sağlama - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sağlama



"sağlama" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

Türkçe İngilizce
General
sağlama enlistment i.
sağlama supplying i.
sağlama obtainment i.
sağlama enabling i.
sağlama providing i.
sağlama accommodation i.
sağlama supply i.
sağlama procuration i.
sağlama provision i.
sağlama delivery i.
sağlama verification i.
sağlama procurement i.
sağlama comparation i.
sağlama subministration i.
sağlama supplial i.
sağlama supplyment [obsolete] i.
Trade/Economic
sağlama trial balance i.
sağlama accord i.
sağlama procurance i.
sağlama t.b. i.
Law
sağlama extent [obsolete] i.
Computer
sağlama hash i.
sağlama validation i.
sağlama check i.
sağlama checkup i.
sağlama proof i.
sağlama check-up i.
sağlama proofing i.
Informatics
sağlama checkup i.
sağlama validation test i.
sağlama check-up i.
Literature
sağlama enduement i.
Linguistics
sağlama positively cause i.

"sağlama" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 380 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sağlama almak ensure f.
General
istikrarı sağlama stabilisation i.
yiyecek içecek sağlama purveyance i.
kereste sağlama wooding i.
asayişi sağlama (karışıklıklara sahne olan bir yerde) pacification of i.
besin sağlama food supply i.
mülkiyet sağlama acquisition of property i.
ile arasında uyum sağlama accommodation to i.
gerçekleri görmesini sağlama disillusionment i.
nitelik sağlama quality assurance i.
uyum sağlama fitting i.
yaşamasını sağlama sustenance i.
uyum sağlama orientation i.
denge sağlama stabilization i.
enerji sağlama energizing i.
sağlama yapma crosscheck i.
ev sağlama housing i.
para sağlama financing i.
gelir sağlama endowment i.
odun gibi görünmesini sağlama engraining i.
sağlama bağlama confirmation i.
uyum sağlama orientating i.
erzak sağlama purveyance i.
hava şartlarına dayanıklılık sağlama weatherproofing i.
birbirini sırayla izlemesini sağlama alternation i.
uyum sağlama transduction i.
ilerlemesini sağlama furtherance i.
barışı sağlama pacification i.
bir çevreye uyum sağlama orientation i.
su sağlama water supply i.
sağlama (bilgi, cevap) eliciting i.
enerji sağlama energising i.
sağlama alan securer i.
eksik olarak sağlama skimping i.
geçimini sağlama keeping i.
erzak sağlama victualling i.
öz sağlama self check i.
huzur ve barış sağlama aracı irenicon i.
uyum sağlama inurement i.
üstünlük sağlama outmaneuvering i.
uyum sağlama acclimatization i.
sıcak su sağlama hot-water supply i.
su sağlama water-supply i.
su sağlama mühendisliği water-supply engineering i.
üstünlük sağlama çabası one upmanship i.
uygunluk sağlama reconciliation i.
sağlama ve kolaylaştırma enabling and facilitating i.
yüksek güvenlik sağlama providing high security i.
enerji sağlama energy provision i.
(okula vb) uyum sağlama dönemi freshman orientation i.
antika gibi görünmesini sağlama archaisation i.
antika gibi görünmesini sağlama antiquing i.
yiyecek içecek sağlama catering i.
uyum sağlama conformance i.
uyum sağlama acclimatisation i.
antika gibi görünmesini sağlama archaization i.
istikrarı sağlama stabilization i.
erzak sağlama victualing i.
üstünlük sağlama outmanoeuvring i.
denge sağlama stabilisation i.
hizmet sağlama service providing i.
servis sağlama service providing i.
uyum sağlama hali acclimature i.
farklı iklime uyum sağlama acclimatation i.
uyum sağlama adaption i.
uyum sağlama yeteneği adaptability i.
yeniden uzlaşı sağlama reconcilement i.
belirli bir tipe sıkı sıkıya uyum sağlama typiness i.
sağlama alınma entrenchment i.
sağlama alınma intrenchment i.
üstünlük sağlama upmanship i.
