Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
kontrol etmek
"kontrol etmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
kontrol etmek
check
f.
2
Yaygın Kullanım
kontrol etmek
control
f.
General
3
Genel
kontrol etmek
go over
f.
4
Genel
kontrol etmek
make sure something is ok
f.
5
Genel
kontrol etmek
explore
f.
6
Genel
kontrol etmek
overhaul
f.
7
Genel
kontrol etmek
check up on
f.
8
Genel
kontrol etmek
examine
f.
9
Genel
kontrol etmek
see over
f.
10
Genel
kontrol etmek
command
f.
11
Genel
kontrol etmek
govern
f.
12
Genel
kontrol etmek
choke back
f.
13
Genel
kontrol etmek
choke down
f.
14
Genel
kontrol etmek
superintend
f.
15
Genel
kontrol etmek
go through
f.
16
Genel
kontrol etmek
check up
f.
17
Genel
kontrol etmek
audit
f.
18
Genel
kontrol etmek
check on
f.
19
Genel
kontrol etmek
check out
f.
20
Genel
kontrol etmek
manage
f.
21
Genel
kontrol etmek
discipline
f.
22
Genel
kontrol etmek
check
f.
23
Genel
kontrol etmek
make check
f.
24
Genel
kontrol etmek
control
f.
25
Genel
kontrol etmek
guard
f.
26
Genel
kontrol etmek
supervise
f.
27
Genel
kontrol etmek
monitor
f.
28
Genel
kontrol etmek
police
f.
29
Genel
kontrol etmek
test
f.
30
Genel
kontrol etmek
check over
f.
31
Genel
kontrol etmek
check through
f.
32
Genel
kontrol etmek
take something in hand
f.
33
Genel
kontrol etmek
inspect
f.
34
Genel
kontrol etmek
review
f.
35
Genel
kontrol etmek
regle [obsolete]
f.
36
Genel
kontrol etmek
reigle [obsolete]
f.
37
Genel
kontrol etmek
rein
f.
38
Genel
kontrol etmek
check into
f.
39
Genel
kontrol etmek
haw and gee
f.
40
Genel
kontrol etmek
man [dialect]
f.
41
Genel
kontrol etmek
brake
f.
42
Genel
kontrol etmek
gubernate
f.
43
Genel
kontrol etmek
rule
f.
44
Genel
kontrol etmek
coact
f.
45
Genel
kontrol etmek
sneb [dialect] [uk]
f.
46
Genel
kontrol etmek
snib [dialect] [uk]
f.
47
Genel
kontrol etmek
sue [obsolete]
f.
48
Genel
kontrol etmek
superinspect
f.
Phrasals
49
Öbek Fiiller
kontrol etmek
dispose of
f.
50
Öbek Fiiller
kontrol etmek
see about
f.
51
Öbek Fiiller
kontrol etmek
see to
f.
52
Öbek Fiiller
kontrol etmek
check out
f.
53
Öbek Fiiller
kontrol etmek
suss out
f.
54
Öbek Fiiller
kontrol etmek
check through
f.
55
Öbek Fiiller
kontrol etmek
check something in
f.
56
Öbek Fiiller
kontrol etmek
hold back
f.
57
Öbek Fiiller
kontrol etmek
hold down
f.
Idioms
58
Deyim
kontrol etmek
draw in the reins
f.
59
Deyim
kontrol etmek
check in
f.
Technical
60
Teknik
kontrol etmek
test
f.
61
Teknik
kontrol etmek
control
f.
62
Teknik
kontrol etmek
check
f.
63
Teknik
kontrol etmek
monitor
f.
64
Teknik
kontrol etmek
police
f.
65
Teknik
kontrol etmek
inspect
f.
Computer
66
Bilgisayar
kontrol etmek
mod
f.
Automotive
67
Otomotiv
kontrol etmek
check
f.
Archaic
68
Eski Kullanım
kontrol etmek
moderate
f.
"kontrol etmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 207 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
kontrol etmek için gerekli araç
key
i.
2
Genel
atların yürüyüşünü kontrol etmek için kullanılan deri koşum takımı
hopple
i.
3
Genel
zihni, gölgeleri ve karanlığı kontrol etmek için kullanma
umbrakinesis
i.
4
Genel
su akışını kontrol etmek için suya daldırılmış gabyonlar
gabionnade
i.
5
Genel
halkı kontrol etmek için terörist yöntemleri kullanan polis teşkilatı
gestapo
i.
6
Genel
stok kayıtlarını kontrol etmek
take stock
f.
7
Genel
sikkelerin ayarını kontrol etmek
pyx
f.
8
Genel
biletini kontrol etmek (havaalanında)
check in
f.
9
Genel
bakmak (kontrol etmek amacıyla)
check on
f.
10
Genel
belirli bir şeyi arayarak bir şeyi kontrol etmek
check for
f.
11
Genel
kontrol etmek (kontrolden geçirilmiş bir şeyi)
crosscheck
f.
12
Genel
suyun derinliği ve dibin niteliğini kontrol etmek
sound
f.
13
Genel
saatini kontrol etmek
check one's watch
f.
14
Genel
saati kontrol etmek
check one's watch
f.
15
Genel
zamanı kontrol etmek
check one's watch
f.
16
Genel
müsaitlik durumunu kontrol etmek
check availability
f.
17
Genel
kendini kontrol etmek
check oneself
f.
18
Genel
çifte kontrol etmek
double-check
f.
19
Genel
-i kontrol etmek
go over
f.
20
Genel
tekrar kontrol etmek
double-check
f.
21
Genel
rasgele kontrol etmek
spot-check
f.
22
Genel
doğru olup olmadığını kontrol etmek
check
f.
23
Genel
yeniden kontrol etmek
recheck
f.
24
Genel
uygunluğunu kontrol etmek
screen out
f.
25
Genel
sonra kontrol etmek
control later
f.
26
Genel
sonradan kontrol etmek
control later
f.
27
Genel
tekrar kontrol etmek
recontrol
f.
28
Genel
tekrar kontrol etmek
reexamine
f.
29
Genel
yeniden kontrol etmek
reexamine
f.
30
Genel
tekrar kontrol etmek
reinspect
f.
31
Genel
yeniden kontrol etmek
control again
f.
32
Genel
tekrar kontrol etmek
check again
f.
33
Genel
yeniden kontrol etmek
recontrol
f.
34
Genel
yeniden kontrol etmek
check again
f.
35
Genel
tekrar kontrol etmek
control again
f.
36
Genel
tekrar kontrol etmek
recheck
f.
37
Genel
yeniden kontrol etmek
reinspect
f.
38
Genel
durumu kontrol etmek
handle the situation
f.
39
Genel
hislerini kontrol etmek
control one's feelings
f.
40
Genel
kanamayı kontrol etmek
control the bleeding
f.
41
Genel
çevreyi kontrol etmek
check the perimeter
f.
42
Genel
bir havaleyi kontrol etmek
check on a wire transfer
f.
43
Genel
arka tarafı kontrol etmek
check the back
f.
44
Genel
tekrar kontrol etmek
take another look
f.
45
Genel
yönünü idare/kontrol etmek
control the direction of
f.
46
Genel
arabaları kontrol etmek
check the cars
f.
47
Genel
numarayı kontrol etmek
check the number
f.
48
Genel
kimliğini kontrol etmek
perform an identity check on someone
f.
49
Genel
tekrar kontrol etmek
re-examine
f.
50
Genel
yeniden kontrol etmek
re-examine
f.
51
Genel
(nabız vb) kontrol etmek
take
f.
52
Genel
(bir merkezden) kontrol veya kumanda etmek
tame
f.
53
Genel
kimliğe bakarak yaş kontrol etmek
card
f.
54
Genel
tılsımlar, müzik ya da tatlı sözle (hayvanı) yönlendirip kontrol etmek
charm
f.
55
Genel
gidişatını kontrol etmek
turn
f.
56
Genel
valf aracılığı ile kontrol etmek
valve
f.
57
Genel
kapakçık aracılığı ile kontrol etmek
valve
f.
58
Genel
bir şeyin ucuyla kontrol etmek
bit
f.
59
Genel
yularla kontrol etmek
halter
f.
60
Genel
yönlendirmek veya kontrol etmek için tutmak (dizgin, silah)
hold [obsolete]
f.
61
Genel
(at) yürüyüşünü kontrol etmek için ön ve arka bacağı bandajlamak
hopple
f.
62
Genel
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek
hypnotise
f.
63
Genel
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek
hypnotize
f.
64
Genel
çekicilikle etkileyerek kontrol etmek
hypnotise
f.
65
Genel
kayıt hazırlığında veya kayıt sırasında (ses) seviyesini veya kalitesini kontrol etmek
monitor
f.
66
Genel
boşluğun boyutunu kontrol etmek
gap
f.
67
Genel
(fırındaki) ateşi yanarken kontrol etmek
damp
f.
68
Genel
titreşimini kontrol etmek
damp
f.
69
Genel
salınımını kontrol etmek
damp
f.
70
Genel
çok fazla kontrol etmek
overcontrol
f.
71
Genel
aşırı derecede kontrol etmek
overgovern
f.
72
Genel
kumandayla (cihazı) kontrol etmek
dial
f.
73
Genel
ilahi etkiyle kontrol etmek
inspire
f.
74
Genel
koşullarla kontrol etmek
circumstance [obsolete]
f.
75
Genel
sıkıca kontrol etmek
corset
f.
76
Genel
emin olmak için ikinci kez kontrol etmek
countercheck
f.
77
Genel
(madeni paranın) ayarını kontrol etmek
pix
f.
78
Genel
(bilimsel deneyi) paralel deneyle kontrol etmek
control
f.
79
Genel
(makineyi) kontrol etmek
control
f.
80
Genel
önceden kontrol etmek
precheck
f.
81
Genel
bir ortamın ve kişinin havasını kontrol etmek
vibe check
f.
82
Genel
büyüyle kontrol etmek
becharm
f.
83
Genel
(araç hareketini) tek yönlü kavrama ile kontrol etmek
sprag
f.
84
Genel
sapma miktarını kontrol etmek
square
f.
Phrasals
85
Öbek Fiiller
tanı veya tedaviyi takiben hastayı düzenli olarak kontrol etmek
follow up
f.
86
Öbek Fiiller
davranışlarını kontrol etmek
lead by
f.
87
Öbek Fiiller
(birini veya bir şeyi) incelemek/kontrol etmek/araştırmak
see about someone or something
f.
88
Öbek Fiiller
birini kontrol etmek
check in on someone
f.
89
Öbek Fiiller
birisini kontrol etmek
check somebody out
f.
90
Öbek Fiiller
doğruluğunu kontrol etmek
check on
f.
91
Öbek Fiiller
(birinin bir şeyi) kontrol etmesine müsaade etmek
let (one) at (someone or something)
f.
92
Öbek Fiiller
(bir yeri) kontrol etmek
go over
f.
93
Öbek Fiiller
bir şeyi/şeyleri kontrol etmek
check through something
f.
94
Öbek Fiiller
uğrayıp hızlıca (birini/bir şeyi) kontrol etmek
peek in on (someone or something)
f.
95
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
babysit with (someone or something)
f.
96
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi kontrol etmek
go over someone or something
f.
97
Öbek Fiiller
(biriyle) bir şeyi kontrol etmek
go over something (with someone)
f.
98
Öbek Fiiller
(bir merkezi, iş yerini) arayıp mesajları kontrol etmek
call in (to some place)
f.
99
Öbek Fiiller
bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek
check back (with someone)
f.
100
Öbek Fiiller
kontrol etmek için iletişime geçmek
check in
f.
101
Öbek Fiiller
gelen siparişte eksik var mı diye kontrol etmek
check something in
f.
102
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
check in on (someone or something)
f.
103
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check in on (someone or something)
f.
104
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek
check in on (someone or something)
f.
105
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
check on (someone or something)
f.
106
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check on (someone or something)
f.
107
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek
check on (someone or something)
f.
108
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi kontrol etmek
check someone or something over
f.
109
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
check up on (someone or something)
f.
110
Öbek Fiiller
(biri/bir şey) iyi mi diye bakmak/kontrol etmek
check up on (someone or something)
f.
111
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) durumunu kontrol etmek
check up on (someone or something)
f.
112
Öbek Fiiller
(birini) zırt pırt kontrol etmek
check up on (someone)
f.
113
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
check up (on someone or something)
f.
114
Öbek Fiiller
hızlıca göz gezdirip hataları kontrol etmek
look over
f.
115
Öbek Fiiller
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek
follow someone up
f.
116
Öbek Fiiller
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek
follow up (on someone)
f.
117
Öbek Fiiller
bir şeyi takip/kontrol etmek
follow something up
f.
118
Öbek Fiiller
bir şeyi takip/kontrol etmek
follow up on something
f.
119
Öbek Fiiller
(bir şeyi) takip/kontrol etmek
follow up on (something)
f.
120
Öbek Fiiller
(bir şeyin) gidişatını takip/kontrol etmek
follow up on (something)
f.
121
Öbek Fiiller
kontrol etmesine müsaade etmek
let at
f.
122
Öbek Fiiller
uğrayıp (birini/bir şeyi) kontrol etmek
look in on (someone or something)
f.
123
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) uzaktan kontrol etmek
look in on (someone or something)
f.
124
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
lord over (someone or something)
f.
125
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
match (someone or something) (up) with (someone or something else)
f.
126
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
match (someone or something) (up) with (someone or something else)
f.
127
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
match (someone or something) against (someone or something else)
f.
128
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
match (someone or something) against (someone or something else)
f.
129
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek
match up (someone or something) with (someone or something else)
f.
130
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin biriyle/bir şeyle) uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek
match up (someone or something) with (someone or something else)
f.
131
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) tam yetkiyle/güçle kontrol etmek
reign over (someone or something)
f.
132
Öbek Fiiller
(bir şeyi) kontrol etmek
see about (something)
f.
133
Öbek Fiiller
kendini kontrol etmek
pull up
f.
134
Öbek Fiiller
atın başını şahmerdanla kontrol etmek
bear up
f.
Colloquial
135
Konuşma Dili
etrafındakileri kontrol etmek konusunda takıntılı kimse
control freak
i.
136
Konuşma Dili
maillerini kontrol etmek
check one's emails
f.
Idioms
137
Deyim
bir bilginin doğruluğunu kontrol etmek
fact check
f.
138
Deyim
geçmişini kontrol etmek
do a background check
f.
139
Deyim
kendini kontrol etmek için çaba sarfetmek
swallow hard
f.
140
Deyim
kimliğini kontrol etmek
run a make on someone
f.
141
Deyim
kendini kontrol etmek
take a hold on (oneself)
f.
142
Deyim
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
have somebody eating out of your hand
f.
143
Deyim
kendini kontrol etmek
keep one’s head right
f.
144
Deyim
(birini/bir şeyi) kontrol etmek
lay hold of (someone or something)
f.
145
Deyim
birini sürekli kontrol etmek
be on someone's shoulder
f.
146
Deyim
(birini/bir şeyi) iyi kontrol etmek/denetlemek
be on the watch (for someone or something)
f.
147
Deyim
arkasını kontrol etmek
check (one's) six
f.
148
Deyim
kendini kontrol etmek
get hold of
f.
149
Deyim
(birini) baştan ayağa aramak/kontrol etmek
give (one) the once-over
f.
150
Deyim
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
have someone eating out of your hand
f.
151
Deyim
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
have someone eating out of the palm of your hand
f.
152
Deyim
birini her istediğini yapacak şekilde kontrol etmek
hold someone in the palm of your hand
f.
153
Deyim
(birini/bir şeyi) kontrol etmek/yönetmek
keep (someone or something) under (one's) control
f.
154
Deyim
'-i denetlemek/kontrol etmek
keep watch on
f.
155
Deyim
birini/bir şeyi denetlemek/kontrol etmek
keep watch on someone or something
f.
156
Deyim
(birini) yönetmek/kontrol etmek
lead (one) (around) by the nose
f.
157
Deyim
(birini) kontrol etmek/denetlemek
look over (one's) shoulder
f.
158
Deyim
arkasını kontrol etmek
watch (one's) six
f.
Trade/Economic
159
Ticaret/Ekonomi
para arzını kontrol etmek üzere amerikan hükümeti'nden yetkili on iki bankadan her biri
federal reserve bank
i.
160
Ticaret/Ekonomi
federal rezervin para arzını kontrol etmek amacıyla menkul kıymet alım satımı
open-market operations
i.
161
Ticaret/Ekonomi
belgelerdeki bilgileri kontrol etmek
vouch
f.
162
Ticaret/Ekonomi
hesabı kontrol etmek
check an account
f.
163
Ticaret/Ekonomi
sikkelerin ayarını kontrol etmek
pyx
f.
164
Ticaret/Ekonomi
(işlemleri) kontrol etmek
control [obsolete]
f.
Institutes
165
Kurum/Kuruluş
toplu taşımacılık hizmetlerini kontrol etmek üzere kurulmuş kamu örgütü
passenger transport authority
i.
Technical
166
Teknik
bir bilgi ünitesinin elektronik iletimi ya da depolanmasındaki hataları kontrol etmek için kullanılan ikili rakam
check bit
i.
167
Teknik
krank kollarının paralelliğini kontrol etmek amacıyla kullanılan ölçme aleti
deflection gauge
i.
168
Teknik
sahnede belirli ışıkları kontrol etmek için kullanılan bir dizi devreden her biri
section
i.
169
Teknik
(imalat prosesini) servomekanizmayla kontrol etmek
cybernate
f.
170
Teknik
(elektrikli cihazı, makineyi vb.) sinyalle uzaktan kontrol etmek
page
f.
Computer
171
Bilgisayar
bir bilgi biriminin elektronik iletimi veya depolanmasındaki hataları kontrol etmek için kullanılan ikili rakam
check bit
i.
172
Bilgisayar
(çevrimiçi sohbet odasındaki konuşmaları veya mesaj panosundaki gönderileri) uygunsuz dil kullanımı, uygunsuz içeriğe karşı kontrol etmek
moderate
f.
173
Bilgisayar
bilgisayarla kontrol etmek
computerize
f.
174
Bilgisayar
bilgisayarla kontrol etmek
computerise
f.
Informatics
175
Bilişim
dijital aletleri kontrol etmek için yapılan vücut hareketi
gesture
i.
Mechanic
176
Mekanik
sıvının akışını kontrol etmek
baffle
f.
177
Mekanik
(makinenin) hızını veya gücünü kontrol etmek
govern
f.
Textile
178
Tekstil
(kıyafeti) defolara karşı kontrol etmek
size
f.
Aeronautic
179
Havacılık
(uçağı) uçuşa uygunluk için kontrol etmek
preflight
f.
Marine
180
Denizcilik
su akışını kontrol etmek üzere kapıları olan bir kanal veya nehirin ayrılmış kısmı
lock
i.
181
Denizcilik
(gemi) çıpa atarak rotayı kontrol etmek
bring to
f.
182
Denizcilik
(selviçeleri) temiz tutup aksama olup olmadığını kontrol etmek
overhaul
f.
Medical
183
Medikal
rahim ağzını (serviks) değerlendirmek ve hem enfeksiyonlar hem de kanser- kanser öncüsü durumlar açısından kontrol etmek için yapılan özel bir rahim ağzı tarama testi
pap smear
i.
Anatomy
184
Anatomi
boyundaki omurilik köklerinden meydana gelen, diyaframı sinir sistemine bağlamak ve nefes alıp vermeyi kontrol etmek için göğüs kafesinden geçen bir çift sinirden her biri
nervus phrenicus
i.
Physiology
185
Fizyoloji
hücre zarından geçişi kontrol etmek
gate
f.
Pharmaceutics
186
Eczacılık
epilepsi tedavisinde bazı nöbet tiplerini kontrol etmek için kullanılan bir antikonvülsan
neurontin®
i.
Printing
187
Baskı Teknikleri
(dizgisi yapılmış metnin) satırlarını bir önceki dizgi evresine ait nüsha ile karşılaştırıp satır atlanıp atlanmadığını kontrol etmek
slug
f.
Marine Biology
188
Deniz Biyolojisi
geminin çark etmesi sırasında baş tarafının dönüşünü kontrol etmek için dümeni kullanmak
meet her
f.
Breeding
189
Hayvancılık
(tavukta) gurk olma durumunu beslenme değişikliği ile kontrol etmek
break up
f.
190
Hayvancılık
(evcil tavukların) verimliliğini yumurta yakalayıcı tuzakla kontrol etmek
trap
f.
191
Hayvancılık
(evcil tavukların) verimliliğini yumurta yakalayıcı tuzakla kontrol etmek
trapnest
f.
History
192
Tarih
abd'de iç savaş sırasında siyahi insanları ve kölelik karşıtlarını kontrol etmek ve bastırmak için kanun dışı araçlar kullanan bir örgüt
vigilance committee [us]
i.
193
Tarih
abd'de iç savaş sırasında siyahi insanları ve kölelik karşıtlarını kontrol etmek ve bastırmak için kanun dışı araçlar kullanan bir örgütün üyesi
vigilance man
i.
194
Tarih
abd'de iç savaş sırasında siyahları ve kölelik karşıtlarını kontrol etmek ve bastırmak için kanun dışı araçlar kullanan bir örgütün üyesi
vigilante
i.
Environment
195
Çevre
su akışını kontrol etmek için açılan küçük çukur veya cep
basin
i.
Meteorology
196
Meteoroloji
yağış ve sis oluşumunu kontrol etmek için bulut oluşturmada kullanılan bir madde
nucleating agent
i.
Hunting
197
Silah/Atıcılık
daha geniş menzil elde etmek amacıyla saçmaların dağılımını kontrol etmek üzere tasarlanmış tel ağdan oluşan av tüfeği kartuşu
wire cartridge
i.
198
Silah/Atıcılık
tehlikeye karşı çevreyi kontrol etmek
perimeter control
f.
Sport
199
Spor
diğer oyuncunun hareketlerine bakarak kendi sırasını kontrol etmek
key
f.
Football
200
Futbol
el-kol dokundurmaksızın topu kontrol etmek
trap
f.
Card
201
İskambil
oyunu kontrol etmek
block
f.
Cinema
202
Sinema
(hayvan) sette kontrol etmek
wrangle
f.
Photography
203
Fotoğrafçılık
ışık etkilerini kontrol etmek için kullanılan renkli cam perde
color litter
i.
204
Fotoğrafçılık
ışıklama ve fotoğrafik işlemeyi kontrol etmek için kullanılan, dereceli tonların basılı olduğu şerit
grayscale
i.
Engineering
205
Engineering
uzaktan algılanan verilerin doğruluğunu yerinde gözlemlerle kontrol etmek
groundtruth
f.
206
Engineering
uzaktan algılanan verilerin doğruluğunu yerinde gözlemlerle kontrol etmek
ground-truth
f.
Slang
207
Argo
hayatı kontrol etmek
grab life by the balls
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kontrol etmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy