Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
emin olmak
"emin olmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 35 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
emin olmak
ensure
f.
2
Yaygın Kullanım
emin olmak
make sure
f.
General
3
Genel
emin olmak
be positive about
f.
4
Genel
emin olmak
be sure
f.
5
Genel
emin olmak
be advised
f.
6
Genel
emin olmak
know one's own mind
f.
7
Genel
emin olmak
insure
f.
8
Genel
emin olmak
rest assured
f.
9
Genel
emin olmak
be certain
f.
10
Genel
emin olmak
feel certain
f.
11
Genel
emin olmak
be positive of
f.
12
Genel
emin olmak
check on
f.
13
Genel
emin olmak
be sure of
f.
14
Genel
emin olmak
know for sure
f.
15
Genel
emin olmak
know for certain
f.
16
Genel
emin olmak
assure oneself
f.
17
Genel
emin olmak
assecure [obsolete]
f.
18
Genel
emin olmak
mind
f.
19
Genel
emin olmak
broadseal
f.
Colloquial
20
Konuşma Dili
emin olmak
bet one's boots on
f.
21
Konuşma Dili
emin olmak
make certain
f.
22
Konuşma Dili
emin olmak
make sure
f.
23
Konuşma Dili
emin olmak
make sure of
f.
24
Konuşma Dili
emin olmak
bet on it
f.
25
Konuşma Dili
emin olmak
ice
f.
26
Konuşma Dili
emin olmak
see to it
f.
Idioms
27
Deyim
emin olmak
know for a fact
f.
28
Deyim
emin olmak
bet (one's) boots
f.
29
Deyim
emin olmak
one can bet one's bottom dollar
f.
30
Deyim
emin olmak
know your own mind
f.
Technical
31
Teknik
emin olmak
make certain
f.
32
Teknik
emin olmak
make sure
f.
33
Teknik
emin olmak
verify
f.
34
Teknik
emin olmak
assure
f.
Slang
35
Argo
emin olmak
bet one's ass
f.
"emin olmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 122 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
birisinin parası olup olmadığından emin olmak
see the color of someone's money
f.
2
Genel
emin olmak (bir şey hakkında)
tell
f.
3
Genel
emin olmak için gerekeni yapmak
make sure
f.
4
Genel
kendinden emin olmak
be sure of oneself
f.
5
Genel
bir şeyden emin olmak
be positive of
f.
6
Genel
bir şeyden emin olmak
be positive about
f.
7
Genel
-den emin olmak
be sure about
f.
8
Genel
doğru olup olmadığından emin olmak
make sure of
f.
9
Genel
doğruluğundan emin olmak
make certain of
f.
10
Genel
emin ellerde olmak
be in safe hands
f.
11
Genel
emin olmak (bir şey hakkında)
be sure of/about
f.
12
Genel
-den emin olmak
make sure of
f.
13
Genel
adı gibi emin olmak
know for certain
f.
14
Genel
kendinden emin bir havası olmak
have an air of confidence
f.
15
Genel
hemen hemen emin olmak
all but certain
f.
16
Genel
kendinden emin olmak
promise one's self
f.
17
Genel
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek
countercheck
f.
Phrasals
18
Öbek Fiiller
varlığından emin olmak
swear by
f.
19
Öbek Fiiller
bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için sözkonusu kişiyle irtibat halinde olmak
follow up with somebody
f.
20
Öbek Fiiller
(bir şeyin birine) teslim edildiğinden emin olmak
get to (someone)
f.
21
Öbek Fiiller
-in onayladığından emin olmak
square with
f.
22
Öbek Fiiller
birinin onayladığından emin olmak
square something with someone
f.
23
Öbek Fiiller
(bir şeyle) uyuştuğundan emin olmak
key to (something)
f.
24
Öbek Fiiller
bir projenin/işin yolunda gittiğinden emin olmak
nurse along
f.
25
Öbek Fiiller
(bir şeyden/bir şeyin olacağından) emin olmak
bet on (something)
f.
26
Öbek Fiiller
(birinden) emin olmak
bet on (someone)
f.
27
Öbek Fiiller
(birinin) ölçülerini alarak (bir giysiye) uygun olduğundan emin olmak
fit (one) for (something)
f.
28
Öbek Fiiller
(bir giysinin birine) uyacağından emin olmak
fit (one) for (something)
f.
29
Öbek Fiiller
birinin ölçülerini alarak bir giysiye uygun olduğundan emin olmak
fit someone for something
f.
30
Öbek Fiiller
bir giysinin birine uyacağından emin olmak
fit someone for something
f.
31
Öbek Fiiller
(bir işin) yapılıp yapılmadığından emin olmak için söz konusu kişiyle irtibat halinde olmak
follow up on (something)
f.
32
Öbek Fiiller
bir işin yapılıp yapılmadığından emin olmak için (biriyle) irtibat halinde olmak
follow up with (one)
f.
33
Öbek Fiiller
(bir şey) sınırları içerisinde olduğundan emin olmak
keep to (something)
f.
34
Öbek Fiiller
(bir şeyden) emin olmak/durmak
stand behind (something)
f.
35
Öbek Fiiller
(bir şeyden) emin olmak
swear by (something)
f.
Phrases
36
İfadeler
'-in duyulduğundan/bilindiğinden emin olmak
let it be known that…
f.
37
İfadeler
'-in duyulduğundan/bilindiğinden emin olmak
make it known that…
f.
Colloquial
38
Konuşma Dili
kendinden emin olmak
know what (one) is about
f.
39
Konuşma Dili
bir şeyin yapıldığından emin olmak
see to it that something is done
f.
40
Konuşma Dili
bir şeyin yapıldığından emin olmak
see that something is done
f.
41
Konuşma Dili
başarıdan emin olmak
have it made
f.
42
Konuşma Dili
birinin iyi olduğundan emin olmak
make sure someone is all right
f.
43
Konuşma Dili
hakkında emin olmak
be clear about
f.
44
Konuşma Dili
kesinlikle emin olmak
bet one's boots on
f.
45
Konuşma Dili
-den emin olmak
see to it that
f.
46
Konuşma Dili
kendinden çok emin olmak
be cocksure of (oneself)
f.
47
Konuşma Dili
harekete geçmeden önce karar vermek/emin olmak
cut out
f.
48
Konuşma Dili
başarıdan emin olmak
get it made
f.
49
Konuşma Dili
(bir şeyden) emin olmak
be certain of (something)
f.
50
Konuşma Dili
(bir şeydin olacağından/olduğundan) emin olmak
be certain that (something will happen or is the case)
f.
51
Konuşma Dili
son derece emin olmak
bet on it
f.
52
Konuşma Dili
(bir şeyin) yapıldığından/gerçekleştiğinden emin olmak
see (to it) that (something happens)
f.
53
Konuşma Dili
(bir şeyin) olduğundan/yerine getirildiğinden emin olmak
see (to it) that (something happens)
f.
54
Konuşma Dili
yapıldığından/bittiğinden emin olmak
see that it is done
f.
55
Konuşma Dili
emin olmak için
for good measure
expr.
56
Konuşma Dili
(sadece) emin olmak için
(just) to be safe
expr.
57
Konuşma Dili
emin olmak mümkün değil
(there's) no way to tell
expr.
58
Konuşma Dili
emin olmak mümkün değil
no way to tell
expr.
Idioms
59
Deyim
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak
bet (one's) shirt on (something)
f.
60
Deyim
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak
bet someone dollars to doughnuts
f.
61
Deyim
(bir şey olacağına) emin olmak
be no question that (something will happen/is the case)
f.
62
Deyim
çok emin olmak
bet one's bottom dollar
f.
63
Deyim
çok emin olmak
feel it in one's bones
f.
64
Deyim
çok emin olmak
bet one's life
f.
65
Deyim
göz önünde olduğundan emin olmak
keep someone in sight
f.
66
Deyim
kendinden emin olmak
be secure in one's skin
f.
67
Deyim
kendinden emin olmak
comfortable in one's skin
f.
68
Deyim
tümüyle emin olmak
set the record straight
f.
69
Deyim
tümüyle emin olmak
keep the record straight
f.
70
Deyim
tümüyle emin olmak
put the record straight
f.
71
Deyim
tümüyle emin olmak
get the record straight
f.
72
Deyim
(çok emin olmak) kalıbını basmak
stake your life
f.
73
Deyim
(çok emin olmak) kalıbını basmak
stake one's life
f.
74
Deyim
(emin olmak için) kitaba bakmak
look up
f.
75
Deyim
(bir şeyin olacağından) emin olmak
feel something in one's bones
f.
76
Deyim
(bir şeyi yaptığından) emin olmak
make it a point to (do something)
f.
