Geçmiş

hold out

"hold out" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 36 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	hold out f.	dayanmak
2	Genel	hold out f.	ileri sürmek
3	Genel	hold out f.	önermek
4	Genel	hold out f.	direnmek
5	Genel	hold out f.	tutunmak
6	Genel	hold out f.	vaat etmek
7	Genel	hold out f.	ayak diremek
8	Genel	hold out f.	ısrar etmek
9	Genel	hold out f.	yetmek
10	Genel	hold out f.	sürmek
11	Genel	hold out f.	devam etmek
12	Genel	hold out f.	sunmak
13	Genel	hold out f.	uzatmak
14	Genel	hold out f.	vadetmek
15	Genel	hold out f.	vermek
Phrasals
16	Öbek Fiiller	hold out f.	vazgeçmemek
17	Öbek Fiiller	hold out f.	uzanmak
18	Öbek Fiiller	hold out f.	ulaşmak
19	Öbek Fiiller	hold out f.	teklif etmek
20	Öbek Fiiller	hold out f.	göstermek
21	Öbek Fiiller	hold out f.	(iskambil oyununda) kartı hile amacıyla elinde tutmak
22	Öbek Fiiller	hold out f.	çalışmaya devam etmek
23	Öbek Fiiller	hold out f.	kendi koşullarında diretmek
24	Öbek Fiiller	hold out f.	(ortamda) takılmak
25	Öbek Fiiller	hold out f.	anlaşmaya varmayı reddetmek
26	Öbek Fiiller	hold out f.	taviz vermeden beklemek
27	Öbek Fiiller	hold out f.	zorluk veya sıkıntı içinde yaşamaya devam etmek
28	Öbek Fiiller	hold out f.	temsil etmek
29	Öbek Fiiller	hold out f.	çalışmaya devam etmek
30	Öbek Fiiller	hold out f.	takılmak
31	Öbek Fiiller	hold out f.	kenara ayırmak
32	Öbek Fiiller	hold out f.	sonraya saklamak
Military
33	Askeri	hold out f.	savaşmaya devam etmek
34	Askeri	hold out f.	düşmana karşı mücadeleye devam etmek
Archaic
35	Eski Kullanım	hold out f.	sürdürmek
36	Eski Kullanım	hold out f.	müdafaa etmek

"hold out" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 40 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	hold out on one f.	birinden gizlemek
2	Genel	hold out for f.	aşırı istemek
3	Genel	hold out the olive branch f.	zeytin dalı uzatmak
4	Genel	hold out a carrot to somebody f.	yemlemek
Phrasals
5	Öbek Fiiller	hold out [obsolete] f.	korumak
6	Öbek Fiiller	hold out [obsolete] f.	muhafaza etmek
7	Öbek Fiiller	hold out on f.	ayak diremek
8	Öbek Fiiller	hold out on f.	boyun eğmemek
9	Öbek Fiiller	hold out on f.	bilgi vermeyi reddetmek
10	Öbek Fiiller	hold out on f.	bilgi vermemek
11	Öbek Fiiller	hold out for f.	destek vermeye devam etmek
12	Öbek Fiiller	hold out for f.	dayanmak
13	Öbek Fiiller	hold out for someone f.	çekinmek
14	Öbek Fiiller	hold out for someone f.	geri durmak
15	Öbek Fiiller	hold out on f.	teslim olmamak
16	Öbek Fiiller	hold (someone or something) out of (something) f.	(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak
17	Öbek Fiiller	hold (someone or something) out of (something) f.	(birini/bir şeyi bir şeyden) korumak
18	Öbek Fiiller	hold (someone or something) out of (something) f.	(birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak
19	Öbek Fiiller	hold something out (to someone) f.	(birine) bir şey sunmak
20	Öbek Fiiller	hold something out (to someone) f.	(birine) bir şey önermek/teklif etmek
21	Öbek Fiiller	hold something out (to someone) f.	(birine) bir şey uzatmak
22	Öbek Fiiller	hold something out (to someone) f.	(birine) bir şey vermek
23	Öbek Fiiller	hold out for (someone or something) f.	(daha iyi biri/bir şey) için bir teklifi reddetmek
24	Öbek Fiiller	hold out on (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden) para, bilgi saklamak/gizlemek
25	Öbek Fiiller	hold (something) out on (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden para, bilgi) saklamak/gizlemek
26	Öbek Fiiller	hold (something) out on (someone or something) f.	(birinden/bir şeyden bir şey) saklamak/gizlemek
Colloquial
27	Konuşma Dili	hold out little hope (of something/that...) expr.	pek umudu olmamak
28	Konuşma Dili	hold out little hope (of something/that...) expr.	az umudu olmak
Idioms
29	Deyim	hold out on someone f.	birinden bir şey saklamak
30	Deyim	hold out the olive branch f.	zeytin dalı uzatmak
31	Deyim	hold out an olive branch f.	zeytin dalı uzatmak
32	Deyim	hold out hope f.	umudunu korumak
33	Deyim	hold out hope f.	umudunu kaybetmemek
34	Deyim	hold out hope f.	umudunu yitirmemek
35	Deyim	hold out hope f.	umut etmeye devam etmek
36	Deyim	hold out an olive branch (to someone) f.	(birine) zeytin dalı uzatmak
37	Deyim	hold out little hope (of something/that...) f.	(bir şey için) küçük bir umut vermek
38	Deyim	not hold out any hope f.	hiç umut olmamak
39	Deyim	not hold out much hope f.	pek umut vermemek
40	Deyim	hold out the olive branch (to someone) f.	(birine) zeytin dalı uzatmak