanılan alet bir alet tasimer i.
küçük sıcaklık değişimlerini ölçmek için kullanılan cihaz tasimeter i.
küçük sıcaklık değişimlerini ölçmek için kullanılan cihaz tasimeter i.
küçük alanların yaydığı veya yansıttığı ışık yoğunluğunu ölçmek için mikrofotometre kullanımı microphotometry i.
çok küçük artışları ölçmek için tasarlanmış bir tasimetre microtasimeter i.
mikrofotometre ile ölçmek microphotometer f.
Chemistry
sıvıların özgül ağırlığını ölçmek için kullanılan bir hidrometre ölçeği baumé scale i.
preparattaki klor miktarını ölçmek için kullanılan bir alet chlorimeter i.
preparattaki klor miktarını ölçmek için kullanılan yöntemler chlorimetry i.
Biology
yumurta ölçmek için kullanılan bir cihaz oometer i.
Astronomy
gök cisimleri arasındaki küçük açısal mesafeleri ölçmek için kullanılan bir teleskop heliometer i.
gök cisimlerinin açısal boyutlarını ölçmek için kullanılan bir teleskop heliometer i.
eskiden güneş'in yüksekliğini ölçmek için kullanılan bir araç ring i.
(yıldızdan gelen) ışığın yönlerini fotometreyle ölçmek photometer f.
Forestry
(kütükleri) ölçmek scale f.
Music
borulu org körüklerindeki hava basıncını ölçmek için kullanılan cihaz wind gauge i.
Archaic
kolları açarak ölçmek amacıyla etrafını çevrelemek fathom f.
güne göre ölçmek day f.
Engineering
mühendislerin tahkimat açılarını ölçmek için kullandığı iki kollu alet recipiangle i.
bir işin bitmesi için gereken süreyi ya da belirsiz süre içinde yapılabilecek iş miktarını ölçmek için atanan iş miktarı amount limit i.
at arabasının kat ettiği mesafeyi ölçmek için tasarlanmış eski bir odometre çeşidi viameter i.
silindir şeklindeki nesnelerin çaplarını ölçmek için kullanılan halka ring gauge i.
(havacılık veya sistem mühendisliğinde) bir işlemin kalitesi veya etkisiyle ilgili istatistiksel verileri ölçmek metric f.
Slang
nabzını ölçmek test the waters f.
nabzını ölçmek put out feelers f.