Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
kez
"kez"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
kez
time
i.
2
Yaygın Kullanım
kez
times
ed.
General
3
Genel
kez
occasion
i.
Math
4
Matematik
kez
times
zf.
"kez"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bir kez daha
once again
zf.
2
Yaygın Kullanım
bir kez daha
once more
zf.
3
Yaygın Kullanım
bir kez
once
zf.
4
Yaygın Kullanım
iki kez
twice
zf.
5
Yaygın Kullanım
bu kez
this time
zf.
General
6
Genel
yılda bir kez gerçekleşen etkinlik
annual
i.
7
Genel
on kez tekrarlanan rakam
decuple
i.
8
Genel
bir ilanın gazeteye bir kez konması
insertion
i.
9
Genel
sosyeteye ilk kez davet edilen kız
deb
i.
10
Genel
sosyeteye ilk kez tanıtılan delikanlı
debutant
i.
11
Genel
sosyeteye ilk kez tanıtılan genç kız
debutante
i.
12
Genel
ikinci kez evlenen insanlar
remarried people
i.
13
Genel
10 kez doğum yapmış olan kadın
decipara
i.
14
Genel
iki kez tekrarlanması gereken bir harfin yalnızca bir kez yazılması
haplography
i.
15
Genel
iki kez oy veren kimse
repeater
i.
16
Genel
sekiz kez kaplanmış
eightyfold
i.
17
Genel
çok kez
heaps of times
i.
18
Genel
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız
debutante
i.
19
Genel
ilk kez kullanan
first-time user
i.
20
Genel
bir kez olan ve bir daha tekrarlanmayan olay
one-off
i.
21
Genel
üçüncü kez peş peşe kazanan
the winner for the third consecutive year
i.
22
Genel
dört kez tekrar
four time repetition
i.
23
Genel
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi
failure drill
i.
24
Genel
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi
failure to stop drill
i.
25
Genel
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi
mozambique drill
i.
26
Genel
düşmanın çelik yelek giyme ihtimaline karşı iki kez gövdesine bir kez kafasına ateş edilmesi
mozambic drill
i.
27
Genel
manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması
manhattan solstice
i.
28
Genel
manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması
manhattanhenge
i.
29
Genel
iki kez gövdeye sonrasında kafaya yapılan ateş etme şekli
mozambique drill
i.
30
Genel
ilk kez gebe kalan kadın
primigravida
i.
31
Genel
ikinci kez sayma
re-count
i.
32
Genel
ikinci kez hesaplama
re-count
i.
33
Genel
ikinci kez sayma
recountment
i.
34
Genel
ikinci kez hesaplama
recountment
i.
35
Genel
sonsuz kez yinelenebilme
recursiveness
i.
36
Genel
üçüncü kez hamile olan kadın
tertigravida
i.
37
Genel
üç kez olma
threefoldness
i.
38
Genel
günde iki kez yapılan şey
two-a-day
i.
39
Genel
ilk kez köln'de üretilmiş bir çeşit parfüm
eau-de-cologne
i.
40
Genel
yılda bir kez olan şey
yearlies
i.
41
Genel
birkaç kez evlilik yapmış kimse
marrier
i.
42
Genel
bir konu hakkında ilk kez yayın yapan kimse
broacher
i.
43
Genel
ilk kez 18. yüzyılda londra'da basılan ve çocuk masalları derlemesi olan the tales of mother goose adlı eserin hayali yazarı
mother goose
i.
44
Genel
bir kez daha tekrarlanan olay
reoccurrence
i.
45
Genel
bir kez daha bölümlendirme
repartotion
i.
46
Genel
ikinci kez bir araya gelme
reunition
i.
47
Genel
sahneye ilk kez çıkan kimse
debutant
i.
48
Genel
ilk kez yaşanan bir olayın ve sahnenin yaşanmış gibi hatırlanması durumu
déjàvu
i.
49
Genel
bir kez gerçekleşen şey
one shot
i.
50
Genel
yalnızca bir kez gerçekleşen şey
one-shot
i.
51
Genel
yalnızca bir kez yapılan şey
one-shot
i.
52
Genel
yalnızca bir kez kullanılan şey
one-shot
i.
53
Genel
çanların peş peşe ahenkli bir şekilde on kez çalınması
royal
i.
54
Genel
ikinci kez bakma
deuteroscopy
i.
55
Genel
ikinci kez değerlendirme
deuteroscopy
i.
56
Genel
ikinci kez düşünme
deuteroscopy
i.
57
Genel
sosyeteye ilk kez giren genç kız
ingenue
i.
