fırçalamak - Türkçe İngilizce Sözlük

fırçalamak

"fırçalamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
fırçalamak brush f.
Mary brushed her horse.
Mary atını fırçaladı.

More Sentences
General
fırçalamak brush f.
The boy had bad teeth because he neglected to brush them.
Oğlanın dişleri kötüydü çünkü fırçalamayı ihmal ediyordu.

More Sentences
fırçalamak scrub f.
Tom asked Mary to scrub the toilet.
Tom Mary'den tuvaleti fırçalamasını rica etti.

More Sentences
Phrasals
fırçalamak brush away f.
She brushed away the dust.
Tozları fırçaladı.

More Sentences
Technical
fırçalamak brush f.
Brush your teeth well.
Dişlerini iyice fırçala.

More Sentences
fırçalamak scrub f.
Tom scrubbed the bathtub.
Tom küveti fırçaladı.

More Sentences
Textile
fırçalamak brush f.
Brush your teeth twice a day at least.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.

More Sentences
General
fırçalamak whisker f.
fırçalamak chew out f.
fırçalamak whisk f.
fırçalamak brush up f.
fırçalamak scour f.
fırçalamak dust f.
fırçalamak come down on f.
fırçalamak castigate f.
fırçalamak delitigate [obsolete] f.
fırçalamak scum [obsolete] f.
fırçalamak sker f.
Phrasals
fırçalamak brush down f.
fırçalamak chew off f.
fırçalamak drop into f.
Idioms
fırçalamak give (someone) (a bit of) curry f.
fırçalamak chew over f.
fırçalamak haul someone on the carpet f.
fırçalamak call someone on the carpet f.
fırçalamak tar and feather f.
fırçalamak pin one's ears back f.
Slang
fırçalamak chew (one's) ass (out) f.
fırçalamak give (someone) the business f.
fırçalamak give someone the business f.
fırçalamak ream (one's) butt f.
fırçalamak put (one's) ass in a sling f.
fırçalamak chew your ass [us] f.

"fırçalamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

Türkçe İngilizce
General
dişlerini fırçalamak brush one's teeth f.
One should brush one's teeth every day.
İnsan her gün dişlerini fırçalamalı.

More Sentences
dişleri fırçalamak brush the teeth f.
Brushing the teeth helps protect against dental caries.
Dişleri fırçalamak diş çürüklerine karşı korunmaya yardımcı olur.

More Sentences
üstünü fırçalamak brush down f.
diş fırçalamak brush teeth f.
diş fırçalamak brush one's teeth f.
içini fırçalamak brush out f.
dişini fırçalamak brush one's teeth f.
hafif darbelerle fırçalamak dab f.
Phrasals
(saçı) arkaya doğru fırçalamak brush back f.
geriye fırçalamak brush back f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden fırçalamak swish something off (of) someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden fırçalamak swish something off f.
bir şeyi fırçalamak brush something down f.
birinin üstünü fırçalamak brush someone off f.
birinin/bir şeyin üstünden bir şeyi fırçalamak brush something off someone or something f.
(birini) fırçalamak come down on (someone) f.
'-i fırçalamak lash at f.
(birini/bir şeyi) fırçalamak lash at (someone or something) f.
(birini) fırçalamak speak with (someone) f.
Colloquial
(birini) fırçalamak climb f.
(birini) fırçalamak thrash on (one) f.
birini fırçalamak thrash on someone f.
(mecazen) fırçalamak murder f.
(birini) fırçalamak get (all) up in (one's) (something) f.
birini fırçalamak give it to someone f.
Idioms
saçını şöyle bir fırçalamak/taramak run a brush through (one's) hair f.
saçını hızlıca fırçalamak/taramak run a brush through (one's) hair f.
birisini fırçalamak chew someone out f.
birisini fırçalamak eat someone out f.
birini iyice bir haşlamak/paylamak/azarlamak/fırçalamak pin someone’s ears back f.
güçlü bir şekilde ovmak/fırçalamak use (a little) (bit of) elbow grease f.
kuvvetlice ovmak/fırçalamak use (a little) (bit of) elbow grease f.
(birini) fırçalamak bring (one) to task f.
(birini) fırçalamak call (one) on the carpet f.
(birini) fırçalamak call (one) to task f.
(birini) fena fırçalamak/azarlamak come down hard on (someone) f.
(birini/bir şeyi) fena fırçalamak/paylamak come down (hard) (on someone or something) f.
(birini) fırçalamak get (all) up in (one's) face f.
(birini) fena fırçalamak give (one) hail columbia f.
fena fırçalamak give hail columbia f.
(birini) fırçalamak haul (one) on the carpet f.
(birini) fena fırçalamak nail (one) to a cross f.
(birini) fena fırçalamak nail (one) to the wall f.
(birini) fena fırçalamak nail (one's) hide to the wall f.
(birini) fırçalamak raise the devil (with someone) f.
(birini) fırçalamak raise hell (with someone) f.
(birini) azarlamak/fırçalamak round upon (one) f.
Dentistry
(diş macunu ile) diş fırçalamak clean f.
Gastronomy
sert bir şeyle fırçalamak scrub f.
Sport
(körling) buzu hafifçe fırçalamak clean f.
Slang
birisini fırçalamak chew somebody's ass out f.
(birini) fırçalamak bust (someone's) balls f.
(birini) fırçalamak bust (someone's) chops f.
(birini) fırçalamak bust (someone's) chops f.
saçlarını taramak/fırçalamak level one’s locks f.
birini fena fırçalamak chew someone's ass out f.
birini fena fırçalamak chew someone's ass out f.
birini fena fırçalamak chew someone's ass f.
(birini) fena fırçalamak give (one) hell f.
saçını taramak/fırçalamak level the locks f.