highly - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

highly

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"highly" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 27 sonuç

İngilizce Türkçe
General
highly zf. çok iyi
highly zf. ziyadesiyle
highly zf. yüksek derecede
highly zf. pek çok
highly zf. çok olumlu bir şekilde
highly zf. son derece
highly zf. çok
highly zf. bir hayli
highly zf. hayli
highly zf. oldukça
highly zf. pek
highly zf. gayet
highly zf. yüksek konumda
highly zf. yüksek fiyatlı
highly zf. yüksek maliyetli
highly zf. yüksek fiyata
highly zf. yüksek maliyete
highly zf. hayranlıkla
highly zf. cömertçe
highly zf. yüksek oranda
highly zf. yüksek ücretli
highly zf. yüksek seviyede
highly zf. yüksek rütbede
highly zf. onay ile
highly zf. asil bir şekilde
highly zf. yüce bir şekilde
highly zf. ağırbaşlı bir şekilde

"highly" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 146 sonuç

İngilizce Türkçe
General
highly-paid job i. yüksek maaşlı iş
highly decorated officer i. göğsü brövelerle dolu subay
esteem highly f. büyük görmek
think highly of f. takdir etmek
become highly questionable f. tartışılır hale gelmek
become a highly controversial topic f. tartışılır hale gelmek
admire very highly f. hayranlık beslemek
speak highly of somebody f. övgüyle söz etmek
be highly pleased f. dört köşe olmak
highly pleased f. dört köşe olmak
be highly ignorant f. çok bilgisiz olmak
think highly of oneself f. fasulye gibi kendini nimetten saymak
highly recommend f. şiddetle önermek
esteem very highly f. çok saygı duymak
esteem very highly f. çok değer vermek
speak highly of f. methetmek
speak highly of f. övmek
think highly of oneself f. kendini bir şey sanmak
become a highly controversial topic f. son derece tartışmalı bir konu halini almak
speak highly of f. övgüyle bahsetmek
can't help speaking highly of something/someone all the time f. anlata anlata bitirememek
to never stop speaking highly of something/someone f. anlata anlata bitirememek
highly gifted s. üstün yetenekli
highly gifted s. kabiliyetli
highly placed s. kıdemli
highly educated s. iyi eğitim almış
highly strung s. gergin
highly talented s. çok üstün yetenekli (oyuncu vb)
highly skilled s. çok becerikli (işçi)
highly productive s. verimi yüksek
highly productive s. yüksek verimli
highly qualified s. son derece kalifiye
highly qualified s. yüksek vasıflı
highly qualified s. son derece yetenekli
highly qualified s. son derece vasıflı
highly regarded s. son derece saygın
highly motivated s. yüksek motivasyonlu
highly strung s. sinirli
highly strung s. gergin (kimse)
highly reputable s. son derece saygın
highly important s. son derece önemli
highly effective s. oldukça tesirli
highly effective s. hayli etkili
highly effective s. oldukça etkili
highly effective s. hayli tesirli
highly influential s. bir hayli tesirli
highly influential s. bir hayli etkili
highly reliable s. yüksek güvenilirlikli
highly trained s. iyi eğitimli
highly trained s. yüksek eğitimli
highly enjoyable s. son derece keyifli
highly enjoyable s. son derece eğlenceli
highly-sexed s. seks düşkünü
highly experienced s. çok deneyimli
highly experienced s. çok tecrübeli
highly-committed s. kendini son derece adamış
highly recommended s. şiddetle tavsiye edilen
highly unusual s. bir hayli sıra dışı
highly unusual s. oldukça sıra dışı
highly charged s. gerilimli
highly-charged s. gerilimli
highly-charged s. hararetli (tartışma)
highly charged s. hararetli
highly-charged s. hararetli
highly charged s. aşırı gerilimli
highly charged s. hararetli (tartışma)
highly-charged s. aşırı gerilimli
highly poisonous s. aşırı zehirli
highly poisonous s. çok zehirli
highly touted s. son derece süslü
highly poisonous s. çok zehirli
highly poisonous s. son derece zehirli
highly acclaimed s. geniş kitleler tarafından beğenilen
highly odd s. son derece saçma
highly likely zf. kuvvetle muhtemel
highly-likely zf. kuvvetle muhtemel
highly unlikely zf. uzak ihtimal
highly likely zf. büyük ihtimalle
Colloquial
a highly worrisome development i. son derece kaygı verici bir gelişme
highly regarded s. çok saygın
highly strung s. gergin
highly regarded s. itibar sahibi
highly regarded s. muteber
highly strung expr. sinirli
Idioms
think highly of someone f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think highly of someone f. iyi gözle bakmak
think highly of someone f. takdir etmek
speak highly of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) methetmek
speak highly of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) övmek
speak highly of (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) övgüyle bahsetmek
speak highly of (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) övgüyle söz etmek
think highly of f. hakkında iyi/olumlu düşünmek
think highly of f. iyi gözle bakmak
think highly of f. takdir etmek
think highly of (someone or something) f. (biri/bir şey) hakkında iyi/olumlu düşünmek
think highly of (someone or something) f. (birine/bir şeye) iyi gözle bakmak
think highly of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) takdir etmek
Speaking
I'm glad you think so highly of me expr. beni bu kadar düşündüğüne çok sevindim
she/he spoke highly of you expr. senden övgüyle bahsetti
she/he spoke highly of you expr. senden övgüyle söz etti
Trade/Economic
highly-geared company i. özsermayesine oranla yüksek borca sahip şirket
highly competitive market i. rekabetin çok olduğu piyasa
highly industrialized s. büyük çapta sanayileşmiş
Politics
highly indebted poor countries i. ağır borç yükleri altındaki fakir ülkeler
highly disputed issues i. üzerinde en fazla tartışılan konular
highly symbolic i. yüksek temsil
Insurance
highly protected risk i. çok iyi korumalı riziko
Tourism
highly available s. yüksek erişimli
Technical
highly corrosive conditions i. aşırı korozif şartlar
highly accelerated stress test i. çok hızlandırılmış gerilim deneyi
highly accelerated stress tests i. çok hızlandırılmış gerilim deneyleri
highly absorptive aggregate i. çok emici agrega
highly reflective coating i. yansıtıcılığı yüksek kaplama
highly accelerated stress test i. yüksek seviyede hızlandırılmış zorlama deneyi
highly accelerated temperature and humidity stress test i. yüksek seviyede hızlandırılmış sıcaklık ve nem zorlaması deneyi
highly elastic i. yüksek elastiki
highly organic soil i. yüksek oranda örgensel toprak
highly inflammable s. çok tutuşkan
highly sensitive s. çok hassas
highly elastic s. elastikiyeti yüksek
highly elastic s. esnekliği yüksek
highly stressed s. yüksek gerilimli
highly elastic s. yüksek esneklikli
highly soluble s. yüksek oranda çözünür
Informatics
highly superior autobiographical memory i. son derece üstün otobiyografik bellek
Textile
highly forgiving i. tolerans
highly forgiving i. yüksek kararlılık
Medical
highly hazardous substances i. çok tehlikeli maddeler
highly biocompatible enzyme aggregates i. yüksek biyouyumlu enzim agregatları
highly proliferating cells i. yüksek çoğalma erkinde olan hücreler
haart (highly active antiretroviral therapy) kısalt. çok etkin antiretroviral tedavi
Dentistry
highly arched palate i. yüksek damak
Pathology
highly pathogenic avian influenza i. yüksek derecede patojenik kuş gribi
highly infective s. oldukça enfektif (mikroorganizma)
highly infective s. oldukça hastalık bulaştırıcı (mikroorganizma)
Chemistry
heu (highly enriched uranium) kısalt. aşırı zenginleştirilmiş uranyum
Biology
highly interconnected porous tissue scaffold i. yüksek gözenek bağlantılı doku iskelesi
Marine Biology
highly migratory species i. uzak göçmen balıklar
Social Sciences
highly-developed s. endüstriyel kalkınması yüksek (toplum)
Education
highly trusted sponsor status i. çok güvenilen (yüksek güvenilirlikli) sponsorluk statüsü
Environment
highly-enriched uranium i. aşırı zenginleştirilmiş uranyum
highly polar s. polaritesi yüksek
Geography
highly moist s. yüksek rutubetli
Military
highly decorated officer i. göğsü brövelerle dolu asker
Sport
highly strung s. el tutma yeri ve kiriş arasında yumruktan daha büyük mesafe olan (yay)
highly-strung s. el tutma yeri ve kiriş arasında yumruktan daha büyük mesafe olan (yay)