58
Genel
ikinci kez bakma
double take
i.
59
Genel
ikinci kez bakma
double-take
i.
60
Genel
ekvatoru ilk kez geçişi ritüellerle kutlanmış denizci
polliwog
i.
61
Genel
ekvatoru ilk kez geçişi ritüellerle kutlanmış denizci
pollywog
i.
62
Genel
bir kez katlanmış kağıt yaprağı
folio
i.
63
Genel
sayfaları ortadan ikiye bir kez katlanarak veya kesilerek oluşturulmuş kitap
folio
i.
64
Genel
bir şeye ilk kez başlama
origination
i.
65
Genel
bir şeyi ilk kez başlatma
origination
i.
66
Genel
ilk kez dinleme hakkı
preaudience
i.
67
Genel
ilk kez dinleme ayrıcalığı
preaudience
i.
68
Genel
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız
presentee
i.
69
Genel
ayda iki kez gerçekleşen şey
semimonthly
i.
70
Genel
ayda iki kez meydana gelen şey
semimonthly
i.
71
Genel
yılda iki kez meydana gelen olay
semiyearly
i.
72
Genel
yılda iki kez yapılan yayın
semiyearly
i.
73
Genel
ilk kez kırkılan koyun
shoreling
i.
74
Genel
ilk kez kırkılan koyun
shorling
i.
75
Genel
bir internet fenomeninin ilk kez yüzünü göstermesi
face reveal
i.
76
Genel
ilk kez hapis yatan hükümlü
star [uk]
i.
77
Genel
ilk kez hapse giren mahkum
star [uk]
i.
78
Genel
soluklanıp tekrar eski formunu kazanmak (koşucu vb ilk kez yorulup soluğu kesildikten sonra)
get one's second wind
f.
79
Genel
göstermek (ilk kez olarak)
unveil
f.
80
Genel
ilk kez görücüye çıkarılmak
roll out
f.
81
Genel
ikinci kez evlenmek
get married for the second time
f.
82
Genel
ilk kez kullanmak
christen
f.
83
Genel
bir şeyi ilk kez yapmak
do something for the first time
f.
84
Genel
günde üç kez sevişmek
make love three times a day
f.
85
Genel
oyunculuk işini bir kez daha gözden geçirmek
give acting a second thought
f.
86
Genel
birkaç kez soyulmak
be burglarized a couple of times
f.
87
Genel
annesini son bir kez görmek
see one’s mother for the last time
f.
88
Genel
babasını son bir kez görmek
see one’s father for the last time
f.
89
Genel
bir şeyi ilk kez denemek
try something for the first time
f.
90
Genel
iki kez düşünmek
think twice
f.
91
Genel
ikinci kez evlenmek
get married for the second time
f.
92
Genel
üçüncü kez yapmak
tertiate [obsolete]
f.
93
Genel
üçüncü kez uygulamak
tertiate [obsolete]
f.
94
Genel
üçüncü kez yerine getirmek
tertiate [obsolete]
f.
95
Genel
ilk kez ticaret yaparken ücret ödemek
pay one's footing
f.
96
Genel
tarlayı ekimden önce üç kez sürmek
trifallow [obsolete]
f.
97
Genel
tarlayı ekimden önce üç kez sürmek
thrifallow [obsolete]
f.
98
Genel
tarlayı ekimden önce üç kez sürmek
thryfallow [obsolete]
f.
99
Genel
tarlayı ikinci kez sürmek
twifallow [obsolete]
f.
100
Genel
tarlayı ikinci kez nadasa bırakmak
twifallow [obsolete]
f.
101
Genel
(ilk kez) göstermek
unvail [obsolete]
f.
102
Genel
(av köpeğine) ilk kez kan tattırmak
blood
f.
103
Genel
ilk kez yapmak
handsel [uk]
f.
104
Genel
ilk kez kullanmak
handsel [uk]
f.
105
Genel
ilk kez tecrübe eden olmak
handsel [uk]
f.
106
Genel
ilk kez kullanmak
hansel [uk]
f.
107
Genel
piyasaya ilk kez sürülmek
debut
f.
108
Genel
ilk kez sergilenmek
open
f.
109
Genel
iki kez boyamak
double dye
f.
110
Genel
üst üste iki kez boyamak
double-dye
f.
111
Genel
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek
countercheck
f.
112
Genel
ilk kez görünmek
dawn
f.
113
Genel
ilk kez öğrenmek
discover
f.
114
Genel
ilk kez sunmak
precede
f.
115
Genel
ilk kez arz etmek
premier
f.
