münakaşa - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

münakaşa



"münakaşa" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 59 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
münakaşa quarrel i.
General
münakaşa bickering i.
münakaşa adjudication i.
münakaşa bicker i.
münakaşa broil i.
münakaşa contention i.
münakaşa tangle i.
münakaşa contest i.
münakaşa argument i.
münakaşa parley i.
münakaşa spat i.
münakaşa word i.
münakaşa altercation i.
münakaşa wage i.
münakaşa discussion i.
münakaşa dispute i.
münakaşa controversy i.
münakaşa disputation i.
münakaşa hassle i.
münakaşa argumentation i.
münakaşa velitation i.
münakaşa fray i.
münakaşa debate i.
münakaşa disagreement i.
münakaşa rap i.
münakaşa bickerment i.
münakaşa words i.
münakaşa whid i.
münakaşa hassel i.
münakaşa brangle i.
münakaşa branglement i.
münakaşa rixation i.
münakaşa hurrah i.
münakaşa bust-up [uk] i.
münakaşa bust-up [uk] i.
münakaşa ruckus i.
münakaşa discuss [obsolete] i.
münakaşa dissonance i.
münakaşa dissonancy i.
münakaşa distance [obsolete] i.
münakaşa in-fighting i.
münakaşa bate i.
münakaşa distraction i.
münakaşa conteck [obsolete] i.
münakaşa contek i.
münakaşa controverse [obsolete] i.
münakaşa square [dated] i.
münakaşa run-in i.
Colloquial
münakaşa blowout i.
münakaşa get-up i.
münakaşa dust-up f.
Idioms
münakaşa barney i.
münakaşa a war of words i.
Law
münakaşa adjudication i.
münakaşa dispute i.
münakaşa controversy i.
münakaşa mooting i.
Slang
münakaşa blue i.
münakaşa bull and cow i.

"münakaşa" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 109 sonuç

Türkçe İngilizce
General
uzun münakaşa diatribe i.
büyük münakaşa pitched battle i.
münakaşa etme flyte i.
büyük münakaşa battle royal i.
münakaşa etme embroilment i.
münakaşa etme eristic i.
münakaşa etme eristical [obsolete] i.
münakaşa etme haggling i.
münakaşa dizisi branglings [obsolete] i.
mantıksız münakaşa choplogic i.
agresif münakaşa ruction i.
yoğun münakaşa rumpus i.
münakaşa eden kimse disputer i.
uzun münakaşa screed i.
münakaşa etmek dispute f.
münakaşa etmek argue f.
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek quibble about f.
münakaşa etmek row f.
münakaşa etmek quarrel f.
münakaşa etmek take issue with somebody f.
münakaşa etmek bicker f.
münakaşa etmek wrangle f.
münakaşa ederek elde etmek wrangle f.
münakaşa etmek flyting f.
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek quibble over f.
münakaşa etmek discuss f.
münakaşa etmek debate f.
münakaşa etmek join issue with somebody f.
münakaşa etmek cangle [scotland] f.
münakaşa etmek rap f.
münakaşa etmek threap [scottish] f.
münakaşa etmek kebbie-lebbie [scottish] f.
münakaşa etmek embroil f.
münakaşa etmek haggle f.
münakaşa ederek israf etmek wrangle f.
münakaşa ederek tüketmek wrangle f.
münakaşa ederek kazanmak wrangle f.
münakaşa etmek brangle f.
biriyle münakaşa etmek square [obsolete] f.
münakaşa edilmiş flyted s.
münakaşa etmiş encountered s.
münakaşa ile disputewise s.
münakaşa yollu disputewise s.
münakaşa ile dispute-wise s.
münakaşa yollu dispute-wise s.
münakaşa götürmez indisputable s.
münakaşa veya delil göstermeye ait argumental s.
münakaşa ile ilgili altercative s.
münakaşa ile ilgili eristic s.
mantıksız münakaşa yaratan choplogic s.
mantıksız münakaşa yaratan choplogical s.
münakaşa ile ilgili dissertational s.
münakaşa edilemez bir şekilde inarguably zf.
münakaşa ile disputatious zf.
Phrasals
münakaşa etmek cast out f.
(birisiyle bir konu hakkında) münakaşa etmek bicker with (someone) over (something) f.
(bir şey hakkında) münakaşa etmek bicker over (something) f.
(bir konu hakkında) münakaşa etmek differ about (something) f.
(biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek differ (with someone) about something f.
(biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek differ (with someone) on something f.
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek fight about (someone or something) f.
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek fight (with) someone or something about (someone or something) f.
biri/bir şey hakkında münakaşa etmek fight about someone or something f.
(bir konu hakkında) münakaşa etmek differ on (something) f.
(biriyle) münakaşa etmek squabble with (one) f.
biriyle münakaşa etmek squabble with someone f.
bir konuda münakaşa etmek squabble with something f.
aralarında münakaşa etmek fight among themselves f.
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek argue (with someone) (over someone or something) f.
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek argue (with someone) (about someone or something) f.
(bir şey) hakkında münakaşa etmek argue about (something) f.
(bir şey) için tartışmak/münakaşa etmek argue about (something) f.
(biriyle) münakaşa etmek argue with (one) f.
(biriyle bir şey) hakkında münakaşa etmek argue with (someone) about (something) f.
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek bicker (with someone) (about someone or something) f.
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek bicker (with someone or something) (over someone or something) f.
(bir şey) hakkında münakaşa etmek bicker about (something) f.
(biriyle) münakaşa etmek bicker with (someone) f.
hakkında münakaşa etmek fight about f.
(önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble about (something) f.
(önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble over (something) f.
(biriyle önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble over (something) with (someone) f.
(biriyle önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble with (someone) over (something) f.
(bir konuda) münakaşa/anlaşmazlık yaşamak war over (something) f.
(biriyle/bir grupla) münakaşa/anlaşmazlık yaşamak war with (someone or something) f.
ile münakaşa etmek wrangle with f.
Colloquial
şiddetli münakaşa blowout i.
gürültülü münakaşa dingdong [uk] i.
aralarında münakaşa etmek fight among themselves f.
Idioms
küçük bir münakaşa handbags at six paces [uk] i.
büyük münakaşa big stink i.
münakaşa etmek take someone on f.
münakaşa etmek thrust and parry f.
tartışma/münakaşa esnasında birini kırmamaya dikkat etmek fire (one's) pistol in the air f.
tartışma/münakaşa esnasında birine direkt suçlama veya eleştiri yöneltmemek fire (one's) pistol in the air f.
tartışma/münakaşa esnasında temkinli konuşmak fire (one's) pistol in the air f.
tartışma/münakaşa esnasında direkt vurucu sözler söylememek fire (one's) pistol in the air f.
tartışma/münakaşa esnasında birini topa tutmamak fire (one's) pistol in the air f.
(bir şey) hakkında konuşmayı/münakaşa etmeyi bırakmak put (something) to bed f.
münakaşa içinde/halinde at war expr.
Law
münakaşa etmek debate f.
münakaşa etmek dispute f.
münakaşa edilmez indisputable s.
münakaşa edilemez indisputable s.
Politics
münakaşa hürriyeti freedom of debate i.
münakaşa konusu moot i.
Computer
çevrimiçi bir tartışmada iki veya daha fazla kişi arasında geçen öfkeli, eleştirel veya aşağılayıcı münakaşa flame war i.
Archaic
münakaşa etmek chode f.
Slang
münakaşa etmek duke it out f.