77
Deyim
(birinin) her zaman doğruyu söylediğinden emin olmak
keep (one) honest
f.
78
Deyim
birinin bir şeyi doğru anladığından emin olmak
put straight
f.
79
Deyim
doğru hissettiğinden, davrandığından, düşündüğünden emin olmak
put straight
f.
80
Deyim
birinin (bir şeyi) doğru anladığından emin olmak
put somebody straight (about/on something)
f.
81
Deyim
birinin (bir şey hakkındaki) unsurları yanlış anlamadığından emin olmak
put somebody straight (about/on something)
f.
82
Deyim
birinin (bir şeyi) doğru anladığından emin olmak
set somebody straight (about/on something)
f.
83
Deyim
birinin (bir şey hakkındaki) unsurları yanlış anlamadığından emin olmak
set somebody straight (about/on something)
f.
84
Deyim
-den emin olmak
be safe in the knowledge that
f.
85
Deyim
(bir şeyin) zaman harcamaya değeceğinden emin olmak
make (something) worth (one's) while
f.
86
Deyim
(bir şeyi) yaparken vaktini boşa harcamadığından emin olmak
make (something) worth (one's) while
f.
87
Deyim
kendinden emin olmak
be on firm ground
f.
88
Deyim
inançlarından, bilgisinden emin olmak
be on firm ground
f.
89
Deyim
kendinden emin ve neşeli olmak
be bright and breezy
f.
90
Deyim
(kendinden) fazla emin olmak
be cocksure of (oneself)
f.
91
Deyim
(kendinden) gayet emin olmak
be cocksure of (oneself)
f.
92
Deyim
kendinden emin olmak
be in control
f.
93
Deyim
(bir şeyden) emin olmak
be sold on (something)
f.
94
Deyim
bir şeyden emin olmak
be sold on something
f.
95
Deyim
(bir şeyi) yaptığından emin olmak
be sure to (do something)
f.
96
Deyim
kesinlikle emin olmak
bet (one's) boots
f.
97
Deyim
adı kadar emin olmak
bet (one's) boots
f.
98
Deyim
çok emin olmak
bet bottom dollar
f.
99
Deyim
yüzde yüz/kesinlikle emin olmak
bet dollars to doughnuts
f.
100
Deyim
kesinlikle emin olmak
one can bet one's bottom dollar
f.
101
Deyim
başaracağından emin olmak
fancy (one's) chances
f.
102
Deyim
başaracağından emin olmak
fancy chances
f.
103
Deyim
başaracağından emin olmak
fancy your chances
f.
104
Deyim
başaracağından emin olmak
fancy someone's chances
f.
105
Deyim
birinin başaracağından emin olmak
fancy somebody's chances
f.
106
Deyim
doğru yolda gittiğinden/ilerlediğinden emin olmak
keep on (the right) track
f.
107
Deyim
bir şeyden bahse girecek kadar emin olmak
make book on something
f.
108
Deyim
bir şeyden emin olmak
make certain (that) something
f.
109
Deyim
(bir şeyden) emin olmak
make certain of (something)
f.
110
Deyim
bir şeyden emin olmak
make certain of something/of doing something
f.
111
Deyim
(bir şeyin) olacağından emin olmak
put (one's) money on (something)
f.
112
Deyim
birinin bir şey yapacağından/bir şeyin olacağından emin olmak
put (your) money on somebody/something
f.
113
Deyim
olacağından emin olmak
put your shirt on [uk]
f.
114
Deyim
emin olmak imkansız
(there's) no knowing
expr.
115
Deyim
emin olmak için (bir şey yapmak)
(do something) for good measure
expr.
Speaking
116
Konuşma
sadece iyi olduğundan emin olmak istedim
I just wanted to make sure you were all right
expr.
117
Konuşma
sen olduğundan emin olmak istedim
just want to make sure it's you
expr.
Hunting
118
Silah/Atıcılık
namlu ve mekanizmaların sağlamlığından emin olmak için yapılan yüksek şarjlı deneme atışı
proof
i.
Slang
119
Argo
bahse girecek kadar emin olmak
make book on
f.
120
Argo
başarıdan emin olmak
have it knocked
f.
121
Argo
kazanacağından/başarılı olacağından emin olmak
have it knocked
f.
122
Argo
kesinlikle emin olmak
bet one's ass
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of emin olmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy