Geçmiş

serious

"serious" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 34 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	serious s.	ciddi
2	Yaygın Kullanım	serious s.	ağır
General
3	Genel	serious i.	önemli şey
4	Genel	serious i.	ciddi husus
5	Genel	serious i.	ehemmiyetli husus
6	Genel	serious s.	vahim
7	Genel	serious s.	ağırbaşlı
8	Genel	serious s.	ağır
9	Genel	serious s.	kerli ferli
10	Genel	serious s.	temkinli
11	Genel	serious s.	gerçek
12	Genel	serious s.	vakarlı
13	Genel	serious s.	bitik
14	Genel	serious s.	tehlikeli
15	Genel	serious s.	ciddi
16	Genel	serious s.	çok ilgili
17	Genel	serious s.	derinden bağlı
18	Genel	serious s.	kendini adayan
19	Genel	serious s.	zor
20	Genel	serious s.	çetrefilli
21	Genel	serious s.	çözümü kolay olmayan
22	Genel	serious s.	zorlayıcı
23	Genel	serious s.	ter döktüren
Colloquial
24	Konuşma Dili	serious s.	dikkate değer ölçüde olan
25	Konuşma Dili	serious s.	göz önünde bulundurulması gereken
26	Konuşma Dili	serious s.	göz ardı edilmemesi gereken
27	Konuşma Dili	serious s.	azımsanmayacak özellikte olan
28	Konuşma Dili	serious s.	ehemmiyetli
Technical
29	Teknik	serious s.	ciddi
30	Teknik	serious s.	önemli
Medical
31	Medikal	serious s.	(hastanın durumu) stabil olmayan
32	Medikal	serious s.	(hastanın durumu) ciddi
Archaic
33	Eski Kullanım	serious s.	dini konuları ciddiye alan
34	Eski Kullanım	serious s.	dini konularda tutucu olan

"serious" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 188 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	serious music i.	ciddi müzik
2	Genel	serious coin i.	çok para
3	Genel	serious disease i.	ağır hastalık
4	Genel	serious mindedness i.	ciddi düşünme
5	Genel	serious mistake i.	büyük hata
6	Genel	serious danger i.	ciddi tehlike
7	Genel	serious injury i.	ağır yaralanma
8	Genel	serious problem i.	önemli problem
9	Genel	serious-heavy imbecility i.	ağır zeka geriliği
10	Genel	serious-minded man i.	ağır adam
11	Genel	serious mistake i.	ciddi hata
12	Genel	serious criticism i.	ağır eleştiri
13	Genel	serious criticism i.	sert eleştiri
14	Genel	serious criticism i.	acımasız eleştiri
15	Genel	serious company i.	ciddi şirket
16	Genel	serious look i.	ciddi ifade
17	Genel	serious expression i.	ciddi ifade
18	Genel	serious legal result i.	ciddi hukuki sonuç
19	Genel	a serious criticism i.	sıkı bir eleştiri
20	Genel	a serious drug habit i.	ciddi bir uyuşturucu alışkanlığı
21	Genel	first serious attack i.	ilk ciddi saldırı
22	Genel	first serious attack i.	ilk ciddi atak
23	Genel	a serious question i.	ciddi bir soru
24	Genel	serious matter i.	ciddi mesele
25	Genel	serious fight i.	ciddi kavga
26	Genel	serious warning i.	ciddi uyarı
27	Genel	serious relationship i.	düzeyli birliktelik
28	Genel	serious relationship i.	düzeyli ilişki
29	Genel	serious-mindedness i.	ciddilik
30	Genel	serious-mindedness i.	ciddiyet
31	Genel	serious-mindedness i.	ağırbaşlılık
32	Genel	do some serious drinking f.	kafayı çekmek
33	Genel	not to be serious f.	ciddi olmamak
34	Genel	become serious f.	ciddileşmek
35	Genel	become serious f.	ciddiye binmek
36	Genel	become serious (illness) f.	ciddi bir hal almak (hastalık)
37	Genel	commit a serious crime f.	ağır suç işlemek
38	Genel	commit a serious offense f.	ağır suç işlemek
39	Genel	have serious consequences f.	ciddi sonuçlara sahip olmak
40	Genel	take serious f.	ciddiye almak
41	Genel	take someone serious f.	birisini ciddeye almak
42	Genel	become serious f.	ciddiyet kazanmak
43	Genel	contract a serious illness f.	amansız bir hastalığın pençesine düşmek
44	Genel	contract a serious illness f.	ciddi bir hastalığa yakalanmak
45	Genel	contract a serious disease f.	amansız bir hastalığın pençesine düşmek
46	Genel	contract a serious disease f.	ciddi bir hastalığa yakalanmak
47	Genel	turn serious f.	ciddiye binmek
48	Genel	grow serious f.	ciddileşmek
49	Genel	grow serious f.	ciddiye binmek
50	Genel	get serious f.	ciddiyetini takınmak
51	Genel	have a serious disorder f.	ciddi bir rahatsızlığı olmak
52	Genel	have a serious disorder f.	ciddi bir rahatsızlık geçirmek
53	Genel	find something serious f.	ciddi bulmak
54	Genel	become a serious health concern f.	önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlamak
55	Genel	become a serious health concern f.	önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmek
56	Genel	become serious f.	ciddileşmeye başlamak
57	Genel	want a serious relationship f.	ciddi bir ilişki istemek
58	Genel	serious minded s.	ağır
59	Genel	most serious s.	en ciddi
60	Genel	serious-minded s.	ağırbaşlı
61	Genel	half-serious s.	yarı ciddi
62	Genel	half-serious s.	şakayla karışık
63	Genel	mock-serious s.	şaka yapıp ciddiymiş gibi davranan
64	Genel	a bit serious zf.	biraz ciddi
65	Genel	get serious ünl.	ciddi ol
Phrases
66	İfadeler	this is a serious business expr.	bu iş şakaya gelmez
Colloquial
67	Konuşma Dili	a serious chaos i.	ciddi bir kaos
68	Konuşma Dili	be serious about her/him f.	biriyle ciddi düşünmek
69	Konuşma Dili	talk some serious business f.	ciddi bir iş konuşmak
70	Konuşma Dili	get serious f.	ciddileşmek
71	Konuşma Dili	get serious f.	ciddi olmak
72	Konuşma Dili	get serious f.	odaklanmak
73	Konuşma Dili	get serious f.	ciddi bir şekilde odaklanmak
74	Konuşma Dili	get serious f.	ciddiyetini toplamak
75	Konuşma Dili	get serious f.	dikkatini toplamak
76	Konuşma Dili	get serious f.	odaklan
77	Konuşma Dili	get serious f.	ciddi bir şekilde odaklan
78	Konuşma Dili	get serious f.	ciddiyetini topla
79	Konuşma Dili	get serious f.	dikkatini topla
80	Konuşma Dili	get serious f.	gerçeği fark etmek
81	Konuşma Dili	get serious f.	gerçeğin farkına varmak
82	Konuşma Dili	get serious f.	gerçekçi olmak
83	Konuşma Dili	get serious f.	objektif olmak
84	Konuşma Dili	get serious f.	gerçeği fark et
85	Konuşma Dili	get serious f.	gerçeğin farkına var
86	Konuşma Dili	get serious f.	gerçekçi ol
87	Konuşma Dili	get serious f.	objektif ol
88	Konuşma Dili	dead serious s.	çok ciddi
89	Konuşma Dili	dead serious s.	şakaya gelmez
90	Konuşma Dili	serious about s.	ile ciddi
91	Konuşma Dili	serious about s.	hakkında ciddi
92	Konuşma Dili	serious about s.	konusunda ciddi
93	Konuşma Dili	serious about (someone) s.	(biriyle) ciddi
94	Konuşma Dili	serious about someone s.	birine aşık
95	Konuşma Dili	serious about someone s.	biriyle ciddi
Idioms
96	Deyim	be serious about someone f.	biriyle ciddi olmak
97	Deyim	be serious about someone f.	biriyle ilişkisi ciddi olmak
98	Deyim	in a serious spirit expr.	büyük bir ciddiyetle
99	Deyim	in a serious spirit expr.	yürekten
Speaking
100	Konuşma	you can't be serious! expr.	atıyorsun!
101	Konuşma	you can't be serious expr.	dalga geçiyorsun!
102	Konuşma	are you serious? expr.	ciddi misiniz?
103	Konuşma	are you serious? expr.	ciddi misin?
104	Konuşma	I'm serious expr.	ciddiyim!
105	Konuşma	are you serious? expr.	doğru mu söylüyorsun?
106	Konuşma	are you serious? expr.	cidden mi?
107	Konuşma	you can't be serious expr.	ciddi olamazsın
108	Konuşma	we have a serious problem expr.	ciddi bir sorunumuz var
109	Konuşma	I could not be more serious expr.	çok ciddi söylüyorum
110	Konuşma	you can't be serious! expr.	ciddi olmazsın!
111	Konuşma	I'm dead serious expr.	çok ciddiyim
112	Konuşma	it's nothing serious expr.	ciddi bir şey değil
113	Konuşma	you can't be serious expr.	hadi canım!
114	Konuşma	are you serious? expr.	harbi mi?
115	Konuşma	are you serious about going? expr.	gitme konusunda ciddi misin?
116	Konuşma	are you serious? expr.	gerçekten mi?
117	Konuşma	you can't be serious expr.	inanmıyorum!
118	Konuşma	I don't know how serious he is expr.	onun ne kadar ciddi olduğunu bilmiyorum
119	Konuşma	you can't be serious expr.	şaka yapıyorsun!
120	Konuşma	are you serious? expr.	sen ciddi misin?
121	Konuşma	I think he's serious this time expr.	sanırım bu sefer ciddi
122	Konuşma	you can't be serious expr.	yok daha neler!
123	Konuşma	you can't be serious expr.	yok artık!
Trade/Economic
124	Ticaret/Ekonomi	serious competition environment i.	aşırı rekabet ortamı
125	Ticaret/Ekonomi	serious competition i.	aşırı rekabet
126	Ticaret/Ekonomi	serious capital punishment i.	büyük maddi ceza
127	Ticaret/Ekonomi	serious competition i.	ciddi rekabet
Law
128	Hukuk	court of serious crimes i.	ağır ceza mahkemesi
129	Hukuk	court of serious crimes i.	ağır suçlar mahkemesi
130	Hukuk	serious offender i.	azılı suçlu
131	Hukuk	serious non-political crime i.	ağır adi suç
132	Hukuk	serious injury i.	ciddi yaralanma
133	Hukuk	serious acquisitive crime i.	mala yönelik suç
134	Hukuk	serious acquisitive crime i.	mala yönelik hırsızlık suçu
135	Hukuk	serious organised crime agency (soca) i.	organize ağır suçlar dairesi
136	Hukuk	serious organised crime agency (soca) i.	örgütlü ağır suçlar dairesi
Politics
137	Siyasal	serious underemployment i.	ağır işsizlik
138	Siyasal	serious misconduct i.	suihal
Technical
139	Teknik	less serious faults i.	küçük sorunlar
140	Teknik	serious faults i.	önemli arıza
Computer
141	Bilgisayar	serious error i.	önemli hata
Traffic
142	Trafik	serious injury i.	ciddi yaralanma
Medical
143	Medikal	serious health impairment i.	ciddi rahatsızlık
144	Medikal	serious side-effect i.	ciddi yan etki
145	Medikal	serious illness i.	ciddi hastalık
146	Medikal	serious health impairment i.	ciddi sağlık problemi
147	Medikal	serious health problem i.	ciddi rahatsızlık
148	Medikal	serious symptom i.	ciddi semptom
149	Medikal	serious ailment i.	ciddi sağlık problemi
150	Medikal	serious ailment i.	ciddi rahatsızlık
151	Medikal	serious side effects i.	ciddi yan etkiler
152	Medikal	serious health problem i.	ciddi sağlık problemi
153	Medikal	serious cardiovascular adverse effects i.	ciddi kardiovasküler yan etkileri
154	Medikal	a serious clinical course i.	ciddi bir klinik seyir
155	Medikal	serious pulmonary disease i.	ciddi akciğer hastalığı
156	Medikal	serious maternal-fetal complications i.	ciddi maternal-fetal komplikasyonlar
157	Medikal	a serious complication i.	ciddi bir komplikasyon
158	Medikal	potential serious side effects i.	potansiyel ciddi yan etkiler
159	Medikal	unanticipated serious deterioration in state of health i.	sağlık durumunda beklenmeyen ciddi bozulma
160	Medikal	serious injury of the alimentary tract i.	sindirim kanalının ciddi yaralanması
161	Medikal	suspected unexpected serious adverse reactions i.	şüpheli beklenmeyen ciddi advers reaksiyonlar
162	Medikal	most serious clinical form of tuberculosis i.	tüberkülozun en ciddi klinik formu
163	Medikal	become more serious f.	ağırlaşmak
164	Medikal	become a more serious f.	daha ciddi bir hal almak
Psychology
165	Psikoloji	serious emotional disturbance i.	ciddi duygusal rahatsızlık
Slang
166	Argo	serious shit i.	büyük bela
167	Argo	serious coin i.	çok para
168	Argo	serious shit i.	ciddi sorun
169	Argo	he's got some serious balls i.	çok taşaklı bir adam
170	Argo	get in some serious shit f.	başına ciddi işler açılmak
171	Argo	put some serious paper f.	ciddi para kaldırmak
172	Argo	get down to some serious drinking f.	alkole düşmek
173	Argo	get down to some serious drinking f.	içkiye düşmek
174	Argo	get down to some serious drinking f.	kafayı çekmek
175	Argo	get down to some serious drinking f.	kafayı çekmek
176	Argo	get down to some serious drinking f.	oturup içmek
177	Argo	get down to some serious drinking f.	oturup uzun uzun içmek
178	Argo	dead serious s.	çok ciddi
179	Argo	this is some pretty serious stuff expr.	bu bir hayli sert bir mal
180	Argo	we are in some serious shit expr.	başımız büyük belada
181	Argo	we are in some serious shit here expr.	başımız gerçekten büyük belada
182	Argo	he's got some serious balls expr.	çok taşaklı biridir
183	Argo	he's got some serious balls expr.	çok sağlam biridir
184	Argo	we are in some serious shit expr.	şimdi hapı yuttuk
185	Argo	for serious expr.	gerçekten
186	Argo	for serious expr.	cidden
187	Argo	for serious expr.	gerçekten mi?
188	Argo	for serious expr.	cidden mi?