Geçmiş

sebebiyet

"sebebiyet" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	sebebiyet	causing i.
2	Genel	sebebiyet	cause i.
Law
3	Hukuk	sebebiyet	causality i.

"sebebiyet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	sebebiyet vermek	cause f.
General
2	Genel	felce sebebiyet verebilen bulaşıcı bir virüs hastalığı	poliomyelitis i.
3	Genel	rahatsızlığa sebebiyet verme	pestering i.
4	Genel	ölüme sebebiyet veren kaza	fatal accident i.
5	Genel	sebebiyet vermek	give rise to f.
6	Genel	ölüme sebebiyet vermek	cause death f.
7	Genel	ölümüne sebebiyet vermek	cause the death of another person f.
8	Genel	sıkıntıya sebebiyet vermek	cause trouble f.
9	Genel	sıkıntıya sebebiyet vermek	ail f.
10	Genel	rahatsızlığa sebebiyet vermek	pester f.
11	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	create confusion f.
12	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	cause surprise f.
13	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	result in confusion f.
14	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	lead to confusion f.
15	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	fill something with consternation f.
16	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	cause confusion f.
17	Genel	şaşkınlığa sebebiyet vermek	create consternation f.
18	Genel	sebebiyet vermek	give rise f.
19	Genel	sebebiyet vermek	bring f.
20	Genel	sebebiyet vermek	engender f.
21	Genel	yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermek	cause misunderstanding f.
22	Genel	ölüme sebebiyet vermek	carry off f.
23	Genel	masraflara sebebiyet vermek	involve expenses f.
24	Genel	tehlikeye sebebiyet vermek	cause danger f.
25	Genel	hastalığa sebebiyet vermek	cause disease f.
26	Genel	probleme sebebiyet vermek	cause a problem f.
27	Genel	soruna sebebiyet vermek	cause a trouble f.
28	Genel	sebebiyet vermek	arouse f.
29	Genel	sebebiyet vermek	occasion f.
30	Genel	sebebiyet vermek	mean f.
31	Genel	sebebiyet veren	occasioned s.
32	Genel	sebebiyet vermiş	occasioned s.
33	Genel	karışıklığa sebebiyet veren	disruptive s.
34	Genel	rahatsızlığa sebebiyet veren	pestering s.
35	Genel	fikir ayrılığına sebebiyet veren	confrontational s.
36	Genel	zarara sebebiyet veren	causing the loss s.
37	Genel	sebebiyet vererek	causatively zf.
Phrases
38	İfadeler	bu yanlış anlamaya sebebiyet verebilir	this may lead to misunderstandings expr.
39	İfadeler	bu yanlış anlamalara sebebiyet verebilir	this may lead to misunderstandings expr.
Proverb
40	Atasözü	üst üste/oradan oraya taşınmak yangın çıkmış kadar çok şeyin kaybolmasına sebebiyet verir	three moves are as bad as a fire
Colloquial
41	Konuşma Dili	bir ilişkinin bozulmasına sebebiyet veren neden	deal breaker i.
42	Konuşma Dili	yıkıma veya hasara sebebiyet veren kimse	destructo [australia] i.
Idioms
43	Deyim	bir kazaya/bir felakete sebebiyet verecek şey	a disaster waiting to happen i.
44	Deyim	bir kazaya/bir felakete sebebiyet verecek şey	an accident waiting to happen i.
45	Deyim	bir kazaya/felakete sebebiyet verecek şey	an accident waiting to happen i.
46	Deyim	bir kazaya sebebiyet verecek şey/kimse	an accident waiting to happen i.
47	Deyim	bir felakete sebebiyet verecek şey/kimse	a disaster waiting to happen i.
48	Deyim	bir kazaya sebebiyet verecek şey/kimse	an accident waiting to happen i.
49	Deyim	bir felakete sebebiyet verecek şey/kimse	a disaster waiting to happen i.
50	Deyim	sebebiyet vermek	give cause for f.
Trade/Economic
51	Ticaret/Ekonomi	sebebiyet ilkesi	principle of causality i.
52	Ticaret/Ekonomi	sebebiyet vermek	procure f.
Law
53	Hukuk	çocuk düşürmeye sebebiyet	procuring abortion i.
54	Hukuk	çocuk düşürmeye sebebiyet	procuring miscarriage i.
55	Hukuk	dikkatsizlik nedeniyle ölüme sebebiyet verme	negligent homicide i.
56	Hukuk	ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme	wrongful death claim i.
57	Hukuk	sık sık kargaşa ve huzursuzluğa sebebiyet verme	barratry i.
58	Hukuk	sebebiyet verme	bringing i.
59	Hukuk	sık sık kargaşa ve huzursuzluğa sebebiyet verme	barretry i.
60	Hukuk	davacının aile üyelerinden birinin ölümüne sebebiyet veren hukuka aykırı fiil veya ihmal gerekçesiyle açılan tazminat davası	wrongful death i.
61	Hukuk	bilinçli taksirle trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet vermek	cause death by dangerous driving f.
62	Hukuk	zarara sebebiyet vermek	cause a loss f.
Politics
63	Siyasal	ölüme sebebiyet veren yaralanma	fatal injury i.
Technical
64	Teknik	sebebiyet vermek	cause f.
Medical
65	Medikal	ölüme sebebiyet veren ajan	death causing agent i.
Botanic
66	Botanik	bitki yapraklarında genellikle asma bitinin sebebiyet verdiği tohum benzeri yumru	seed gall i.
Geology
67	Jeoloji	arazi yüzeyindeki azami birkaç fit kadar yükseklik farkına sebebiyet veren ufak engebeler	microrelief i.
Archaic
68	Eski Kullanım	sebebiyet vermek	redound f.