|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
temas yoluyla öğrenme |
tactile learning i.
|
|
2 |
Genel |
menkul veya gayrimenkul bir şeyi veya bir malı başkasına ferağ edilememe koşuluyla bir kimseye veya mirasçılarına tesis yoluyla bağışlama |
entailed interests i.
|
|
3 |
Genel |
insan ırkının soyaçekim yoluyla ıslahına çalışma |
eugenism i.
|
|
4 |
Genel |
iğne yoluyla verilen ilaç |
shot i.
|
|
5 |
Genel |
kalıtım yoluyla geçen herhangi bir özellik |
heritage i.
|
|
|
6 |
Genel |
yeryüzünün derinliklerinden magmanın fışkırması yoluyla oluşan dağ |
volcano i.
|
|
7 |
Genel |
sezgi yoluyla öğrenim |
inductive teaching i.
|
|
8 |
Genel |
yayın yoluyla hakaret |
libel i.
|
|
9 |
Genel |
posta yoluyla oy veren seçmen |
absentee voter i.
|
|
10 |
Genel |
sondaj yoluyla yapılan denetim |
audit testing i.
|
|
11 |
Genel |
alacaklılarla konkordato yoluyla uzlaşma |
composition with creditors i.
|
|
12 |
Genel |
anlam yoluyla terapi |
logotherapy i.
|
|
13 |
Genel |
zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi |
culture i.
|
|
14 |
Genel |
uydulardan bilgi alma yoluyla seyir sistemi |
satellite navigation i.
|
|
15 |
Genel |
uydulardan bilgi alma yoluyla seyir sistemi |
satnav i.
|
|
16 |
Genel |
posta yoluyla verilen oy |
absentee ballot i.
|
|
17 |
Genel |
bir maddenin yıkama yoluyla diğer maddeden ayrılması |
elution i.
|
|
18 |
Genel |
hava yoluyla gönderilen posta |
airmail i.
|
|
19 |
Genel |
miras yoluyla kazanılan mülk |
fee i.
|
|
20 |
Genel |
televizyon yoluyla misyonerlik yapan kimse |
televangelist i.
|
|
21 |
Genel |
televizyon yoluyla misyonerlik |
televangelism i.
|
|
22 |
Genel |
önceden sezme yoluyla kontrol |
anticipating control i.
|
|
23 |
Genel |
kan yoluyla geçen hastalık |
blood-borne disease i.
|
|
24 |
Genel |
kan yoluyla bulaşan hastalık |
blood-borne disease i.
|
|
25 |
Genel |
evlenme yoluyla akrabalık |
inlaws i.
|
|
|
26 |
Genel |
hava yoluyla taşıma |
airlift i.
|
|
27 |
Genel |
evlilik yoluyla |
through marriage i.
|
|
28 |
Genel |
beden dili yoluyla iletişim |
nonverbal communication i.
|
|
29 |
Genel |
bireylerarası etkileşim yoluyla öğrenme |
interpersonal learning i.
|
|
30 |
Genel |
tahkim yoluyla çözülebilme |
arbitrability i.
|
|
31 |
Genel |
öğrenim yoluyla edinilen bilgi |
lair [scottish] i.
|
|
32 |
Genel |
posta yoluyla yapılan dolandırıcılık |
mail fraud i.
|
|
33 |
Genel |
posta yoluyla yapılan dolandırıcılık |
mail-fraud i.
|
|
34 |
Genel |
(sihir yoluyla) dönüşüm |
metamorphosis i.
|
|
35 |
Genel |
hile yoluyla daha değerli bir çeşidine dönüştürülmeye çalışılan hakiki posta pulu |
fake i.
|
|
36 |
Genel |
miras yoluyla geçen mülk parçası |
heritable i.
|
|
37 |
Genel |
budama yoluyla kesilmiş dallar |
brash i.
|
|
38 |
Genel |
seks ve yakınlık yoluyla bilgi toplayan casus |
honeypot i.
|
|
39 |
Genel |
suyun yapay kanal yoluyla hareketi |
hydragogy [obsolete] i.
|
|
40 |
Genel |
kamu yoluyla kaplı arazi |
right of way i.
|
|
41 |
Genel |
miras yoluyla geçebilme |
descendibility i.
|
|
42 |
Genel |
özel grupların psikolojik danışmanlık ve rehberlik yoluyla topluma uyum sağlaması için verilen program veya hizmet |
guidance i.
|
|
43 |
Genel |
kendine odaklanma yoluyla bir tür meditasyon |
omphaloskepsis i.
|
|
44 |
Genel |
ezber yoluyla öğrenilen şey |
rote i.
|
|
45 |
Genel |
diri diri gömme yoluyla uygulanan idam cezası |
immurement i.
|
|
46 |
Genel |
evlilik yoluyla akraba |
connection i.
|
|
47 |
Genel |
akıl yoluyla bulma |
devisal i.
|
|
48 |
Genel |
ağız yoluyla alınan şey |
ingesta i.
|
|
49 |
Genel |
ağız yoluyla alınan şey |
ingestant i.
|
|
50 |
Genel |
dikte yoluyla aktarılan şey |
dictation i.
|
|
51 |
Genel |
olumsuzu inkar yoluyla olumluyu doğrulama |
double negative i.
|
|
52 |
Genel |
hava, deniz veya kara yoluyla yapılan yasadışı uyuşturucu ticaretinin önlenmesi |
drug interdiction i.
|
|
53 |
Genel |
tekrar yoluyla öğretme |
inculcation i.
|
|
54 |
Genel |
vurma veya bastırma yoluyla oluşan ufak yüzey çöküntüsü |
indenture i.
|
|
55 |
Genel |
mizah yoluyla eleştiriye yatkınlık |
irony i.
|
|
56 |
Genel |
evlilik yoluyla aileye giren kimse |
in-law i.
|
|
57 |
Genel |
tedavi veya ameliyat yoluyla bir hastalığın veya yaralanmanın gidişatını değiştiren eylem |
intervention i.
|
|
58 |
Genel |
sivil anayasada ima yoluyla garanti altına alınan haklar |
penumbra i.
|
|
59 |
Genel |
müzakere grubunda karşıt görüşlü üye sayısının oylama yoluyla belirlenmesi |
division i.
|
|
60 |
Genel |
ışık sinyallerinin cam elyafı yoluyla iletimi |
fiberoptics i.
|
|
61 |
Genel |
sayılar yoluyla anlatım yapan kimse |
figurist i.
|
|
62 |
Genel |
(kültürel grup veya özelliklerde) karşılıklı nüfuz yoluyla gerçekleşen etkileşim |
osmosis i.
|
|
63 |
Genel |
(kırsal bölgede) garaj yoluyla yolun kesişme noktası |
outlet i.
|
|
64 |
Genel |
duyular yoluyla bir şeyin farkına varma |
perception i.
|
|
65 |
Genel |
(birlikleri veya ikmal maddelerini) kara veya hava yollarının kapalı olması gibi durumlarda deniz yoluyla nakletme sistemi |
sealift i.
|
|
|
66 |
Genel |
(birlikleri veya ikmal maddelerini) kara veya hava yollarının kapalı olması gibi durumlarda deniz yoluyla nakletme |
sealift i.
|
|
67 |
Genel |
büyü yoluyla ruh çağırmak |
conjure f.
|
|
68 |
Genel |
vasiyet yoluyla bir şeyi birine bırakmak |
will to f.
|
|
69 |
Genel |
aralarındaki anlaşmazlıkları uzlaşma yoluyla gidermek |
accommodate their differences f.
|
|
70 |
Genel |
ilham yoluyla bildirmek |
reveal f.
|
|
71 |
Genel |
büyü yoluyla çağırmak (ruh vb) |
conjure f.
|
|
72 |
Genel |
hava yoluyla taşımak |
airlift f.
|
|
73 |
Genel |
yayın yoluyla hakaret etmek |
libel f.
|
|
74 |
Genel |
hava yoluyla götürmek |
airlift f.
|
|
75 |
Genel |
ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) |
reason with f.
|
|
76 |
Genel |
dini konuları soru cevap yoluyla öğretmek |
catechize f.
|
|
77 |
Genel |
kalıtım yoluyla edinmek |
come by f.
|
|
78 |
Genel |
miras yoluyla sahip olmak |
come by f.
|
|
79 |
Genel |
ağız yoluyla almak |
incept f.
|
|
80 |
Genel |
yoluyla almak |
obtain through f.
|
|
81 |
Genel |
yoluyla almak |
receive through f.
|
|
82 |
Genel |
yoluyla almak |
take through f.
|
|
83 |
Genel |
kalıtım yoluyla almak |
inherit f.
|
|
84 |
Genel |
ilan yoluyla bulmaya çalışmak |
advertise for f.
|
|
85 |
Genel |
deniz yoluyla göndermek |
send by sea f.
|
|
86 |
Genel |
zamanaşımı yoluyla elde etmek |
acquire by prescription f.
|
|
87 |
Genel |
telekinezi yoluyla birini veya bir şeyi bir yerden başka bir yere taşımak |
teleport f.
|
|
88 |
Genel |
internet yoluyla satmak |
sell on the internet f.
|
|
89 |
Genel |
bir antibiyotiği ağız yoluyla vermek |
give an antibiotic orally f.
|
|
90 |
Genel |
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak |
publish the banns f.
|
|
91 |
Genel |
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak |
ask the banns f.
|
|
92 |
Genel |
evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek/askıya çıkarmak |
call the banns f.
|
|
93 |
Genel |
dini konuları soru cevap yoluyla öğretmek |
catechise f.
|
|
94 |
Genel |
(ter yoluyla) vücuttan atmak |
sweat something out of the body f.
|
|
95 |
Genel |
sulh yoluyla çözmek |
settle a conflict by peaceful means f.
|
|
96 |
Genel |
sulh yoluyla çözmek |
resolve/settle a problem amicably f.
|
|
97 |
Genel |
kan yoluyla tevarüs etmek |
inherite through blood f.
|
|
98 |
Genel |
kalıtım yoluyla birinden diğerine geçmek |
inherite through blood f.
|
|
99 |
Genel |
sihir yoluyla yaratmak |
conjure f.
|
|
100 |
Genel |
alay yoluyla yermek |
satirize f.
|
|
101 |
Genel |
dava yoluyla almak |
obtain via litigation f.
|
|
102 |
Genel |
miras yoluyla geçmek |
transfer f.
|
|
103 |
Genel |
kalıtım yoluyla aktarmak |
transmit f.
|
|
104 |
Genel |
tartışma veya pazarlık yoluyla ikna etmek |
banter f.
|
|
105 |
Genel |
(özellikle ölüm yoluyla) elinden almak |
bereave f.
|
|
106 |
Genel |
şaka yoluyla söylemek |
joke f.
|
|
107 |
Genel |
şaka yoluyla yazmak |
joke f.
|
|
108 |
Genel |
kaynatma yoluyla oluşturmak |
bile [dialect] f.
|
|
109 |
Genel |
tehdit veya baskı yoluyla zorlamak |
blackjack f.
|
|
110 |
Genel |
hava yoluyla taşımak |
wing f.
|
|
111 |
Genel |
hava yoluyla nakletmek |
wing f.
|
|
112 |
Genel |
hava yoluyla götürmek |
wing f.
|
|
113 |
Genel |
düşünce yoluyla ayırt edilemez hale getirmek |
blur f.
|
|
114 |
Genel |
(bilgi, sır) ima, kandırma veya kurnazca sorgulama yoluyla almak |
worm f.
|
|
115 |
Genel |
(borç yoluyla) bir kimseden bir şey almak |
borrow f.
|
|
116 |
Genel |
kontrollü çiftleştirme ve seçim yoluyla yeni organizma suşları geliştirmek |
breed f.
|
|
117 |
Genel |
ıslah yoluyla kazanmak |
gain f.
|
|
118 |
Genel |
satış veya kiralama yoluyla elden çıkarttırmak |
move f.
|
|
119 |
Genel |
çalışma veya vardiya yoluyla (parayı) güçlükle bir araya getirmek |
mucker [obsolete] f.
|
|
120 |
Genel |
aktarım yoluyla geçmek |
descend f.
|
|
121 |
Genel |
dedikodu yoluyla söylemek |
gossip f.
|
|
122 |
Genel |
dedikodu yoluyla iletmek |
gossip f.
|
|
123 |
Genel |
temas yoluyla aktarılmak |
rub f.
|
|
124 |
Genel |
yargı yoluyla incelemede bulunmak |
discuss [obsolete] f.
|
|
125 |
Genel |
yoluyla yordamıyla söylemek |
clothe f.
|
|
126 |
Genel |
açıklayıcı bir araç yoluyla sunmak |
clothe f.
|
|
127 |
Genel |
baypas yoluyla geçmek |
bypass f.
|
|
128 |
Genel |
evlilik yoluyla birbirine bağlanmak |
intermarry f.
|
|
129 |
Genel |
sanat yoluyla anlayıp temsil etmek |
interpret f.
|
|
130 |
Genel |
deneyim yoluyla bilmek |
sample f.
|
|
131 |
Genel |
zamanaşımı yoluyla hak iddia etmek |
prescribe f.
|
|
132 |
Genel |
(birlikleri veya ikmal maddelerini) kara veya hava yollarının kapalı olması gibi durumlarda deniz yoluyla nakletmek |
sealift f.
|
|
133 |
Genel |
varış veya eşya teslimini imza yoluyla kaydetmek |
sign in f.
|
|
134 |
Genel |
bir ifade veya eylem yoluyla kasıtsız olarak kendini utandırmak veya zarara sokmak |
self-own f.
|
|
135 |
Genel |
muhakeme yoluyla çözmek |
puzzle f.
|
|
136 |
Genel |
genellikle sessizlik yoluyla esrarengiz olmak |
sphinx f.
|
|
137 |
Genel |
hava yoluyla sevk etmek |
lift f.
|
|
138 |
Genel |
yoğunlaşma ve buharlaşma yoluyla arıtılabilir |
distillable s.
|
|
139 |
Genel |
böcekler yoluyla taşınan |
entomophilous s.
|
|
140 |
Genel |
miras yoluyla geçen |
hereditary s.
|
|
141 |
Genel |
sentez yoluyla yapılan |
synthetic s.
|
|
142 |
Genel |
kıyas yoluyla |
analogical s.
|
|
143 |
Genel |
deniz yoluyla seyahat eden |
seafaring s.
|
|
144 |
Genel |
karşılaştırma yoluyla yapılan |
comparative s.
|
|
145 |
Genel |
su yoluyla taşınan |
waterborne s.
|
|
146 |
Genel |
deniz yoluyla taşınan |
seaborne s.
|
|
147 |
Genel |
sezgi yoluyla keşfedilen |
intuitive s.
|
|
148 |
Genel |
su yoluyla bulaşan |
waterborne s.
|
|
149 |
Genel |
toplantılara gelmeyip mektup yoluyla cemiyetin faaliyetlerine katılan (üye) |
corresponding s.
|
|
150 |
Genel |
miras yoluyla intikal etmeyen |
nonhereditary s.
|
|
151 |
Genel |
deniz yoluyla taşınan |
waterborne s.
|
|
152 |
Genel |
solunum yoluyla |
inhalative s.
|
|
153 |
Genel |
bitkilerden damıtma yoluyla elde edilmiş |
abstractitious [obsolete] s.
|
|
154 |
Genel |
hava yoluyla |
aerial s.
|
|
155 |
Genel |
emme yoluyla çalışan |
vacuum s.
|
|
156 |
Genel |
evlilik yoluyla kazanılan |
married s.
|
|
157 |
Genel |
miras yoluyla unvana sahip olan |
hereditable s.
|
|
158 |
Genel |
miras yoluyla mülke sahip olan |
hereditable s.
|
|
159 |
Genel |
bilimsel gözlem yoluyla keşfedilen |
observed s.
|
|
160 |
Genel |
bilimsel gözlem yoluyla belirlenen |
observed s.
|
|
161 |
Genel |
teşbih yoluyla ifade edilen |
parabolical s.
|
|
162 |
Genel |
büyü yoluyla olan |
fascinous s.
|
|
163 |
Genel |
veraset yoluyla intikal edebilen |
inheritable s.
|
|
164 |
Genel |
miras yoluyla pay edilebilen |
inheritable s.
|
|
165 |
Genel |
yutularak mide yoluyla uygulanabilen |
internal s.
|
|
166 |
Genel |
tümdengelim yoluyla bilgi üreten |
scientific [obsolete] s.
|
|
167 |
Genel |
vekil yoluyla olan |
proxy s.
|
|
168 |
Genel |
su yoluyla |
waterborne s.
|
|
169 |
Genel |
deneme yanılma yoluyla |
by trial and error zf.
|
|
170 |
Genel |
dişler yoluyla |
dentally zf.
|
|
171 |
Genel |
denklem yoluyla |
equationally zf.
|
|
172 |
Genel |
seçim yoluyla |
choicely zf.
|
|
173 |
Genel |
medya yoluyla |
via media zf.
|
|
174 |
Genel |
solunum yoluyla ilgili olarak |
bronchially zf.
|
|
175 |
Genel |
deniz yoluyla |
by water zf.
|
|
176 |
Genel |
kalıtım yoluyla |
by heredity zf.
|
|
177 |
Genel |
eşitlik yoluyla |
equationally zf.
|
|
178 |
Genel |
deniz yoluyla |
by sea zf.
|
|
179 |
Genel |
dedikodu yoluyla |
on the grapevine zf.
|
|
180 |
Genel |
sibernetik yoluyla |
cybernetically zf.
|
|
181 |
Genel |
konsensüs yoluyla |
consensually zf.
|
|
182 |
Genel |
eşeysiz üreme yoluyla |
apomictically zf.
|
|
183 |
Genel |
koenzim yoluyla |
coenzymatically zf.
|
|
184 |
Genel |
deri yoluyla |
cutaneously zf.
|
|
185 |
Genel |
diyet yoluyla |
dietetically zf.
|
|
186 |
Genel |
örnekleme yoluyla |
by way of illustration zf.
|
|
187 |
Genel |
kalıtım yoluyla |
by inheritance zf.
|
|
188 |
Genel |
kıyas yoluyla |
by analogy zf.
|
|
189 |
Genel |
miras yoluyla |
by inheritance zf.
|
|
190 |
Genel |
evlilik yoluyla |
connubially zf.
|
|
191 |
Genel |
evlilik yoluyla |
conjugally zf.
|
|
192 |
Genel |
evlilik yoluyla |
maritally zf.
|
|
193 |
Genel |
barış yoluyla |
peacefully zf.
|
|
194 |
Genel |
su yoluyla |
by water zf.
|
|
195 |
Genel |
şiddet yoluyla |
through violence zf.
|
|
196 |
Genel |
şiddet yoluyla |
by violence zf.
|
|
197 |
Genel |
şiddet yoluyla |
by force zf.
|
|
198 |
Genel |
şiddet yoluyla |
by way of violence zf.
|
|
199 |
Genel |
üreme/çoğalma yoluyla |
reproductively zf.
|
|
200 |
Genel |
osmoz yoluyla |
osmotically zf.
|
|
201 |
Genel |
barış yoluyla |
peaceably zf.
|
|
202 |
Genel |
barış yoluyla |
pacifically zf.
|
|
203 |
Genel |
taklit yoluyla |
mimetically zf.
|
|
204 |
Genel |
ima yoluyla |
allusively zf.
|
|
205 |
Genel |
refleksler yoluyla |
reflexly zf.
|
|
206 |
Genel |
burun yoluyla |
nasally zf.
|
|
207 |
Genel |
hırsızlık yoluyla |
thievingly zf.
|
|
208 |
Genel |
su yoluyla |
aqueously zf.
|
|
209 |
Genel |
yardım yoluyla |
auxiliarly zf.
|
|
210 |
Genel |
miras yoluyla |
hereditably zf.
|
|
211 |
Genel |
ölümcül günah yoluyla |
mortally zf.
|
|
212 |
Genel |
hükümsüz kılma yoluyla |
revokingly zf.
|
|
213 |
Genel |
fesih yoluyla |
revokingly zf.
|
|
214 |
Genel |
deha yoluyla |
genially [obsolete] zf.
|
|
215 |
Genel |
deniz yoluyla |
bye zf.
|
|
216 |
Genel |
su yoluyla |
bye zf.
|
|
217 |
Genel |
kozmografi yoluyla |
cosmographically zf.
|
|
218 |
Genel |
bölünme yoluyla |
dichotomously zf.
|
|
219 |
Genel |
söyleme yoluyla |
dictionally zf.
|
|
220 |
Genel |
dizin yoluyla |
indexically zf.
|
|
221 |
Genel |
teşbih yoluyla |
parabolically zf.
|
|
222 |
Genel |
kalıtım yoluyla |
inheritably zf.
|
|
223 |
Genel |
miras yoluyla |
inheritably zf.
|
|
224 |
Genel |
imtiyaz yoluyla |
prerogatively zf.
|
|
225 |
Genel |
seçim yoluyla |
selectedly zf.
|
|
226 |
Genel |
işaret yoluyla |
signally zf.
|
|
227 |
Genel |
deneyler yoluyla |
experimentally zf.
|
|
228 |
Genel |
hangisi yoluyla |
wherethrough bağ.
|
|
229 |
Genel |
yoluyla anlamı veren ön ek |
per- ök.
|
|
Phrasals |
|
230 |
Öbek Fiiller |
evlilik yoluyla bir aileye girmek |
marry into f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
evlilik yoluyla bir aileye girmek |
marry in f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
evlilik yoluyla bir sınıfa girmek |
marry in f.
|
|
233 |
Öbek Fiiller |
evlilik yoluyla bir sınıfa girmek |
marry into f.
|
|
234 |
Öbek Fiiller |
yoluyla yönetmek |
act through f.
|
|
235 |
Öbek Fiiller |
yoluyla yönetmek |
govern by means of f.
|
|
236 |
Öbek Fiiller |
(email/telefon yoluyla) ulaşmak |
go through f.
|
|
237 |
Öbek Fiiller |
(telefon/email yoluyla) iletişim kurmak |
go through f.
|
|
238 |
Öbek Fiiller |
(birinden bir şeyi) tehdit yoluyla elde etmek |
exact (something) from (one) f.
|
|
239 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yoluyla pompalamak |
pump through (something) f.
|
|
240 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yoluyla para akıtmak |
pump through (something) f.
|
|
241 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yoluyla para sağlamak |
pump through (something) f.
|
|
242 |
Öbek Fiiller |
posta yoluyla iletişim kurmak |
write in f.
|
|
243 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/yere) mesajını posta, e-posta, kısa mesaj yoluyla yazarak iletmek |
write into (something or some place) f.
|
|
244 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyle/yerle) posta, e-posta, kısa mesaj yoluyla iletişim kurmak |
write into (something or some place) f.
|
|
245 |
Öbek Fiiller |
kara yoluyla yola çıkmak |
wheel off f.
|
|
246 |
Öbek Fiiller |
birinin vücudundan terleme yoluyla bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak |
sweat something out of someone f.
|
|
247 |
Öbek Fiiller |
birinin vücudundan terleme yoluyla bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak |
sweat something out f.
|
|
248 |
Öbek Fiiller |
(zıtlık yoluyla) dikkati yöneltmek |
bring out f.
|
|
249 |
Öbek Fiiller |
-den tehdit yoluyla almak |
exact from f.
|
|
250 |
Öbek Fiiller |
yakın ilişki veya temas yoluyla etki yaratmak |
rub off f.
|
|
251 |
Öbek Fiiller |
kalıtım yoluyla (birinden bir özellik) almak |
inherit (something) from (someone) f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
evlilik yoluyla (bir sınıfa) girmek |
marry into (something) f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
yoluyla pompalamak |
pump through f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
yoluyla para sağlamak |
pump through f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
yoluyla para akıtmak |
pump through f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şey) yoluyla uygulamaya geçirmeye çalışmak |
railroad (something) through f.
|
|
257 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde (bir şey) yoluyla dayatmada bulunmak |
railroad (something) through f.
|
|
258 |
Öbek Fiiller |
yoluyla/kullanarak uygulamaya geçirmek |
railroad through f.
|
|
259 |
Öbek Fiiller |
yoluyla/kullanarak dayatmak |
railroad through f.
|
|
260 |
Öbek Fiiller |
(birini) ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) |
reason with (one) f.
|
|
261 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey) yoluyla göndermek |
send (someone or something) by (some means) f.
|
|
262 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) mail yoluyla sipariş etmek |
send away for (something) f.
|
|
263 |
Öbek Fiiller |
mail yoluyla (bir şey) siparişi vermek |
send away for (something) f.
|
|
264 |
Öbek Fiiller |
ile/yoluyla göndermek |
send by f.
|
|
265 |
Öbek Fiiller |
(ter yoluyla) vücuttan atmak |
sweat out of f.
|
|
266 |
Öbek Fiiller |
terleme yoluyla bir şeyi, zehri, hastalığı attırmak |
sweat out of f.
|
|
267 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) ele geçirmek |
take (someone or something) by (something) f.
|
|
268 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) almak |
take (someone or something) by (something) f.
|
|
269 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birine/bir şeye) radyo sinyali, taşıma hattı, fiber optik kablo yoluyla göndermek/iletmek/aktarmak |
transmit (something) to (someone or something) f.
|
|
270 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) frekans yoluyla (bir şey) iletmek |
transmit (something) to (someone or something) f.
|
|
271 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) kalıtım yoluyla (bir şey) aktarmak |
transmit (something) to (someone or something) f.
|
|
272 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yoluyla yolculuk etmek |
travel by (something) f.
|
|
273 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yoluyla seyahat etmek |
travel on (something) f.
|
|
274 |
Öbek Fiiller |
(birine) elektronik transfer yoluyla geri göndermek |
wire back to (one) f.
|
|
Phrases |
|
275 |
İfadeler |
temyiz kararıyla/yoluyla |
on appeal expr.
|
|
276 |
İfadeler |
burada (işbu belgede) belirtilen kalemlere ilişkin ne sarahaten (açıkça) ne de ima yoluyla hiçbir garanti veya teminatı kabul etmez |
hereby expressly disclaims any warranty or guarantee whether express or implied with regard to items described herein expr.
|
|
277 |
İfadeler |
e-mail yoluyla |
by e-mail expr.
|
|
278 |
İfadeler |
yoluyla elde edilen |
obtained via expr.
|
|
Colloquial |
|
279 |
Konuşma Dili |
mantıksal/sezgisel çıkarım yoluyla test etme |
duck test i.
|
|
280 |
Konuşma Dili |
iğne yoluyla uyuşturucu alan uyuşturucu bağımlısı |
jabber i.
|
|
Idioms |
|
281 |
Deyim |
e-posta yoluyla yayılan mesaj |
word of mouse i.
|
|
282 |
Deyim |
postane yoluyla gelen posta |
snail-mail i.
|
|
283 |
Deyim |
özellikle vergi artışı yoluyla devlet harcamalarını finanse etmek |
feed the beast [us] f.
|
|
284 |
Deyim |
kalıtım yoluyla edinmek |
come by (something) honestly f.
|
|
285 |
Deyim |
kalıtım yoluyla edinmek |
come by something honestly f.
|
|
286 |
Deyim |
(bir özelliğini) kalıtım yoluyla edinmek |
come by (something) honestly f.
|
|
287 |
Deyim |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off the back of a truck f.
|
|
288 |
Deyim |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off the back of a lorry f.
|
|
289 |
Deyim |
deneme yanılma yoluyla ilerlemek |
be flying blind f.
|
|
290 |
Deyim |
(bir şeyi) dedikodu yoluyla duymak |
hear (something) on the jungle telegraph [uk] f.
|
|
291 |
Deyim |
(birinin) vücudundan terleme yoluyla (bir şeyi, zehri, hastalığı) attırmak |
sweat (something) out of (one) f.
|
|
292 |
Deyim |
kalıtım yoluyla edinmek |
come by honestly f.
|
|
293 |
Deyim |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off a lorry f.
|
|
294 |
Deyim |
(hırsızlık vb yoluyla) yoktan elde edilmek |
fall off a truck f.
|
|
295 |
Deyim |
evlilik yoluyla (bir sınıfa) girmek |
marry way out of f.
|
|
296 |
Deyim |
kara yoluyla gitmek |
ride the roads f.
|
|
297 |
Deyim |
doğanın kendi yoluyla (bir şey yapması) |
nature's way of (doing something) expr.
|
|
298 |
Deyim |
kara yoluyla |
on wheels expr.
|
|
299 |
Deyim |
(bir şeyin) mümkün olan her yoluyla/yöntemiyle |
by all means of (something) expr.
|
|
300 |
Deyim |
bir şey yoluyla |
by dint of something expr.
|
|
301 |
Deyim |
(bir şey) yoluyla |
by means of (something) expr.
|
|
302 |
Deyim |
(bir şey) yoluyla |
by way of (something) expr.
|
|
303 |
Deyim |
dedikodu/söylenti yoluyla |
through the grapevine expr.
|
|
Formal |
|
304 |
Resmi |
miras yoluyla yönetici olan kimse |
hereditary i.
|
|
305 |
Resmi |
lordlar kamarası'nda miras yoluyla lord olan kimse |
hereditary i.
|
|
Trade/Economic |
|
306 |
Ticaret/Ekonomi |
spekülatörlerin hisse senedi fiyatlarını koordine satış yoluyla düşürme girişimi |
raid i.
|
|
307 |
Ticaret/Ekonomi |
hava yoluyla nakliye ücretleri |
airfreight i.
|
|
308 |
Ticaret/Ekonomi |
hava yoluyla nakliye ücretleri |
air-freight i.
|
|
309 |
Ticaret/Ekonomi |
posta yoluyla satış yapan yerden alışveriş yapma |
catalog buying i.
|
|
310 |
Ticaret/Ekonomi |
açık artırma yoluyla ihale |
competitive bidding i.
|
|
311 |
Ticaret/Ekonomi |
anket veya görüşme yoluyla bilgi toplanması esasına dayalı bir araştırma yöntemi |
survey i.
|
|
312 |
Ticaret/Ekonomi |
açık artırma veya eksiltme yoluyla satış |
sale by auction i.
|
|
313 |
Ticaret/Ekonomi |
açık artırma yoluyla satış |
auction sale i.
|
|
314 |
Ticaret/Ekonomi |
anlaşma yoluyla fesih |
negotiated settlement i.
|
|
315 |
Ticaret/Ekonomi |
anlaşma yoluyla sözleşme |
negotiated contract i.
|
|
316 |
Ticaret/Ekonomi |
bankalar tarafından özellikle çek hesapları yoluyla yaratılan ve para arzının bir bölümünü oluşturan para |
bank money i.
|
|
317 |
Ticaret/Ekonomi |
bir işin yarışma yoluyla en düşük fiyatı teklif edene yaptırılması yöntemi |
auction by underbidding i.
|
|
318 |
Ticaret/Ekonomi |
çağrı yoluyla vekalet toplanması |
proxy solicitation i.
|
|
319 |
Ticaret/Ekonomi |
çağrı yoluyla hisse senedi toplanması |
takeover i.
|
|
320 |
Ticaret/Ekonomi |
deniz yoluyla ithal edilmiş mal vergisi |
a.f.r.m.m i.
|
|
321 |
Ticaret/Ekonomi |
deniz yoluyla taşıma sözleşmesi |
affreightment i.
|
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
deniz yoluyla mal taşımasında taraf |
affreighter i.
|
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
deniz yoluyla sevkıyat |
sea shipment i.
|
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
füzyon katılma yoluyla birleşme |
merger i.
|
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
etrafta dolaşma yoluyla yönetim |
management by walking around i.
|
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
genel önerilerden akıl yürütme yoluyla daha dar kapsamlı sonuçlar çıkartılması |
deduction i.
|
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
hava yoluyla nakliye ücretleri |
air freight i.
|
|
328 |
Ticaret/Ekonomi |
işten çıkarma yoluyla işgücünün azaltılması |
downsize i.
|
|
329 |
Ticaret/Ekonomi |
ihale yoluyla borçlanma |
borrowing by auction i.
|
|
330 |
Ticaret/Ekonomi |
icra yoluyla satış |
judicial sale i.
|
|
331 |
Ticaret/Ekonomi |
ihale yoluyla satış |
tender offer i.
|
|
332 |
Ticaret/Ekonomi |
icra yoluyla cebri satış |
forced sale by auction i.
|
|
333 |
Ticaret/Ekonomi |
ithalat yoluyla kiralama |
leasing by import i.
|
|
334 |
Ticaret/Ekonomi |
ilan yoluyla tebliğ |
notification by publication i.
|
|
335 |
Ticaret/Ekonomi |
kaynaktan tevkif yoluyla vergi tahsili |
tax collection at source i.
|
|
336 |
Ticaret/Ekonomi |
katılma yoluyla birleşme |
merger i.
|
|
337 |
Ticaret/Ekonomi |
konuta bağlı abonelik yoluyla elektrik veya doğalgaz vs. gibi hizmet alımı yapan müşteri |
residential customer i.
|
|
338 |
Ticaret/Ekonomi |
konsinye satış yoluyla ihracat |
export by consignment i.
|
|
339 |
Ticaret/Ekonomi |
maliyete belirli kar yüzdesi ekleme yoluyla satış fiyatının tespiti |
cost plus pricing i.
|
|
340 |
Ticaret/Ekonomi |
müşterilerden tahsilatı geç gösterme yoluyla kasadaki parayı kullanma |
lapping i.
|
|
341 |
Ticaret/Ekonomi |
miras yoluyla edinme |
title by descent i.
|
|
342 |
Ticaret/Ekonomi |
mübadele yoluyla alışveriş |
barter i.
|
|
343 |
Ticaret/Ekonomi |
mezat yoluyla cebri satış |
compulsory sale by auction i.
|
|
344 |
Ticaret/Ekonomi |
örnekleme yoluyla doğrulama |
verification by sampling i.
|
|
345 |
Ticaret/Ekonomi |
örnekleme yoluyla denetleme |
inspection by sampling i.
|
|
346 |
Ticaret/Ekonomi |
prim yoluyla koruma |
protection by bounty i.
|
|
347 |
Ticaret/Ekonomi |
posta yoluyla sipariş alan kuruluş |
mail order house i.
|
|
348 |
Ticaret/Ekonomi |
posta yoluyla yapılmış başvuru |
mailed application i.
|
|
349 |
Ticaret/Ekonomi |
para piyasası yoluyla kur riskinden korunma |
money market hedge i.
|
|
350 |
Ticaret/Ekonomi |
piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı |
borrowing facilities provided for primary dealers via repo transactions i.
|
|
351 |
Ticaret/Ekonomi |
rödovans yoluyla ihale |
royalty tender i.
|
|
352 |
Ticaret/Ekonomi |
satın alma yoluyla elde etme |
acquisition through purchase i.
|
|
353 |
Ticaret/Ekonomi |
sermayesi ağırlıklı olarak hissedarlardan borçlanma yoluyla sağlanan şirket |
thin capitalization i.
|
|
354 |
Ticaret/Ekonomi |
sermayesi ağırlıklı olarak hissedarlardan borçlanma yoluyla sağlanan şirket |
thin corporation i.
|
|
355 |
Ticaret/Ekonomi |
sözleşme yoluyla saptanan kira |
contract rent i.
|
|
356 |
Ticaret/Ekonomi |
ticari anlaşmazlıkların dava açma yoluyla çözümlenmeye çalışılması |
litigation i.
|
|
357 |
Ticaret/Ekonomi |
takas yoluyla ticarette ödemeleri iki yanlı denkleştirme için yapılan anlaşma |
bilateral payment agreement i.
|
|
358 |
Ticaret/Ekonomi |
ticari anlaşmazlıkların hakem yoluyla çözümü |
commercial arbitration i.
|
|
359 |
Ticaret/Ekonomi |
test yoluyla denetim |
test audit i.
|
|
360 |
Ticaret/Ekonomi |
tahvil ihracı yoluyla sağlanan sermaye |
debenture capital i.
|
|
361 |
Ticaret/Ekonomi |
tahvil ihracı yoluyla yapılan borç |
bonded debt i.
|
|
362 |
Ticaret/Ekonomi |
takas yoluyla kazanılan mallar |
traded-in property i.
|
|
363 |
Ticaret/Ekonomi |
veraset yoluyla tahta çıkma sırası |
line of succession i.
|
|
364 |
Ticaret/Ekonomi |
veraset yoluyla pay sahibi olanlar |
shareholders by inheritance i.
|
|
365 |
Ticaret/Ekonomi |
verginin kaynaktan kesme yoluyla toplanması |
collection at source i.
|
|
366 |
Ticaret/Ekonomi |
otomat yoluyla ürün satışı |
automatic line finder i.
|
|
367 |
Ticaret/Ekonomi |
paranın posta yoluyla güvenli bir şekilde gönderilmesi için bir postadan satın alınıp muhtemelen başka ülkede kullanılmak üzere bozdurulan bir çek |
money order i.
|
|
368 |
Ticaret/Ekonomi |
kısmi takas yoluyla yapılan alışveriş |
part exchange i.
|
|
369 |
Ticaret/Ekonomi |
sürekli satış yoluyla fiyat düşürme girişimi |
bear raid i.
|
|
370 |
Ticaret/Ekonomi |
deniz yoluyla göndermek |
send by sea f.
|
|
371 |
Ticaret/Ekonomi |
miras yoluyla devralmak |
inherit f.
|
|
372 |
Ticaret/Ekonomi |
vergi yoluyla para toplamak |
raise money f.
|
|
373 |
Ticaret/Ekonomi |
ödeme yoluyla feshetmek |
wipe (out) f.
|
|
374 |
Ticaret/Ekonomi |
ödeme yoluyla feshetmek |
wipe (off) f.
|
|
375 |
Ticaret/Ekonomi |
(ücret, fiyat) endeksleme yoluyla düzenlemek |
index f.
|
|
376 |
Ticaret/Ekonomi |
karşılıklı ticaret yoluyla mal alım satımı yapmak |
countertrade f.
|
|
377 |
Ticaret/Ekonomi |
(ödemenin yalnızca banka yoluyla yapılabileceğini göstermek için) çeke iki paralel çizgi çizmek |
cross [uk] f.
|
|
378 |
Ticaret/Ekonomi |
deniz yoluyla taşınan |
seaborne s.
|
|
379 |
Ticaret/Ekonomi |
kara yoluyla |
overland s.
|
|
380 |
Ticaret/Ekonomi |
(madeni para) damgalama veya delme yoluyla üretilmiş |
incuse s.
|
|
381 |
Ticaret/Ekonomi |
(madeni para) deseni damgalama veya delme yoluyla oluşturulmuş |
incuse s.
|
|
382 |
Ticaret/Ekonomi |
kiralama yoluyla |
by renting zf.
|
|
383 |
Ticaret/Ekonomi |
ciro yoluyla |
by endorsement expr.
|
|
Law |
|
384 |
Hukuk |
mülkün vasiyet yoluyla dağıtılması |
testation i.
|
|
385 |
Hukuk |
işgal yoluyla mülkiyetin elde edilmesi |
title by occupancy i.
|
|
386 |
Hukuk |
arazinin uzun süreli kullanımı yoluyla edinilmesi |
prescription i.
|
|
387 |
Hukuk |
anlaşmazlığın sulh yoluyla çözülmesi |
amicable settlement i.
|
|
388 |
Hukuk |
başkasına miras yoluyla geçen mülkü işgal eden kimse |
abator i.
|
|
389 |
Hukuk |
barış yoluyla bölüşme |
voluntary partition i.
|
|
390 |
Hukuk |
barış yoluyla uzlaşma |
settlement in pais i.
|
|
391 |
Hukuk |
bir şeyin talep yoluyla sağlanması |
impetration i.
|
|
392 |
Hukuk |
dava yoluyla iddia olunan şey |
relief i.
|
|
393 |
Hukuk |
değiştirme yoluyla tayin edilen vasiyeti takip memuru |
executor by substitution i.
|
|
394 |
Hukuk |
evlenme yoluyla edinilen akrabalık |
alliance i.
|
|
395 |
Hukuk |
evlenme yoluyla kazanılan akrabalık |
kinship by marriage i.
|
|
396 |
Hukuk |
gramer yoluyla yorum |
grammatical interpretation i.
|
|
397 |
Hukuk |
hakem yoluyla anlaşma |
compromise by arbitration i.
|
|
398 |
Hukuk |
hakkın müruru zaman yoluyla edinimi |
acquisition of a right by statute of limitations i.
|
|
399 |
Hukuk |
hakkın müruru zaman yoluyla iktisabı |
acquisition of a right by statute of limitations i.
|
|
400 |
Hukuk |
işgal yoluyla mülkiyetin kazanılması |
occupancy i.
|
|
401 |
Hukuk |
istinaf yoluyla |
appellate i.
|
|
402 |
Hukuk |
ihtilafların hakem yoluyla çözülmesi |
arbitrament i.
|
|
403 |
Hukuk |
icra yoluyla satın alınmayan malların tahsilinin gerçekleştirilmesi için bir yedieminin görevlendirilmesi |
equitable execution i.
|
|
404 |
Hukuk |
icra yoluyla haciz koyma hakkı |
lien and retention right i.
|
|
405 |
Hukuk |
istinabe yoluyla ifade |
deposition i.
|
|
406 |
Hukuk |
ilan yoluyla mahkemeye davet |
summons by publication i.
|
|
407 |
Hukuk |
internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun |
law on regulation of publications on the internet and suppression of crimes committed by means of such publications i.
|
|
408 |
Hukuk |
kan bağı yoluyla varis |
heir of the blood i.
|
|
409 |
Hukuk |
kanun yoluyla vasi atanması |
guardian by statute i.
|
|
410 |
Hukuk |
kanun yoluyla zilyetlik |
constructive possession i.
|
|
411 |
Hukuk |
kefalet yoluyla tahliye |
bailable process i.
|
|
412 |
Hukuk |
kişisel kefalet yoluyla suçlunun tahliyesi |
mainprize i.
|
|
413 |
Hukuk |
mahkemenin aldığı icra yoluyla satış kararı |
foreclosure decree i.
|
|
414 |
Hukuk |
mahkemenin verdiği icra yoluyla satış emri |
foreclosure decree i.
|
|
415 |
Hukuk |
mahkeme emri yoluyla yapılan temliki işlem |
conveyance by record i.
|
|
416 |
Hukuk |
miras yoluyla intikal etme |
transfer by inheritance i.
|
|
417 |
Hukuk |
miras yoluyla kalan arazi |
hereditary land i.
|
|
418 |
Hukuk |
miras yoluyla geçmemiş/edinilmemiş mülk |
acquest i.
|
|
419 |
Hukuk |
nifak yoluyla huzursuzluk yaratan şahıs |
barrater i.
|
|
420 |
Hukuk |
nifak yoluyla huzursuzluk yaratan şahıs |
barrator i.
|
|
421 |
Hukuk |
posta ve havale (para) yoluyla yapılan dolandırıcılık/sahtekarlık |
mail and wire fraud i.
|
|
422 |
Hukuk |
sanığın kefalet yoluyla serbest bırakılacağı dava |
bailable action i.
|
|
423 |
Hukuk |
seçim yoluyla vasi atama |
guardian by election i.
|
|
424 |
Hukuk |
tehdit veya şantaj yoluyla para elde etme |
racketeering i.
|
|
425 |
Hukuk |
tehdit yoluyla zor kullanma |
duress per minas i.
|
|
426 |
Hukuk |
tahkim yoluyla uzlaşma |
compromise by arbitration i.
|
|
427 |
Hukuk |
vasiyetname yoluyla tevarüs eden |
testamentary heir i.
|
|
428 |
Hukuk |
yayın yoluyla hakaret |
libel i.
|
|
429 |
Hukuk |
zamanaşımı yoluyla iktisap |
usucaption i.
|
|
430 |
Hukuk |
zamanaşımı yoluyla edinme |
usucaption i.
|
|
431 |
Hukuk |
hakimin (hukuki boşluk durumunda) içtihat yoluyla hukuk/kural yaratması |
interstitial law-making i.
|
|
432 |
Hukuk |
oylama yoluyla tarım arazisi tahsisi |
ballot [new zealand] i.
|
|
433 |
Hukuk |
basın yoluyla hakaret eden kimse |
libelant i.
|
|
434 |
Hukuk |
basın yoluyla hakaret eden kimse |
libellant i.
|
|
435 |
Hukuk |
misilleme yoluyla alma |
withernam i.
|
|
436 |
Hukuk |
miras yoluyla geçebilen mülk |
hereditaments i.
|
|
437 |
Hukuk |
kanuni veraset yoluyla miras kalan bir şey |
heritage i.
|
|
438 |
Hukuk |
kanuni veraset yoluyla miras alınan bir şey |
heritage i.
|
|
439 |
Hukuk |
ingiltere'nin bazı yorkshire ilçelerinde kiralama yoluyla mülk sahibi olan kimse |
borough-holder i.
|
|
440 |
Hukuk |
ötenazi yoluyla kendi yaşamını sonlandırmaya karar verme hakkı |
right to choose i.
|
|
441 |
Hukuk |
taşınabilir veya miras yoluyla geçebilen malların varislere merhumun vasiyetnamesindeki sıraya göre tayin edilmesi |
destination [scotland] i.
|
|
442 |
Hukuk |
taşınabilir veya miras yoluyla geçebilen malların merhumun vasiyetnamesindeki sıraya göre tayin edildiği varisler |
destination [scotland] i.
|
|
443 |
Hukuk |
(miras yoluyla) mülk sahibi olan kimse |
odaller i.
|
|
444 |
Hukuk |
miras yoluyla geçen mülk |
immovable [scotland] i.
|
|
445 |
Hukuk |
miras yoluyla geçen mülk |
immoveable [scotland] i.
|
|
446 |
Hukuk |
tarihsel olarak mülkiyete bağlı olmayıp bağış veya emir yoluyla uzun süreli istifade için ilhak edilmiş arazi parçası |
common appurtenant i.
|
|
447 |
Hukuk |
bağış veya senet yoluyla mirasçılara bahşedilen arazi parçası |
common in gross i.
|
|
448 |
Hukuk |
aslında cezai yaptırımı olmayıp mahkeme tarafından çıkarım ve ima yoluyla isnat edilen suç |
constructive crimes i.
|
|
449 |
Hukuk |
mahkeme yoluyla ceza kesme |
preference i.
|
|
450 |
Hukuk |
miras yoluyla aktarılabilen mülk |
freehold i.
|
|
451 |
Hukuk |
normalde mirasçı olamayacak birine vasiyet veya senet yoluyla verilen hediye |
provision [scotland] i.
|
|
452 |
Hukuk |
dava yoluyla almak |
recover f.
|
|
453 |
Hukuk |
geçerli olup olmadığını deneme yoluyla öğrenmek (bir kanunun) |
test f.
|
|
454 |
Hukuk |
haciz yoluyla tahsil etmek |
to levy an execution f.
|
|
455 |
Hukuk |
icra yoluyla tahsil etmek |
to levy an execution f.
|
|
456 |
Hukuk |
miras yoluyla geçmek |
descend f.
|
|
457 |
Hukuk |
yayın yoluyla hakaret suçunu işlemek |
libel f.
|
|
458 |
Hukuk |
yargı yoluyla incelemede bulunmak |
try f.
|
|
459 |
Hukuk |
veraset yoluyla intikal etmek |
descend f.
|
|
460 |
Hukuk |
zamanaşımı yoluyla elde etmek |
prescribe f.
|
|
461 |
Hukuk |
(vasiyeti) mahkeme yoluyla bozmak |
break f.
|
|
462 |
Hukuk |
miras yoluyla geçirmek |
devolve [obsolete] f.
|
|
463 |
Hukuk |
dava yoluyla kazanılabilen |
remediable s.
|
|
464 |
Hukuk |
hakem yoluyla çözülemez |
nonarbitrable s.
|
|
465 |
Hukuk |
hakem yoluyla çözülebilir |
arbitrable s.
|
|
466 |
Hukuk |
irsiyet yoluyla geçen |
hereditary s.
|
|
467 |
Hukuk |
miras yoluyla geçebilen |
descendible s.
|
|
468 |
Hukuk |
miras yoluyla geçebilen |
heritable s.
|
|
469 |
Hukuk |
sözleşme yoluyla |
contractual s.
|
|
470 |
Hukuk |
tahkim yoluyla çözülemez |
nonarbitrable s.
|
|
471 |
Hukuk |
tahkim yoluyla çözülebilir |
arbitrable s.
|
|
472 |
Hukuk |
temyiz yoluyla |
appellate s.
|
|
473 |
Hukuk |
veraset yoluyla intikal edebilen |
descendible s.
|
|
474 |
Hukuk |
yargı yoluyla sağlanabilen |
remediable s.
|
|
475 |
Hukuk |
temyiz yoluyla |
appellant s.
|
|
476 |
Hukuk |
sözleşme yoluyla sınırlandırılmamış |
bald-faced s.
|
|
477 |
Hukuk |
mülkiyet yoluyla sınırlandırılmamış |
bald-faced s.
|
|
478 |
Hukuk |
kişisel kefalet yoluyla tahliye edilebilir olan |
mainpernable s.
|
|
479 |
Hukuk |
gerçekleştirilmiş eylem yoluyla olan |
commissive s.
|
|
480 |
Hukuk |
kanun yoluyla |
legislatively zf.
|
|
481 |
Hukuk |
karşılıklı uzlaşma yoluyla |
by mutual consent expr.
|
|
482 |
Hukuk |
kanun yoluyla |
by law expr.
|
|
483 |
Hukuk |
karar yoluyla |
by resolution expr.
|
|
484 |
Hukuk |
mukavele yoluyla |
by contract expr.
|
|
485 |
Hukuk |
tahkim yoluyla |
by arbitration expr.
|
|
486 |
Hukuk |
tevkifat yoluyla |
by means of deduction expr.
|
|
Politics |
|
487 |
Siyasal |
abd eyaletlerinin federal yasalara fesih yoluyla karşı koyabileceğini savunan kimse |
nullifier i.
|
|
488 |
Siyasal |
abd'de faaliyet gösteren ve hedeflerine siyasal reform yerine doğrudan eylem yoluyla ulaşmayı amaçlayan özerk eylemci gruplardan oluşmuş antifaşist bir politik aktivist hareket |
antifa i.
|
|
489 |
Siyasal |
barış yoluyla anlaşma |
peaceful settlement i.
|
|
490 |
Siyasal |
görüşmeler yoluyla haritalama |
mapping by interviews i.
|
|
491 |
Siyasal |
inkar yoluyla caydırıcılık |
deterrence by denial i.
|
|
492 |
Siyasal |
ihtilafın barış yoluyla çözülmesi |
amicable settlement i.
|
|
493 |
Siyasal |
istinaf yoluyla |
appellate i.
|
|
494 |
Siyasal |
karşılıklı yardım yoluyla iki kişinin birbirini tutması |
logrolling i.
|
|
495 |
Siyasal |
mülksüzleştirme yoluyla sermaye birikimi |
accumulation by dispossession i.
|
|
496 |
Siyasal |
müzakere yoluyla çözüm |
negotiated settlement i.
|
|
497 |
Siyasal |
posta yoluyla kullanılan oy |
absentee ballot i.
|
|
498 |
Siyasal |
posta yoluyla oy kullanan seçmen |
absentee voter i.
|
|
499 |
Siyasal |
posta yoluyla kullanılan oy |
absentee vote i.
|
|
500 |
Siyasal |
tasarımların tescil yoluyla korunması |
protect designs by registration i.
|
|