bol miktarda - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bol miktarda



"bol miktarda" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 19 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bol miktarda plenty of s.
bol miktarda whole slew (of) s.
bol miktarda a plethora of s.
bol miktarda a wealth of s.
bol miktarda aplenty s.
bol miktarda abundant s.
bol miktarda abundantly zf.
bol miktarda copiously zf.
bol miktarda liberally zf.
bol miktarda boocoo [dialect] [us] zf.
bol miktarda bookoo [dialect] zf.
bol miktarda freely zf.
bol miktarda superabundantly zf.
Colloquial
bol miktarda whips of [us/canada] i.
Idioms
bol miktarda at large expr.
bol miktarda enough (something) to choke caligula's horse expr.
bol miktarda enough (something) to cobble dogs with expr.
bol miktarda enough to choke a horse expr.
Trade/Economic
bol miktarda on a liberal scale expr.

"bol miktarda" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bol miktarda su plenty of water i.
bol miktarda veri a wealth of data i.
bol miktarda tedarik argosy i.
bol miktarda iyilik veya destek içeren şey milk i.
bol miktarda tuz içermeyen su fresh water i.
(bol miktarda) salya slather i.
bol miktarda suyun geçtiği kanal sluiceway i.
bol miktarda akıp gitme superflux i.
bol miktarda sahip olmak (bir şeye) swim f.
bol miktarda bulunmak be awash with f.
bol miktarda bulunmak abound f.
bol miktarda oluşturup yaymak generate f.
bol miktarda yaymak ooze f.
bol miktarda üretmek pour (forth) f.
bol miktarda üretmek pour (out) f.
bol miktarda vermek frequent [obsolete] f.
bol miktarda dökülmek slush around f.
dolu (bol miktarda) abundant in s.
bol miktarda sinir içeren (et) nervous [obsolete] s.
bol miktarda akan largifluous s.
bol miktarda çalı çırpı bulunan brushed s.
Phrasals
bol miktarda yakalamak gobble up f.
(bir işe) bol miktarda kaynak aktarmak throw at f.
(bir şeyi) bol miktarda sunmak/sağlamak gorge with (something) f.
bir şeye bol miktarda sahip olmak roll in something f.
bol miktarda akıtmak sluice out f.
bol miktarda tahliye etmek sluice out f.
bol miktarda dökmek sluice out f.
bol miktarda (bir şey) yemek/içmek load up on (something) f.
(birine/bir şeye) bol miktarda (bir şey) sağlamak stock (someone or something) up with (something) f.
Phrases
bol miktarda bilgi a wealth of information i.
Colloquial
bol miktarda kargaşanın olduğu başıbozuk ortam nut house i.
çok/bol miktarda et yedikten sonra dökülen ter meat sweats i.
bir şeye bol miktarda sahip strong on s.
bol miktarda (bir şey) plenty of (something) s.
'-den bol miktarda var no shortage of expr.
Idioms
bol miktarda ürün corn in egypt i.
bol bol/gani gani/mebzul miktarda ürün corn in egypt i.
bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yeme carb-loading i.
piyasada bol miktarda bulunan şey glut on the market i.
bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yemek carb-load f.
piyasada bol miktarda bulunmak be a glut on the market f.
piyasada bol miktarda bulunmak be a drug on the market f.
bir şeye bol miktarda sahip olmak have something coming out of your ears f.
kullanımında bol miktarda (bir şey) olmak have (something) to play with f.
emrinde/idaresinde bol miktarda (bir şey) olmak have (something) to play with f.
elinde bol miktarda (bir şey) olmak have (something) to play with f.
bol miktarda (bir şeyi) olan lousy with s.
bol miktarda (bir şeyi) olan lousy with (something) s.
bir şey bol miktarda var no shortage of something lots of something expr.
bol miktarda (bir şey) a wealth of (something) expr.
Media
ürün ya da eserin bol miktarda övüldüğü eleştiri rave review i.
Technical
(metalürji) bol miktarda karbon içeren eriyik demir yüzeyinde oluşan grafit kish i.
bol miktarda pirit içeren kömür brazil [dialect] [england] i.
Mining
bol miktarda maden kaynağı olan mineralized s.
bol miktarda maden kaynağı olan mineralised s.
Medical
bol miktarda kanamak hemorrhage f.
Pathology
perikard boşluğunda toplanan bol miktarda sıvının kalp iç basıncını artırarak kalp ritmini bozması cardiac tamponade i.
Chemistry
klinopiroksen, ortopiroksen ve bol miktarda olivin içeren bir peridotit türü lherzolite i.
Biology
bol miktarda iki veya daha fazla türden organizma içeren (doğal topluluk) mixed s.
Marine Biology
new england'ın kayalık kıyılarında bol miktarda bulunan ve besin olarak kullanılan bir amerikan çırçırbalığı nipper (tautogolabrus adspersus) i.
abd'nin güney bölgelerinde bol miktarda yetişen küçük bir tatlı su balığı top minnow i.
abd'nin güney bölgelerinde bol miktarda yetişen küçük bir tatlı su balığı top-water minnow i.
Astronomy
bol miktarda çeşitli radyo frekansları yayan bir yıldızdan kaynaklı oluşan elektromanyetik radyasyonun yoğunluk birimi flux unit i.
Botanic
bol miktarda süt benzeri bitki özü akıtma lactescence i.
bol miktarda kereste mahsulü sağlayan, uzun bir yeni zelanda ağacı new zealand beech (nothofagus) i.
özellikle abd'nin güneyindeki kuru alkali topraklarda bol miktarda yetişen bir damla tohumu alkali sacaton (sporobolus airoides) i.
yeni güney galler'de bol miktarda bulunan ve yoncaya benzeyen çok yıllık kokulu bir bitki australian shamrock (trigonella suavissima) i.
yeni güney galler'de bol miktarda bulunan ve yoncaya benzeyen çok yıllık kokulu bir bitki menindie clover (trigonella suavissima) i.
florida'da bol miktarda yetişen bir bitki florida selaginella i.
florida'da bol miktarda yetişen bir bitki selaginella eatonii i.
Archaeology
paleozoik dönemde bol miktarda bulunan soyu tükenmiş bir eklem bacaklı takımı trilobite i.
Geology
bol miktarda trakit içeren kayaç ciminite i.
Cinema
bol miktarda şiddet içeren bir dövüş sanatları film türü chopsocky i.
Archaic
bol miktarda ışık alan pencereleri olan (oda ya da bina) thorough-lighted s.
Ornithology
fırtına kuşuyla yakından akraba, renk ve boyut olarak martıya benzeyen, kuzey atlantik'te bol miktarda bulunan bir kutup kuşu noddy (fulmarus glacialis) i.
fırtına kuşuyla yakından akraba, renk ve boyut olarak martıya benzeyen, kuzey atlantik'te bol miktarda bulunan bir kutup kuşu northern fulmar i.
fırtına kuşuyla yakından akraba, renk ve boyut olarak martıya benzeyen, kuzey atlantik'te bol miktarda bulunan bir kutup kuşu arctic fulmar i.
Slang
çok/bol miktarda eroin alımı load i.
bol miktarda tedarik edilmiş lousy s.