116
Genel
halka ilk kez takdim etmek
premier
f.
117
Genel
(oyunda) ilk kez başrol olarak görünmek
premier
f.
118
Genel
(oyunda) ilk kez yer almak
premier
f.
119
Genel
(oyunda) ilk kez başrol olarak görünmek
premiere
f.
120
Genel
(oyunda) ilk kez yer almak
premiere
f.
121
Genel
ilk kez inşa etmek
foundation
f.
122
Genel
ayda iki kez olan
bimonthly
s.
123
Genel
yılda iki kez gerçekleşen
semiyearly
s.
124
Genel
ikinci kez evlenmiş
married for the second time
s.
125
Genel
ilk kez
first-time
s.
126
Genel
yılda iki kez olan
semi-annual
s.
127
Genel
senede iki kez olan
semi-annual
s.
128
Genel
ilk kez hamile kalan veya sadece bir çocuk doğuran kadınla ilgili
primiparous
s.
129
Genel
yılda üç kez
triannual (three times in one year)
s.
130
Genel
senede üç kez
triannual (three times in one year)
s.
131
Genel
ilk kez düzenlenmiş
organized as first
s.
132
Genel
yılda iki kez
biannual
s.
133
Genel
yılda iki kez olan
semiannual
s.
134
Genel
senede iki kez olan
semiannual
s.
135
Genel
yılda iki kez gerçekleşen
semi-yearly
s.
136
Genel
ilk kez görev alan
virgin
s.
137
Genel
yılda iki kez olan
biannual
s.
138
Genel
sadece bir kez meydana gelen
nonce
s.
139
Genel
üç kez
thribble [dialect]
s.
140
Genel
üç kez
thryes [obsolete]
s.
141
Genel
günde üç kez olan
tridaily
s.
142
Genel
üç kez tekrar eden
triple
s.
143
Genel
haftada üç kez olan
triweekly
s.
144
Genel
haftada üç kez gerçekleşen
triweekly
s.
145
Genel
haftada üç kez meydana gelen
triweekly
s.
146
Genel
ikinci kez doğmuş
twice-born
s.
147
Genel
günde iki kez olan
two-a-day
s.
148
Genel
zilyon kez gerçekleşmiş olan
zillionth
s.
149
Genel
sayısız kez olan
zillionth
s.
150
Genel
ilk kez yapılan
virgin
s.
151
Genel
yılda iki kez meydana gelen
bi-annual
s.
152
Genel
yılda iki kez meyve veren
biferous
s.
153
Genel
ayda iki kez meydana gelen
bi-monthly
s.
154
Genel
üç ayda iki kez meydana gelen
biquarterly
s.
155
Genel
üç ayda iki kez çıkan
biquarterly
s.
156
Genel
haftada iki kez çıkan
bi-weekly
s.
157
Genel
haftada iki kez olan
bi-weekly
s.
158
Genel
yılda iki kez olan
biyearly
s.
159
Genel
tamı tamına sekiz kez çoğaltılan
octuplicate
s.
160
Genel
tamı tamına sekiz kez üretilen
octuplicate
s.
161
Genel
hayatta bir kez karşılaşılacak olan
once-in-a-lifetime
s.
162
Genel
yalnızca bir kez gerçekleşen
one-shot
s.
163
Genel
yalnızca bir kez sergilenen
one-shot
s.
164
Genel
yalnızca bir kez üretilen
one-shot
s.
165
Genel
yalnızca bir kez sahnelenen
one-shot
s.
166
Genel
yalnızca bir kez yapılan
one-time
s.
167
Genel
yalnızca bir kez gerçekleşen
one-time
s.
168
Genel
yalnızca bir kez gerçekleşen
one-shot
s.
169
Genel
yalnızca bir kez gerçekleşen
onetime
s.
170
Genel
yalnızca bir kez yapılan
onetime
s.
171
Genel
yalnızca bir kez gerçekleşen
one-time
s.
172
Genel
yalnızca bir kez yapılan
one-time
s.
173
Genel
çok kez yenilmiş
overbeaten
s.
174
Genel
çok kez hırpalanmış
overbeaten
s.
175
Genel
çok kez kullanılmış
overripe
s.
176
Genel
sonsuz kez çarpılmış
infinituple
s.
177
Genel
iki kez boyanmış
double-dyed
s.
178
Genel
iki kez inceltilmiş (kumaş)
double-milled
s.
179
Genel
günde iki kez gelişen
semidiurnal
s.
180
Genel
günde iki kez meydana gelen
semidiurnal
s.
181
Genel
ayda iki kez gelişen
semimonthly
s.
182
Genel
ayda iki kez meydana gelen
semimonthly
s.
183
Genel
ayda iki kez yapılan
semimonthly
s.
184
Genel
günde iki kez
twice a day
zf.
185
Genel
bir kez daha
once more again
zf.
186
Genel
çok kez
in many instances
zf.
187
Genel
ilk ve son kez
once for all
zf.
188
Genel
çoğu kez
mostly
zf.
189
Genel
kaç kez
time and again
zf.
190
Genel
ilk kez
first
zf.
191
Genel
çoğu kez
frequently
zf.
192
Genel
bir kez
for once
zf.
193
Genel
iki kez
two times
zf.
194
Genel
çoğu kez
dozen of times
zf.
195
Genel
çoğu kez
more often than not
zf.
196
Genel
bu kez
this once
zf.
197
Genel
bir kez daha
yet again
zf.
198
Genel
çok kez
most often
zf.
199
Genel
bu kez
in the present instance
zf.
200
Genel
haftada iki kez
twice a week
zf.
201
Genel
bir kez
ever
zf.
202
Genel
birkaç kez
a few times
zf.
203
Genel
çoğu kez
most often
zf.
204
Genel
kırk kez
time after time
zf.
205
Genel
ilk ve son kez
once and for all
zf.
206
Genel
çok kez
many's the time
zf.
207
Genel
çoğu kez
oft
zf.
208
Genel
bir kez
e'er
zf.
209
Genel
çoğu kez
often
zf.
210
Genel
bir iki kez
once or twice
zf.
211
Genel
bir kez olarak
for this once
zf.
212
Genel
son kez
last
zf.
213
Genel
kimi kez
sometimes
zf.
214
Genel
ayda iki kez
semimonthly
zf.
215
Genel
saatte bir kez
once per hour
zf.
216
Genel
saatte iki kez
twice per hour
zf.
217
Genel
haftada bir kez
once a week
zf.
218
Genel
günde bir kez
once a day
zf.
219
Genel
sadece bir kez
one time only
zf.
220
Genel
3. kez
third time
zf.
221
Genel
üçüncü kez
third time
zf.
222
Genel
birçok kez
several times
zf.
223
Genel
günde üç kez
three times a day
zf.
224
Genel
günde iki kez
two times a day
zf.
225
Genel
çok kez
many times
zf.
226
Genel
çok kez
often
zf.
227
Genel
çok kez
frequently
zf.
228
Genel
bir kez
once
zf.
229
Genel
bir kez
one time
zf.
230
Genel
bir kez daha
one more time
zf.
231
Genel
aylar sonra ilk kez
first time in months
zf.
232
Genel
aylardan sonra ilk kez
for the first time in months
zf.
233
Genel
günlerden sonra ilk kez
first time in days
zf.
234
Genel
yıllar sonra ilk kez
for the first time in years
zf.
235
Genel
yıllar sonra ilk kez
first time in years
zf.
236
Genel
yıllardan sonra ilk kez
first time in years
zf.
237
Genel
günler sonra ilk kez
first time in days
zf.
238
Genel
günlerden sonra ilk kez
for the first time in days
zf.
239
Genel
yıllardan sonra ilk kez
for the first time in years
zf.
240
Genel
günler sonra ilk kez
for the first time in days
zf.
241
Genel
haftalar sonra ilk kez
first time in weeks
zf.
242
Genel
aylardan sonra ilk kez
first time in months
zf.
243
Genel
aylar sonra ilk kez
for the first time in months
zf.
244
Genel
haftalar sonra ilk kez
for the first time in weeks
zf.
245
Genel
çoğu kez
time after time
zf.
246
Genel
çoğu kez
many a time
zf.
247
Genel
çoğu kez
time and again
zf.
248
Genel
en az bir kez
at least one time
zf.
249
Genel
art arda iki kez
twice in a row
zf.
250
Genel
son kez
for the last time
zf.
251
Genel
son kez
last time
zf.
252
Genel
senede iki kez
semi-annually
zf.
253
Genel
yılda iki kez
semi-annually
zf.
254
Genel
sadece bir kez
only once
zf.
255
Genel
ilk kez
for the first time
zf.
256
Genel
ilk kez olarak
for the first time
zf.
257
Genel
yılda iki kez
twice yearly
zf.
258
Genel
haftada 2 kez
twice a week
zf.
259
Genel
haftada iki kez
biweekly
zf.
260
Genel
haftada 2 kez
biweekly
zf.
261
Genel
haftada iki kez
semiweekly
zf.
