doğaçlama - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

doğaçlama



"doğaçlama" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

Türkçe İngilizce
General
doğaçlama impromptu i.
doğaçlama extemporisation i.
doğaçlama extemporaneousness i.
doğaçlama improvisation i.
doğaçlama perform without preparation i.
doğaçlama adlib i.
doğaçlama spontion i.
doğaçlama spontaneity i.
doğaçlama spont i.
doğaçlama imprompt i.
doğaçlama extemporization i.
doğaçlama improvization i.
doğaçlama impro i.
doğaçlama improvision i.
doğaçlama improvisational s.
doğaçlama improvisatorial s.
doğaçlama improvisatory s.
doğaçlama ad hoc s.
doğaçlama ad-libbing s.
doğaçlama improvizational s.
doğaçlama improvized s.
doğaçlama unscripted s.
doğaçlama glib s.
doğaçlama off-hand s.
doğaçlama off-hand s.
doğaçlama improviso s.
doğaçlama pickup s.
doğaçlama ad-lib zf.
doğaçlama ad lib zf.
doğaçlama ad libitum zf.
Phrases
doğaçlama by ear zf.
Colloquial
doğaçlama improv i.
Idioms
doğaçlama on the fly expr.
doğaçlama right off the top of one's head expr.
doğaçlama by the seat of pants expr.
doğaçlama by the seat of (one's) pants expr.
doğaçlama by the seat of the pants expr.
doğaçlama by the seat of your pants expr.
doğaçlama off the top of (one's) head expr.
doğaçlama off the top of head expr.
Art
doğaçlama improvisation i.
Music
doğaçlama improvization i.
doğaçlama improvisation i.
doğaçlama bene placito expr.
Theatre
doğaçlama unprompted s.

"doğaçlama" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 134 sonuç

Türkçe İngilizce
General
doğaçlama çalma extemporizing i.
doğaçlama konuşma extemporizing i.
doğaçlama konuşma extemporising i.
doğaçlama çalma extemporising i.
doğaçlama teknoloji improvised technology i.
doğaçlama yapılan şey autoschediasm i.
doğaçlama yapan sanatçı improviser i.
doğaçlama yapan kimse extemporizer i.
doğaçlama yapan kimse extemporiser i.
doğaçlama gösterisi happening i.
doğaçlama konuşma impromptu i.
doğaçlama performans impromptu i.
doğaçlama şey improv i.
(müzik veya şiir) doğaçlama kompozisyon improvization i.
(kompozisyon) doğaçlama özelliği improvization i.
(müzik veya şiir) doğaçlama kompozisyon improvisation i.
(kompozisyon) doğaçlama özelliği improvisation i.
doğaçlama şiir yazan kimse improvisator i.
doğaçlama şiir yazan kadın improvisatrice i.
(müzik veya şiir) doğaçlama kompozisyon improvision i.
(kompozisyon) doğaçlama özelliği improvision i.
doğaçlama yapan kimse improvisor i.
doğaçlama yapan kadın improvvisatrice i.
doğaçlama yapan kadın improvisatrix i.
doğaçlama hareket self-motion i.
doğaçlama yapmak improvise f.
doğaçlama çalmak extemporise f.
doğaçlama konuşmak extemporise f.
doğaçlama yapmak improvisate f.
doğaçlama yapmak perform without preparation f.
doğaçlama çalmak extemporize f.
doğaçlama konuşmak extemporize f.
doğaçlama yapmak improvize f.
doğaçlama okumak/söylemek ad-lib f.
doğaçlama okumak/söylemek ad-lib f.
doğaçlama yapmak noodle f.
doğaçlama yapmak wing f.
doğaçlama yapmak blow f.
doğaçlama konuşmak impromptu f.
doğaçlama yapmak improvisatise [obsolete] f.
doğaçlama çalmak improvisatise [obsolete] f.
doğaçlama yapmak improvisatize [obsolete] f.
doğaçlama çalmak improvisatize [obsolete] f.
sahnede doğaçlama yapmak pong f.
doğaçlama yanıt vermek field f.
doğaçlama çözüm sunmak field f.
doğaçlama okumak freestyle f.
doğaçlama yapmak snap f.
doğaçlama yapılmış extemporised s.
doğaçlama yapılmış extemporized s.
doğaçlama yapılmış ad-libbed s.
emprovize/doğaçlama olan autoschediastical s.
emprovize/doğaçlama olan autoschediastic s.
doğaçlama yapılan ad-lib s.
doğaçlama gelişen ad-lib s.
doğaçlama bir havası olan gimcrack s.
doğaçlama görünümlü gimcrack s.
doğaçlama ile ilgili improv s.
doğaçlama olan improv s.
doğaçlama gelişen komik bölüm ile ilgili improv s.
doğaçlama gelişen komik bölüme ait improv s.
doğaçlama şiir yazan kimse ile ilgili improvisatorial s.
doğaçlama içeren romantic s.
doğaçlama yapılan spur-of-the-moment s.
doğaçlama söylenen extemporaneous s.
doğaçlama şeklinde extemporarily zf.
doğaçlama şeklinde improvisationally zf.
doğaçlama olarak extemporarily zf.
doğaçlama olarak extemporaneously zf.
doğaçlama bir şekilde extemporarily zf.
doğaçlama ile improviso zf.
Phrasals
birileriyle doğaçlama yapmak jam with someone f.
üzerinde doğaçlama yapmak improvise on something f.
doğaçlama yapmak vamp up f.
birlikte doğaçlama müzik yapmak jam together f.
biriyle doğaçlama müzik yapmak jam with someone f.
biriyle doğaçlama bir şeyler çalmak jam with someone f.
üzerinde doğaçlama yapmak improvise on f.
ile doğaçlama yapmak jam with f.
ile doğaçlama bir şeyler çalmak jam with f.
Colloquial
doğaçlama/içinden geldiği gibi söylenen caz veya blues gut-bucket i.
doğaçlama tartışma jam session i.
bilgisayar yazılımı veya donanımındaki bir sorun için bulunan doğaçlama çözüm hack i.
doğaçlama denemeler yapmak klutz around f.
Idioms
doğaçlama konuşmacı soapbox orator i.
yaptıkça/ilerledikçe doğaçlama yapmak make (something) up as (one) goes (along) f.
bir işi yapmaya devam ederken doğaçlama yapmak/uydurmak/sallamak make (something) up as (one) goes (along) f.
bir işin kalanını doğaçlama/uydurma/sallama ile tamamlamak make (something) up as (one) goes (along) f.
doğaçlama yapmak wing it f.
doğaçlama hareket etmek/karar vermek play by ear f.
doğaçlama konuşmak speak off-the-cuff f.
doğaçlama konuşmak speak off the cuff f.
(doğaçlama davranarak) sorunun üstesinden gelmek cut the knot f.
doğaçlama yapılmış seat-of-the-pants s.
doğaçlama davranmayı sağlayan kısım the top of one's mind expr.
doğaçlama davranmayı sağlayan kısım the top of one's head expr.
Trade/Economic
doğaçlama yapılan para koleksiyonu whip-round i.
Social Sciences
yunan cenazelerinde merhuma adanmış doğaçlama şarkıyı besteleyen veya söyleyen kimse myriologist i.
yunanistan'da kadınların cenazede söylediği, merhuma adanmış doğaçlama şarkı myriologue i.
yunanistan'da kadınların cenazede söylediği, merhuma adanmış doğaçlama şarkıya ait veya ilişkin myriological s.
Literature
her performansta hafızaya yardımcı olacak sözlü formüllerle doğaçlama yapılan (şiir) oral-formulaic s.
Art
doğaçlama kulübü improv club i.
(geleneksel temaları genişleterek veya yeni şekillerde kullanarak) sanatın icrasında doğaçlama yapmak riff f.
Music
genelde caz ezgilerine sahip, doğaçlama sözler ile icra edilen antillere özgü bir müzik türü calypso i.
cazcıların bir araya gelip doğaçlama çaldığı caz müziği jam session i.
dinsel törende önce veya sonra organistin çoğu kez doğaçlama çaldığı parça voluntary i.
genellikle solo enstrümanla doğaçlama olarak çalınan kısa bir müzik parçası voluntary i.
doğaçlama veya standart notaların yerine kullanılması amacı ile kullanılan müzik eserlerinin akor ve melodileri hakkında bilgi içeren kitap veya derleme fake book i.
(protestan kiliselerinde topluca söylenen parçadan önce seslendirilen) doğaçlama müzik parçası chorale prelude i.
yer altı treni, çatı katı gibi alışılagelmedik mekanlarda gerçekleştirilen doğaçlama müzik performansı guerrilla gig i.
rock 'n' roll müziğiyle ilişkili doğaçlama bir popüler dans tarzı rock'n'roll i.
doğaçlama söylenen bölüm gorgia i.
(16. yüzyılda) doğaçlama seslerle melodiyi renklendirme tekniği gorgias i.
doğaçlama beste fantasia i.
sözlerin doğaçlama olduğu rap türü freestyle i.
doğaçlama yapan rapçi freestyler i.
doğaçlama geçiş taksimi yapmak noodle f.
doğaçlama caz gösterisine katılmak jam f.
doğaçlama çalmak jam f.
(bir müzik aletini) doğaçlama çalmak fantasy f.
(caz) doğaçlama sırasında yaratıcı veya hayranlık uyandıracak şekilde çalmak send f.
doğaçlama yapılan extemporary s.
enstrümansız doğaçlama söylenen barbershop s.
doğaçlama ve güçlü ezgileri bulunan hot s.
(caz müzikte) anlamsız hecelerle doğaçlama şarkı söylemeye ait scat s.
(caz müzikte) anlamsız hecelerle doğaçlama şarkı söyleme ile ilişkili scat s.
Theatre
doğaçlama  improvisation  i.
16-18. yüzyıllarda maskeli oyuncuların doğaçlama roller yaptığı popüler bir italyan komedisi commedia dellarte i.
16-18. yüzyıllarda maskeli oyuncuların doğaçlama roller yaptığı popüler bir italyan komedisi commedia dell'arte i.
doğaçlama yapma freestyling i.
pasajı doğaçlama okumak fake f.
Archaic
doğaçlama yapılan şey (yazıda) schediasm i.
doğaçlama bir şekilde extemporally zf.
Slang
amaçsız müzikal doğaçlama noodling i.