kontrol etmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kontrol etmek



"kontrol etmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kontrol etmek check f.
kontrol etmek control f.
General
kontrol etmek go over f.
kontrol etmek make sure something is ok f.
kontrol etmek explore f.
kontrol etmek overhaul f.
kontrol etmek check up on f.
kontrol etmek examine f.
kontrol etmek see over f.
kontrol etmek command f.
kontrol etmek govern f.
kontrol etmek choke back f.
kontrol etmek choke down f.
kontrol etmek superintend f.
kontrol etmek go through f.
kontrol etmek check up f.
kontrol etmek audit f.
kontrol etmek check on f.
kontrol etmek check out f.
kontrol etmek manage f.
kontrol etmek discipline f.
kontrol etmek check f.
kontrol etmek make check f.
kontrol etmek control f.
kontrol etmek guard f.
kontrol etmek supervise f.
kontrol etmek monitor f.
kontrol etmek police f.
kontrol etmek test f.
kontrol etmek check over f.
kontrol etmek check through f.
kontrol etmek take something in hand f.
kontrol etmek inspect f.
kontrol etmek review f.
kontrol etmek regle [obsolete] f.
kontrol etmek reigle [obsolete] f.
kontrol etmek rein f.
kontrol etmek check into f.
kontrol etmek haw and gee f.
kontrol etmek man [dialect] f.
kontrol etmek brake f.
kontrol etmek gubernate f.
kontrol etmek rule f.
kontrol etmek coact f.
kontrol etmek sneb [dialect] [uk] f.
kontrol etmek snib [dialect] [uk] f.
kontrol etmek sue [obsolete] f.
kontrol etmek superinspect f.
Phrasals
kontrol etmek dispose of f.
kontrol etmek see about f.
kontrol etmek see to f.
kontrol etmek check out f.
kontrol etmek suss out f.
kontrol etmek check through f.
kontrol etmek check something in f.
kontrol etmek hold back f.
kontrol etmek hold down f.
Idioms
kontrol etmek draw in the reins f.
kontrol etmek check in f.
Technical
kontrol etmek test f.
kontrol etmek control f.
kontrol etmek check f.
kontrol etmek monitor f.
kontrol etmek police f.
kontrol etmek inspect f.
Computer
kontrol etmek mod f.
Automotive
kontrol etmek check f.
Archaic
kontrol etmek moderate f.

"kontrol etmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 207 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kontrol etmek için gerekli araç key i.
atların yürüyüşünü kontrol etmek için kullanılan deri koşum takımı hopple i.
zihni, gölgeleri ve karanlığı kontrol etmek için kullanma umbrakinesis i.
su akışını kontrol etmek için suya daldırılmış gabyonlar gabionnade i.
halkı kontrol etmek için terörist yöntemleri kullanan polis teşkilatı gestapo i.
stok kayıtlarını kontrol etmek take stock f.
sikkelerin ayarını kontrol etmek pyx f.
biletini kontrol etmek (havaalanında) check in f.
bakmak (kontrol etmek amacıyla) check on f.
belirli bir şeyi arayarak bir şeyi kontrol etmek check for f.
kontrol etmek (kontrolden geçirilmiş bir şeyi) crosscheck f.
suyun derinliği ve dibin niteliğini kontrol etmek sound f.
saatini kontrol etmek check one's watch f.
saati kontrol etmek check one's watch f.
zamanı kontrol etmek check one's watch f.
müsaitlik durumunu kontrol etmek check availability f.
kendini kontrol etmek check oneself f.
çifte kontrol etmek double-check f.
-i kontrol etmek go over f.
tekrar kontrol etmek double-check f.
rasgele kontrol etmek spot-check f.
doğru olup olmadığını kontrol etmek check f.
yeniden kontrol etmek recheck f.
uygunluğunu kontrol etmek screen out f.
sonra kontrol etmek control later f.
sonradan kontrol etmek control later f.
tekrar kontrol etmek recontrol f.
tekrar kontrol etmek reexamine f.
yeniden kontrol etmek reexamine f.
tekrar kontrol etmek reinspect f.
yeniden kontrol etmek control again f.
tekrar kontrol etmek check again f.
yeniden kontrol etmek recontrol f.
yeniden kontrol etmek check again f.
tekrar kontrol etmek control again f.
tekrar kontrol etmek recheck f.
yeniden kontrol etmek reinspect f.
durumu kontrol etmek handle the situation f.
hislerini kontrol etmek control one's feelings f.
kanamayı kontrol etmek control the bleeding f.
çevreyi kontrol etmek check the perimeter f.
bir havaleyi kontrol etmek check on a wire transfer f.
arka tarafı kontrol etmek check the back f.
tekrar kontrol etmek take another look f.
yönünü idare/kontrol etmek control the direction of f.
arabaları kontrol etmek check the cars f.
numarayı kontrol etmek check the number f.
kimliğini kontrol etmek perform an identity check on someone f.
tekrar kontrol etmek re-examine f.
yeniden kontrol etmek re-examine f.
(nabız vb) kontrol etmek take f.
(bir merkezden) kontrol veya kumanda etmek tame f.
kimliğe bakarak yaş kontrol etmek card f.
tılsımlar, müzik ya da tatlı sözle (hayvanı) yönlendirip kontrol etmek charm f.
gidişatını kontrol etmek turn f.
valf aracılığı ile kontrol etmek valve f.
kapakçık aracılığı ile kontrol etmek valve f.
bir şeyin ucuyla kontrol etmek bit f.
yularla kontrol etmek halter f.
yönlendirmek veya kontrol etmek için tutmak (dizgin, silah) hold [obsolete] f.
(at) yürüyüşünü kontrol etmek için ön ve arka bacağı bandajlamak hopple f.
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek hypnotise f.
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek hypnotize f.
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek hypnotise f.
kayıt hazırlığında veya kayıt sırasında (ses) seviyesini veya kalitesini kontrol etmek monitor f.
boşluğun boyutunu kontrol etmek gap f.
(fırındaki) ateşi yanarken kontrol etmek damp f.
titreşimini kontrol etmek damp f.
salınımını kontrol etmek damp f.
çok fazla kontrol etmek overcontrol f.
aşırı derecede kontrol etmek overgovern f.
kumandayla (cihazı) kontrol etmek dial f.
ilahi etkiyle kontrol etmek inspire f.
koşullarla kontrol etmek circumstance [obsolete] f.
sıkıca kontrol etmek corset f.
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek countercheck f.
(madeni paranın) ayarını kontrol etmek pix f.
(bilimsel deneyi) paralel deneyle kontrol etmek control f.
(makineyi) kontrol etmek control f.
önceden kontrol etmek precheck f.
bir ortamın ve kişinin havasını kontrol etmek vibe check f.
büyüyle kontrol etmek becharm f.
(araç hareketini) tek yönlü kavrama ile kontrol etmek sprag f.
sapma miktarını kontrol etmek square f.
Phrasals
tanı veya tedaviyi takiben hastayı düzenli olarak kontrol etmek follow up f.
davranışlarını kontrol etmek lead by f.
(birini veya bir şeyi) incelemek/kontrol etmek/araştırmak see about someone or something f.
birini kontrol etmek check in on someone f.
birisini kontrol etmek check somebody out f.
doğruluğunu kontrol etmek check on f.
(birinin bir şeyi) kontrol etmesine müsaade etmek let (one) at (someone or something) f.
(bir yeri) kontrol etmek go over f.
bir şeyi/şeyleri kontrol etmek check through something f.
uğrayıp hızlıca (birini/bir şeyi) kontrol etmek peek in on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek babysit with (someone or something) f.
birini/bir şeyi kontrol etmek go over someone or something f.
(biriyle) bir şeyi kontrol etmek go over something (with someone) f.
(bir merkezi, iş yerini) arayıp mesajları kontrol etmek call in (to some place) f.
bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek check back (with someone) f.
kontrol etmek için iletişime geçmek check in f.
gelen siparişte eksik var mı diye kontrol etmek check something in f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek check in on (someone or something) f.
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek check in on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek check in on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek check on (someone or something) f.
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek check on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek check on (someone or something) f.
birini/bir şeyi kontrol etmek check someone or something over f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek check up on (someone or something) f.
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek check up on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek check up on (someone or something) f.
(birini) zırt pırt kontrol etmek check up on (someone) f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek check up (on someone or something) f.
hızlıca göz gezdirip hataları kontrol etmek look over f.
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek follow someone up f.
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek follow up (on someone) f.
bir şeyi takip/kontrol etmek follow something up f.
bir şeyi takip/kontrol etmek follow up on something f.
(bir şeyi) takip/kontrol etmek follow up on (something) f.
(bir şeyin) gidişatını takip/kontrol etmek follow up on (something) f.
kontrol etmesine müsaade etmek let at f.
uğrayıp (birini/bir şeyi) kontrol etmek look in on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) uzaktan kontrol etmek look in on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek lord over (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek match (someone or something) (up) with (someone or something else) f.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek match (someone or something) against (someone or something else) f.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek match (someone or something) against (someone or something else) f.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek match up (someone or something) with (someone or something else) f.
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek match up (someone or something) with (someone or something else) f.
(birini/bir şeyi) tam yetkiyle/güçle kontrol etmek reign over (someone or something) f.
(bir şeyi) kontrol etmek see about (something) f.
kendini kontrol etmek pull up f.
atın başını şahmerdanla kontrol etmek bear up f.
Colloquial
etrafındakileri kontrol etmek konusunda takıntılı kimse control freak i.
maillerini kontrol etmek check one's emails f.
Idioms
bir bilginin doğruluğunu kontrol etmek fact check f.
geçmişini kontrol etmek do a background check f.
kendini kontrol etmek için çaba sarfetmek swallow hard f.
kimliğini kontrol etmek run a make on someone f.
kendini kontrol etmek take a hold on (oneself) f.
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek have somebody eating out of your hand f.
kendini kontrol etmek keep one’s head right f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek lay hold of (someone or something) f.
birini sürekli kontrol etmek be on someone's shoulder f.
(birini/bir şeyi) iyi kontrol etmek/denetlemek be on the watch (for someone or something) f.
arkasını kontrol etmek check (one's) six f.
kendini kontrol etmek get hold of f.
(birini) baştan ayağa aramak/kontrol etmek give (one) the once-over f.
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek have someone eating out of your hand f.
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek have someone eating out of the palm of your hand f.
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek hold someone in the palm of your hand f.
(birini/bir şeyi) kontrol etmek/yönetmek keep (someone or something) under (one's) control f.
'-i denetlemek/kontrol etmek keep watch on f.
birini/bir şeyi denetlemek/kontrol etmek keep watch on someone or something f.
(birini) yönetmek/kontrol etmek lead (one) (around) by the nose f.
(birini) kontrol etmek/denetlemek look over (one's) shoulder f.
arkasını kontrol etmek watch (one's) six f.
Trade/Economic
para arzını kontrol etmek üzere amerikan hükümeti'nden yetkili on iki bankadan her biri federal reserve bank i.
federal rezervin para arzını kontrol etmek amacıyla menkul kıymet alım satımı open-market operations i.
belgelerdeki bilgileri kontrol etmek vouch f.
hesabı kontrol etmek check an account f.
sikkelerin ayarını kontrol etmek pyx f.
(işlemleri) kontrol etmek control [obsolete] f.
Institutes
toplu taşımacılık hizmetlerini kontrol etmek üzere kurulmuş kamu örgütü passenger transport authority i.
Technical
bir bilgi ünitesinin elektronik iletimi ya da depolanmasındaki hataları kontrol etmek için kullanılan ikili rakam check bit i.
krank kollarının paralelliğini kontrol etmek amacıyla kullanılan ölçme aleti deflection gauge i.
sahnede belirli ışıkları kontrol etmek için kullanılan bir dizi devreden her biri section i.
(imalat prosesini) servomekanizmayla kontrol etmek cybernate f.
(elektrikli cihazı, makineyi vb.) sinyalle uzaktan kontrol etmek page f.
Computer
bir bilgi biriminin elektronik iletimi veya depolanmasındaki hataları kontrol etmek için kullanılan ikili rakam check bit i.
(çevrimiçi sohbet odasındaki konuşmaları veya mesaj panosundaki gönderileri) uygunsuz dil kullanımı, uygunsuz içeriğe karşı kontrol etmek moderate f.
bilgisayarla kontrol etmek computerize f.
bilgisayarla kontrol etmek computerise f.
Informatics
dijital aletleri kontrol etmek için yapılan vücut hareketi gesture i.
Mechanic
sıvının akışını kontrol etmek baffle f.
(makinenin) hızını veya gücünü kontrol etmek govern f.
Textile
(kıyafeti) defolara karşı kontrol etmek size f.
Aeronautic
(uçağı) uçuşa uygunluk için kontrol etmek preflight f.
Marine
su akışını kontrol etmek üzere kapıları olan bir kanal veya nehirin ayrılmış kısmı lock i.
(gemi) çıpa atarak rotayı kontrol etmek bring to f.
(selviçeleri) temiz tutup aksama olup olmadığını kontrol etmek overhaul f.
Medical
rahim ağzını (serviks) değerlendirmek ve hem enfeksiyonlar hem de kanser- kanser öncüsü durumlar açısından kontrol etmek için yapılan özel bir rahim ağzı tarama testi pap smear i.
Anatomy
boyundaki omurilik köklerinden meydana gelen, diyaframı sinir sistemine bağlamak ve nefes alıp vermeyi kontrol etmek için göğüs kafesinden geçen bir çift sinirden her biri nervus phrenicus i.
Physiology
hücre zarından geçişi kontrol etmek gate f.
Pharmaceutics
epilepsi tedavisinde bazı nöbet tiplerini kontrol etmek için kullanılan bir antikonvülsan neurontin® i.
Printing
(dizgisi yapılmış metnin) satırlarını bir önceki dizgi evresine ait nüsha ile karşılaştırıp satır atlanıp atlanmadığını kontrol etmek slug f.
Marine Biology
geminin çark etmesi sırasında baş tarafının dönüşünü kontrol etmek için dümeni kullanmak meet her f.
Breeding
(tavukta) gurk olma durumunu beslenme değişikliği ile kontrol etmek break up f.
(evcil tavukların) verimliliğini yumurta yakalayıcı tuzakla kontrol etmek trap f.
(evcil tavukların) verimliliğini yumurta yakalayıcı tuzakla kontrol etmek trapnest f.
History
abd'de iç savaş sırasında siyahi insanları ve kölelik karşıtlarını kontrol etmek ve bastırmak için kanun dışı araçlar kullanan bir örgüt vigilance committee [us] i.
abd'de iç savaş sırasında siyahi insanları ve kölelik karşıtlarını kontrol etmek ve bastırmak için kanun dışı araçlar kullanan bir örgütün üyesi vigilance man i.
abd'de iç savaş sırasında siyahları ve kölelik karşıtlarını kontrol etmek ve bastırmak için kanun dışı araçlar kullanan bir örgütün üyesi vigilante i.
Environment
su akışını kontrol etmek için açılan küçük çukur veya cep basin i.
Meteorology
yağış ve sis oluşumunu kontrol etmek için bulut oluşturmada kullanılan bir madde nucleating agent i.
Hunting
daha geniş menzil elde etmek amacıyla saçmaların dağılımını kontrol etmek üzere tasarlanmış tel ağdan oluşan av tüfeği kartuşu wire cartridge i.
tehlikeye karşı çevreyi kontrol etmek perimeter control f.
Sport
diğer oyuncunun hareketlerine bakarak kendi sırasını kontrol etmek key f.
Football
el-kol dokundurmaksızın topu kontrol etmek trap f.
Card
oyunu kontrol etmek block f.
Cinema
(hayvan) sette kontrol etmek wrangle f.
Photography
ışık etkilerini kontrol etmek için kullanılan renkli cam perde color litter i.
ışıklama ve fotoğrafik işlemeyi kontrol etmek için kullanılan, dereceli tonların basılı olduğu şerit grayscale i.
Engineering
uzaktan algılanan verilerin doğruluğunu yerinde gözlemlerle kontrol etmek groundtruth f.
uzaktan algılanan verilerin doğruluğunu yerinde gözlemlerle kontrol etmek ground-truth f.
Slang
hayatı kontrol etmek grab life by the balls f.