262
Genel
haftada iki kez
twice weekly
zf.
263
Genel
haftada 2 kez
semiweekly
zf.
264
Genel
haftada 2 kez
twice weekly
zf.
265
Genel
televizyonda ilk kez
first time on T.V
zf.
266
Genel
yılda 4 kez
four times (in) a year
zf.
267
Genel
yılda dört kez
four times (in) a year
zf.
268
Genel
yılda üç kez
three times in one year
zf.
269
Genel
senede üç kez
three times in one year
zf.
270
Genel
günde üç defa/kez/kere
three times per day
zf.
271
Genel
uzun süredir ilk defa/kez
for the first time in a long time
zf.
272
Genel
yılda bir veya iki kez
once or twice a year
zf.
273
Genel
haftada birkaç kez
few times a week
zf.
274
Genel
haftada dört kez
four times a week
zf.
275
Genel
haftada üç kez
three times a week
zf.
276
Genel
haftada altı kez
six times a week
zf.
277
Genel
haftada iki kez
two times a week
zf.
278
Genel
haftada beş kez
five times a week
zf.
279
Genel
ayda üç kez defa
three times a month
zf.
280
Genel
haftada iki kez olan
biweekly
zf.
281
Genel
haftada iki kez
semi-weekly
zf.
282
Genel
haftada 2 kez
semi-weekly
zf.
283
Genel
ayda iki kez
semi-monthly
zf.
284
Genel
günde dört kez
four times a day
zf.
285
Genel
ayda iki kez
bimonthly
zf.
286
Genel
haftada iki veya daha fazla kez
twice a week or more
zf.
287
Genel
pek çok kez
many times
zf.
288
Genel
pek çok kez
quite a lot times
zf.
289
Genel
haftada 1 kez
once a week
zf.
290
Genel
son bir kez
one last time
zf.
291
Genel
bu kez de
this time
zf.
292
Genel
yılda 2 kez
twice per year
zf.
293
Genel
yılda iki kez
twice per year
zf.
294
Genel
senede iki kez
twice per year
zf.
295
Genel
senede 2 kez
twice per year
zf.
296
Genel
yılda 2 kez
semiannually
zf.
297
Genel
yılda iki kez
semiannually
zf.
298
Genel
senede 2 kez
semiannually
zf.
299
Genel
senede iki kez
semiannually
zf.
300
Genel
yılda iki kez
biannually
zf.
301
Genel
yılda 2 kez
biannually
zf.
302
Genel
senede 2 kez
biannually
zf.
303
Genel
senede iki kez
biannually
zf.
304
Genel
dakikada iki kez
twice a minute
zf.
305
Genel
birkaç kez
several times
zf.
306
Genel
yüzlerce kez
a hundred times
zf.
307
Genel
bir kez daha
againward
zf.
308
Genel
dakikada on kez
ten times a minute
zf.
309
Genel
dokuz kez
nine times
zf.
310
Genel
haftada üç kez
triweekly
zf.
311
Genel
birçok kez
more than once
zf.
312
Genel
birçok kez
on several occasions
zf.
313
Genel
haftada birçok kez
several times a week
zf.
314
Genel
tek bir kez
once in a way [brit]
zf.
315
Genel
tek bir kez
once and a way [brit]
zf.
316
Genel
ayda iki kez meydana gelerek
bi-monthly
zf.
317
Genel
iki kez
bis
zf.
318
Genel
haftada iki kez
bi-weekly
zf.
319
Genel
yılda iki kez
biyearly
zf.
320
Genel
ayda iki kez
half-monthly
zf.
321
Genel
bir kez daha
renewedly [us]
zf.
322
Genel
sayısız kez
myriadfold
zf.
323
Genel
çok kez
oftensith
zf.
324
Genel
çoğu kez
oftensith
zf.
325
Genel
çok kez
oftentide
zf.
326
Genel
çoğu kez
oftentide
zf.
327
Genel
çok kez
oft-times
zf.
328
Genel
çoğu kez
oft-times
zf.
329
Genel
ilk ve son kez
once [obsolete]
zf.
330
Genel
en az bir kez
once
zf.
331
Genel
birden çok kez
once and again
zf.
332
Genel
bir kez
oncet [us]
zf.
333
Genel
bir kez
ones
zf.
334
Genel
iki kez
twice as
ed.
335
Genel
zilyon kez gerçekleşmiş olay
zillionth
zm.
336
Genel
sayısız kez olan olay
zillionth
zm.
337
Genel
bu kez değil
not this time
ünl.
338
Genel
iki kez meydana gelen anlamında ön ek
bi-
ök.