üstünlük sağlama çabası upmanship i.
değişen koşullara uyum sağlama yetisi malleability i.
uyum sağlama wontedness i.
kask sağlama helmeting i.
yardım sağlama helpfulness i.
yaşlılara barınma, sağlık ve sosyal faaliyet hizmetleri sağlama life care i.
yaşlılara barınma, sağlık ve sosyal faaliyetleri içeren hizmetler sağlama lifecare i.
uyum sağlama chime i.
mükemmel uyumu sağlama oneness i.
yiyecek içecek sağlama opsonation i.
besin sağlama commissariat i.
besin sağlama commissary i.
rakibe üstünlük sağlama amaçlı bilgi kullanımı ve yönetimi information warfare i.
çıkar sağlama ingratiation i.
fayda sağlama do-gooding i.
sürekli olarak az miktarda bilgi sağlama drip-feed i.
kamuoyu desteği sağlama drumbeat i.
kamuoyu desteği sağlama drumbeating i.
barış sağlama pacation i.
besin sağlama feeding i.
gelişim sağlama fertilization i.
gelişim sağlama fertilisation i.
katkı sağlama contribution i.
kralın dini kurumlardan yardım sağlama hakkı corody i.
uyum sağlama fittingness i.
önceden sağlama alma preassurance i.
erzak sağlama purveance i.
yer tasarrufu sağlama space-saving i.
mali destek sağlama subsidisation [uk] i.
mali destek sağlama subsidization [us] i.
hayvanlar için gerekli unsurları sağlama subsistence i.
sağlama bağlamak confirm f.
sağlama almak make sure f.
sağlama almak make sure of f.
sağlama almak play it safe f.
yerini sağlama almak secure one's position f.
sağlama almak skid f.
sağlama bağlamak make sure f.
sağlama bağlamak make safe f.
sağlama almak insure f.
sağlama almak underwrite f.
sağlama almak assure f.
sağlama bağlamak clinch f.
sağlama yapmak crosscheck f.
sağlama bağlamak assure f.
sağlama bağlamak firm up f.
sağlama almak batten f.
sağlama almak entrench f.
sağlama almak secure f.
sağlama bağlamak secure f.
sağlama bağlamak anchor f.
sağlama almak make sure that f.
sağlama yapmak check f.
bir şeyi sağlama almak have something secured f.
sağlama bir yekun tutmak add up fast f.
yetersiz kaynak sağlama underfunding f.
sağlama almak ensafe f.
sağlama almak write f.
organize etme, güç sağlama ve denetleme işlerini yürütmek direct f.
sağlama almak ice f.
önceden sağlama almak preassure f.
sağlama almak premunite [obsolete] f.
sağlama almak pull in f.
sağlama bağlanmış assured s.
sağlama ile ilgili accommodational s.
sağlama alınmamış unensured s.
sağlama alınmış ensconced s.
güvenliği sağlama ve tehlikeyi önleme konusunda bilinçli olan safety-conscious s.
kendini sağlama alan softly-softly s.
sağlama anlamı veren ön ek in- ök.
Phrasals
sağlama bağlamak nail down f.
kendini sağlama almak dig in f.
kendini emniyete/sağlama almak strap into (something) f.
birini emniyete/sağlama almak strap into (something) f.
gelecek bir fırtınaya hazırlanmak için deniz aracını ve ekipmanlarını sağlama/güvenceye almak snug down f.
sağlama almak bed down f.
(birini/bir şeyi) sağlama bağlamak belt down (something or someone) f.
Phrases
(birine/bir şeye) üstünlük sağlama the better of (someone or something) i.
(birine/bir şeye) avantaj sağlama the better of (someone or something) i.
(birine/bir şeye) üstünlük sağlama better of someone i.
(birine/bir şeye) avantaj sağlama better of someone i.
işi sağlama/garantiye almak için to be on the safe side expr.
Proverb
işini sağlama al mouse that has but one hole is quickly taken
işini sağlama al foresight is better than hindsight
işini yaparken kendini de sağlama al one hand for (oneself) and one (hand) for the ship
işini yaparken kendini de sağlama al one hand for oneself and one for the ship
Colloquial
üstünlük sağlama one-upmanship i.
üstünlük sağlama verbal one-upmanship i.
yeni bir çevreye uyum sağlama zorluğu yaşamak have trouble adapting to a new environment f.
sağlama bağlamak ice f.
zaferini sağlama almak ice f.
sağlama almak cinch f.
sağlama almak pot f.
Idioms
işi sağlama alma belt and braces i.
fayda sağlama loaves and fishes i.
birkaç iş arasındaki dengeyi sağlama a balancing act i.
kişiler/durumlar arasındaki dengeyi sağlama a balancing act i.
dengeyi kurma/sağlama işi a balancing act i.
kişiler/durumlar arasındaki dengeyi sağlama a juggling act i.
dengeyi kurma/sağlama işi a juggling act i.
çaba sarf etmeden fayda sağlama/geçinme a free ride i.
küçük bir girişimle/çabayla büyük kazanç sağlama a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.
küçük bir risk alarak büyük bir kazanç sağlama a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.
üstünlük sağlama çabası one-upmanship i.
bir taraftan (bir şeyden) diğer taraftan da (onunla çelişkili bir şeyden) çıkar sağlama peşinde koşmak want (one's) bread buttered on both sides f.
işini sağlama almak hold oneself in readiness f.
işini sağlama almak keep one's powder dry f.
işini sağlama almak get one's feet on the ground f.
işini sağlama almak get your feet on the ground [us] f.
işini sağlama almak keep powder dry f.
işi sağlama alan belt-and-braces s.
sırtını sağlama almış with one's back to the wall expr.
üstünlük sağlama better of expr.
avantaj sağlama better of expr.
garantiye/sağlama almak için (bir şey yapmak) (do something) for good measure expr.
işini sağlama almış on the safe side expr.
Speaking
işi sağlama almak için just to be on the safe side expr.
Trade/Economic
adil istihdam koşulları sağlama politikası dignity at work policy i.
anlaşma sağlama reconciliation i.
asgari riskle azami kar sağlama profit optimization i.
bir işin yürümesi için kaynak, insan gücü ve materyal sağlama resourcing i.
bir şirketteki işgücü ile malzemenin en iyi şekilde kullanılmasını sağlama yollarını arayan kurul labour management committee i.
bir işletmede çalışanların o kurumun hisse senetlerini satın almalarını sağlama planı employee stock purchase plan i.
devlete gelir sağlama amacını güden vergi düzeni tariff for revenue only i.
destek sağlama faaliyetleri support activities i.
dengeyi yeniden sağlama restore equilibrium i.
dış kaynaklardan sağlama outsourcing i.
emtia sağlama masrafı merchandise procurement cost i.
finansman sağlama funding i.
etkinlik sağlama optimization i.
etkinlik sağlama optimisation i.
gelir sağlama endowment i.
firma hakkında bilgi sağlama amacına yönelik olarak iki bilanço veya kar-zarar tablosunun karşılaştırılması financial ratio i.
hedeflenen uzun süreli yeniden finansman sağlama operasyonları targeted longer-term refinancing operations i.
istikrarı sağlama stabilization i.
istikrarı sağlama politikaları expenditure switching policies i.
ihracattan doğan alacakların devri ile finansman sağlama factoring i.
istikrarı sağlama stabilisation i.
insanları etkileme ve onların grup amaçları doğrultusunda daha arzulu ve heyecanlı bir biçimde çaba göstermelerini sağlama sanat veya süreci leadership i.
içerden sağlama hiring from within i.
kar sağlama güdüsü profit motive i.
kefalet ödeyerek tahliyesini sağlama bail out i.
kaynak sağlama resourcing i.
kredi sağlama credit extension i.
kur riskine karşı vadeli teslim piyasasında güvence sağlama işlemi yapan uluslararası ticari veya mali işlemci hedger i.
küçük yatırımcılara şirket açmaları için fon sağlama microlending i.
malzeme sağlama biçimleri material requisition forms i.
muhafaza hizmeti sağlama custodianship i.
ortak fon sağlama co-funding i.
parayı sağlama defrayment i.
sağlama (yiyecek/gereç vb) purveyance i.
tahvil satarak gelir sağlama flotation i.
tam bilgi sağlama full disclosure i.
varlıktan ekonomik yarar sağlama gücü control i.
usülsüz hammadde sağlama provision of undue raw material i.
varlıktan ekonomik yarar sağlama gücü control of an asset i.
vergi avantajı sağlama tax advantage i.
yabancı işadamlarına eşit imkanlar sağlama politikası open door policy i.
gelişmekte olan ülkelerde ürünü garanti edilen fiyata doğrudan üreticiden satın alarak üreticiye fayda sağlama fair trade i.
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi self insurance i.
maddi destek sağlama finance i.
başkalarının çabasından kazanç sağlama free riding i.
zorla kazanç sağlama squeeze i.
Law
bir ürünü çok yüksek fiyattan satarak aşırı kar sağlama profiteering i.
döviz kur farklarından işlem yaparak kar sağlama arbitrage i.
milli güvenliği sağlama maintaining national security i.
tarafların barışmalarını sağlama conciliation i.
ücretsiz avukat sağlama legal aid i.
uygunluk sağlama reconciliation i.
(iskoç hukukunda) tahılın belirli bir arazide yetiştirilip belirli bir değirmende çekilmesini sağlama yükümlülüğü astriction i.
jüride bir taraf için çoğunluğu sağlama jury-packing i.
güvenlik sağlama karşılığında alınan haraç protection racket i.
Politics
deneme, doğrulama ve sağlama experimentation, verification and validation i.
edinme sağlama provision i.
Institutes
eser sağlama kurulu manuscript acquisition board i.
orta amerika'daki bölgesel birliği sağlama amacıyla 1951'de kurulmuş bir uluslararası kuruluş ocas (organization of central american states) kısalt.
Industry
çok sayıda çalışan sağlama overstaffing i.
Insurance
engelli bireylere refakatçi sağlama servisi crossroads care attendant scheme [uk] i.
Technical
besleme ünitesi sızdırmazlık sağlama elemanları feeder sealing elements i.
çapraz sağlama cross heck i.
doğrulama ve sağlama verification and validation i.
güç sağlama ünitesi power supply unit i.
güç sağlama sistemi power supply system i.
hava sağlama ünitesi air supply unit i.
ısı sağlama dizgesi heat supply system i.
ısı sağlama sistemi heat supply system i.
merkezi güç sağlama central power supply (cps) i.
sağlama toplamı checksum i.
sağlama denetimi absolute colorimetric is default for proofing i.
sağlama basamağı bit i.
sağlama ikili check bit i.
sağlama noktası check point i.
sağlama imi check mark i.
soğukluğa uyum sağlama cold rigor i.
sıcak su sağlama merkezi hot water supply station i.
su sağlama water supply i.
su sağlama yeri water-supply source i.
su sağlama sistemi water supply system i.
su sağlama tesisleri water-supply facilities i.
su sağlama işleri water works i.
su sağlama işleri waterworks operation i.
su ve hava sağlama sistemi water and air supply system i.
su sağlama düzeni waterworks i.
su sağlama noktası water-supply point i.
toplamalı sağlama sumcheck i.
temiz su sağlama pompası sanitary pump i.
temin sağlama supply i.
toplamalı sağlama summation check i.
yakıt sağlama tankı fuel supply tank i.
yakıt sağlama tankları fuel supply tanks i.
yoğun tüketim saatlerinde yapılan takviye sağlama amaçlı gaz uygulamaları peak shaving i.
yoğun tüketim saatlerinde takviye sağlama amacıyla yapılan gaz tasarruf uygulamaları peak lopping i.
bir grup uzman ile mutabakat sağlama yöntemi delphi i.
(basarak) suda giden kütüğün dönmesini sağlama logrolling i.
sağlama bağlamak insure f.
Computer
belge sağlama proofing a document i.
bir blok şifreleme algoritması kullanan bir şifre kontrol fonksiyonu ile veri bütünlüğünü sağlama düzeneği data integrity mechanism using a cryptographic check function employing a block cipher algorithm i.
dilbilim ve sağlama araçları linguistics and proofing tools i.
dilbilim ve sağlama araçları linguistics & proofing tools i.
sağlama toplamı hatası checksum error i.
sağlama sayısı check digit i.
sağlama algoritması hash algorithm i.
sağlama dosyası file hash i.
sağlama kuralı hash rule i.
sağlama basamağı check digit i.
sağlama biti check bit i.
sağlama toplamı checksum i.
sağlama türü proofing type i.
sağlama sayamağı check digit i.
sağlama damgası check character i.
sağlama araçları proofing tools i.
sağlama noktası check point i.
sağlama imi check mark i.
sağlama geçişi proofing pass i.
toplamalı sağlama summation check i.
toplamayla sağlama summation check i.
uygulama altyapısı sağlama application enabling i.
veri sağlama data validation i.
yankılayarak sağlama echo check i.
uygulama programlama arayüzüne yapılan çağrıları keserek uyumluluk sağlama amaçlı kullanılan küçük bir kütüphane shim i.
sağlama yok no proofing expr.
Informatics
doğrulama ve sağlama verification and validation i.
hizmet sağlama platformu service delivery platform i.
kopyayla sağlama duplication check i.
öz sağlama self check i.
sağlama toplamı checksum i.
sağlama sayısı check digit i.
sağlama basamağı check digit i.
sağlama biti check bit i.
toplamayla sağlama summation check i.
uygulama altyapısı sağlama application enabling i.
veri geçerlik sağlama data validation i.
Telecom
ağ sayfalarına yer sağlama hosting of web pages i.
doğrulama ve sağlama verification and validation i.
bir işletim sisteminin en alt düzeyine erişim sağlama rooting i.
Architecture
yüzeyde oluklar açarak ya da yüzeyi kazıyarak daha iyi yapışma sağlama key i.
yüzeye kaba bir sıva uygulayarak daha iyi yapışma sağlama key i.
Construction
su sağlama sistemi water supply system i.
(kapıyı, pencereyi) asma kilitle sağlama almak hasp f.
Automotive
basınç sağlama on-boost i.
merkezi güç sağlama central power supply i.
tahrik sağlama driving i.
Aeronautic
bir sinyalle birden fazla çıkış sağlama multiplexing i.
kimyasal basınç sağlama chemical presurization i.
yerden kontrolörlü radar sistemiyle uçağın piste inmesini sağlama ground-control approach i.
hava taşıtında kanat üzerinde hem kanatçık hem de yanal dengeyi sağlama görevi gören kontrol yüzeyi flaperon i.
Marine
erzak sağlama victualing i.
erzak sağlama victualling i.
kumanya sağlama victualing i.
kumanya sağlama victualling i.
su sağlama ve drenaj sistemi water supply and drainage system i.
Medical
havayolu açıklığını sağlama airway maneuver i.
havayolu sağlama yöntemi airway providing method i.
kan sağlama blood supply i.
hastalara mesleki yardım sağlama yetkisi bulunan özel eğitimli kimse licensed vocational nurse i.
kontrollü oksijen sağlama cihazı demand oxygen delivery device i.
Psychology
ortama uyum sağlama acclimatization i.
hastalıktan avantaj sağlama advantage by illness i.
psikolojik uyum sağlama psychological adjustment i.
uyum sağlama adjustment i.
Food Engineering
besin sağlama food control i.
besin sağlama food supply i.
Math
toplamalı sağlama sum check i.
Zoology
uyum sağlama adaption i.
Social Sciences
belirli bir çevreye uyum sağlama orientation i.
birey veya grubun çevreye yanıt verme veya uyum sağlama şekli dynamic i.
birey veya grubun çevreye yanıt verme veya uyum sağlama şekli dynamics i.
Literature
karmaşık olay örgüsü sağlama overplotting i.
Environment
su sağlama sistemi water supply system i.
Geology
çevreye uyum sağlama adaption i.
çevreye uyum sağlama adaptation i.
Military
barış sağlama çabaları peace-keeping operations i.
istikrar sağlama gücü stabilization force i.
kanatçıkla uçuş istikrarı sağlama fin stabilization i.
şartları sağlama compliance i.
barış sağlama peace building i.
hedefleri hızlıca hizalama ve dost güçlere koruma sağlama amaçlı alınan önlemler fire support coordinating measure i.
askeri personelin belirli bir alandan kurtulmasını sağlama amaçlı planlanan bir kaçma-kurtulma çalışması selected area for evasion area intelligence description i.
düzen sağlama harekatı stability operation i.
denge sağlama harekatı stability operation i.
askeri personelin belirli bir alandan kurtulmasını sağlama amaçlı planlanan bir kaçma-kurtulma çalışması said (selected area for evasion area intelligence description) kısalt.
Archaic
hayvanlar için gerekli unsurları sağlama subsistency i.
sağlama almak intrench f.
sağlama almak sicker f.
sağlama bağlamak sicker f.
Slang
izleyici katılımı sağlama bums on seats i.
(anlaşmayı) sağlama almak ice f.
Modern Slang
aşırı nüfus artışını önleme, kaynak sürdürülebilirliğini sağlama gibi sebeplerle intihar etme agathusia i.
Wrestling
acı çektirerek rakibin maçtan çekilmesini sağlama submission i.