Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
makul
"makul"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 85 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
makul
reasonable
s.
General
2
Genel
makul
amenable
s.
3
Genel
makul
conceivable
s.
4
Genel
makul
downtoearth
s.
5
Genel
makul
sensible
s.
6
Genel
makul
tenable
s.
7
Genel
makul
just
s.
8
Genel
makul
comprehensible
s.
9
Genel
makul
acceptable
s.
10
Genel
makul
moderate
s.
11
Genel
makul
plausible
s.
12
Genel
makul
probable
s.
13
Genel
makul
logical
s.
14
Genel
makul
level
s.
15
Genel
makul
rational
s.
16
Genel
makul
sober
s.
17
Genel
makul
advisable
s.
18
Genel
makul
judicious
s.
19
Genel
makul
fair
s.
20
Genel
makul
reasoned
s.
21
Genel
makul
sane
s.
22
Genel
makul
possible
s.
23
Genel
makul
scrutable
s.
24
Genel
makul
reasonable
s.
25
Genel
makul
noninsane
s.
26
Genel
makul
decent
s.
27
Genel
makul
feasible
s.
28
Genel
makul
admissible
s.
29
Genel
makul
modest
s.
30
Genel
makul
well-advised
s.
31
Genel
makul
palatable
s.
32
Genel
makul
reasoning
s.
33
Genel
makul
recommendable
s.
34
Genel
makul
nominal
s.
35
Genel
makul
renable [obsolete]
s.
36
Genel
makul
tretable [obsolete]
s.
37
Genel
makul
earthy
s.
38
Genel
makul
unextreme
s.
39
Genel
makul
valid
s.
40
Genel
makul
unsuperfluous
s.
41
Genel
makul
wise
s.
42
Genel
makul
queme
s.
43
Genel
makul
lucid
s.
44
Genel
makul
might [obsolete]
s.
45
Genel
makul
healthful
s.
46
Genel
makul
healthy
s.
47
Genel
makul
honourable [obsolete]
s.
48
Genel
makul
rightful
s.
49
Genel
makul
right-minded
s.
50
Genel
makul
right-thinking
s.
51
Genel
makul
oke
s.
52
Genel
makul
okey-doke
s.
53
Genel
makul
conceptible
s.
54
Genel
makul
concipient
s.
55
Genel
makul
legitimate
s.
56
Genel
makul
felicitous
s.
57
Genel
makul
plausive [obsolete]
s.
58
Genel
makul
skillful [obsolete]
s.
59
Genel
makul
smirk
s.
60
Genel
makul
solid
s.
61
Genel
makul
sympathetic
s.
62
Genel
makul
down-to-earth
s.
63
Genel
makul
fairly
zf.
64
Genel
makul
within reason
zf.
65
Genel
makul
middling
zf.
Colloquial
66
Konuşma Dili
makul
cricket
s.
67
Konuşma Dili
makul
juste
s.
68
Konuşma Dili
makul
middlin
expr.
Idioms
69
Deyim
makul
(as) sober as a judge
s.
70
Deyim
makul
with both oars in the water
expr.
Trade/Economic
71
Ticaret/Ekonomi
makul
reasonable
s.
72
Ticaret/Ekonomi
makul
due
s.
Law
73
Hukuk
makul
justified
s.
74
Hukuk
makul
judicious
s.
75
Hukuk
makul
rational
s.
76
Hukuk
makul
judgmatic
s.
77
Hukuk
makul
judgmatical
s.
78
Hukuk
makul
prudent
s.
Technical
79
Teknik
makul
reasonable
s.
Archaic
80
Eski Kullanım
makul
answerable
s.
81
Eski Kullanım
makul
fayre
s.
82
Eski Kullanım
makul
senseful
s.
83
Eski Kullanım
makul
sympathetical
s.
Slang
84
Argo
makul
kosher
s.
85
Argo
makul
koshe
s.
"makul"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 267 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
makul olma
plausibility
i.
2
Genel
makul olma
reasonableness
i.
3
Genel
dalış tüplerinin yüksek basıncını dalgıçların nefes alabilecekleri makul basınca düşüren bir supap
regulator
i.
4
Genel
makul kılma
rationalization
i.
5
Genel
makul neden
reasonable cause
i.
6
Genel
makul olmayış
inadvisability
i.
7
Genel
makul olmama
inadvisability
i.
8
Genel
makul düşünce
horse sense
i.
9
Genel
makul olma
plausibleness
i.
10
Genel
makul fiyat
fair price
i.
11
Genel
makul maliyet
reasonable cost
i.
12
Genel
makul fiyat
affordable price
i.
13
Genel
makul fiyat
reasonable price
i.
14
Genel
makul tazminat
temperate damages
i.
15
Genel
makul bir seviye
a reasonable level
i.
16
Genel
makul ihtimam
reasonable care
i.
17
Genel
makul dikkat
reasonable care
i.
18
Genel
makul bir davranış
a rational behavior
i.
19
Genel
makul bir davranış
a reasonable behavior
i.
20
Genel
makul bir zaman
a fair amount of time
i.
21
Genel
makul miktarda zaman
a fair amount of time
i.
22
Genel
makul süre
reasonable time
i.
23
Genel
makul dikkat/özen
ordinary care
i.
24
Genel
makul kılma
rationalisation
i.
25
Genel
makul sebep
reasonable cause
i.
26
Genel
makul olmayan koşullar
unreasonable conditions
i.
27
Genel
makul açıklama
plausible explanation
i.
28
Genel
makul kontrol
reasonable control
i.
29
Genel
makul seçim
reasonable choice
i.
30
Genel
makul olma
reasonability
i.
31
Genel
makul şey
recommendation
i.
32
Genel
makul olma
tenability
i.
33
Genel
makul şey
thinkable
i.
34
Genel
makul olma
thinkableness
i.
35
Genel
makul özellik
acceptable face
i.
36
Genel
makul olmama
unadvisableness
i.
37
Genel
makul tahmin
fair estimate
i.
38
Genel
makul isim
euonym
i.
39
Genel
fikirleri sentezleyerek makul bir düşünce oluşturma
mental synthesis
i.
40
Genel
görünüşte makul olma durumu
meretriciousness
i.
41
Genel
adil ve makul kullanım şartıyla telifli eserlerin belirli kısımlarının telif izni alınmaksızın kullanılabileceğini öngören yasal doktrin
fair use
i.
42
Genel
makul olma
rhyme or reason
i.
43
Genel
makul hale getirme
ingratiation
i.
44
Genel
makul olma
conceptibility
i.
45
Genel
makul olma
concipiency
i.
46
Genel
makul şey
plausibility
i.
47
Genel
görünüşte makul olan şey
plausibility
i.
48
Genel
makul ifade
plausible
i.
49
Genel
makul olma
fitness
i.
50
Genel
daha makul bir hedefe yönelme
substitution
i.
51
Genel
olayları makul gösteren kimse
sugarer
i.
52
Genel
makul göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi)
gloss over
f.
53
Genel
makul sınırların dışına çıkmak
go beyond reason
f.
54
Genel
makul konuşmak
talk sense
f.
55
Genel
makul olmak (fiyat)
be acceptable
f.
56
Genel
makul kılmak
rationalize
f.
57
Genel
makul karşılamak
find reasonable
f.
58
Genel
makul karşılamak
consider something reasonable
f.
59
Genel
makul karşılamak
regard something as considerable
f.
60
Genel
makul bulmak
find reasonable
f.
61
Genel
makul kılmak
rationalise
f.
62
Genel
makul bir fiyatı hak etmek
command a fair price
f.
63
Genel
makul bir çerçevede hareket ederek ilerlemek
track
f.
64
Genel
makul olmayan hale getirmek
unnaturalise
f.
65
Genel
makul olmayan hale getirmek
unnaturalize
f.
66
Genel
makul olmayan hedefler için kendini aşırı zorlamak
overachieve
f.
67
Genel
makul hale getirmek
ingratiate (to)
f.
68
Genel
makul bulmak
conceit [obsolete]
f.
69
Genel
daha makul göstermek
dignify
f.
70
Genel
makul hale getirmek
plausibleize
f.
71
Genel
makul hale getirmek
plausibleise
f.
72
Genel
makul açıklamalarla sağlam zemine oturtmak
salve [obsolete]
f.
73
Genel
(bir şey ekleyerek) daha makul hale getirmek
season
f.
74
Genel
varsayımda bulunmak için makul kanıt oluşturmak
presume
f.
75
Genel
makul olmak
subsist
f.
76
Genel
makul hale getirmek
sugar
f.
77
Genel
makul hale getirmek
sugar-coat
f.
78
Genel
makul görünüş
specious
s.
79
Genel
makul (fiyat)
moderate
s.
80
Genel
makul ölçüleri aşmayan
reasonable
s.
81
Genel
makul olmayan
inadvisable
s.
82
Genel
yeterince makul
fair enough
s.
83
Genel
makul olmayan
unconscionable
s.
84
Genel
makul olmayan
unreasonable
s.
85
Genel
makul sayıda
a fair amount of
s.
86
Genel
gayet makul
fair enough
s.
87
Genel
makul sayıda bir
a reasonable number of
s.
88
Genel
fiyatı makul
affordable
s.
89
Genel
fiyatı makul
reasonably priced
s.
90
Genel
makul fiyatlı
reasonably priced
s.
91
Genel
makul bir şekilde öngörülebilir
reasonably foreseeable
s.
92
Genel
makul düşünen
reasoning
s.
93
Genel
makul ve mantıklı
rational and reasonable
s.
94
Genel
aşırı makul
ultrarational
s.
95
Genel
makul olmayan
unconceivable
s.
96
Genel
hiç makul olmayan
unearthly
s.
97
Genel
makul olmayan
unnatural
s.
98
Genel
makul olmayan
unplausible
s.
99
Genel
makul görüşleri olan
right-thinking
s.
100
Genel
oldukça makul
icebox
s.
101
Genel
makul düzeyde
ok
s.
102
Genel
makul bulunan
on [uk]
s.
103
Genel
makul olmayan
inconscionable [obsolete]
s.
104
Genel
(fiyat) makul
peoplish
s.
105
Genel
(hamle) makul sonuç veren
playable
s.
106
Genel
makul sınırları aşan
dizzy
s.
107
Genel
makul miktarda
healthy dose of
s.
108
Genel
makul görülen
subrational
s.
109
Genel
makul hale getirilen
sugared
s.
110
Genel
makul düşünüşlü bir şekilde
hardheadedly
zf.
111
Genel
makul düzeyde
within reason
zf.
112
Genel
makul olarak
desirably
zf.
113
Genel
makul olarak
conceivably
zf.
114
Genel
makul bir şekilde
sensibly
zf.
115
Genel
makul surette
reasonably
zf.
116
Genel
makul ölçüde
within reason
zf.
117
Genel
makul bir şekilde
sanely
zf.
118
Genel
makul bir şekilde
acceptedly
zf.
119
Genel
makul olarak
imaginably
zf.
120
Genel
makul bir sınırı aşmadan
within reason
zf.
121
Genel
makul bir biçimde
credibly
zf.
122
Genel
makul bir biçimde
plausibly
zf.
123
Genel
makul bir biçimde
comprehensibly
zf.
124
Genel
makul bir şekilde
reasonably
zf.
125
Genel
makul şekilde
as well
zf.
126
Genel
makul seviyede
at reasonable level
zf.
127
Genel
makul seviyedeki
at reasonable level
zf.
128
Genel
makul bir zaman içinde
within a reasonable time
zf.
129
Genel
makul bir şekilde
ingratiatingly
zf.
130
Genel
makul olarak
in reason
zf.
131
Genel
makul bir şekilde
in reason
zf.
132
Genel
makul/kabul edilebilir sayıda
in modest numbers
zf.
133
Genel
makul olmayan bir şekilde
unadvisably
zf.
134
Genel
makul olmadan
unplausibly
zf.
135
Genel
makul biçimde
wisely
zf.
136
Genel
makul biçimde
lucidly
zf.
137
Genel
makul olarak
rightfully
zf.
138
Genel
makul bir şekilde
conscionably
zf.
139
Genel
makul bir halde
felicitously
zf.
140
Genel
makul sebeple
solid
zf.
141
Genel
makul veya mantıklı gerekçelere dayanarak
solidly
zf.
142
Genel
makul şekilde
suent [dialect]
zf.
143
Genel
makul bir sürede
in good time
expr.
Phrasals
144
Öbek Fiiller
(bir şeyi bir şeyle) daha makul hale getirmek
temper (something) with (something)
f.
145
Öbek Fiiller
(bir şeyi makul bir boyuta) indirmek
cut (something) down to (something)
f.
Phrases
146
İfadeler
mümkün olan en makul sürede
as soon as practicable
expr.
147
İfadeler
makul surette kabul edilebilir
reasonably acceptable
expr.
148
İfadeler
makul şekilde uygulanabilir
reasonably practicable
expr.
149
İfadeler
makul bir görüş çerçevesinde/çerçevesine
in perspective
expr.
150
İfadeler
makul bir bakış içerisinde/içerisine
in perspective
expr.
151
İfadeler
makul bir değerlendirme içerisinde/içerisine
in perspective
expr.
Colloquial
152
Konuşma Dili
makul/geçerli bir plan
a (real) winner
i.
153
Konuşma Dili
makul/geçerli bir fikir
a (real) winner
i.
154
Konuşma Dili
makul fikir
goer
i.
155
Konuşma Dili
makul teklif
goer
i.
156
Konuşma Dili
makul olmak
be doing ok
f.
157
Konuşma Dili
makul bir fiyat olmamak
be rather steep
f.
158
Konuşma Dili
(biri/bir şey) için makul olmak
do for (someone or something)
f.
159
Konuşma Dili
makul olmak
compute
f.
160
Konuşma Dili
makul sınırın ötesinde
too-too
s.
161
Konuşma Dili
makul bir şekilde
ish
zf.
162
Konuşma Dili
makul sınırlar içinde
within reasonable bounds
expr.
163
Konuşma Dili
makul limitler içinde
within reasonable bounds
expr.
164
Konuşma Dili
makul sınırlar çerçevesinde
within reasonable bounds
expr.
165
Konuşma Dili
fiyat makul
the price is right
expr.
166
Konuşma Dili
gayet makul
that's fair
exclam.
167
Konuşma Dili
yeterince makul
that's fair
exclam.
Idioms
168
Deyim
(hiciv) makul bir öneri
a modest proposal
i.
169
Deyim
makul fiyatlı mal
a good five-cent cigar
i.
170
Deyim
makul miktarda
a good few
i.
171
Deyim
(bir şeyin) kabul edilebilir/makul (olmaya çalışan) yanı
the acceptable face of (something)
i.
172
Deyim
makul yan
the acceptable face of
i.
173
Deyim
makul fiyatlı ürün
a good five-cent cigar
i.
174
Deyim
insan vücudu için makul sıcaklık aralığı
(one's) comfort zone
i.
175
Deyim
makul/uygun olan hareket
a matter of course
i.
176
Deyim
düşünceleri/davranışları makul olmak
have all (one's) buttons
f.
177
Deyim
düşünceleri/davranışları makul olmak
have all one's buttons
f.
178
Deyim
makul açıklamalar getirmek
explain away
f.
179
Deyim
makul görünmek
stand to reason
f.
180
Deyim
bir şeyi daha olumlu, kabul edilebilir, makul göstermek
put a gloss on something
f.
181
Deyim
makul olmak/kalmak
keep (one's) head right
f.
182
Deyim
(birini) duyarlı/makul düşünmeye yönlendirmek
talk some sense into (someone's) head
f.
183
Deyim
(birinin) mantıklı/makul olmasını sağlamak
make (one) see sense
f.
184
Deyim
(birinin) mantıklı/makul olmasını sağlamak
(make somebody) see sense/reason
f.
185
Deyim
bir şeye makul tepki vermek
keep something in proportion
f.
186
Deyim
makul bir fiyat olmamak
be a bit/rather steep
f.
187
Deyim
(bir alanda) makul bir hızda gitmek
cover (the) ground
f.
188
Deyim
(birinin) mantıklı/makul olmasını sağlamak
make (one) see reason
f.
189
Deyim
mantıklı/makul olmak
see sense
f.
190
Deyim
daha makul hale getirmek
take the sting out of
f.
191
Deyim
makul (bir şey)
no earthly (something)
s.
192
Deyim
makul sınırlar dahilinde
in the ballpark
zf.
193
Deyim
akla uygun/mantıklı/makul bir nedeni/sebebi olmaksızın
no earthly reason
expr.
194
Deyim
makul/kabul edilebilir ölçülerin (sınırın) dışında/ötesinde
out of the ballpark
expr.
195
Deyim
makul seviyede
up to speed
expr.
Speaking
196
Konuşma
bu sence makul bir davranış mı?
does that sound like rational behavior to you?
expr.
Trade/Economic
197
Ticaret/Ekonomi
iki şirket arası pazarlıkta hedef şirkete makul bir teklif sunarak güven kazanan üçüncü tarafın, teklifini kabul ettirdikten sonra hedef şirketin rakibiyle güçlerini birleştirdiği devralma stratejisi
lady macbeth strategy
i.
198
Ticaret/Ekonomi
makul ve ayrımcılık gözetmeyen lisanslama
reasonable and non-discriminatory licensing
i.
199
Ticaret/Ekonomi
makul fiyat
proper price
i.
200
Ticaret/Ekonomi
makul onarım masrafı
reasonable cost of repairs
i.
201
Ticaret/Ekonomi
makul değer
sound value
i.
202
Ticaret/Ekonomi
makul getiri oranı
reasonable rate of return
i.
203
Ticaret/Ekonomi
makul beklentiler doktrini
doctrine of reasonable expectations
i.
204
Ticaret/Ekonomi
makul fiyat
fair price
i.
205
Ticaret/Ekonomi
makul fiyat
suitable price
i.
206
Ticaret/Ekonomi
adil, makul ve fark gözetmeme koşulları
frand (fair reasonable and non-discriminating) terms
i.
207
Ticaret/Ekonomi
makul fiyat
reasonable price
i.
208
Ticaret/Ekonomi
makul ve kabul edilebilir tehlikeler
acceptable risks
i.
209
Ticaret/Ekonomi
makul uyumlaştırma
reasonable accommodation
i.
210
Ticaret/Ekonomi
makul değer
fair value
i.
211
Ticaret/Ekonomi
makul düzenleme
reasonable accommodation
i.
212
Ticaret/Ekonomi
makul zamanlarda ve makul ölçülerde erişim imkanı
reasonable access at reasonable times
i.
213
Ticaret/Ekonomi
makul tahmin
reasonable estimate
i.
214
Ticaret/Ekonomi
makul nedenlerle istenilen gizli bilgiler
reasonably required confidential information
i.
215
Ticaret/Ekonomi
makul bildirim
reasonable notice
i.
216
Ticaret/Ekonomi
makul kullanım
reasonable use
i.
217
Ticaret/Ekonomi
makul fiyat
proportionate price
i.
218
Ticaret/Ekonomi
makul bir piyasada mal için biçilen değer
fair market value
i.
219
Ticaret/Ekonomi
makul faiz oranları ile ödünç para veren ve devlet tarafından işletilen tefeci
mont-de-piété
i.
220
Ticaret/Ekonomi
belirlenen veya makul zaman aralığında nakledilen mallar için talep edilmeyen ardiye ücreti
demurrage
i.
221
Ticaret/Ekonomi
makul olmayan nedenlerle kaçınmak
unreasonably withhold
f.
222
Ticaret/Ekonomi
makul fiyatta uzlaşmak
compound
f.
223
Ticaret/Ekonomi
makul olmayan
unreasonable
s.
224
Ticaret/Ekonomi
finansal olarak makul
dependable
s.
Law
225
Hukuk
özel bir konutun mahkeme kararı olmaksızın kiracının evden çıkarılamayacağı şekilde makul fiyata kiraya verilmesi
regulated tenancy
i.
226
Hukuk
adil karar verilmeyeceğine dair makul şüphe
reasonable apprehension of bias
i.
227
Hukuk
bir istirdat davasında sanık olan kişinin makul gerekçeler göstererek haklı olduğunu iddia ettiği defii
avowry
i.
228
Hukuk
makul şüphe
reasonable doubt
i.
229
Hukuk
mahkemeye yapılacak olan itirazın makul olup olmadığını incelemekle görevli olan memur
trier
i.
230
Hukuk
makul ihbar/bildirim süresi
reasonable notice
i.
231
Hukuk
mahkemeye yapılacak olan itirazın makul olup olmadığını incelemekle görevli olan memur
trior
i.
232
Hukuk
makul şüphenin ötesinde kanıt
proof beyond reasonable doubt
i.
233
Hukuk
makul ihtimam
reasonable care
i.
234
Hukuk
makul dikkat
reasonable care
i.
235
Hukuk
makul talep
reasonable request
i.
236
Hukuk
makul tutukluluk süresi
reasonable period of detention
i.
237
Hukuk
makul tefsir
reasonable interpretation
i.
238
Hukuk
makul şüphe
reasonable suspicion
i.
239
Hukuk
makul olmayan davranış
unreasonable behaviour
i.
240
Hukuk
makul sayılabilecek herhangi biri
reasonable person
i.
241
Hukuk
sanığın yaptığı eylemin makul olup olmadığına karar verebilmek için örnek olarak verilen) farazi makul kişi
reasonable person
i.
242
Hukuk
evli bir kadının makul ve yeterli erzaka sahip olma hakkı
wife's equity
i.
243
Hukuk
makul yarar
reasonable benefit
i.
244
Hukuk
makul menfaat
reasonable benefit
i.
245
Hukuk
makul olmayan
unreasonable
s.
246
Hukuk
makul şüphenin ötesinde
beyond a reasonable doubt
expr.
Politics
247
Siyasal
makul/inandırıcı reddedilebilirlik
plausible deniability
i.
248
Siyasal
makul fiyat
reasonable price
i.
249
Siyasal
makul müddet
reasonable period
i.
250
Siyasal
makul inkar
plausible deniability
i.
251
Siyasal
makul şüphelerin ötesinde
beyond reasonable doubt
expr.
Industry
252
Sanayi
işletmeyi rakiplerinden daha makul kılan özelliği
moat
i.
Insurance
253
Sigortacılık
makul tamir masrafları
reasonable cost of repairs
i.
Media
254
Medya
daha makul hale getirmek için nahoş detaylardan arındırılmış (haber metni, belge)
sanitized
s.
255
Medya
daha makul hale getirmek için nahoş detaylardan arındırılmış (haber metni, belge)
sanitised
s.
Marine
256
Denizcilik
en makul ışık yoğunluğu şiddeti
optimum light intensity
i.
Mental Health
257
Ruhbilim
bir durumu anlayacak, sonucunda makul kararlar alacak ve kararının potansiyel sonuçlarını kavrayacak zihni yeterliği olan
competent
s.
Math
258
Matematik
değişkene çeşitli makul değerler atayıp sonucu yorumlama
discussion of a problem
i.
Linguistics
259
Dilbilim
daha makul ifade yerine kullanılan argo ya da saldırgan ifade
dysphemism
i.
260
Dilbilim
daha makul ifade yerine argo ya da saldırgan ifade kullanan
dysphemistic
s.
History
261
Tarih
kiracının kendi evinin ve müştemilatın ısınma ihtiyacını karşılamak için yaşadığı bölgedeki odunlardan makul miktarda toplama hakkı
firebote
i.
Environment
262
Çevre
nükleer patlamaya karşı makul düzeyde güvende olunan risk derecesi
negligible nuclear risk
i.
263
Çevre
nükleer patlamaya karşı makul düzeyde güvende olunan risk derecesi
negligible risk (nuclear)
i.
264
Çevre
makul günlük giriş
acceptable daily intake
i.
265
Çevre
makul azami doz
reasonable maximum exposure
i.
Geography
266
Coğrafya
makul dönüştürme
admissible transformation
i.
Slang
267
Argo
makul fiyatlı şey
a good five-cent cigar
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of makul
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy