argue - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

argue

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"argue" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 27 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
argue f. tartışmak
General
argue f. çekişmek
argue f. göstergesi olmak
argue f. görüşmek
argue f. kavga etmek
argue f. kandırmak
argue f. tartışmak
argue f. iddia etmek
argue f. itiraz etmek
argue f. karşı gelmek
argue f. belli etmek
argue f. sözlü olarak kavga etmek
argue f. münakaşa etmek
argue f. atışmak
argue f. ikna etmek
argue f. öne sürmek
argue f. savunmak
argue f. ileri sürmek
argue f. kanıtlamaya çalışmak
argue f. neden olarak göstermek
argue f. -e belirti olmak
argue f. -e alamet olmak
argue f. tartışma yapmak
argue f. cedelleşmek
argue f. ortaya koymak
Law
argue f. müzakere etmek
argue f. tartışmak

"argue" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 144 sonuç

İngilizce Türkçe
General
argue against f. aleyhinde konuşmak
argue for f. lehinde olmak
argue against f. aleyhinde olmak
argue against something f. karşı çıkmak
argue somebody in doing something f. razı etmek
argue for f. lehinde konuşmak
argue that f. iddia etmek
argue with f. birisiyle tartışmak
argue for f. bir konuyu savunmak
argue someone into something f. tartışarak birini bir şey yapmaya ikna etmek
argue for something f. iddia etmek
argue someone out of something f. tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
argue that f. savunmak
argue somebody out of something f. caydırmak
argue somebody into something f. razı etmek
argue somebody out of something f. vazgeçirmek
argue somebody into something f. ikna etmek
argue about f. hakkında tartışmak
argue about f. üzerinde tartışmak
argue about f. anlaşmazlık içinde tartışmak
argue someone into doing something f. birini bir şey yapmaya ikna etmek
argue someone down f. bir tartışmada birisini alt etmek
argue back f. (sözle) karşılık vermek
argue one's way out of something f. sorunu tartışarak çözmek
argue with someone over something f. birisiyle tartışmak bir şey için/hakkında tartışmak
argue with someone about something f. birisiyle tartışmak bir şey için/hakkında tartışmak
argue someone down f. bir tartışmada üstün çıkmak
argue one's way out f. sorunu tartışarak çözmek
argue something down f. tartışarak bir faturanın vb. fiyatını düşürtmek
argue one's way out f. tartışarak kendini aklamak
argue one's way out of something f. tartışarak kendini aklamak
argue something out f. bir şeyi tüm ayrıntılarıyla tartışmak
argue someone into something f. ikna etmek
argue someone out of something f. caydırmak
argue someone into something f. razı etmek
argue for something f. savunmak
argue someone out of something f. vazgeçirmek
argue against something f. aksini iddia etmek
argue against something f. itiraz etmek
re-argue f. tekrar tartışmak
re-argue f. yeniden tartışmak
Phrasals
argue over f. bir şey hakkında/üstünde tartışmak
argue over f. -için tartışmak
argue away f. tartışarak kurtulmak
argue away f. neden belirterek kurtulmak
argue away f. mazeret belirterek kurtulmak
argue against someone or something f. birinin/bir şeyin aleyhinde konuşmak
argue against someone or something f. birine/bir şeye karşı olmak
argue against someone or something f. birine/bir şeye muhalefet etmek
argue against someone or something f. birine/bir şeye karşı savunma yapmak
argue against someone or something f. birinin/bir şeyin yanlış olduğunu göstermek
argue against someone or something f. birinin/bir şeyin tersini göstermek/savunmak
argue for someone or something f. birinin/bir şeyin lehinde konuşmak
argue for someone or something f. birini/bir şeyi savunmak
argue (with someone) (over someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmak
argue (with someone) (over someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
argue (with someone) (over someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) kapışmak
argue (with someone) (over someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) ağız dalaşına girmek
argue (with someone) (about someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) tartışmak
argue (with someone) (about someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
argue (with someone) (about someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) kapışmak
argue (with someone) (about someone or something) f. (biriyle biri/bir şey üzerine) ağız dalaşına girmek
argue with something f. bir şeye meydan okumak
argue with something f. bir şeye karşı çıkmak
argue with something f. bir şeyi tartışmak
argue with something f. bir şeye itiraz etmek
argue (one) into f. birini bir şeye ikna etmek
argue (one) into f. birini bir şeye razı etmek
argue (someone) down f. (birini) tartışarak/konuşarak etkilemek
argue (someone) down f. (birini) tartışarak/konuşarak ikna etmek
argue (something) down f. pazarlık etmek
argue (something) down f. tartışarak/itiraz ederek (bir şeyin) fiyatını düşürmek
argue about (something) f. (bir şey) hakkında tartışmak
argue about (something) f. (bir şey) hakkında münakaşa etmek
argue about (something) f. (bir şey) için tartışmak/münakaşa etmek
argue back f. karşı çıkmak
argue back f. (kaba bir şekilde) cevap vermek
argue down f. tartışarak alt etmek/susturmak
argue down f. muhalefete son vermek
argue down f. tartışarak fiyatını düşürmek
argue down f. pazarlık etmek
argue for f. destekleyen bir kanıt olmak
argue into doing f. yapmaya ikna etmek
argue out f. tartışarak çözmek
argue out f. konuşarak çözmek
argue out f. müzakere ederek çözmek
argue with f. -e meydan okumak
argue with f. '-e karşı çıkmak
argue with f. '-i tartışmak
argue with f. '-e itiraz etmek
argue with (one) f. (biriyle) tartışmak
argue with (one) f. (biriyle) münakaşa etmek
argue with (one) f. (biriyle) ağız dalaşına girmek
argue with (one) f. (biriyle) kapışmak
argue with (someone) about (something) f. (biriyle bir şey) hakkında tartışmak
argue with (someone) about (something) f. (biriyle bir şey) hakkında münakaşa etmek
argue with (someone) about (something) f. (biriyle bir şey) hakkında kapışmak
argue with (someone) about (something) f. (biriyle bir şey) hakkında) ağız dalaşına girmek
Colloquial
argue around and around f. tartışıp durmak
argue around and around f. defalarca tartışmak
argue around and around f. bir sonuca varmaksızın tartışıp durmak
argue around and around f. sürekli aynı şeyi tartışıp durmak
argue around and around f. bir sonuca varmayan bir şekilde tartışıp durmak
argue round and round f. tartışıp durmak
argue round and round f. defalarca tartışmak
argue round and round f. bir sonuca varmaksızın tartışıp durmak
argue round and round f. sürekli aynı şeyi tartışıp durmak
argue round and round f. bir sonuca varmayan bir şekilde tartışıp durmak
Idioms
argue the point f. (belli bir) konuyu tartışmak
argue against f. ayak diremek
argue against f. boyun eğmemek
argue something away f. bir şeyin var olmadığını tartışmak
argue the toss f. inatla karşı çıkmaya devam etmek
argue the toss f. nuh deyip peygamber dememek
couldn't argue one's way out of a paper bag f. kendine hayrı olmamak
couldn't argue one's way out of a paper bag f. kendine hayrı dokunmamak
argue against f. karşı çıkmak
argue the toss f. şiddetle tartışmak
argue against f. şiddetle karşı çıkmak
argue the toss f. tartışmayı/münakaşayı inatla sürdürmek
argue against f. tersini göstermek
argue against f. yanlış olduğunu göstermek
argue against f. yalanlamak
argue the point f. bir konunun bir noktasını ele almak/tartışmak
argue the point f. bir konuyu bir yönden ele almak/tartışmak
argue way out of f. tartışarak çözmek
argue way out of f. konuşarak çözmek
argue way out of f. müzakere ederek çözmek
can't argue with that expr. buna hayır diyemem
can't argue with that expr. buna hayır denmez
can't argue with that expr. aynı fikirdeyim
can't argue with that expr. aynen
can't argue with that expr. dediğine katılıyorum
can't argue with that expr. neden olmasın?
Speaking
I can't argue with that expr. buna hayır diyemem
that part i can't argue expr. bu kısma bir itirazım yok
I didn't come here to argue with you expr. buraya seninle tartışmaya gelmedim
I can't argue with that expr. dediğine katılıyorum
I would argue that expr. iddia ediyorum
I can't argue with that expr. seninle aynı fikirdeyim
I don't have time to argue expr. tartışacak vaktim yok
we hardly ever argue expr. neredeyse hiç tartışmayız
British Slang
argue the toss f. kavga etmek
argue the toss f. tartışmak