339
Genel
bir milyon kez
meg-
ök.
340
Genel
bir milyon kez
mega-
ök.
341
Genel
her seferinde yalnızca bir kez anlamı veren ön ek
mono-
ök.
342
Genel
iki kez anlamı veren ön ek
dis-
ök.
343
Genel
iki kez meydana gelen anlamındaki ön ek
semi-
ök.
344
Genel
iki kez gelişen anlamına gelen ön ek
semi-
ök.
345
Genel
iki kez tekrar eden anlamına gelen ön ek
semi-
ök.
346
Genel
bir buçuk kez anlamına gelen ön ek
sesqui-
ök.
Phrasals
347
Öbek Fiiller
toplum önüne ilk kez çıkmak
come out
f.
348
Öbek Fiiller
üst üste iki kez yapmak
double up
f.
349
Öbek Fiiller
iki kez yapmak
double up
f.
350
Öbek Fiiller
ikinci kez yapmak
work over
f.
351
Öbek Fiiller
bir yerde son kez çalışmak
bow out
f.
352
Öbek Fiiller
bir görevi son kez yapmak
bow out
f.
Phrases
353
İfadeler
art arda iki kez
twice in succession
expr.
354
İfadeler
ayda 4 kez
four times a month
expr.
355
İfadeler
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a broken watch is right twice a day
expr.
356
İfadeler
bir kez daha
on one occasion
expr.
357
İfadeler
bu kez
this time round/around
expr.
358
İfadeler
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a stopped watch is right twice a day
expr.
359
İfadeler
bir kez bile
no even once
expr.
360
İfadeler
çok kez
lots of times
expr.
361
İfadeler
daha önce bir kez
once before
expr.
362
İfadeler
haftada en az üç kez
at least three times a week
expr.
363
İfadeler
hayatımda ilk kez
for the first time in forever
expr.
364
İfadeler
hayatımda ilk kez
for the first time ever
expr.
365
İfadeler
haftada en az 3 kez
at least 3 times a week
expr.
366
İfadeler
haftada en az üç kez
at least 3 times a week
expr.
367
İfadeler
haftada en az 3 kez
at least three times a week
expr.
368
İfadeler
onlarca kez
tens of times
expr.
369
İfadeler
mümkün olduğu kadar çok kez
as many times as possible
expr.
370
İfadeler
senede dört kez
once a quarter
expr.
371
İfadeler
yılda dört kez
once a quarter
expr.
372
İfadeler
sadece birkaç kez
rarely ever
expr.
373
İfadeler
birçok kez
times without number
expr.
Proverb
374
Atasözü
aynı dert kişinin başına iki kez gelmez
lightning never strikes in the same place twice
375
Atasözü
aynı nehirde iki kez yüzülmez
lightning never strikes twice
376
Atasözü
yıldırım aynı yere iki kez düşmez
lightning never strikes twice
377
Atasözü
yıldırım aynı yere iki kez düşmez
lightning does not strike twice
378
Atasözü
aynı nehirde iki kez yüzülmez
lightning does not strike twice
379
Atasözü
laf ağızdan bir kez çıkar
word spoken is past recalling
380
Atasözü
laf ağızdan bir kez çıkar
word once spoken is past recalling
381
Atasözü
söz ağızdan bir kez çıkar
word once spoken is past recalling
382
Atasözü
söz ağızdan bir kez çıkar
word spoken is past recalling
383
Atasözü
aynı nehirde iki kez yıkanılmaz
you never step into the same river twice
384
Atasözü
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
a dead clock is correct twice a day
385
Atasözü
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
a dead clock is right twice a day
386
Atasözü
bir kez düşmanla karşılaşmayasın tüm planlar ters teper
no plan survives contact with the enemy
387
Atasözü
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
388
Atasözü
durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
389
Atasözü
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
390
Atasözü
laf ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken cannot be recalled
391
Atasözü
söz ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken cannot be recalled
392
Atasözü
laf ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken is past recalling
393
Atasözü
söz ağızdan bir kez çıkar
a word (once) spoken is past recalling
394
Atasözü
yıldırım aynı yere iki kez düşmez
lightning doesn't strike twice
395
Atasözü
aynı nehirde iki kez yüzülmez
lightning doesn't strike twice
396
Atasözü
yıldırım aynı yere iki kez düşmez
lightning never strikes (the same place) twice
397
Atasözü
aynı nehirde iki kez yüzülmez
lightning never strikes (the same place) twice
398
Atasözü
yıldırım aynı yere iki kez düşmez
lightning never strikes twice in the same place
399
Atasözü
aynı nehirde iki kez yüzülmez
lightning never strikes twice in the same place
Colloquial
400
Konuşma Dili
son kez yapılan şey
final hurrah
i.
401
Konuşma Dili
bir şeyi bırakmadan önce son kez yapılan şey
final hurrah
i.
402
Konuşma Dili
(bir şeyi) ilk kez gösteren kimse
unveiler
i.
403
Konuşma Dili
bilmem kaçıncı kez
steenth
i.
404
Konuşma Dili
kararın üzerinden son kez geçmek
lock something down
f.
405
Konuşma Dili
birçok kez ateş etmek
shot up
f.
406
Konuşma Dili
birçok kez
many times
zf.
407
Konuşma Dili
bir iki kez
once or twice
zf.
408
Konuşma Dili
bir kez daha düşünsen iyi edersin
you've got another thing coming
expr.
409
Konuşma Dili
bunları günde üç kez alın
take them three times a day
expr.
410
Konuşma Dili
birkaç kez
a bunch of times
expr.
411
Konuşma Dili
çoğu kez
in the main
expr.
412
Konuşma Dili
haftada en az bir kez
at least once a week
expr.
413
Konuşma Dili
haftada bir kez
once a week
expr.
414
Konuşma Dili
hayatta bir kez
once in a lifetime
expr.
415
Konuşma Dili
haftada en az bir kez
at least once in a week
expr.
416
Konuşma Dili
hayatımda ilk kez
for the first time in my life
expr.
417
Konuşma Dili
hayatımda bir kez olsun
for once in my life
expr.
418
Konuşma Dili
hayatında bir kez olsun babanı dinle
for once in your life you listen to your father
expr.
419
Konuşma Dili
ömrümde ilk kez
for the first time in my life
expr.
420
Konuşma Dili
son bir kez
for a last time
expr.
421
Konuşma Dili
son kez
once and for all
expr.
422
Konuşma Dili
tarihinde ilk kez
for the first time in its history
expr.
423
Konuşma Dili
tarihinde ilk kez
for the first time in one's history
expr.
424
Konuşma Dili
yirmi beş kez
twenty-five times
expr.
425
Konuşma Dili
ilk kez başına geliyormuş gibi davranma
act like you've been there before
expr.
426
Konuşma Dili
sanki ilk kez başına geliyor/başarıyor
act like you've been there before
expr.
427
Konuşma Dili
bana bunu tekrar/son bir kez daha açıkla
run that by me one more time
expr.
428
Konuşma Dili
bana bunu tekrar/son bir kez daha söyle
run that by me one more time
expr.
429
Konuşma Dili
bana bunu tekrar/son bir kez daha bildir
run that by me one more time
expr.
430
Konuşma Dili
(birinin) ilk kez duyduğu bir şey
(it's) news to (one)
expr.
431
Konuşma Dili
böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
is that what they're calling it now?
expr.
432
Konuşma Dili
böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
is that what they're calling it these days?
expr.
433
Konuşma Dili
böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
I've never heard it called that before
expr.
434
Konuşma Dili
çoğu kez
often as not
expr.
435
Konuşma Dili
bunu ilk kez duyuyorum
that's a new one
expr.
436
Konuşma Dili
kaç kez
time and (time) again
expr.
437
Konuşma Dili
insan bir kez genç olur
young once
expr.
Idioms
438
Deyim
bir kez parlayıp sönen
a flash in the pan
i.
439
Deyim
son bir kez deneme
last burst of fire
i.
440
Deyim
bir askerin ilk kez savaşa/muharebeye girmesi
baptism by fire
i.
441
Deyim
son (bir) kez doya doya eğlenme/eğlence
(one) last fling
i.
442
Deyim
acemi bir avcının ilk kez av gördüğünde duyduğu heyecan
buck fever
i.
443
Deyim
bir sorunu/problemi ilk kez yaşayan
patient zero
i.
444
Deyim
bir rolü ilk kez oynamak
make (one's) bow
f.
445
Deyim
bir görevi ya da işi ilk kez yapıyor olmak
make (one's) bow
f.
446
Deyim
(birinden) bin kat daha/bin kez daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak
be twice the man/woman that (someone) is
f.
447
Deyim
birçok kez onarım görse de hâlâ çalışıyor/çalışır durumda olmak
take a licking but keep on ticking
f.
448
Deyim
aynı ilaçtan bir kez daha almak üzere reçete ile eczaneye başvurmak
get (one's) prescription refilled
f.
449
Deyim
birini son kez görmek
see the last of someone
f.
450
Deyim
ilk kez gözüne çarpmak
lay eyes on
f.
451
Deyim
ilk kez denemek
get one's feet wet
f.
452
Deyim
ilk kez denemek
make a stab at
f.
453
Deyim
ilk kez görmek
lay eyes on
f.
454
Deyim
ilk kez gözüne çarpmak
set eyes on
f.
455
Deyim
ilk kez görmek
set eyes on
f.
456
Deyim
ilk kez görmek
be a new one on
f.
457
Deyim
ilk kez denemek
have a stab at
f.
458
Deyim
ilk kez denemek
have a bash
f.
459
Deyim
ikinci kez gözden geçirmek/bakmak
do a double take
f.
460
Deyim
ilk kez deneyimlemek
get one's feet wet
f.
461
Deyim
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak
hear the last of somebody/something
f.
462
Deyim
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez görmüş olmak
have seen the last of somebody/something
f.
463
Deyim
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak
have heard the last of somebody/something
f.
464
Deyim
yılda iki kez parti vermek
throw party twice a year
f.
465
Deyim
birine ummadığı bir anda ilk kez onu sevdiğini söylemek
drop the l-bomb
f.
466
Deyim
(birini/bir şeyi) son kez görmek
see the end of (someone or something)
f.
467
Deyim
birini son kez görmek
see the end/the last of somebody
f.
468
Deyim
birini son kez duymak
see the end/the last of somebody
f.
469
Deyim
ilk kez ağır uyuşturucu kullanmak
get one’s wings
f.
470
Deyim
yazılı bir eseri ilk kez bastırıp yayınlamak
get into print
f.
471
Deyim
(bir şeyi) ilk kez denemek
have a lash at (something)
f.
472
Deyim
(bir şeyi yapmaya) ilk kez girişmek/kalkışmak
have a lash at (something)
f.
473
Deyim
(bir şeyi yapmaya) ilk kez teşebbüs etmek
have a lash at (something)
f.
474
Deyim
ilk kez duymak
be news to (one)
f.
475
Deyim
birçok kez vurmak
shoot full of holes
f.
476
Deyim
(birine bir şeyi) tekrar/son bir kez daha açıklamak
run (something) by (one) one more time
f.
477
Deyim
(birine bir şeyi) tekrar/son bir kez daha söylemek
run (something) by (one) one more time
f.
478
Deyim
(birine bir şeyi) tekrar/son bir kez daha bildirmek
run (something) by (one) one more time
f.
479
Deyim
biriyle ilk kez karşılaşmak
make somebody’s acquaintance
f.
480
Deyim
biriyle ilk kez karşılaşmak
make the acquaintance of somebody
f.
481
Deyim
'-in ilk kez duyduğu bir haber/bilgi olmak
be news to
f.
482
Deyim
birinin ilk kez duyduğu bir haber/bilgi olmak
be news to someone
f.
483
Deyim
şans eseri hayatında bir kez ve kısa süreliğine karşılaşmak
be (like) ships that pass in the night
f.
484
Deyim
bin kez daha iyi biri olmak
be twice the man/woman
f.
485
Deyim
ilk kez görmek
clap eyes on somebody/something
f.
486
Deyim
ilk kez gözüne çarpmak
clap eyes on somebody/something
f.
487
Deyim
ilk kez görmek
lay eyes on somebody/something
f.
488
Deyim
ilk kez gözüne çarpmak
lay eyes on somebody/something
f.
489
Deyim
ilk kez görmek
set eyes on somebody/something
f.
490
Deyim
ilk kez gözüne çarpmak
set eyes on somebody/something
f.
491
Deyim
(birini/bir şeyi) ikinci kez düşünmek/değerlendirmek
get second thoughts (about someone or something)
f.
492
Deyim
ilk kez denemek
get your feet wet [us]
f.
493
Deyim
ilk kez deneyimlemek
get your feet wet [us]
f.
494
Deyim
'-i ilk kez denemek
have a lash at
f.
495
Deyim
(bir şey yapmayı) ilk kez denemek
have a stab at (doing something)
f.
496
Deyim
bir şeyi/bir şey yapmayı ilk kez denemek
have a stab at something/at doing something
f.
497
Deyim
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymuş olmak
have heard the last of (someone or something)
f.
498
Deyim
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymak
hear the end/the last of somebody/something
f.
499
Deyim
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez görmek
see the end/the last of somebody/something
f.
500
Deyim
(bir şeyi) ilk kez görmek
lay (one's) eyes on (something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kez
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy