locked - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

locked

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"locked" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
locked s. kilitli
General
locked s. kilitlenmiş
locked s. sıkışmış
locked s. kilitli
locked s. kenetlenmiş
locked s. birbirine geçmiş
Technical
locked s. kilitlenmiş

"locked" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 131 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
be locked f. kilitlenmek
General
locked door i. kilitli kapı
being locked i. kilitli kalma
capability of being locked i. kilitlenebilirlik
be locked in a close embrace f. sarmaş dolaş olmak
be locked up f. kilitlenmek
be locked oneself into something f. kendini adamak
be locked up f. hapse atılmak
be locked out f. dışlanmış olmak
be locked out f. işsiz (olmak/kalmak)
be locked out f. kapılar yüzüne kapanmış olmak
get locked out f. anahtarını unutup kapıda kalmak
get locked out f. kapıda kalmak
be locked out f. çıkarılmış olmak
be locked up f. hapse girmek
be locked in jail f. kodese tıkılmak
locked in jail f. hapse atılmak
be locked up f. hapsedilmek
be locked up f. hapsolmak
be locked out f. kapı dışarı edilmek
be locked up and sealed f. mühür yemek
be locked up and sealed f. mühürlenmek
locked away s. kilit altında
locked in s. değiştirilemez
locked in s. değişmez
locked in s. sabit
Phrases
with a wish locked away inside expr. içe hapsedilmiş bir arzu ile
with a wish locked away inside expr. içe gömülmüş bir arzu ile
Colloquial
locked down s. giriş çıkışa kapalı
locked down s. giriş çıkışı durdurulmuş
locked down s. kapıları kapalı
locked down s. kapıları kilitli
locked down s. kilitlenmiş (elektronik sistem)
locked down s. kilitli (elektronik sistem)
locked down s. hapse atılmış
locked down s. hapiste
locked down s. içeri atılmış/kapatılmış (hapis)
locked down s. hapse atılmış
locked [dublin] s. zil zurna sarhoş
locked [dublin] s. çok sarhoş
locked [dublin] s. aşırı alkollü
locked in s. tamamen odaklanmış
locked in s. işine dalmış
locked in s. tüm dikkatini yoğunlaştırmış
Idioms
be locked in a time warp f. taş devrinde/geçmişte takılıp kalmak
be locked in a time warp f. zamanın gerisinde kalmak
be locked in a time warp f. zaman durmuş olmak
be locked in a time warp f. demode kalmak
be locked in a time warp f. geçmiş bir zamanda takılıp kalmak
Speaking
the computer locked up expr. bilgisayar kilitlendi
my hammies locked up expr. dizlerim tutulmuş
keep the door locked expr. kapıyı kilitli tut
keep the door locked expr. kapıyı kilitli tutun
was the door locked? expr. kapı kilitli miydi?
keep your door locked expr. kapını kilitli tut
keep your door locked expr. kapınızı kilitli tutun
Trade/Economic
locked in i. vadeli satışta iki tarafın da mahsup edilmeden vadenin kaldırılamadığı bir durum
locked-in i. yatırımcının kar ettiği halde normal gelir vergilerine tabi olmak için yatırımını satmak istememesi
locked in s. vergi yükü nedeniyle yatırım fonlarını değiştiremeyen
Law
locked-up list i. sabıka kaydı
Technical
dynamically locked intramedulary nail i. dinamik kilitli intramedüller çivi
locked oscillator i. eşzamanlanmış salıngaç
phase-locked loop i. faz kilitlemeli çevrim
phase locked loop i. evre kenetleme döngüsü
key-locked starting system i. kilitlemeli ilk hareket sistemi
key-locked starting system i. kilitlemeli ilk kontak sistemi
locked oscillator detector i. kilitli osilatörlü detektör
locked rotor current i. kilitli rotor akımı
locked forging dies i. kilitli dövme kalıpları
exclusively locked file i. özel kilitlenmiş dosya
exclusively locked file i. salt kilitlenmiş dosya
rigid locked socket pipe i. rijit kilit tertibatlı boru
digital phase locked loop i. sayısal evre kenetleme devresi
tooth-locked washer i. tırnaklı rondela
Computer
phase locked loop i. evre kenetleme döngüsü
locked volume i. kilitli oylum
locked file i. kilitli dosya
locked print i. kilitli yazdırma
eject request to locked drive i. kilitli sürücüye çıkartma isteği
locked disk i. kilitli disk
locked cell selected/cells protected i. kilitli seçili/korumalı hücreler
locked since i. kilitlendiği tarih
locked date i. kilitleme tarihi
locked memory i. locked memory
digital phase locked loop i. sayısal evre kenetleme devresi
computer locked s. bilgisayar kilitli
ds is locked expr. ds kilitli
content locked expr. içerik kilitlendi
locked by expr. kilitleyen
volume is locked expr. oylum kilidi
list is locked expr. liste kilitli
ball locked expr. top kilitli
table is locked expr. tablo kilitli
Informatics
locked file i. kilitli dosya
Telecom
phase-locked loop i. faz kilitlemeli döngü
phase locked loop i. faz kilitlemeli döngü
digital phase locked loop i. sayısal faz kilitlemeli  devre
Electric
locked oscillator detector i. kilitli osilatörlü detektör
Automotive
phase-locked loop circuitry i. faz kilitlemeli çevrim
fully locked i. tam kilitleme
center differential locked s. merkez diferansiyel kilitli
centre differential locked s. merkez diferansiyel kilitli
Marine
land locked s. kıyı tarafından kapalı
Mining
locked coil rope i. kenetli halat
locked coil carrying rope i. kenetli taşıyıcı halat
full locked coil hoist i. tam kenetli taşıyıcı askı halatı
half locked coil guide rope i. yarı kenetli kılavuz halat
half locked coil guide rope i. yarı kenetli kılavuz halatı
Medical
locked jaw i. tetanoz
Pathology
locked twins i. kilitlenmiş ikizler
locked-in syndrome i. sürgüleme sendromu
locked-in syndrome i. beyin sapı hasarı nedeniyle bilincin yerinde olup gözler dışında vücudun hareket ettirilemediği durum
Physics
gravitationally locked s. kütle çekimsel olarak kilitli
tidally locked s. kütle çekimsel olarak kilitli
gravitationally locked s. kütle çekimsel olarak kilitli
Chemistry
locked nucleic acid i. kilitli nükleik asit
Astronomy
tidally locked rotation i. iki gök cisminin eşzamanlı dönerek birbirinin hep aynı yüzünü görmesi
tidally locked moon i. kütleçekimsel olarak kenetlenmiş uydu
tidally locked moon i. kütleçekimsel olarak kenetlenmiş ay
tidally locked moon i. kütleçekimsel olarak kilitli uydu
tidally locked moon i. kütleçekimsel olarak kilitli ay
tidally locked planet i. kütleçekimsel olarak kenetlenmiş gezegen
tidally locked planet i. kütleçekimsel olarak kilitli gezegen
tidally locked s. kütleçekimsel olarak kenetlenmiş
Geography
land-locked country i. denize erişimi olmayan ülke
land-locked s. etrafı tamamen karayla kaplı
land-locked s. denize erişimi olmayan
Military
locked and loaded expr. ateşe hazır
locked and loaded expr. atışa hazır
Hunting
locked breech i. kilitli sürgülü sistemlerin genel adı
Slang
keep it locked expr. kendine iyi bak