sticks - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sticks

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"sticks" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 13 sonuç

İngilizce Türkçe
General
sticks i. kırsal bölge
sticks i. taşra bölgesi
sticks i. sapa yer
Technical
sticks i. yelpaze çubukları
Mechanic
sticks i. çubuklar
Sport
sticks i. (aunt sally oyununda) oyuncuların kadın figürüne fırlattığı sopalar
sticks i. aunt sally oyunu
sticks i. (buz hokeyinde) sopanın omuzdan yüksekte tutulması sonucu gelişen kural ihlali
sticks i. (buz hokeyi) sopalı kural ihlali
Music
sticks i. baterist
sticks i. davulcu
British Slang
sticks i. dağbaşı
sticks i. kuş uçmaz kervan geçmez yer

"sticks" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 85 sonuç

İngilizce Türkçe
General
walking-sticks i. baston
fight with stones and sticks i. taşlı sopalı kavga
chain sticks i. mınçuka
chain sticks i. mınçıka
bengal sticks i. bengal çubukları
craft sticks i. dondurma çubuğu
craft sticks i. dil basma çubuğu
craft sticks i. dil çubuğu
pick-up sticks i. mikado oyunu
sticks and stone i. yapı malzemeleri
sticks and stone i. inşaat malzemeleri
turn into a fight with stones and sticks f. taşlı sopalı kavgaya dönüşmek
as cross as two sticks s. siniri tepesinde
as cross as two sticks s. huysuz
in the sticks zf. köyün uzak bir yerinde
Proverb
sticks and stones may break my bones but hard words cannot hurt me istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın
sticks and stones will break my bones but words will never hurt me istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın
sticks and stones can break my bones but words can never hurt me istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın
the nail that sticks out gets hammered down çıkıntılık yapanın başını ezerler
the nail that sticks out gets hammered down farklı davrananı eleştirirler/riayet etmeye zorlarlar
the nail that sticks out gets hammered down farklı olana tahammül edemezler
Colloquial
the sticks i. (beyzbolda) alt ligdeki dandik takımlar
h-h-double-hockey-sticks expr. cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve hokey sopalarının "l" harfine benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı şekilde/dolaylı yoldan söylenmesi)
h-e-double-hockey-sticks expr. hell kelimesinin üstü kapalı bir söyleniş biçimi
h-e-double-hockey-sticks expr. cehennem
Idioms
something sticks in one's craw i. can sıkıcı şey
something sticks in one's craw i. sinir bozucu şey
sticks in the/your mind f. akılda yer etmek
be jolly hockey sticks f. kendini mutluymuş gibi göstermek
be jolly hockey sticks f. olduğundan abartılı biçimde mutlu görünmek
pick up sticks f. tası tarağı toplayıp gitmek
be jolly hockey sticks f. yapmacık olmak
be jolly hockey sticks f. samimiyetsiz olmak
be jolly hockey sticks f. abartılı davranmak
hold sticks with f. eşit şartlarda mücadele etmek
hold sticks with f. eşit koşullarda yarışmak
hold sticks with f. …'ya kıyasla dayanmak
cross as two sticks [uk] s. huysuz
cross as two sticks [uk] s. siniri tepesinde
cross as two sticks [uk] s. küplere binmiş
cross as two sticks [uk] s. aksi
between the sticks zf. kalede
between the sticks zf. kale direkleri arasında
between the sticks zf. kaledeyken
to sticks zf. parça parça
to sticks zf. tamamen
to sticks zf. tamamıyla
to sticks zf. bütünüyle
to sticks zf. etraflıca
to sticks zf. derinlemesine
to sticks zf. ayrıntıları ile
to sticks and staves zf. açık vererek
to sticks and staves zf. parça parça
to sticks and staves zf. tahrip ederek
to sticks and staves zf. yıkıcı bir şekilde
to sticks and staves zf. sorun yaratarak
to sticks and staves zf. hasar yaratarak
out in the sticks expr. dağ başında
out in the sticks expr. dağın başında
mud sticks expr. çamur at izi kalsın
mud sticks expr. çamur at tutmazsa izi kalır
mud sticks expr. çamur at tutmasa da izi kalır
as cross as two sticks expr. küplere binmiş
sticks and stones! expr. tahriklere kapılma!
between the sticks [uk] expr. (futbolda) kaleci pozisyonunda
sticks and stones may break my bones, but words will never hurt me [childish] expr. istediğin kadar konuş/söyle beni yaralayamazsın
throw spaghetti at the wall and see what sticks expr. çok girişimde/tahminde bulun, nasılsa biri/birkaçı tutar
throw spaghetti at the wall and see what sticks expr. birçok girişimde/tahminde bulunursan bir şey tutturabilirsin
up sticks [uk/ireland] expr. tası tarağı toplayıp gitmek
up sticks [uk/ireland] expr. bulunduğu yerden taşınmak
Speaking
he sticks to his guns expr. fikrini değiştirmez
Technical
zinc sticks i. çinko çöpleri
Medical
floss sticks/floss picks i. çatallı diş ipi
Gastronomy
fish sticks i. balık kroket
cheese sticks i. çubuk peynir
bread sticks i. kirikkırak
cheese sticks i. kaşar pane
Military
stop sticks i. çivili kapan/tuzak
Slang
boom sticks i. baget
getaway sticks i. bacaklar
getaway sticks i. ayaklar
British Slang
quick sticks i. acele
quick sticks i. çabucak
pricks with sticks i. kayakçılar
quick sticks expr. hemen