reasonable - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

reasonable

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"reasonable" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 24 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
reasonable s. makul
General
reasonable s. mantıksal
reasonable s. makul ölçüleri aşmayan
reasonable s. uygun
reasonable s. kabul edilebilir
reasonable s. akla yatkın
reasonable s. akıllıca
reasonable s. münasebetli
reasonable s. akla yakın
reasonable s. çok da fena olmayan
reasonable s. olacak
reasonable s. kararınca
reasonable s. akılcı
reasonable s. akıllı
reasonable s. orta derecede
reasonable s. makul
reasonable s. haklı
reasonable s. akla uygun
reasonable s. yeterince
Trade/Economic
reasonable s. akla uygun
reasonable s. ehven
reasonable s. makul
Technical
reasonable s. mantıklı
reasonable s. makul

"reasonable" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç

İngilizce Türkçe
General
reasonable worst case i. muhtemel en kötü hal
reasonable cause i. makul neden
reasonable degree i. karar
reasonable cost i. makul maliyet
reasonable price i. makul fiyat
reasonable creature i. insan
reasonable creature i. düşünen canlı
a reasonable level i. makul bir seviye
reasonable care i. makul ihtimam
reasonable care i. makul dikkat
reasonable grounds i. haklı gerekçe
reasonable explanation i. mantıklı açıklama
a reasonable behavior i. makul bir davranış
a reasonable behavior i. mantıklı bir davranış
a reasonable question i. mantıklı bir soru
reasonable time i. makul süre
reasonable cause i. makul sebep
reasonable control i. makul kontrol
reasonable choice i. makul seçim
make something reasonable f. akla uydurmak
be reasonable f. söz anlamak
find reasonable f. aklına yatmak
deem reasonable f. mantıklı saymak
find something reasonable f. mantıklı bulmak
consider something reasonable f. makul karşılamak
find reasonable f. makul karşılamak
find reasonable f. makul bulmak
sound reasonable f. mantıklı gelmek
seem reasonable f. mantıklı gelmek
use its reasonable efforts f. elinden gelen çabayı göstermek
a reasonable number of s. makul sayıda bir
rational and reasonable s. makul ve mantıklı
at reasonable level zf. makul seviyedeki
at reasonable level zf. makul seviyede
if considered reasonable zf. uygun görülürse
if deemed reasonable zf. uygun görülürse
within a reasonable time zf. makul bir zaman içinde
Phrases
beyond a reasonable doubt expr. şüpheye mahal bırakmayacak şekilde
Colloquial
within reasonable bounds expr. makul sınırlar içinde
within reasonable bounds expr. makul sınırlar çerçevesinde
within reasonable bounds expr. makul limitler içinde
Trade/Economic
reasonable estimate i. gerçeğe uygun tahmin
reasonable use i. makul kullanım
reasonable cost of repairs i. makul onarım masrafı
reasonable and non-discriminatory licensing i. makul ve ayrımcılık gözetmeyen lisanslama
reasonable rate of return i. makul getiri oranı
doctrine of reasonable expectations i. makul beklentiler doktrini
reasonable price i. makul fiyat
reasonable accommodation i. makul uyumlaştırma
reasonable access at reasonable times i. makul zamanlarda ve makul ölçülerde erişim imkanı
reasonable estimate i. makul tahmin
frand (fair reasonable and non-discriminating) terms i. adil, makul ve fark gözetmeme koşulları
reasonable notice i. makul bildirim
reasonable accommodation i. makul düzenleme
reasonable price i. uygun fiyat
Law
reasonable apprehension of bias i. adil karar verilmeyeceğine dair makul şüphe
reasonable care i. gereken özen
proof beyond reasonable doubt i. kati delil
proof beyond reasonable doubt i. kesin surette kanıt
proof beyond reasonable doubt i. makul şüphenin ötesinde kanıt
reasonable interpretation i. makul tefsir
reasonable suspicion i. makul şüphe
reasonable period of detention i. makul tutukluluk süresi
reasonable notice i. makul ihbar/bildirim süresi
reasonable doubt i. mantıklı şüphe
reasonable interpretation i. mantıklı yorum
reasonable request i. makul talep
reasonable care i. makul ihtimam
reasonable doubt i. makul şüphe
reasonable care i. makul dikkat
reasonable time i. münasip müddet
proof beyond reasonable doubt i. şüpheye yer bırakmayacak delil
reasonable person i. farazi olarak örnek verilen akla uygun bir kişi
reasonable person i. makul sayılabilecek herhangi biri
reasonable person i. sanığın yaptığı eylemin makul olup olmadığına karar verebilmek için örnek olarak verilen) farazi makul kişi
reasonable benefit i. makul yarar
reasonable benefit i. makul menfaat
beyond a reasonable doubt expr. makul şüphenin ötesinde
Politics
reasonable period i. makul müddet
reasonable price i. makul fiyat
beyond reasonable doubt expr. makul şüphelerin ötesinde
Insurance
reasonable cost of repairs i. makul tamir masrafları
Technical
reasonable degree of safety for normal use i. çakmaklar için normal kullanım için uygun bir emniyet seviyesi
Environment
reasonable maximum exposure i. makul azami doz