|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
dışa dönük |
outgoing s.
|
|
Tom is pretty outgoing, isn't he?
Tom oldukça dışa dönük, değil mi?
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
içe dönük |
introvert i.
|
|
Some of the most successful people are introverts.
En başarılı insanlardan bazıları içe dönüktür.
More Sentences
|
3 |
Genel |
geriye dönük tarihlendirmek |
backdate f.
|
|
The contract was backdated.
Sözleşme geriye dönük tarihlendirilmişti.
More Sentences
|
4 |
Genel |
geriye dönük |
retroactive s.
|
|
That also helps to answer the question of whether there will be any retroactive effect in this area.
Bu aynı zamanda bu alanda geriye dönük herhangi bir etki olup olmayacağı sorusuna da cevap vermeye yardımcı olmaktadır.
More Sentences
|
5 |
Genel |
dışa dönük |
extroverted s.
|
|
Tom is extroverted, isn't he?
Tom dışa dönük, değil mi?
More Sentences
|
6 |
Genel |
geriye dönük |
retrospective s.
|
|
If we are going to insist on retrospective labelling, how will they be able to compete?
Eğer geriye dönük etiketleme konusunda ısrar edeceksek, nasıl rekabet edebilecekler?
More Sentences
|
7 |
Genel |
dışa dönük |
extrovert s.
|
|
Siamese cats are known to be extroverts.
Siyam kedileri dışa dönük olarak bilinir.
More Sentences
|
8 |
Genel |
içe dönük |
introverted s.
|
|
Tom is very introverted.
Tom çok içe dönüktür.
More Sentences
|
9 |
Genel |
ayakları içe dönük |
pigeon-toed s.
|
|
Tom is pigeon-toed.
Tom'un ayakları içe dönük.
More Sentences
|
10 |
Genel |
ileriye dönük |
prospective s.
|
|
Any prospective changes will and must, be made to this end.
İleriye dönük her türlü değişiklik bu amaçla yapılacaktır ve yapılmalıdır.
More Sentences
|
11 |
Genel |
geriye dönük |
backward s.
|
|
It is not often you see something so restrictive and backward looking.
Bu kadar kısıtlayıcı ve geriye dönük bir yaklaşıma pek sık rastlanmaz.
More Sentences
|
12 |
Genel |
içe dönük |
inward s.
|
|
A ghost is an outward and visible sign of an inward fear.
Bir hayalet içe dönük bir korkunun dışa dönük ve görünür işaretidir.
More Sentences
|
13 |
Genel |
geriye dönük olarak |
retrospectively zf.
|
|
We cannot now retrospectively alter the agenda without the groups also having the opportunity to discuss it.
Şimdi, grupların da tartışma fırsatı olmadan gündemi geriye dönük olarak değiştiremeyiz.
More Sentences
|
Law |
|
14 |
Hukuk |
geriye dönük |
retroactive s.
|
|
You want to pass a measure with retroactive effect.
Geriye dönük etkisi olan bir tedbiri geçirmek istiyorsunuz.
More Sentences
|
Psychology |
|
15 |
Psikoloji |
geriye dönük |
retrograde s.
|
|
Secondly, this decision amounts to a retrograde step in terms of environmental policy as well.
İkinci olarak, bu karar çevre politikası açısından da geriye dönük bir adım anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
16 |
Psikoloji |
içe dönük |
introvert s.
|
|
I'm sort of an introvert.
İçe dönük biri sayılırım.
More Sentences
|
Common Usage |
|
17 |
Yaygın Kullanım |
içe dönük |
withdrawn s.
|
|
|
General |
|
18 |
Genel |
özürlülere dönük rehabilitasyon |
rehabilitation for handicapped i.
|
|
19 |
Genel |
içe dönük kişi |
introvert person i.
|
|
20 |
Genel |
geriye dönük aktif çağrışım |
retroactive association i.
|
|
21 |
Genel |
dışa dönük kişi |
extravert person i.
|
|
22 |
Genel |
geriye dönük bozucu tesir |
retroactive interference i.
|
|
23 |
Genel |
kendine dönük grup çalışması |
self directed group work i.
|
|
24 |
Genel |
dışa dönük kimse |
extrovert i.
|
|
25 |
Genel |
dışa dönük kişi |
extrovert person i.
|
|
26 |
Genel |
içe dönük kimse |
introvert i.
|
|
27 |
Genel |
uygulamaya dönük bilgi |
applicable information i.
|
|
28 |
Genel |
geriye dönük arama |
backtrack search i.
|
|
29 |
Genel |
uygulamaya dönük bilgi |
application-oriented information i.
|
|
30 |
Genel |
ileriye dönük beklentiler |
forward-looking expectations i.
|
|
31 |
Genel |
ileriye dönük umutlar |
forward-looking expectations i.
|
|
32 |
Genel |
kendine dönük grup çalışması |
self-directed group work i.
|
|
33 |
Genel |
dışa dönük kişi |
extrovert i.
|
|
34 |
Genel |
uygulamaya dönük bilgi |
operative information i.
|
|
35 |
Genel |
uygulamaya dönük bilgi |
practical information i.
|
|
36 |
Genel |
geriye dönük/geçmişle bağlantılı psikoloji |
backward psychology i.
|
|
37 |
Genel |
bedensel gerilimleri azaltmaya dönük bir derin kas masajı tekniği |
rolfing i.
|
|
|
38 |
Genel |
özüne dönük eleştiri |
self-criticizing i.
|
|
39 |
Genel |
kendine dönük/yönelik |
involutory i.
|
|
40 |
Genel |
parmaklar dışa dönük vaziyette yere basma |
out-toeing i.
|
|
41 |
Genel |
hem içe kapanık hem de dışa dönük kişi |
ambivert i.
|
|
42 |
Genel |
bilekler dışa dönük şekilde ellerin belde olması |
arms akimbo i.
|
|
43 |
Genel |
dışa dönük farkındalık |
external consciousness i.
|
|
44 |
Genel |
içe dönük bilinç |
internal consciousness i.
|
|
45 |
Genel |
geriye dönük değişiklik |
retcon i.
|
|
46 |
Genel |
geriye dönük değişiklik |
retroactive continuity i.
|
|
47 |
Genel |
(armacılıkta) başı öne dönük şekilde şaha kalkma |
rampant gardant i.
|
|
48 |
Genel |
(armacılıkta) başı arkaya dönük şekilde şaha kalkma |
rampant regardant i.
|
|
49 |
Genel |
geriye dönük muhakeme |
reasoning backward i.
|
|
50 |
Genel |
varılan sonucu doğru varsayıp kanıt için geriye dönük muhakeme etme |
reasoning backward i.
|
|
51 |
Genel |
önceden yapılmış şeyin geriye dönük kontrolü veya doğrulanması |
checkback i.
|
|
52 |
Genel |
içe dönük karakterler |
reserved characters i.
|
|
53 |
Genel |
atın kuyruğu ve kafası zıt yönlere dönük olarak hareketi |
traverse i.
|
|
54 |
Genel |
(hanedan armalarında) uçları çapraz şeride dönük hilal |
decrescent i.
|
|
55 |
Genel |
(hanedan armalarında) uçları sola dönük şekilde duran hilal ay |
increscent i.
|
|
56 |
Genel |
içe dönük duygular |
inside i.
|
|
57 |
Genel |
içe doğru dönük olma |
inversion i.
|
|
58 |
Genel |
ileriye dönük değer |
possibility i.
|
|
59 |
Genel |
dışa dönük ifade |
outness i.
|
|
60 |
Genel |
dışa dönük anlatım |
outness i.
|
|
61 |
Genel |
dışa dönük yaklaşım |
outterm [obsolete] i.
|
|
62 |
Genel |
dışa dönük olma |
outwardness i.
|
|
63 |
Genel |
içe dönük olarak kendi duygu ve düşüncelerini değerlendirme |
self-examination i.
|
|
64 |
Genel |
kendine dönük mizah |
self-mockery i.
|
|
65 |
Genel |
ileriye dönük olma |
prospectiveness i.
|
|
66 |
Genel |
geriye dönük tarihlendirmek |
apply an earlier date f.
|
|
67 |
Genel |
geriye dönük tarihlendirmek |
retrodate f.
|
|
68 |
Genel |
dışa dönük |
extraversive s.
|
|
69 |
Genel |
dışa dönük |
extroversive s.
|
|
70 |
Genel |
yüzü dönük |
obverse s.
|
|
71 |
Genel |
içe dönük |
withdrawn s.
|
|
72 |
Genel |
geriye dönük |
backswept s.
|
|
73 |
Genel |
yukarıya dönük |
upward s.
|
|
74 |
Genel |
dışa dönük |
extraverted s.
|
|
75 |
Genel |
avuç içi aşağı dönük olan |
prone s.
|
|
76 |
Genel |
karaya dönük |
landward s.
|
|
77 |
Genel |
yüzü karaya dönük |
landward s.
|
|
|
78 |
Genel |
ileriye dönük |
forward looking s.
|
|
79 |
Genel |
ileriye dönük |
prudential s.
|
|
80 |
Genel |
amaca dönük |
goal-oriented s.
|
|
81 |
Genel |
içe dönük |
inward-oriented s.
|
|
82 |
Genel |
arkası dönük |
facing back s.
|
|
83 |
Genel |
arkası dönük |
facing away s.
|
|
84 |
Genel |
sırtı dönük |
facing back s.
|
|
85 |
Genel |
sırtı dönük |
facing away s.
|
|
86 |
Genel |
içe dönük |
self-enclosed s.
|
|
87 |
Genel |
kendine dönük |
ungiving s.
|
|
88 |
Genel |
dışa dönük |
facing outward s.
|
|
89 |
Genel |
dışa dönük |
easygoing s.
|
|
90 |
Genel |
geriye dönük olmayan |
non-retroactive s.
|
|
91 |
Genel |
dışa dönük |
extravert s.
|
|
92 |
Genel |
rahat hissettiği durumlarda dışa dönük, rahat hissetmediği durumlada içe dönük olan kişi |
omnivert s.
|
|
93 |
Genel |
yukarıya dönük |
up s.
|
|
94 |
Genel |
yukarıya dönük |
kirked s.
|
|
95 |
Genel |
dışa dönük |
extravertive s.
|
|
96 |
Genel |
dışa dönük |
extrovertive s.
|
|
97 |
Genel |
dış köşeleri yukarıya dönük (gözlük) |
harlequin s.
|
|
98 |
Genel |
yarı dönük |
hemitropal s.
|
|
99 |
Genel |
dostça ve dışa dönük hale getirilmiş |
mixy s.
|
|
100 |
Genel |
geçmişe dönük |
retro-operative s.
|
|
101 |
Genel |
kendi içine dönük |
revolute s.
|
|
102 |
Genel |
sağa dönük |
rightward s.
|
|
103 |
Genel |
(hanedan armalarında) uçları çapraz şeride dönük |
decrescent s.
|
|
104 |
Genel |
niyete dönük |
directional s.
|
|
105 |
Genel |
(hanedan armalarında) gövdesi yana dönük olup yüzü karşıya bakan |
guardant s.
|
|
106 |
Genel |
aşağıya veya vücuda dönük olan avuç içiyle kavrayarak yapılan |
overhand s.
|
|
107 |
Genel |
avuç içi aşağıya veya vücuda dönük şekilde oynanan |
overhand s.
|
|
108 |
Genel |
içe dönük |
covert s.
|
|
109 |
Genel |
ileri dönük |
paper s.
|
|
110 |
Genel |
içe dönük |
ingrown s.
|
|
111 |
Genel |
kendine dönük |
introversive s.
|
|
112 |
Genel |
bir nebze içe dönük |
introvertish s.
|
|
113 |
Genel |
içe dönük |
inturned s.
|
|
114 |
Genel |
geriye dönük |
postic s.
|
|
115 |
Genel |
içe dönük |
shut-in s.
|
|
116 |
Genel |
öne dönük |
forward-facing s.
|
|
117 |
Genel |
geleceğe dönük |
space-age s.
|
|
118 |
Genel |
geçmişe dönük olarak |
retroactively zf.
|
|
119 |
Genel |
geriye dönük bir şekilde |
retrospectively zf.
|
|
120 |
Genel |
yana dönük |
laterad zf.
|
|
121 |
Genel |
dışa dönük bir şekilde |
extrovertly zf.
|
|
122 |
Genel |
dışa dönük bir şekilde |
extravertly zf.
|
|
123 |
Genel |
sağa dönük |
rightwards zf.
|
|
124 |
Genel |
yüzü dönük şekilde |
obversely zf.
|
|
125 |
Genel |
ön yüzü dönük şekilde |
obversely zf.
|
|
126 |
Genel |
içe dönük şekilde |
selfward zf.
|
|
127 |
Genel |
yüzü dönük bir şekilde |
side-on zf.
|
|
128 |
Genel |
yüzü yukarı dönük bir şekilde |
supinely zf.
|
|
129 |
Genel |
(gemide) kıç tarafına dönük |
astern zf.
|
|
Phrasals |
|
130 |
Öbek Fiiller |
-e dönük olmak |
give on to f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
direkt olarak (birine/bir şeye) dönük olmak |
zero in (on someone or something) f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
yüzü (birine/bir şeye) dönük olmak |
point toward (someone or something) f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
önü (bir yere/bir şeye) dönük olmak |
point toward (someone or something) f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
seyirciye dönük oynamak |
cheat out f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
-e dönük olmak |
face on f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
-e dönük olmak |
give onto f.
|
|
Colloquial |
|
137 |
Konuşma Dili |
(birinin) arkası dönük |
(one's) back is turned expr.
|
|
138 |
Konuşma Dili |
(birinin) sırtı dönük |
(one's) back is turned expr.
|
|
Idioms |
|
139 |
Deyim |
sahnenin gerisinde durup diğer oyuncuları sırtları seyirciye dönük olmaya zorlayan oyuncu |
back-cloth star i.
|
|
140 |
Deyim |
dışa dönük kimse |
a people person i.
|
|
141 |
Deyim |
eldeki verilerden hareketle geleceğe dönük çıkarsamalar/tahminler yapmak |
read the runes f.
|
|
142 |
Deyim |
daha dışa dönük olmak |
be out of (one's) shell f.
|
|
143 |
Deyim |
kendine dönük |
navel-gazing s.
|
|
144 |
Deyim |
daha dışa dönük |
out of (one's) shell expr.
|
|
Speaking |
|
145 |
Konuşma |
dışa dönük müsün? |
are you outgoing? expr.
|
|
146 |
Konuşma |
dışa dönük müsündür? |
are you outgoing? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
dışarıya dönük yatırım |
outward investment i.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
dışa dönük yenilik |
forward invention i.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
dışa dönük doğrusal trend tahmini |
linear trend extrapolation i.
|
|
150 |
Ticaret/Ekonomi |
dışa dönük sanayileşme politikaları |
outward-looking development policies i.
|
|
151 |
Ticaret/Ekonomi |
dışa dönük büyüme |
outward-oriented growth i.
|
|
152 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe dönük uygulama |
retrospective application i.
|
|
153 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe dönük opsiyon |
lookback option i.
|
|
154 |
Ticaret/Ekonomi |
geleceğe dönük muhasebe |
forward accounting i.
|
|
155 |
Ticaret/Ekonomi |
geleceğe dönük tahmin |
projection i.
|
|
156 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe dönük ödeme |
retroactive payment i.
|
|
157 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe dönük ücret |
retroactive pay i.
|
|
158 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük işlem yapma |
ex post facto i.
|
|
159 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük ödeme |
retroactive payment i.
|
|
160 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük ücret |
retroactive pay i.
|
|
161 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük ödeme |
back charge i.
|
|
162 |
Ticaret/Ekonomi |
güncel eğilim ya da trend analizlerini kullanarak geriye dönük çıkarımlarda bulunma |
backcasting i.
|
|
163 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük işlerlik tarihi |
retroactive date i.
|
|
164 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük uygulama |
retrospective application i.
|
|
165 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük test |
backtesting i.
|
|
166 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük destek arama davranışı |
feedback-seeking behavior i.
|
|
167 |
Ticaret/Ekonomi |
geriye dönük tarih |
retroactive date i.
|
|
168 |
Ticaret/Ekonomi |
içe dönük/kapanık bilgi sistemi |
silo mentality i.
|
|
169 |
Ticaret/Ekonomi |
ileriye dönük ödeme |
anticipatory payment i.
|
|
170 |
Ticaret/Ekonomi |
içe dönük/kapanık bilgi sistemi |
information silo i.
|
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
içeriye dönük yatırım |
inward investment i.
|
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
içe dönük/kapanık bilgi sistemi |
silo thinking i.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
içe dönük sanayileşme politikaları |
inward-looking development policies i.
|
|
174 |
Ticaret/Ekonomi |
ileriye dönük karşılık ayırma |
forward looking provision i.
|
|
175 |
Ticaret/Ekonomi |
istihdama dönük yatırım |
employment intensive investment i.
|
|
176 |
Ticaret/Ekonomi |
içe dönük/kapanık (bilgi sistemi) |
silo vision i.
|
|
177 |
Ticaret/Ekonomi |
ileriye dönük strateji |
forward-looking strategy i.
|
|
178 |
Ticaret/Ekonomi |
içe dönük (ithal-ikameci) sanayileşme modeli |
inward-oriented industrialization model i.
|
|
179 |
Ticaret/Ekonomi |
dışa dönük |
outward looking s.
|
|
180 |
Ticaret/Ekonomi |
geçmişe dönük |
retroactive s.
|
|
181 |
Ticaret/Ekonomi |
pazara dönük |
market oriented s.
|
|
182 |
Ticaret/Ekonomi |
satışa dönük |
downstream s.
|
|
183 |
Ticaret/Ekonomi |
üretime dönük |
upstream s.
|
|
184 |
Ticaret/Ekonomi |
ileriye dönük olarak |
on a going-forward basis expr.
|
|
Law |
|
185 |
Hukuk |
geriye dönük geçerlilik |
nunc pro tunc i.
|
|
186 |
Hukuk |
geriye dönük işlemeyen |
nonretroactive s.
|
|
187 |
Hukuk |
geriye dönük |
retrospective s.
|
|
Politics |
|
188 |
Siyasal |
ileriye dönük planlar |
forward plannings i.
|
|
189 |
Siyasal |
geçmişe dönük (değerlendirme/yardım) |
backdate s.
|
|
Technical |
|
190 |
Teknik |
karaya dönük |
landward i.
|
|
191 |
Teknik |
geriye dönük anket |
review i.
|
|
192 |
Teknik |
geriye dönük araştırma |
review i.
|
|
193 |
Teknik |
ayak uçları aynı yöne dönük kumpas |
odd-leg caliper i.
|
|
194 |
Teknik |
canlı müzik performanslarında sahnede arkaya dönük dayanıklı hoparlör kullanma |
foldback i.
|
|
195 |
Teknik |
yüzü karaya dönük |
landward s.
|
|
Computer |
|
196 |
Bilgisayar |
geriye dönük arama |
backtrack search i.
|
|
197 |
Bilgisayar |
sol yukarı dönük |
left face-up i.
|
|
198 |
Bilgisayar |
üstü aşağı dönük |
top face-down expr.
|
|
199 |
Bilgisayar |
üst sepet yukarı dönük |
top bin face-up expr.
|
|
Informatics |
|
200 |
Bilişim |
geriye dönük uyumluluk |
backward-compatibility i.
|
|
201 |
Bilişim |
geriye dönük tahmin yapmak |
retrodict f.
|
|
Telecom |
|
202 |
Telekom |
ileriye dönük maliyet |
forward - looking cost i.
|
|
Dyeing |
|
203 |
Boyacılık |
turkuaza dönük koyu bir yeşil tonu |
transparent chromium oxide i.
|
|
204 |
Boyacılık |
kahverenginin turuncuya dönük bir tonu |
mexican i.
|
|
205 |
Boyacılık |
kahverenginin turuncuya dönük bir tonu |
french yellow i.
|
|
206 |
Boyacılık |
kahverenginin turuncuya dönük bir tonu |
yucatan i.
|
|
207 |
Boyacılık |
kahverenginin turuncuya dönük bir tonu |
cathay i.
|
|
Automotive |
|
208 |
Otomotiv |
arkaya dönük bebek koltuğu |
rear facing baby seat i.
|
|
209 |
Otomotiv |
öne dönük çocuk koltuğu |
front facing child seat i.
|
|
210 |
Otomotiv |
dışa dönük |
toe-out s.
|
|
Marine |
|
211 |
Denizcilik |
geriye dönük yapılan dalış |
reverse dive i.
|
|
212 |
Denizcilik |
geniş tarafı rüzgara dönük olarak |
athwart zf.
|
|
Petrol |
|
213 |
Petrol |
üretime dönük endüstri/sanayi (petrol çıkarma vb.) |
upstream industry i.
|
|
Medical |
|
214 |
Medikal |
ayağın yukarı dönük olduğu şekil bozukluğu |
talipes calcaneus i.
|
|
215 |
Medikal |
ayakların içe dönük olması |
false clubfoot i.
|
|
216 |
Medikal |
ayakların içe dönük olması |
intoeing i.
|
|
217 |
Medikal |
ayakların içe dönük olması |
pigeon toe i.
|
|
218 |
Medikal |
ayakların içe dönük olması |
metatarsus varus i.
|
|
219 |
Medikal |
ayakların içe dönük olması |
metatarsus adductus i.
|
|
220 |
Medikal |
ayakların içe dönük olması |
in-toe gait i.
|
|
221 |
Medikal |
geriye dönük validasyon |
retrospective validation i.
|
|
222 |
Medikal |
geriye dönük inceleme |
retrospective analysis i.
|
|
223 |
Medikal |
geriye dönük analizi |
retrospective analysis i.
|
|
224 |
Medikal |
tıbbi kayıtların geriye dönük yöntemle incelenmesi |
retrospective medical record review i.
|
|
225 |
Medikal |
ayak parmakları içe dönük |
intoed s.
|
|
Psychology |
|
226 |
Psikoloji |
geriye dönük amnezi |
retrograde amnesia i.
|
|
227 |
Psikoloji |
ileriye dönük amnezi |
anterograde amnesia i.
|
|
228 |
Psikoloji |
iknaya dönük tanım |
persuasive definition i.
|
|
229 |
Psikoloji |
ileriye dönük |
anterograde i.
|
|
230 |
Psikoloji |
ileriye dönük bellek |
anterograde memory i.
|
|
231 |
Psikoloji |
dışa dönük kimse |
extravert i.
|
|
232 |
Psikoloji |
içe dönük, sezgisel, his odaklı ve yargılayıcı |
introverted, intuitive, feeling, and judging (infj) i.
|
|
233 |
Psikoloji |
geriye dönük biliş |
retrocognition i.
|
|
Mental Health |
|
234 |
Ruhbilim |
içe dönük ve hayalci davranış sergileme eğiliminde |
schizothymic s.
|
|
Pathology |
|
235 |
Patoloji |
anormal biçimde dışa dönük (kemik) |
valgoid s.
|
|
Optics |
|
236 |
Optik |
alt dönük |
bevel-down i.
|
|
237 |
Optik |
aşağı dönük |
bevel-down i.
|
|
238 |
Optik |
içe dönük kapak |
entropion i.
|
|
Geometry |
|
239 |
Geometri |
içe dönük açı |
reentering angle i.
|
|
240 |
Geometri |
dikdörtgenden ovale dönük (şekil) |
oblong-ovate s.
|
|
Logic |
|
241 |
Mantık |
geçmişe dönük olarak değilleyen |
destructive s.
|
|
Statistics |
|
242 |
İstatistik |
geriye dönük çalışma |
retrospective study i.
|
|
Chemistry |
|
243 |
Kimya |
yarı dönük |
hemitrope s.
|
|
Marine Biology |
|
244 |
Deniz Biyolojisi |
geriye dönük yapılandırma |
retrospective pattern i.
|
|
245 |
Deniz Biyolojisi |
sola dönük |
reversed s.
|
|
Astronomy |
|
246 |
Gökbilim |
dünya'nın manyetosfer katmanının güneş'e dönük olmayan tarafındaki uzun ve örtücü dairesel dış kenarı |
magnetotail i.
|
|
247 |
Gökbilim |
dört librasyon etkisinin ay'ın dünya'ya dönük kısımlarının bir görünüp bir kaybolmasına sebep olan kombinasyonu |
libration of the moon i.
|
|
248 |
Gökbilim |
ışını dünya'ya dönük kuasar |
blazar i.
|
|
249 |
Gökbilim |
dikey yüzeyi bulunup pusulanın dört ana yönünden herhangi birine doğrudan dönük olan (güneş saati) |
direct s.
|
|
250 |
Gökbilim |
(ay) uçları sola dönük şekilde giderek büyüyen |
increscent s.
|
|
Zoology |
|
251 |
Zooloji |
at toynağında içe dönük çıkıntılı çizgi |
bar i.
|
|
252 |
Zooloji |
geriye dönük (kıl, tüy, vb.) |
reclinate s.
|
|
Botanic |
|
253 |
Botanik |
bitki habitatının güneşe dönük olduğu pusula açısı |
aspect i.
|
|
254 |
Botanik |
kenarları yeryüzüne ve göğe dönük olup ayaları ufku işaret eden yapraklar |
vertical leaves i.
|
|
255 |
Botanik |
(yaprak/çiçek vb) ana gövdeye dönük |
adverse s.
|
|
256 |
Botanik |
aşağı dönük |
reclinate s.
|
|
257 |
Botanik |
yumurtacık ağzı aşağı dönük olup kabuk çıkıntısı bulunan (tohum taslağı) |
apotropous s.
|
|
258 |
Botanik |
tabana dönük |
basiscopic s.
|
|
259 |
Botanik |
arkaya dönük |
retrorse s.
|
|
260 |
Botanik |
ters dönük |
reverse s.
|
|
261 |
Botanik |
ana sapa dönük |
posterior s.
|
|
262 |
Botanik |
eksene dönük |
posterior s.
|
|
263 |
Botanik |
(bitki bölümleri) arkaya dönük |
postical s.
|
|
264 |
Botanik |
(bitki bölümleri) arkaya dönük |
posticous s.
|
|
Social Sciences |
|
265 |
Sosyal Bilimler |
içe dönük yamyamlık |
endocannibalism i.
|
|
266 |
Sosyal Bilimler |
dışa dönük yamyamlık |
exocannibalism i.
|
|
Education |
|
267 |
Eğitim |
kendine dönük zeka |
intrapersonal intelligence i.
|
|
Linguistics |
|
268 |
Dilbilim |
ileriye dönük engelleme |
inhibition i.
|
|
History |
|
269 |
Tarih |
sapı aşağı dönük yonca yaprağı şeklindeki arma figürü |
trefoil i.
|
|
270 |
Tarih |
armada arkası dönük görünen (kartal vb. figür) |
recursant s.
|
|
271 |
Tarih |
(hanedanlık armaları) başı dışında vücudunun tamamı bakan kişiye dönük |
gardant s.
|
|
Geography |
|
272 |
Coğrafya |
nehre dönük |
riverward s.
|
|
Meteorology |
|
273 |
Meteoroloji |
ileriye dönük değerlendirme |
further outlook i.
|
|
Geology |
|
274 |
Jeoloji |
geriye dönük çözümleme analiz |
back analysis i.
|
|
275 |
Jeoloji |
geriye dönük çözümleme |
back analysis i.
|
|
Military |
|
276 |
Askeri |
aşağı dönük hava kamerasında film düzleminin yer düzlemine paralel olmaması |
tilt i.
|
|
277 |
Askeri |
yetiştirmeye dönük değerlendirme |
formative evaluation i.
|
|
278 |
Askeri |
düşmana dönük küçük savunma yapısı |
bonnet i.
|
|
279 |
Askeri |
yürüyüş hattının sağa veya sola dönük olup ön ve arka sıra yan yana yürüyecek şekilde ilerlemesi |
file marching i.
|
|
280 |
Askeri |
bordası veya yanı ateş edene dönük olan |
broadside s.
|
|
Sport |
|
281 |
Spor |
kaykaycının normalin tersi yönüne dönük olduğu bir pozisyon |
fakey i.
|
|
282 |
Spor |
kaykaycının normalin tersi yönüne dönük olduğu bir pozisyon |
fakie i.
|
|
283 |
Spor |
avuç içleri yüze dönük olarak barfiks çekmek |
chin up f.
|
|
284 |
Spor |
(özellikle golfte duruş) vücudun ön tarafı öne dönük |
open s.
|
|
Basketball |
|
285 |
Basketbol |
arkası potaya dönük topu aldıktan sonra potaya dönüp zıplayarak yapılan atış |
turnaround jumper i.
|
|
Music |
|
286 |
Müzik |
çiftlerin iki uzun sıra halinde yüzleri birbirlerine dönük şekilde gerçekleştirdiği yöresel bir dans |
longways dance i.
|
|
287 |
Müzik |
(çiftlerin yüzleri birbirine dönük) iki uzun sıra halinde |
longways zf.
|
|
Theatre |
|
288 |
Tiyatro |
sahnenin yüzü seyirciye dönük gösteri sanatçısına göre sağında kalan bölümü |
opposite prompt i.
|
|
Archaic |
|
289 |
Eski Kullanım |
arkası dönük bir şekilde |
awayward zf.
|
|
Ornithology |
|
290 |
Kuşbilim |
recurvirosta cinsine ait uzun, ince ve yukarı dönük gagalı çeşitli uzun bacaklı kıyı kuşlarına verilen ad |
avoset i.
|
|
Entomology |
|
291 |
Böcek Bilimi |
örümcek bacağının içe dönük bölümünde yer alan dişli çıkıntı |
serrula i.
|
|