Geçmiş

pushed

"pushed" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 17 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Colloquial
1	Konuşma Dili	pushed s.	mecbur
2	Konuşma Dili	pushed s.	zorunda
3	Konuşma Dili	pushed s.	ilgili
4	Konuşma Dili	pushed s.	istekli
5	Konuşma Dili	pushed s.	gönüllü
6	Konuşma Dili	pushed s.	niyetli
7	Konuşma Dili	pushed s.	sıkışık
8	Konuşma Dili	pushed s.	sıkışık durumda
9	Konuşma Dili	pushed s.	sıkışmış
10	Konuşma Dili	pushed s.	sıkışmış durumda
11	Konuşma Dili	pushed s.	telaşlı
12	Konuşma Dili	pushed s.	telaşlı halde
13	Konuşma Dili	pushed s.	baskı altında
14	Konuşma Dili	pushed s.	sarhoş
15	Konuşma Dili	pushed s.	kafası güzel
16	Konuşma Dili	pushed s.	kafası iyi
17	Konuşma Dili	pushed s.	kafası kıyak

"pushed" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	be pushed f.	sıkışmak
2	Genel	be pushed for f.	sıkışmak
3	Genel	be pushed for money f.	başı daralmak
4	Genel	be pushed f.	itilmek
5	Genel	be pushed for money f.	eli darda olmak
6	Genel	be pushed for something f.	sıkışmak
7	Genel	be pushed into crime f.	suça itilmek
8	Genel	hard-pushed s.	çok baskı altında
9	Genel	hard-pushed s.	zorluk içinde
Colloquial
10	Konuşma Dili	be pushed f.	zamana ihtiyaç duymak
11	Konuşma Dili	be pushed f.	zamanı az olmak
12	Konuşma Dili	be hard pushed f.	çok uğraşmak
13	Konuşma Dili	be hard pushed f.	elinden geleni yapmak
14	Konuşma Dili	be hard pushed f.	kendini zorlamak
15	Konuşma Dili	be hard pushed f.	çabalamak
16	Konuşma Dili	be hard pushed f.	mücadele etmek
17	Konuşma Dili	be hard pushed f.	çaba sarf etmek
18	Konuşma Dili	be hard pushed f.	cebelleşmek
Idioms
19	Deyim	get pushed for cash f.	darboğaza girmek
20	Deyim	become pushed for money f.	darboğaza girmek
21	Deyim	get pushed for money f.	darda olmak
22	Deyim	get pushed for cash f.	darda olmak
23	Deyim	be pushed for money f.	darboğaza girmek
24	Deyim	get pushed for money f.	darboğaza girmek
25	Deyim	be pushed for money f.	darda olmak
26	Deyim	be pushed for cash f.	darda olmak
27	Deyim	be pushed for cash f.	darboğaza girmek
28	Deyim	become pushed for cash f.	darboğaza girmek
29	Deyim	be hard pushed (brit) f.	eli darda olmak
30	Deyim	get pushed for cash f.	paraya sıkışmak
31	Deyim	become pushed for money f.	paraya sıkışmak
32	Deyim	become pushed for cash f.	paraya sıkışmak
33	Deyim	be hard pushed (brit) f.	paraya sıkışık olmak
34	Deyim	be pushed for money f.	paraya sıkışmak
35	Deyim	get pushed for money f.	paraya sıkışmak
36	Deyim	be pushed for cash f.	paraya sıkışmak
37	Deyim	get pushed for cash f.	(maddi olarak) dara düşmek
38	Deyim	get pushed for money f.	(maddi olarak) dara düşmek
39	Deyim	get pushed for time f.	zamana sıkışmak
40	Deyim	be pushed for time f.	zamanı daralmak
41	Deyim	be pushed for money f.	(maddi olarak) dara düşmek
42	Deyim	be pushed for cash f.	(maddi olarak) dara düşmek
43	Deyim	become pushed for cash f.	(maddi olarak) dara düşmek
44	Deyim	become pushed for money f.	(maddi olarak) dara düşmek
45	Deyim	be pushed for time f.	zamana sıkışmak
46	Deyim	get pushed for time f.	zamanı daralmak
47	Deyim	become pushed for time f.	vakti daralmak
48	Deyim	become pushed for time f.	vakti azalmak
49	Deyim	become pushed for time f.	vakti kalmamak
50	Deyim	become pushed for time f.	sıkışmak (zaman olarak)
51	Deyim	become pushed for time f.	zamana sıkışmak
52	Deyim	be pushed for space f.	yeri olmamak
53	Deyim	be pushed for space f.	yeri kalmamak
54	Deyim	be pushed for space f.	yeri çok sıkışık olmak
55	Deyim	be pushed for space f.	çok az yeri olmak/kalmak
56	Deyim	be pushed for space f.	yeri dar olmak
57	Deyim	be pressed/pushed for money, space, time f.	yeri, parası, zamanı olmamak/kalmamak
58	Deyim	be pressed/pushed for money, space, time f.	çok az yeri, parası, zamanı kalmak
59	Deyim	be pressed/pushed for money, space, time f.	yere, paraya, zamana sıkışmak
60	Deyim	be pressed/pushed for money, space, time f.	yere, paraya, zamana sıkışık olmak
61	Deyim	be pressed/pushed for money, space, time f.	yeri, parası, zamanı dar olmak
62	Deyim	be pushed from pillar to post f.	oradan oraya gönderilmek
63	Deyim	be pushed from pillar to post f.	oradan oraya yollanmak
64	Deyim	be pushed from pillar to post f.	oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
65	Deyim	be pushed from pillar to post f.	oradan oraya itilmek
66	Deyim	be driven, pushed from pillar to post f.	oradan oraya gönderilmek
67	Deyim	be driven, pushed from pillar to post f.	oradan oraya yollanmak
68	Deyim	be driven, pushed from pillar to post f.	oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak
69	Deyim	be driven, pushed from pillar to post f.	oradan oraya itilmek
70	Deyim	be driven, pushed, from pillar to post f.	oradan oraya sürüklenmek
71	Deyim	be driven, pushed, from pillar to post f.	oradan oraya gönderilmek
72	Deyim	be driven, pushed, from pillar to post f.	oradan oraya yollanmak
73	Deyim	be driven, pushed, from pillar to post f.	oradan oraya itilmek
74	Deyim	be pressed/pushed for money, space, time f.	parası, yeri, zamanı az olmak
75	Deyim	pushed for cash s.	paraya sıkışmış
76	Deyim	pushed for money s.	paraya sıkışmış
77	Deyim	hard pushed to do something s.	bir şey yapmakta zorlanan
78	Deyim	hard pushed to do something s.	bir şey yapmakta zorluk çeken
79	Deyim	hard pushed to do something s.	bir şey yapmak için akla karayı seçen
80	Deyim	hard pushed to do something s.	bir şeyi zar zor/zorlukla yapan
81	Deyim	pushed for time s.	zamanı daralmış
82	Deyim	pushed for time s.	zamana sıkışmış
83	Deyim	pushed for time s.	zamanı dar
84	Deyim	pushed for time s.	vakti daralmış
85	Deyim	pushed for time s.	vakti az
Law
86	Hukuk	juvenile pushed to crime i.	suça sürüklenen çocuk
Technical
87	Teknik	pushed-up bottom i.	dip çukurluğu
88	Teknik	pushed punt i.	şişe tabanı
Computer
89	Bilgisayar	pushed button i.	basılan düğme
Automotive
90	Otomotiv	switch pin pushed in expr.	anahtarın pimi içeri itildi